• bence dünya üzerinde yasanabilecek nadir sehirlerden birisi. hem istanbula benzerliği , hem avrupanın o donuk atmosferinden farklı olan çehresi ile bana son derece sempatik gelen türklerin yasam tarzına uygun bir sehir. polonyada tın tın giden, her yaya geçidinde yayalara yol veren,kurallara muazzam baglı sürücüleri gördükten sonra budapestede akan trafikte u çizen soforlerini , kuralları pek de takmayıslarını görunce aha lan ne kadar türkiye'ye benziyor dediğim memlekettir, bi kanım akmıstı kısacası sözluk. kesinlikle dünyadaki en güzel sehirlerden biri
  • deli gibi merak ettiğim ve keşfetmek istediğim şehir. bilgi vermek ve ziyaretler sırasında konaklamamıza yardımcı olabilecek mesajlara açığım dostlarım.
  • sevgilimle gidip kimse karışmadan yaşadığımdan mıdır kendi güzelliğinden midir aşık olduğum şehir. pek yurtdışı deneyimi olan biri değilim ama bu şehri görmek mümkünse içinde uzun uzun yaşamak lazım.
    terör müzesi, kalesi, köprüleri, tüm tarihi dışında yaşamanın rahat ve keyifli de olduğu bir yer. ankara'dan çıkıp gidince resmen aklım kaldı.
    insan bir hafta geçirdiği yeri aylarca özler mi sözlük?!
  • avrupa'nın en yaşanılabilecek şehirlerinden biridir. las vegas isminde rezalet bir casinoya sahiptir..
  • ne kasvetini kaldırabilirsin nede bırakıp gidebilirsin
  • gördüğüm şehirler arasında en güzeli. alkol ucuz, şehir harika, kızlar desen on numara. en çok keyif aldığım şehir burası oldu benim, her ne kadar çok ülke gezmemiş olsam da. yaşanılabilir mi emin değilim. aslında sarı tramvaya atlayıp her gün margaret adasında koşmaya çıksam güzel olmaz mı, olur tabi de iş miş yoktur buralarda.
  • geleli bi kaç saat oldu, şimdilik çok bi numarası yok gibi gelen şehir. metrolar falan leş, ingilizce bilen çok az. bakalım biraz daha keşfedeyim belki fikrim değişir.

    gezi bittikten sonra editi: heryer de türk dönerci var, istila etmişler resmen. macarlarda baya yiyo burlardan.

    szimpla kert diye bi yer var, ruin bar deniyomuş bu tarz yerlere. kalabalık baya, avlusu falan var orda takılıyo millet ama çok da bi olayını göremedim. 2 defa gittim canlı müzik falan yoktu, şöye ufak çaplı bi gruplar falan çıksa daha iyi olur bence.

    bira ucuz mekanlarda 5 liraya falan geliyo türk parasıyla, marketlerde falan daha da ucuz tabi.

    tarihi yerler var baya, yürüyerek gezilir nerdeyse hepsi ama yorulmayım derseniz metro, otobüs falan da gezebilirsiniz.

    şehir merkezi de öyle çok canlı değildi, malesef pek beklediğim gibi değildi. istanbuldan sonra baya bi sakin geldi haliyle. viyanaya da geçtim burdan oranın şehir merkezi daha canlıydı ama.
  • * havaalanından inince ulaşım biletinizi muhakkak alın. çünkü otobüsten metroya aktarma yapmanız gerekecek ve bu sırada metroda sizi bekleyen uyanık macar ulaşım çalışanları 350 forintlik bilete 30000 forint ceza yazmak için sizi bekliyor olacak. şehrin diğer kesimlerinde sadece bazı metro girişlerinde olan ulaşım çalışanları burada turist avlamak için metro içinde bulunuyorlar. yapmanız gereken kalacağınız gün sayısına göre sınırsız ulaşım kartı almak ya da böyle bir tercihiniz yoksa transfer bileti almak. transfer bileti 530 forint. transfer bileti aldığınızda size iki adet bilet veriliyor. birincisini ilk binişte ikincisini aktarmada kullanıyorsunuz. ayrıca günlük ulaşım bileti 1650 forint ve bu bilet hakkını veriyor. çünkü tramvaydan otobüse, otobüsten metroya tüm ulaşım araçlarında kullanıyorsunuz. oysa ki 350 forint olan single ticket yalnızca tek yönde 60 dakika için kullanılıyor.

