• bakkal kafasiyla siyasetin bir ciktisi. zira madenciler olmeyince kimse "kazasiz gecen 10 yil icin akp'ye minnet duyma senlikleri" duzenlemeyecek ama olunce haliyle tepki gosteriyorlar. dolayisiyla madencilerin yasam guvenligini saglamak hukumet icin karli bir icraat degil. onun yerine durumu gecistirmek daha ucuza mal oluyor. en azindan akp'nin bakis acisi bu.

    daha akilli bir siyasetle hem madencilerin yasam guvenligini arttirmak hem de siyasi rant saglamak mumkun olurdu ama su anda akp, siyaseti uzerinde fazla kafa patlatmak gerektigini dusunmeyecek kadar rahat. biraz zorda kaldiklarini hissetsinler tek tek madenci evlerini dolastiklarini, komure yuz surduklerini de goruruz.
  • - "öyleyse, öl sezar."
  • öleceğini bilen tek canlı türü olan insana sonunun olduğunu hatırlatan cümle.
    babacan, almış yükünü sünger su kaldırmıyor. yiğit padişahım çok yaşa...
    ne seni ne beni ateş düştüğü yeri yakar. gözyaşının tadını bilir misin? sümüğünü üzerindeki paçavraya sildin mi hiç? çaresizlikten kapı duvar yumrukladın mı. ruhunu şeytana satanlar gölge etmeyin...
    yine kan yine ölüm. kaderiniz bu: “asgari”ye talim ederken kapkara ciğerlerinizle can vermeniz. ya yaşarken ciğersizleşenler...
    kanla, terle, sömürüyle, ölümle beslenen piyasa’da özgürlük var refah var, demokrasi gelişecek ölmeseydiniz...
    silah mı dayadılar alnınıza, zorladılar mı sizi yerin altında ekmek aramaya, ‘özgür’ iradenizle tek mülkünüz olan bedeninizi, emeğinizi-canınızı satıp yerin bilmem kaç kat altına iniyorsunuz, bilmiyor musunuz öleceğinizi. kırlangıçlar küsmüş dönmüyor geri... burjuva yasallığı bu. toprağa düşerken teriniz, yüzler güneşsiz ölürsünüz...

    “har içinde biten gonca güle minnet eylemem
    iblisin talim ettiği yola minnet eylemem

    zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
    yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem”

    (nesimi)
  • tercümesinden anlaşılacağı üzere bu lafın maksadı çok açık ve nettir.

    tercümesi: bu kaza için kimse suçlanamaz. madenciler bu riski biliyorlardı. bile bile yaptılarsa bu işi, zaten böyle bir kaza olabileceğini de kabul ediyorlar demektir. kimse daha bıdı bıdı edip onları savunmasın. (içinden devam eder: zaten ailelerine de bir miktar para verip, bu işi onlara da unutturacağız.)

    uzun vadeye yansıması beklenen tercümesi: hükümetin madencilerin durumunu düzeltmek için yapması gereken bir şey yok. bu adamlar bir kazayı atlatsa, bilemedin 2.den, 3.den yırtsalar; bunun türlü türlü meslek hastalığı var. yani illa ölecekler. neden mi? e kaderleri böyle ya! (umarım utandırırlar...)
  • zamanında kapatma davası açan savcıya ölümü hatırlatan vatandaşın kankası, altında farzettiği insanları sinek gibi gören, sinek gibi farzettiklerinin oy yağdırdığı zihniyetin başaktörünün şecaat arzı.
  • istatistik ilminde bir veriyi başka bir veri ile karşılaştırırken toplam olay sayısı (örnek grup ya da tüm olaylar) içerisinde aranılan olayın sıkılığı dikkate alınır. yani kara cahil kısmın anlayacağı dille "onlarda da geçen 20 küsür kişi öldüydü bizde de 30. e işte aynı. ne olacak ki takdir-i ilahi. önüne geçilmiyor." tarzı değerlendirme pek de sağlıklı, akla ve mantığa uygun değildir. neden değildir çünkü görülme sıklığı mühimdir.

    türkiye'de sosyal-iş sendikasının yayımladığı 2 mart 2010'a tarihlenen "türkiye’de işçi sağlığı ve iş güvenliği raporu - madencilik sektörüne ilişkin temel veriler" isimli raporunda dünya çalışma örgütü tarafından yayımlanan kömür madenlerinde yaşanan kaza verileri karşılaştırılmıştır. çalışma cumhuriyet gazetesinde de yer bulmuştur.

    "istatistiklerini bildiren 25 avrupa ülkelesinde 2004-2006 yılları arasında iş kazasında yaşamını yitiren maden işçisi oranının yüz binde 20,15 ve yine aynı dönemde(kara cahiller için:2004-2006) türkiye'de iş kazasında yaşamını yitiren maden işçisi oranı yüz binde 92,47'dir ve böylece avrupa ölçeğinde türkiye birinci sıradadır. sonrasında en yüksek orana sahip olan portekiz gelir ve bu oran yüz binde 43,67'dir. türkiye'de maden işçisi ölümleri oranı avrupa ortalamasının yaklaşık 4,5 katıdır. şunu da eklemek gerekir ki türkiye'de kömür madenciliğinde hızlı bir taşeronlaşma vardır ve bu şirketlerin kayda değer bir bölümünün iş güvenliği kaydı olmaksızın işçi çalıştırdıkları da bilinmektedir. bu işçilerin başına gelen olayların ise tabiyatıyla sosyal güvenlik kurumlarına bildirilmesinde yasal bir zorunluluk yoktur çünkü orada çalıştıkları bilinmemektedir. böylece aslında sayının daha da yüksek olacağı düşünülmektedir."

    evet iş kazaları sadece kömür madenlerinde değil endüstrinin her kolunda olacaktır. ama avrupa'nın 4,5 katı ortalamalarda seyrederken bu işe din, kader karıştırmak sorumluluğu üzerinden savmaya çalışmaktır. bu insanların emeğine yazıktır. insanların anlaması gereken birşey vardır iş kazalarının tamamına çok yakını engellenebilen türdedir ve her bir iş kazası aslında o önlemi almayarak kar edildiği düşünülen paradan kat be kat daha maliyetlidir (ödenen tazminatlar, iş gücü kaybı, sonrasında o işyerinde çalışacakların verim düşüklüğü vs.)

    tırnak içinde olan bölüm için kaynak:
    http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=117504
    http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=29505
  • hapı yuttuğumuzu gösteren açıklama.
    bir benzeri için birkaç yıl sonra
    (bkz: patlamak nükleer santrallerin kaderinde var)
  • karşılığında "utanmak bazı insanların mayasında yok" şeklinde beyanat verdiğim açıklama
hesabın var mı? giriş yap