• ingilizce intelligence kelimesinin iki anlamından biri olan "zeka" yerine bir diğeri olan "istihbarat, bilgi toplama" kullanılarak türkçeye çevrilmesinin daha uygun olduğunu düşündüğüm terim. zira iş zekası denince kafada doğrudan birşey uyanmamakta, "ne demek yani işin zekası mı olur, işin başındaki adamın zekası olur" gibisinden birşey akla gelmekte. halbuki yapılan şey bir iş hakkında ayrıntılı bilgilerin tutulması ve gerektiğinde bu bilgilerin anlamlı bir rapor haline getirilmesi, yani istihbarattır.
  • yan odamda oturan komik tipli elemanlarin ne ile ugrasiyorsunuz soruma verdikleri piskin cevap.

    oturup iki saat anlattiklari olayin aslinda temelde rakip firmalari yakindan takip etmek de dahil olmak uzere sektordeki gelismeleri inceleyerek pazarlama ve is yonetimi konusuna veri ve bilgi aktarmak oldugunu kavradim. tabi bu alanda calisan sahislar (en azindan benim tanidiklarim) her ne kadar bu isle ugrastiklarini iddia etselerde "rakipleri inceliyoz, arastirma yapiyoz" bahanesi ile butun gun nette o site senin bu site benim, muziigimi de dinlerim chat'imi de yaparim diye isyerinde takilmaktadirler. sonra o kadar calistiktan sonra copy-paste ile urettikleri raporlari da okumak bize duser. (bkz: kedi yavrusunu sokaktan alip sis kebap yapmak)
  • sembolize etmek gerekirse; kolay anlaşılması açısından: eğer bir firmanın erp sistemi bir tarlaysa, business intelligence(bi) o tarladan meyve alma işlemi için kullanılır.

    şöyle ki eğer tarlanız verimsizse, yani kullanılan erp sisteminin implemantasyonu(yerleştirimi) zayıfsa, gerektiği gibi kullanılmıyorsa, firma yapısı(toprağın yapısı) iyi incelenmemişse, bi'dan çok fazla bir şey beklemeyin. çünkü meyvenin kalitesi onu toplayanlar veya işleyenler ne kadar iyi olursa olsun; nihayetinde tarlanızın verimliliğine bağlıdır.

    bi işinde alınan meyvelere de bir kaç örnek vermek gerekirse,
    müşteri analizi (hangileri iyi müşteri, hangileri stratejik müşteri vs),
    ürün analizi(hangi ürünüm daha karlı, hangi ürün daha çok satıyor, hangi ürün nerede satıyor vs.),
    ürün-müşteri analizi (hangi müşteri hangi üründen ne kadar alır? hangi ürün nerde daha çok satılır? vs)
    tarzındaki sorulara cevap bulmayı sağlar.

    bi işinde en önemli kural; hayatın diğer alanlarında da olduğu gibi; işi yapanın zekasına bağlıdır. çünkü elde edilen her ürün anlamlı olmayabilir. nitekim bir tarladan ot da çıkar buğday da... dikkat edin ağzınıza ot tıkmasınlar.
  • türkiye'de henüz ameleliktir. firmadan firmaya değişir lakin çoğunlukla böyle olduğunu düşünüyorum. zira bir çok firmada bulundum ve havasını soludum; bu işi yapan çoğusu bilgi teknolojileri altında geçtiği için ameleden farksız insanlardır şahsım da dahil olmak üzere.

    özellikle türkiye'de ameleliktir zira işin içinde intelligence falan yoktur. bi ürünlerinin size sunduğu imkanları kullanarak gerek sürükle bırakla, gerek sql veya başka benzer bir yolla sağdan soldan birşeyler çekip belli boyutlarda incelemeye çalışırsınız. intelligence katmak istenince de ne zaman vardır, ne para vardır, ne gerek vardır. sen gerekli veriyi gerekli formatta cafcaflı şekilde göster yeter. iş zekasının birebir öbeğinde olan kişiler operatör gibi çalışırken daha oturmuş bir yapıya sahip iş analistleri intelligence kısmını idare etmeye çalışırlar. lakin genelde bunlar teknolojik anlamda yetersiz olduğu için de isteneni veremeyecek durumdadırlar. bu durumda teknik bilgisi olan analitik zekası orta ve üstü kişilerin devreye girmesi gerekir. yani iş analistleri ve iş zekası çalışanları artık ya omuz omuza çalışacak yahut bu kişiler zaten aynı kişiler olacaktır. iş birimi çalışanları hali hazırda ne istediklerini biliyorlar ve nasıl temin edebileceklerine dair temel bilgiye sahipler. ee iş analisti ne halt yemeye var o zaman? işte gerek yok zaten! iş analisti kavramı ile iş zekası uzmanı kavramını birleştir ve daha üst düzey bir çalışan yarat olsun bitsin. en azından kapasitesi olan kişilere yeni bir sıfat vererek bu konumda çalıştırıp daha yüksek verim alınabilir. haa bu kişilerin analitik bakımdan daha yoksun olanlarına sen yine operatörlük yaptır; salt dashboard yapsın hazır dizayna göre, mimarisi belli ortamda istenen raporu yapsın vs.