    * forint hesaplamalarınızı iki basamak atarak düşünün. yani 1000 forint yaklaşık 10 tl dır. alacağınız bir ürünün üzerinde 1790 forint yazıyorsa, 17 tl 90 kuruş gibi düşünün. çünkü gerçek değeri 16,5 tl oluyor, yani hemen hemen yakın bir değeri kolayca hesaplamış olursunuz.

    * dövizi oktogon meydanında ya da vaci utca caddesinde bozdurun. komisyon alınmayan ve gerçek değerine çok yakın bozan yerler var, dikkat edin bulacaksınız. havaalanından yalnızca ulaşım ihtiyacınızı giderecek kadarını bozdurmanızı tavsiye ederim.

    * tek bir korna sesi, iş makinesi gürültüsü ya da rahatsızlık verici bir detaya rastlamadım. tartışma, kavga, insanlar arası gerilim farkedilmesi çok zor ayrıntılar. halk arasında genel bir uyum hakim. kendinizi kesinlikle güvende hissettiğiniz bir ortam. bisiklet kullanımı ve toplu taşıma oldukça yaygın. özel araçlar trafik yaratacak kadar değil bu yüzden.

    * şehre genel bir temposuzluk hakim. insanların bizden daha fazla boş vakti olduğu hissine sahip oluyorsunuz. tuna nehrinin tam ortasında kalan margit adası'nda spor yapan, bisiklete binen ve ailece yürüyüşe çıkan insanlar dikkatinizi çekiyor. akşam opera çıkışı şık giyimli insanlar ya da vorösmarty meydanında müzik dinleyen gençler. karşıdan karşıya geçmenizde sabırla sizi bekleyen şoförler şehrin dikkate değer tempo unsurları.

    * iklimi için istanbul'dan 7-8 derece düşürün derim.

    * mimarisine hayran olmamak elde değil. çok isterdim ki istanbul'u da olağanca otantik değerleriyle koruyalım ama her şeyi mahvettik. ne denizi kaldı ne mimarisi. altını üstüne getirdik şehrin. bulduğumuz her yeşillikte mangal yapar olduk. budapeşte bu konuda ne ki? tuna nehri kıyısının, köprüsünün ve mimari eserlerin ışıklandırması boğazla boy ölçüşebilir mi oysa ki? bir macar bile bunun farkında. siz şehriniz çok güzel demeye kalmadan size istanbul'dan bahsediyor. allah bilir kafasında nasıl fotoğraflar var. budapeşte'de yeni bir yapı bulmak zor. eski binaların aynı formunda korunduğunu gördüm. tebrikler gerçekten.

    * şehir pahalı ya da ucuz diye nitelendirilemez bence. bizim fiyatlarımıza çok yakın hatta ucuz. birayı budapeşte'nin belki de en popüler barı szimpla'da 550 forinte içtim. istanbul'da 5 tl'ya bira içilen bir yer hatırlayamadım doğrusu. yerel esnaf ısrarcı değil. kibar. ancak turist avlanan yerlere dikkat edilmeli. 5 tl etmez tabağa 3000 forint fiyat biçerler. otellerde ucuz. avrupa ortalamasının altında.
  • bunlar avrupalı dememek lazım bilet ceza konusunda. geçen hafta şu saatlerde bana geçirmeye çalıştıkları 16000 forinti (8000*2) allem kullem en azından 8000'e indirdik. inanın fakir edebiyatıyla yazdırmayabilebilirdik de o kadar aymazlık yapamadım. avusturyada almanyada falan böyle bir durum olsa zannetmiyorum ki "iyi hadi tekinize yazayım eheh" desinler. gerçi mallık bizim al işte 1 haftalık kartı ama şöförde o kart yok, havaalanındaki döviz bürosu ölücü derken corvin'de enselediler.
  • tramvayda falan ceza yediğinizde polis çağırın demeniz gereken memleket. cezayı pasaporta yazdırırsınız ömrübillah ödemezsiniz. memurları şerefsizlikte çığır açmışlardır çünkü.

    onun dışında sen kalk burayı bırak çorum'u al. olacak iş mi amk? itele macarları elazığ'a sen yaşa budapeşte'de belgrad'da.
hesabın var mı? giriş yap