• varlığından dahi haberim yokken, yanlışlıkla gidip bir gece geçirmek durumunda kaldığım bulgaristan şehri.

    şöyle ki, yılbaşını kutlamak için berlin'e gitmeye karar vermiştim, hem pek fazla param olmadığından, hem de keyif aldığım bi' faaliyet olduğu için otostopla gidecektim. aralık sonuna yakın olmasından ötürü hava oldukça soğuktu ve günler çok kısaydı. planım sofya üzerinden o bilindik rotayı takip edip nihai hedefime ulaşmaktı, ancak gerek bir miktar yüksek olmam * gerekse arabasına bindiğim insana çok fazla güvenmemden ötürü kırklareli'nden daha kolay ulaşacağımı söyleyen şoföre uyarak sınır kapısına yaklaşık 10km kala indim. indiğim yerde tam anlamıyla in cin top oynuyordu ve oldukça saçma bi' durumun içerisinde kaldım. polisi arayıp, 'ben yolda kaldım bana yardımcı olabilir misiniz' tarzı şeyler söyleyip net bir 'hayır' cevabı aldıktan sonra jandarmayı aradım, bölgede devriye varsa yardımcı olacaklarını söyleyip kapattılar. ben de edirne'ye geri dönüp oradaki sınır kapısına gitmeye karar verip, yolun karşı tarafından geçmekte olan tek tük araçlara otostop çekmeye başladım. sağolsun birisi durup, nereye gideceğimi sorup, hikayemi dinledikten sonra beni sınır kapısına kadar bıraktı.

    ben sanıyordum ki ordan sofya'ya gideceğim *, meğersem gidilmiyormuş. süleymancıların yurdunda öğretmen olduğunu söyleyen, romanya'da yaşayan bir adam ve ailesinin arabasına binip, yolda bol şeytanlı radyo sohbetinin akabinde burgas denen, ne idüğü belirsiz şehirde indim. otostop çekmeye çalıştım, bunun içip gidip bi' benzinlikten, üzerinde gideceğim şehri yazmak için karton istedim. istediğim kişi türk çıktı ama bu saatten sonra araç bulabileceğimi pek ihtimal vermediğini söyleyerek kartonu verdi. yaklaşık 2-3 saatlik denemeler ve benzincilerdeki tüm çalışanlarla ahbap olup, hiç şansım olmadığına ikna olunca, inanılmaz soğuk, cepte lari olmayışı gibi etmenler, saatin geceyarısını geçmesi ile birleşince, tren kullanarak sofya'ya gitmeye çalıştım ama gişedeki kadın kesinlikle türk lirası kabul etmeyeceğini söyledi ve tüm döviz büroları kapalı, kartım devredışıydı, dolayısıyla geceyi orada geçirmem gerekiyordu. tren garında yatarım diye düşünürken, son trenden sonra garın kapanmasıyla kendimi burgas sokaklarında volta atarken buldum. 'şu bankların orada kıvrılayım bari' fikrim, peşime takılan, meth bağımlısı kılıklı kadınla beraber son buldu, tekrardan dolaşmaya başladım. önce 2 tane evsiz gelip benden para istedi, bulgarca yaptılar tabi bunu, hiç ingilizce bilmediklerinden ötürü, işaret diliyle bende de para olmadığını anlatınca, gülüp sarıldılar bana. ''street boyz'' diyip anladığım kadarıyla beni kendi uyudukları, yine anladığım kadarıyla ateş yanan bir yere davet ettiler ama teşekkür edip, cesaret edemeyip, ayrıldım yanlarından.

    bir cafeye girip hostel sordum ve orada çalışan bi' garsonla tanıştım. yaklaşık yarım saat sonra çıkacağını, onu yakındaki meydanda beklememi, kalacak yer konusunda ancak yine çok yakındaki hostele gidebileceğimi ve istersem kendisiyle biraz bulgarian shit içebileceğimi söyledi. gidip bekledim, arkadaşlarıyla tanıştım, bir sigara süresince edilen muhabbetin akabinde, yapabileceğim hiçbir şey olmadığını farkedip hostele doğru yola koyuldum. sovyetlerden kalma ülkelere özgü insanların sertliğindeki yaşlı adam, 15 türk lirasını kabul etmeyince, soğuktan donacağımı ve kalacak hiçbir yerim olmadığını söyledim. yine de umursamadı, 20 lirada anlaştık, içerisinde pasaport bigilerinin dahi el ile deftere geçirildiği hosteldeki yatağıma ulaştım. benden başka orada kalan tek kişi 50li yaşlarının sonunda dünyayı gezenizlandalı bir gezgindi. bulgaristan'ın küçük bir şehrinde, izlandalı gezgin ile karşılaşmak, aklıma çöldeki kutup ayısını getirse de hoş bir sohbet, buz tutan ayakların zor çözündüğü, sıcak su olmadığından dolayı duş dahi alınamayan ve oldukça gergin-kaygılı geçen akşamın sabahında, tren'e binip soyfanın yolunu tutup, muhtemelen tekrar dönmemek üzere burgas'dan ayrıldım.