    türkiye'deki çoğu firmanın vizyonu dar olduğu için bu alanda bir atılım henüz göremiyorum. bazı yabancı kökenli firmalar veya daha yenilikçi türk firmaları bu konuda biraz daha ileride. ne istediklerini ve nasıl kazanacaklarını tahmin ediyorlar ve bu yolun business intelligence tabir edilen sistem vasıtası ile olabileceğini kestirmişler. vizyonu dar firmalarda bu konumlarda çalışırsanız yapacağınız; şu şartları sağlayan kullanıcı listesini bilmem kime göndermek, bilmem hangi şartta hangi tarihte olmuş satışların bilmem neresini rapor formatında vermek vs. burada zeka veya aslında "intelligence" kelimesi ile yapılması anlatılmak istenen şeyin yapılmadığı bariz ortada. eğer yapılsa idi hangi boyuttan hangi şekilde bakılması gerektiği biraz da o veriyle haşır neşir olan insana verilirdi ve o iş için harcadığı zaman boşuna harcanmış sayılmazdı. 1-2 sayısal çıkarım içeren 5-6 kolonluk 6 aylık günlük bir veri setine o kadar fazla boyuttan bakılabilir ve o kadar farklı anlamlar çıkartılabilir ki bilemezsiniz. bunların keşfedilmesi ve kurum kültürü oluşturulmasına ve sektör bilgisi* müsaade edilmesi gerekir.

    business intelligence denen şeyin big data diye dillendirilen yeni yaklaşımdan farklı olduğunu sanan iş verenlere acımamak da elde değil. saklanması, işlenmesi ve istenen formata dönüştürülmesi uğraş gerektiren büyük veriden iş zekası sorumlu değildir de kim sorumludur??? bu işin yazılımsal alt yapısını kimin yaptığı umrumda değil fakat belli toollar ile bu şartlar sağlandı ise bu kişiler niye bu veriyi kurcalamasın? business intelligence da zaten şimdiye kadar bu big data'nın normal versiyonu üzerinde çalışmıyor muydu? big olunca ne oldu sanki?
    esasen big data kavramı business intelligence kavramı içinde değerlendirilmesi gereken ve fakat standart teknikler ile ihtiyaçları karşılanamayacak olan bir yeni yaklaşımdır.

    neyse biz yine business intelligence tabirini geleneksel yapısında analiz etmeye devam edelim... firmaların elindeki veri ile neler yapılabileceğini kestiremeyen dar kafalı, alçak ufuklu yöneticileri yüzünden kimilerinin iş zekası kimilerinin kurumsal zekası diye adlandırdığı sistem gelişemiyor. aslında bu iş oyun hamuru ile oynamak gibidir. deneysel yaklaşıp yenilikler pelinde koşmalıyken biz, 2-3 iş birimi kullanıcısının standart istekleri için emek harcıyoruz. firmaların bilgi teknolojilerinden bağımsız olarak bilgi işlem ofisleri kurması ve bu birimler altında iş zekası kavramına daha detaylı eğilmesi gerekir. amaç ne olursa olsun; ister verimliliği arttırmak, ister satışları arttırmak, ,ster müşteri memnuniyetini arttırmak... bunların hepsine giden yol business intelligence denen yol ile ve bu işi yaparken daha rahat ve deneysel çalışan kişilerce çözülecek!

    bu işlerde önceden bahsettiğim yenilikçi firmaları dışarıda tutacak olursak, bu serbest dünyaya açılmayı danışmanlık şirketleri sağlaması gerekir. zira piyasada asıl iş yapanlar onlar ve yönlendirmelerini doğru yaparlarsa iş yaptıkları firmalara sağlam temelli bir kültür kazandırabilirler. maksat günü kurtarmak ve hata almadan işi sonlandırmak olduğu sürece değişen bir şey olmayacaktır. ülke standardı haline gelen üretmekten ziyade üretilmişin üstüne kapak atmak bu alanda gerçekten bizleri geri götürecek bir hamledir. danışmanlık şirketleri teknolojik gelişmelerin ve yeniliklerin denendiği bir ortam olmalı ve müşterilerine geniş bir dünya sunmalıdırlar.

