• tarihi çok gerilere gitmekte olan izmir ilçesi. öyle ki halen şirinyer semtine girerken roma döneminden kalmış iki şu kemeri halen ayaktadır.

    yakın geçmişe bakıldığında buca, levantenlerin ve avrupalı varlıklı ailelerin yazlık köşklerinin bulunduğu ve paradiso yani cennet adıyla anılan müthiş güzellikte bir beldedir. örneğin, bugün şirinyer semtinin meşhur takılma mekanı olan forbes caddesi ve buca seyfi demirköy hastanesi bahçesinde kalıntıları yer alan forbes köşkü şu ünlü forbes ailesinden gelmektedir.

    buca ilçesinde görülebilecek pek çok tarihi ev, köşk vs vardır ki bunların bir kısmında hala oturulmaktadır.

    zamanında içinde bol miktarda bulunan üzüm bağları, buca'nın simgesinin bir üzüm salkımı olmasına vesile olmuştur. annem, teyzem, dayım ve anneannemden dinlediğimiz çocukluk, gençlik anıları her zaman buca'nın bağlık bahçelik, havası güzel, suyu güzel, ve yemyeşil ve çok az nüfuslu bir yer olduğunu anlatır. ben bile çocukken bol miktarda bulunan yeşil alanlarda koşup oynayarak büyümüşümdür.

    yıllar içinde artan göç, betonlaşma, güzelim bahçeli evlerin müteahhit tayfasının eline geçmesi neticesinde buca, ne yazıktır ki, pek cazibesi kalmayan bir ilçe halini almıştır.

    özetle büyümüşüzdür ve dünya gibi buca da kirlenmiştir.
  • imkan verilse bu ilçeyle ilgili psikolojik gerilim-dram türünde bir film çekerim. film 38 ülkede yasaklanır, gösterime girdiği salonlarda seyirciler koltukları söker, yerlere kusar.
  • izmir'in göbeğinde olmakla beraber, buca'da oturanlar ve üniversiteliler dışında kimsenin yolunun ve işinin düşmediği tuhaf izmir ilçesidir. yoğun yerleşimi olan bu ilçede deniz yok, avm yok, ciddi manada sanat ve eğlence merkezi görevi görebilecek bir bölge yok (üniversiteye rağmen). orta ebattaki bir anadolu şehri görünümünde vasat bir yerdir maalesef. *
  • saçma sapan yokuşları ve yamuk yumuk, kaldırımsız, daracık, çöp kokan yolları olan izmir'in dandik ötesi semti. yürüyeceğiniz yol kısa bile olsa, gerek arabadan sarkan gerek huaggg gibi abuk sabuk sesler çıkaran hayvanat abazanlar tarafından rekor sayıda laf yersiniz. yazın çölde gibi hissedersiniz kendinizi, hiç ağaçlandırma yapılmamış çünkü. sığınacak gölge yok. iğrenç bir trafiğe sahip ve çarpık kentleşmenin de mükemmel bir örneği.
    buca'dan nefret ettiğimi söylemiş miydim?
  • türkiye'nin en fazla modifiye şahin bulunan ilçesidir.
  • dokuz eylül üniversitesi gibi büyük bir üniversiteyi içinde barındırdığından çok çok güzel bir potansiyele sahiptir bu ilçe, yüzdeliğe vurduğunuz zaman yüzde 60'ı öğrenci olan bir ilçe, nasıl bu kadar kısır yönetilir görmek isterseniz buyrun. parti kavramından tamamen alakasız sadece bir iç dökme entry'sidir bu yanlış anlaşılmasın. yani böyle bir öğrenci potansiyeliyle bucanın bu kadar fakir ve bakımsız kalmasının sorumluluğunu tek ercan tatinin üzerine yüklemek istemiyorum ama geçmişten bugüne yöneticilerin beceriksizliğinden başka birşey değildir esasen.