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
  • en yakın arkadaşım bulgaristan göçmeni, geçen atladık arabaya gittik buraya, memleketi olur ayrıca. deniz kenarı güzel bir yer, aşırı uzak da değil. bursa'dan bastık feribotla geç sınırda bekle evraklar araç kontrol ıvır zıvır derken 7-8 saatte orada oluyorsunuz. deniz kenarında çok büyük bir park var, ağaçların arasından kumsal manzarası izlemek gayet güzel. yeme içme her balkan ülkesi gibi aşırı ucuz. türkiye'de saçma salak yerlere dünyanın parasını dökmektense yazlık tatil için gayet gidilebilir. arkadaşımın köyüne de gittik, günümüz dünyasından apayrı bir yer. orada yaşayanlar belki de 70 yıldır hiç çıkmamıştır o köyden, hepsi türk ve türkçe konuşuyor. eğitim ya da çalışma için şehre gidenler haricinde bulgarca bilen yok, türkiye'nin bir devamı gibi yıllardır yaşanıyor. eğer vaktiniz olursa burgas'ın köylerine bi gidin derim, insanların sizi tanımasına gerek yok bi kapıyı çalın girin ölene kadar yemek yediriyorlar zaten.
  • istanbul'dan yola çıkıp kırklareli üzerinden devam ederek dereköy sınır kapısından çıkmak suretiyle yaklaşık 4 saatte gidilebilen bulgaristan'ın tatil şehri. dereköy'den bulgaristan'a girildikten sonra yol biraz sakat, gidiş geliş ve oldukça bozuk bir yol. burgas'ta yapılacaklar arasında alexandrovska caddesi'nde dolaşmak, 15-20 dakikalık mesafedeki sunny beach'e gidip denize girmek, geceleri burgas'ın diskolarında eğlencenin dibine vurmak sayılabilir. bunlar dışında oldukça sakin, insanı dinlendiren, temiz ve güzel havası ile bir nevi rehabilitasyon etkisi yapan, istanbul'a yakınlığı ve de ucuzluğu sebebiyle tatil için tercih edilebilir bir güzel şehir.
  • önceki günlerde buradaydım. şimdi kapsamlı bir değerlendirme ele alalım.

    1- ulaşım:

    öncelikle schengen'iniz, arabanız ve yeni tip ehliyetiniz varsa, hiç otobüsle falan uğraşmadan direkt arabanızla gidebilirsiniz (tabii yeşil kart sigortası yaptırmak kaydıyla). park yeri olayı biraz problem, fakat çözümü mevcut. ondan birazdan bahsedeceğim.

    cumartesi sabah saatlerinde dereköy sınır kapısındaydım. ancak işleyiş çok yavaştı ve toplamda 4 saat kuyrukta bekledim. dolayısıyla normalde molasıyla, tuvaletiyle maksimum 5 saat sürecek olan yolculuğum 8,5 saat kadar sürdü.

    ne yazık ki ne google maps ne de yandex haritalar bu trafiği ve yoğunluğu gösteremiyordu. dolayısıyla buradan büyük gol yedim. bir dahaki sefer sabah çıkmak yerine geceden çıkıp sabah orada olmayı deneyeceğim.

    yanınızda her ihtimale karşı bol bol su bulundurun. sınır kapısında beklerken çok ihtiyacınız olabilir.

    bu arada yakıtınızı türkiye'de fulleyip öyle gidin. dövizin yükselmesiyle birlikte bulgaristan'daki benzin bizimkinden çok daha pahalıya geliyor.

