• abi bi ermeni nasıl olur da refah ve ak partiye oy verir?
  • + bu parti artık benim oy verdiğim ak parti değil.
    - ya.. demek öyle ne oldu ki müdür?
    + olmuyor hacım, her şeye zam geldi, zam.. zam.. zam!
    - aklın başına geldi demek, illa cebine dokunması mı gerekiyor?
    + ne alakası var vatan, millet, sakarya!! kem.. küm.
    - o artık senin oy verdiğin ak parti değil!
    + evet bende onu diyorum hacım.
    - o artık benim oy vereceğim parti, azıcık ta siz çıldırın.*

    şeklinde devam edebilecek diyalogdur.
  • ak parti farklı siyasi eğilimleri bünyesinde barındıran bir koalisyon partisi olarak kuruldu. eşitlerin partisiydi (erdoğan-gül-arınç- şener. sonradan davutoğlu vs.) içinde birçok farklı ekol / klik ve lider barındırıyordu. doğal karizmatik lideri ise erdoğan'dı. daha doğrusu partideki "liderlerin lideri" erdoğan'dı. şimdi ise -yalnız-ca lider. diğer isimler tasfiye oldu. bunu o istedi.

    partinin bu zenginlikten doğan ciddi bir "kurmay aklı" vardı. o akıl tasfiye edildi. artık damat (pelikan) - soylu gibi derinlikten yoksun vasat dahi sayılmayacak, hamasi klikler ve akıllarla ite kaka götürülmeye çalışılıyor. bunu da erdoğan istedi.

    parti reformistti. her ne kadar, erdoğan kolay yönetim açısından toplumu erdoğancı-antierdoğancı kampları üzerinden yüzde 50 - yüzde 50 ayrıştırarak siyaset yapsa da (ki yetiyordu bu, karşısındaki yüzde 50 dağınıktı çünkü), partinin reformist özelliği anti cephede dahi yer yer heyecan dalgası uyandırabiliyordu. üstelik dünyanın her yerinde olduğu gibi, siyasal iletişim açısından reformistliği temsil eden turuncu renkler parti amblemleri ve afişlerinde baskındı. şimdi ise milliyetçi-muhafazakarlığı temsil eden mavi tonlar ile otorite ve statükoyu, yani "ben devlet oldum"u temsil eden kırmızı renkler özellikle son 3 yıldır baskın. partinin reformist bir yanı kalmadı.

    parti yeni, karizmatik ve heyecan uyandırıcı figürler üretemiyor. önümüzdeki belediye seçimleri dahi fazlasıyla yıpranmış, eskimiş ya da ithal adaylarla kotarılmaya çalışılacak ki, birçok şehir ve ilçe kaybedilecek ya da ciddi oy kayıpları yaşanacak.

    2011 genel seçimlerinde gençlerin yüzde 47'si ak parti'ye oy verdi, 7 haziran 2015 seçimlerinde oran yüzde 20'ye düşerken, 24 haziran 2018 seçimlerinde yüzde 20'nin de altına düştü. geleceğin yok özetle.

    parti güçlü ve bağımsızdı. sonunda başarısızlığa uğrasa da kendi politikalarını, süreçlerini, paketlerini üretebiliyordu. şu an ipotekli / hacizli bir halde. bağımsız değil. bahçeli'nin "hötttt" demesi kafi.

    birkaç yıl öncesine kadar erdoğan izlenirdi; şimdi ortak canlı yayınlarda dahi reytinglerde 20'li sıralarda yer alıyor. ne söyleyeceğini merak etmediğim için, son iki yıldır bir-iki konuşmasına birkaç dakika baktım, kalanları izlemedim dahi.

    haliyle çoktan bitmiş bir hikâyeden bahsediyoruz. doğru bir söylem. oy verilecek nesi kalmış?
  • satıcı kişi beyanı.
  • chp aynı chp.. kemal de aynı kemal maalesef..
  • verdiğinde de ak değildi yine vereceğinde de değil merak etme.
  • ak parti değil zaten akp..
  • artık oy vermediği ak parti olması artık oy vermeyeceği ak parti olacağı anlamına gelmez.sorsan yine “başka kime vereceeez ki alternatif mi var?” derler.
  • ustam,
    ne zaman o senin bildiğin zaman,
    ne sevda gördüğün masallardaki.
    eskiden,
    halı tezgahında dokunurdu aşklar,
    nakış nakış, körpe kız ellerinde.
    mendillere yazılırdı isimler,
    yüreklere kazılırdı gizlice.
    sevdalılar asil ve de yürekli
    sevdalar, kavgalar iki kişilik.
    oysa şimdi;
    çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
    meşru sevdalardan,
    gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
    günahkar gecelerden.

    öyleyken, böyle mi oldu şimdi.
hesabın var mı? giriş yap