    görebileceğiniz en berbat yapılanmaya gidilmiş ilçelerden biridir kendisi. çarpık kentleşmenin canlı örneğidir, insanlar kafalarına göre evler inşa etmişler, kimsede ses çıkarmamıştır bu ilçede. ulaşımına berbat demek zaten yetersiz kalacaktır, ''z'' harfi şeklinde otobüs güzergahına sahiptir ve iki durak arası bazı yerlerde 30 metreye kadar inmiştir. (hukuk durağı ve sonraki). üstüne yol genişliğinin 2 şeriti geçmediğini anımsatıp, kalabalığı da eklersek ne demek istediğimi anlarsınız sanırım. tam bir felç durumundadır ama insanları da bu berbatlığa alıştıkları için ses çıkarmamaktadır, klasik insan tiplememiz 'banane'ciler sayesinde yıllardır da hiçbir gelişme olmamaktadır sorunun çözümü adına.

    sorunu ifade etmek adına bir örnek veriyorum ve elimden geldikçe abartmamaya çalışıyorum inanın; hukuk ve şirinyer arası taş çatlasa izdüşüm 4 kmdir. ve bu 4 km'yi otobüsle öğlen saatlerinde ortalama 25 dkda gidebilirsiniz. çünkü bir çok alternatif olduğu halde tek bir güzergahı vardır bütün otobüslerinin o da iki şeritlidir, yer yer 4 şeride çıkar ama yurdum yobazı denetimsizlikten iki şeridi park alanı olarak kullanır, tek bir allahın kulu da buraya trafik polisi yönlendirelim diye adım atmaz. üçkuyular-çevik 1 meydanı arasındaki daracık yolda, her allahın günü mutlaka bir modifiye şahin arızalanır ve trafik felç olur.

    peki bu ulaşımı dert eden ve projeler üreten bir yönetimi var mıdır? hiç ama hiç zannetmiyorum, kimsenin elini taşın altına koyacağı da yok bu gidişle. çünkü normal olan bu ülkede: başkanlık dönemini elinden geldiğince kendisini başkan seçtirenlere yaranarak geçirmektir. proje üretmektir, halk memnuniyetidir falan kimin umrunda? ha pardon arada belediye bi tiyatro düzenler hobaaa. bitti.

    üstüne üstlük üniversite yakın çevresinde bir tane bile oturup bira içebileceğiniz, muhabbet edebileceğiniz pup tarzı bi yer yoktur veya gece kulübü tarzı bi yer de yoktur. sebep? ercan tati'nin bu cevabı söylediği rivayet edilir; ''buca halkı kaldırmaz.'' yorum yapmıyorum bu cümle üzerine. ama öğrencilerin eğlenmek dolayısıyla 'para harcamak' için bornovaya veya alsancağa kaçmasına pek şaşırmamalı, bu kadarını söylemessek ayıp olur.

    neticede sadece bu ilçe için söylemiyorum; ütopya olacak ama keşke bu ülkede yerel yöneticiler; partide adamı olan, genel başkanına daha çok lobicilik yapan (diyelim) veya cebinde parası ve mecliste çevresi olan göbekli amcalardan seçilmese, keşke ama keşke bu işten anlayan, eğitimini almış cesaretli ve idealist gençlerden seçilse, daha doğrusu seçilebilse. saat geç olduğu için söylüyorum yanlış anlaşılmasın; iyi geceler bucalılar...
  • yavaş yavaş bar popülasyonu artan izmir'in güzide ilçesi. herkes içeriye giremiyor. yalnız tek şart, iyi bir şekilde bucalı oturuşu yapabilmek. resmi üniformaları ise, adidas f50'dir. yeşil ve fosforlu olanından.
  • ya arkadaş.

    hangi başlığa yazayım bilemiyorum. bi kanal çalışması yapılıyor burda 3 aydır. her yağmurda şirinyeri sel bastığı için olsa gerek yepyeni ve dev bir kanal hattı döşeniyor ana caddenin altına. kanalın ucu da sanırım buca-konak arasından geçen dereye dökülecek.

    çalışmayı kim yapıyor bilmiyorum ama muhtemelen izmir büyükşehir yapıyordur.

    bak abicim şimdi size bir akıl tutulması anlatacağım. bucayı bilenler anlayacaktır. bilmeyen anlamaz.

    yolun şuan nato ile şirinyer istasyonu arasında kalan kısmında bucaya yönünde araç geçişi kapalı durumda.