    2- bulgaristan'da euro geçiyor mu? nasıl bulgar parası alırız?

    bulgaristan'da euro sadece çok sınırlı yerlerde geçiyor ve eğer euro ile işlem yaparsanız epey bir kazıklanabilirsiniz, bu nedenle mutlaka bulgar levası edinin.

    bulgar gümrük kontrol noktasını geçtikten hemen sonra bir döviz bürosu var, oradan leva alabilirsiniz. ancak burada uyarmak istediğim bir husus var. gidip de mal gibi türk lirası ya da dolar bozdurup leva almaya çalışmayın! asla! çok zarar edersiniz. makaslar çok yüksek. bulgaristan'a euro ile gidin, dolar ya da tl ile değil!

    uzun yıllardan beri 1 euro = 1,9558 bulgar levasına sabitlenmiş durumda. dolayısıyla kur sabit olduğu için makaslar çok daha az. gümrük kapısı çıkışında göreceğiniz kazıkçı döviz bürosu bile yanlış hatırlamıyorsam 1.92'den alıp 1.96'dan satıyordu. yani 4 cent'lik bir makas vardı. şehir merkezlerinde ise bu makas 1 cent civarında. yani gümrükteki döviz bürosunda 100 euro verip 192 leva alabiliyorsunuz, şehir merkezinde 100 euro bozdurursanız 195 leva alıyorsunuz.

    ama türk lirası bozdurup leva almaya çalışırsanız en az %10-20'lik komisyon ödemeyi göze almalısınız.

    bir diğer tavsiyem ise mecbur kalmadıkça asla kredi kartı kullanmayın. çünkü kredi kartıyla bulgar levası üzerinden yaptığınız işlemler yüksek döviz kurundan önce dolara sonra da tl'ye çevrilerek kredi kartınıza işleniyor (kredi kartınızda dolar üzerinden ödeme açık olsa bile yine tl'ye çeviriyor garanti bankası). hele ki haftasonu bankaların koyduğu döviz makaslarının şu sıralar 50 kuruş kadar olduğunu düşünecek olursak, sırf kredi kartı kullanmaktan dolayı %10-15 civarı daha fazla para cebinizden çıkabilir. o nedenle asla kredi kartı kullanmayın. cebinizde nakit yoksa, karttan nakit avans çekin, euro alın, bulgaristan'da leva'ya çevirin, çok daha ucuza gelir.

    3- otoyol geçiş ücretleri

    arabayla bulgar sınırını geçtikten hemen sonra vignette denen günlük/haftalık/aylık/yıllık versiyonları bulunan otoyol geçiş sticker'larından satın almalısınız. 3,5 tondan hafif araçlar için 1 haftalık vignette 15 leva yani 7.5 euro civarında. gümrük kapısından ya da benzin istasyonlarından temin edebilirsiniz. dereköy sınır kapısını geçtikten sonra ilk değil, ikinci benzinci vignette satıyor. fakat 15 leva'lık bedeli (7,65 euro) leva olarak değil de euro olarak ödemeye kalkarsanız sizden 9 euro isteyecekler. dedim ya, euro'nuzu bir an önce leva'ya çevirmeye bakın.

    satın aldığınız vignette'i arabanızın camının sağ ön tarafına yapıştırmalısınız. aksi takdirde ceza yersiniz. "alayım da torpidoya atayım" yapmayın sakın.

    4- burgas'a gelene kadar dinlenme tesisi, vs. nasıl?

    maalesef kocaman bir hayal kırıklığı. 4 saat sınır kapısında bekledikten sonra bir yerlede durup dinlenmek istedim, ancak burgas'a gelene kadar doğru düzgün bir cafe-restaurant bulamadım. sadece küçük kasabaların içinden geçerken tek tük yerler var, ama çok sarmadığı için beni, aç aç burgas'a kadar sabrettim.

    5- burgas'a varış

    arabayla burgas'a vardığınızda oldukça gelişmiş bir şehir olduğunu göreceksiniz. her yer çok düzenli ve yeni. hatta yunanistan'dan dahi yolları, parkları, şehir düzenlemeleri çok çok daha güzel. adeta bir sovyet-avrupa melezi bir şehre girdiğinizi hissediyorsunuz.

    burgas şehir merkezinde otopark olayları maalesef biraz sıkıntılı. fakat şehir merkezindeki hemen hemen her sokakta pazar tezgahı işareti gibi, mavi renkle işaretlenmiş park alanları var. bizim ispark gibi. fakat cuma 18:00 - pazartesi 09:00 arası park görevlileri çalışmıyorlar. dolayısıyla pratikte haftasonu giderseniz %100 bedavaya istediğiniz yere arabanızı park edebilirsiniz. ben öyle yaptım. 5 kuruş para ödemedim. yer bulmakta da hiç sıkıntı yaşamadım. fakat dikkat etmeniz gereken şey, mavi alanın dışına yarım metre bile taşmayın, o mavi alanın içine park edin mutlaka. yoksa arabanızı çekerler.

