• yay görüntüsünde olan delici alet.... (bkz: tirbuson)
  • beypazarında kadınlar (eskiden daha yaygın olmak üzere) şala benzeyen bürgü isimli, dokuma bir giyisi kullanırlar.
    aynı zamanda bu yörede bürgü, el sanatı olarak gelişmiş bir dokuma ürünüdür.ama günümüzde bu işin de ustası azalmıştır.turistler için bürgü satışları beypazarı'ındaki tarihi taş mektep önündeki meydanda yapılmaktadır, bu üretimi ve satışı baba-oğul iki kişi yürütmektedir.
    (bkz: taş mektep)
  • telli çalgılarda telleri geren ya da gevşeten (yaylı çalgılarda "kulak" da denir), sayısı tel adedine göre değişen, yaylı çalgılarda sert tahtadan diğerlerinde metalden de yapılan akort anahtarına verilen ad.
  • “evet, kardeşim, kadın dediğin, her şeyin üzerinde döndüğü bir burgudur.”

    anna karenina
  • takla atarken yapıldığı takdirde görselliği arttıran ve önceki entrylerde de belirtildiği gibi yarışmalarda görsellikle beraber puanı da arttıran,freerun sporcuları için vazgeçilmez jimnastik hareketi.
  • kalemtıraş için bu kelimenin kullanıldığını duyduğumda kendi şaşkınlığımı ve o araca kalemtıraş dediğimde karşımdakinin yaşadığı şaşkınlığı unutamıyorum. böyle bir şeyi hiç beklemiyordum.
  • helezoni (burgu) şekil vermek anlamındaki "bur" kökünden gelen sözcüğümüz.

    türevler;
    burgu: vida, tirbuşon. görsel
    burgaç: girdap, kasırga. görsel
    burmak: bir şeyi bir yerinden tutup ekseni çevresinde döndürerek bükmek.

    burkı: ekşi yüz, kırışık, buruşuk.
    burkıtmak: (yüz) buruşturmak, ekşitmek.
    burkurmak: buruşmak, büzülmek.
    burguy: boru.
    divanu lugati't-türk

    boru: boynuzdan yapılmış helezoni-burgulu yapıdaki üfleme çalgısı.
  • gitarda mandal, akort kulakcigi ve tuner gibi isimler de verilen, tellerin sarildigi parca.
  • füsun erbulak'ın 80'li yıllarda yayımladığı müstehcenlik gerekçesiyle o zamanlar toplatılan yapıtı.
  • burgun, karın burgunu insanların kolik tipi sancıyı* tarif ederken barsakların burulduğu* hissiyle üretilmiş sözcükler olabilir.

    "gelinliğiydi, bol etekli ve boylu boyunca yatırmışlar içine yayılsın diye etekleri ve cibinlikten bir peçe yapmışlar yüzündeki burgu deliklerinin görünmemesi için." william faulkner - as i lay dying

    (bkz: tirbüşon)
    (bkz: burmak), burkmak, buruk, burgu, burgaç, burkuk, burkulmak
    (bkz: burulamak), burulmak
hesabın var mı? giriş yap