    2 aydır falan kapalı. çünkü orda kanal çalışması vardı eyvallah. ancak çalışma 3 hafta kadar evvel belki 1 ay kadar evvel bitti. şuanki çalışma şirinyer tansaş önündedir.

    yani nato-istasyon arasındaki yolun şuan araç trafiğine tek yönlü verilmesinin tek bir akıllı tek bir mantıklı izahatı yoktur.

    şuan arabalar kaçak olarak o yola bariyerlerin arasından geçiyor haftalardır. geçen gün geçmesinler diye yeni taşlar, engeller koymuşlar ama insanlar durmaz. ben dahi tuğsavul ilkogretim okulunun yanındaki sokak vasıtaile ile bu yola yine kaçak olarak girip şirinter metro durağı yönüne gidiyorum bu yoldan.

    abicim bu yol niye kapalı? biri bana mantıklı bir izahat yapsın. bırakın arabalar metro önünden şirinyere girsin. şuan tüm trafik namık kemal ve akıncılar üstüne verilmiş durumda.

    bu akıl tutulması karar yüzünden tüm belediye otobusleri akıncılara dönüyor. dev gibi körüklü otobüsler şirinyer lisesinin ordan geçip, aydınhat boyu üstünden bucatıpın yanından tekrar şirinyere çıkmaya çalışıyor ama başaramıyorlar.

    trafik o noktalarda ilerleyemiyor belediye otobüsleri yüzünden. boğazköprüsü trafiginden vahim olmuş durumda.

    ulan şu mehmet akif caddesi neden tek yönlü arkadaş. delircem ya. vallaha delircem. aptal bu adamlar ciddiyim.

    bu işte emeği kimin vars abuca belediyesi mi? izmir büyükşehir mi? il trafikkomisyonu mu? kimse bundan emeği geçen resmen akıl tutulması yaşıyorlar. üzerinden hiçbir çalışma olmayan bir yolu şuan tek yön işliyorlar. sorsan verecek tek bir mantıklı açıklamaları olmadığına eminim.

    beter olsunlar.
  • yozgat ya da anadolu simülasyonu diyenler heralde ikisi hakkında da hiç fikir sahibi değiller. gediz tarafları belki biraz enteresan yerdir ama şirinyer-evka- heykel üçgeni mantıklı yerlerdir ki bucanın yarısını kapsar nerdeyse. ben akıncılar'da ki görece daha az gelişmiş bir semtinde yıllarca uzun saç küpeyle (erkek) satanist modunda geçirmiş biri olarak hiç bir rahatsızlık hissetmeden yaşadım. try the same in yozgat... ankarada ulus'ta bile laf atan tipler olurdu bucada kimse laf etmezdi. ama trafiğinin allah belasını versin ne yazık ki, istanbuldan hallicedir. tek şerit yollar 500.000 kişinin ulaşımını taşır.
  • 600binlik nufusu ile turkiyenin en buyuk 3 ilçesinden biridir. dünyadaki çoğu şehirden daha fazla nufusa sahiptir.

    ve bu nufusa ragmen ana ulaşimini üstlenen cadde 1 tanedir ve bu da kenarlara park eden araçlari düşersek toplam 2 şeritlidir.

    yani 600bin nufusu 1 şerit gidiş 1 şerit geliş olan tek bir yol taşiyor.

    7 sülalesini s.keyim bunu tasarlayanin.

    ve ayrica gezegende metrekare başina en fazla trafik aksiyonu burada olabilir. yola atlayan bi yayanin arkasindan slalom yapan bi scooterin önüne kırmış bi ticari araç, ayni anda senin arabani sagdan sıkıştiran bi otobus arkadan korna yapan bi baska araba varken, tam yan tarafindan bebek arabali aptal bi kadin geçebilir.

    tüm bunlar olurken yola hatali park etmis ve yolu daraltmis 2 ayri aracin arasindasindir.

    ve tum bunlar bucada rutin trafik koşuludur. gunun her ani her saniyesi bu ortamdasin.

    allahin bazi yerleri dünyadaki cehennem olarak yarattigini düşünüyorum ben ve buca kesinlikle bunlardan biri.
hesabın var mı? giriş yap