    6- burgas'ta konaklama ve sosyalleşme

    ben burgas'a tek gittiğim için, hem ucuza konaklamak hem de yeni insanlarla tanışmak için hostel'de kaldım. 2 gecesi toplam 32 leva'ya (16 euro) şehir merkezinde bulunan chi hostel adında bir hostelde kaldım.

    hayatımda ilk kez bir hostelde kaldığım için ilk başta biraz yabancıladım doğrusu. bildiğin asker koğuşu gibi 6 kişilik bir odada kaldım, ranzanın üst katında yattım. ortak tuvalet, ortak banyo vardı. fakat askerlikten bir farkı vardı, odada terli taşakları kokan adamlar yerine çiçek kokulu rus ve alman kızları vardı, tek erkek bendim. fakat odaya insanlar sadece yatmaya geldikleri için genelde, pek bir sosyalleşme ortamımız olmadı odadakilerle.

    hostelin ortak kullanım alanları ise sosyalleşme mekanları, bahçe ve balkon vardı kaldığım hostelde. orada tanımadığım pek çok insanla tanıştım, dünya meseleleri ve nice farklı konularda (atatürk'ün modernizasyon hamlelerinden tutun da, putin'in otoriter yönetimine, dünyada gezilen görülen yerlere kadar pek çok konuda) insanlarla sohbet ettim. herkes son derece düzgün ve muhabbete açıktı. 2 tane erkekle epey bir kanka oldum. 2 gün boyunca onlarla takıldım genelde. bir de hosteldeki sabah kahvaltısında bir rus kızla tanıştım. meğerse onun da bir sonraki durağı istanbul'muş, haftasonu da onunla birlikte takılacağız :)

    7- şehir merkezi ve yeme/içme

    şehir, önceden de dediğim gibi oldukça güzel, fakat çok da büyük bir şehir değil. "mutlaka görülmesi gereken yer" şeklinde pek yeri yok. şehir merkezi var ve plaj var. o kadar. çoğu yere yürüyerek gidebilirsiniz. sadece yayaların girebildiği güzel bir caddeleri var. genelde orada yeme/içme mekanları mevcut. ağırlıklı olarak pizza, domuz döner ve balık çeşitleri buluyorsunuz. yemeklerini pek lezzetli bulduğumu söyleyemem. ancak oldukça ucuzlar. 4 ila 6 euro arası bir rakama tıka basa doyabilirsiniz. bu arada onlarda da ayran var ve bizdeki ayranla tadı tamamen aynı.

    restaurantlarda pek esnaflık kültürleri yok. genelde garsonların suratları asık.

    bu arada bilindiği üzere içki de bulgaristan'da epey ucuz. eğer yemek yediğiniz cafe'de bira alırsanız ortalama 1 euro, bakkaldan / marketten alırsanız 0.50 euro.

    diğer yandan, bulgaristan'la ilgili en büyük korkum güvenlik ve kriminal olaylardı. gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, istanbul'dan çok daha güvenli. sokakta doğru düzgün, it/kopuk/serseri göremiyorsunuz. pazar gecesi 3'te çok rahat şekilde tek başıma gezdim. hiçbir sorunla karşılaşmadım.

    9- bulgar kızları

    açıkçası kendileriyle pek tanışma fırsatı bulamadım (hostelde tanıdığım 1-2 kız hariç), ancak beklentimin altında kaldılar diyebilirim. geçtiğimiz hafta yunanistan'daydım ve oranın kızları (selanik ve dedeağaç) burgas'ın kızlarından çok daha bakımlı, havalı ve güzeller. ben bulgar kızlarının çok daha güzel olmasını tahmin ediyordum. bu benim için epey bir hayal kırıklığı oldu.

    8- deniz, kum, güneş

    deniz ve plaj beklediğimden çok çok daha iyiydi. kumsal ve deniz tertemizdi. ne denizde ne de kumsalda çakıl taşı vardı.

    karadenizi dalgalı biliriz normalde, ancak, dalgalar benim gördüğüm kadarıyla sadece akşam saatlerinde mevcut. sabah ve öğlen saatlerinde doğru düzgün dalga bulunmuyor. deniz çok aşırı tuzlu değil, yüzmesi çok keyifli ve onlarca metre gitmenize rağmen deniz hemen derinleşmiyor.

    şezlong kullanımı ise genelde ücretli ve ücreti 2 euro. çoğu insan şezlonga para vermek yerine bedavaya yere havlu sermeyi tercih ediyor. bense 2 euro verip tüm gün şezlong hakkı kullanmayı seçtim. parayı verdikten sonra size bir fiş verecekler, o fişi saklayın, birkaç saat sonra tekrar şezlonga uğradığınızda sizden para istemesinler.

    9- ne kadar harcadım?

    2 gece kalmalı hostel = 16 euro
    1 haftalık otoyol ücreti = 8 euro
    2 günlük tıka basa yeme - içme (bol bol bira ve çerez dahil) = 36 euro

    toplam: 60 euro + 300tl benzin (anadolu yakası - burgas gidiş geliş) yaklaşık 750tl'ye ulaşım, konaklama, yeme içme ve denize girmeli 2 gecelik bir yurtdışı tatilini kotardım. üstelik benzin masrafıma ortak olacak birisi olmamasına rağmen. mesela o arabada 4 kişi olsaydı, toplam masrafım 750tl yerine 500tl civarında olacaktı.

    şimdilik izlenimlerim bu şekilde. eğer sorularınız varsa burgas hakkında, yeşillendirebilirsiniz, ben de elimden geldiğince entry'yi editlemeye çalışırım.
  • bulgaristan'ın en güzel sahili olan altın kum sahilini barındıran şehir. ülkenin diğer şehirleri gibi burayıda çingeneler sarmıştır.
  • istanbul'a oldukça yakın ve ucuz, karadeniz kıyısında yer alan bulgar şehri.
    diğer şehirlerden farkı turizm sayesinde gelir düzeyinin yüksek görünmesi, oldukça fazla yeni yapılaşma göstermesi ve irlandalıların yazlık merkezi olmasıdır.
  • harika bir şehir. yeşil alanlar, parklar, yaya yolları. her şey insanların rahat yaşayabilmesi için yapılmış. hiç başka işleri yokmuş gibi şehir merkezine sahil kısmının olduğu yere koskoca bir park yapmışlar. akşamları müzik falan dinleyip adamlı kadınlı dans ediyorlar parkın içinde. püüü amına koduklarım! utanmaz bunlar. bazı binaların duvarlarında arada bir gamalı haç işareti görülebilir. o da küçük bok böceğı chernomorets taraftarlarının işi galiba. zaten sokağa çıkınca bu embesilleri çok kolay seçebiliyorsunuz. elemanların hepsinin saçlar 3 numara ve sokakta bağıra bağıra konuşuyorlar. gerizekalı oldukları buradan anlaşılabilir. son olara otogarından kalkan sunny beach otobüslerine binip yarım saat uzaklıktaki slanchev bryag'ı da görün derim. küçük ibiza diyorlar. ve haklılar.
  • bir hafta sonumu değerlendirmek amacıyla gittiğim ve dayanamayıp bir hafta sonra tekrar gittiğim güzel şehir. morska gradina baharda ayrı bir güzel. betonlar arasında, sıkış tıkış trafikte geçip giden hayatımızda farkında olmadan delirmeye başladığımızı fark ettirdi bu şehir bana. kısacası, bu şehir bir şehir ne gerektiriyorsa fazlasını içinde barındırıyor.
  • bulgaristan'ın en yaşanılası şehri seçilmiş sahil kenti.

    şehrin sahil kısımındaki dev parkı, parkın yanındaki uzun kumsalı, şehrin iç kısmında kalan sessiz mahalleleri, cafeleriyle dolu caddeleri ve de tarihi dokusuyla tam bir keyif şehridir.

    gündüz çalıştıktan sonra akşam iş çıkışı parkta yürüyüşünüzü yapabilir, bisiklet sürebilir veya serinlemek için denize girebilirsiniz. evinize geçtiğinizde ise sizi artık sessiz bir mahalle karşılıyor. trafiğin tamamen şehrin çevresinden veya yerleşim bölgesinin uzağından geçirilmesiyle insanların yaşadığı bölgeler gayet yeşil ve sessiz.

    son dönemde türk plakalı araçların artması, burgas şehir merkezindeki erotic showların ve sonrasındaki hizmetler(!?!) ve genel olarak kumarhaneleriyle ilgili bir şeymiş diyor turizmciler. özellikle şehrin merkezindeki hotel bulgaria ve çevresinde pek çok türk plakalı araç görürseniz şaşırmayın. ya da neden özellikle orası diye de sormayın boşuna.*

    bu arada burgas çevresinde gidip görülmesi gereken yerler:

    (bkz: sunny beach)
    (bkz: nesebar)
    (bkz: sozopol)
    (bkz: chernomorets)
  • türkiyede eşeklerle koşarsan şampiyon, yurtdışında şampiyonlarla koşarsan eşek olursun.

    maalesef bir çok spor dalında olduğu gibi atçılıkta da çook gerilerdeyiz. bu kafayla gittiğimiz sürecede yerimizde saymaya devam edeceğiz.

    sözüm sana değil burgas, sen elinden geleni yaptın. canın sağ olsun. umarım sakatlanmadan yurda dönersin.
hesabın var mı? giriş yap