    tabi bunları yaparken çok tehlikeli olan, iş birimi kullanıcılarının kölesi olmaktan kaçınarak! evet siz yenilikleri ve teknolojiyi takip ettiniz ve artık işin farklı boyutlardan ele alınması gerektiğine dair görüşleriniz sabit. fakat "öyle değil böyle olsun", "ahmet bey böyle görmek istiyor" diye yırtınan iş birimlerine bu işin yeniliklerini ve değişikliğini anlatamazsanız onların kölesi olursunuz. gün sonunda operasyonel sistemdeki verinin sadece yandan yemişini sunmuş olursunuz aslında ve bu içinde zeka barındırmayan ham veridir aslında. tahminsel algoritmalar, simülasyon teknikleri, gelişmiş matematiksel yaklaşımlara el atmadıkça evet bu ham verinin çok az değişik versiyonunu incelemek ve sunmak demektir. fakat bu şekilde yeni bir kültürü empoze edecek durumda olmayan kişi de aslında bir anlamda statükonun kurbanıdır. çünkü hiçbir yenilik ortaya koymadan ahmet beyin isteğine nazikçe "olmaz böyle" derseniz orta halli de olsa yapılacak işe ket vurmuş olursunuz.

    türkiye'de isviçre çakısı mantığıyla çalışıldığı için bu metotla ilerlenmeli diyorum yoksa rapor yapan ayrı model yapan ayrı etl yapan ayrı analiz yapan ayrı da olabilir tabi. lakin modüler çalışmayı beceremezsen de bunun da bir anlamı yok.

    son olarak aslında şunu diyebiliriz: iş zekası gerçekten çok keyifli ve daha bir çok yeniliğe açık büyük bir dünya. fakat türkiye'de hakkıyla yapılamıyor. yapılması için özellikle sizinle ilk teması kuran yöneticilerin vizyon sahibi olması lazım. sizlere daha farklı boyutlardan bakabilmeniz için alan tanımaları lazım. veriyi tanımak çok önemli bu noktada. size düşen de teknolojinin getirdiği yeniliklerden size yarayacak olanları takip edip gerekli besini almak. sonrasında bulunduğunuz ortamda verinizi ister çekip çevirin ister transforme edin ister son kullanıcıya muhteşem bir dünya sunun. eğer işin hem analitiğini hem de alt yapısını kotarmak istiyorsanız ve bundan zevk alıp daha verimli olacaksanız bu konumda bir iş edinin. zira henüz 3 senelik kariyerimde bir tıkanma noktasına gelen ben de böyle bir pozisyon arayışındayım.

    ekleme: bunu yazdığımda daha toymuşum ve bilmediğim bazı teknik terimlerden, sektörel tabirlerden yoksunmuşum. bu nedenle yazdıklarım aslında doğru olsa da tam anlatamadığım yerler olmuş. bu arada, zamanında yakınarak dile getirdiğim; işin içinde zeka olmaması durumu, şuan data scientist sıfatı ile çalışanlar tarafından kotarılıyor diyebiliriz.
  • işletmelerin ve paralelinde bilgi teknolojilerinin son 20 yıllık gelişimlerine baktığımızda en önemli kavramlarından birinin data yani türkçe karşılığıyla veri olduğunu görebiliriz. veri’ye verilen bu önem onun toplanması ve saklanması üzerine yapılan zaman ve para gibi yatırımları da arttırmaktadır. günümüzde çoğu kurum veri toplama ve bu toplanan verilerin saklanması aşamalarını coktan tamamlamış durumdalar.

    günümüzde başka bir konu şirketlerin, bilgi teknolojileri departmanlarını meşgul etmektedir.işte bu konu veri patlamasıdır, daha doğrusu eldeki mevcut verileri kullanarak ortak bir strateji geliştirme ve bu strateji çeşitli alanlarda hayata geçirebilmek.

    işte tam bu noktada business intelligence kavramı karşımıza çıkıyor. türkçeye çevirilmiş ve günümüzde oturmuş haliyle iş zekası. aslında business intelligence kelimesinin türkçede ki karşılığı sanıldığı gibi iş zekası değildir. business intelligence kelimesinde ki “intelligence” anlamsal olarak cia (central intelligence agency ) örgütünde de geçtiği gibi istihbarat olmalıdır. fakat günümüzde iş zekası terimi türkçede , business intelligence ‘nın karşılığı olarak anlamsal olarak oturduğu için bu websitesinde de iş zekası olarak geçecektir.

    iş zekası, çeşitli ortamlarda depolanmış veya sunulmuş olan datanın, depolandığı kaynaklardan(veritabanları, flat file vb.) alınıp çeşitli temizleme, transformasyon gibi işlemlerden geçirildikten sonra belirli ve konu yönenimli bir alana yerleştirilmesi ve bu sonuç datalar üzerinde değişik analizler ya da algoritmalar uygulanıp kurum için stratejik boyutlarda karar alınması süreçlerinin tamamı olarak ifade edilebilir. bu uzun tarifte aslında iş zekasının kullanımı ve faydalanması amacıyla yapılacak işlemleri özetle kapsar niteliktedir.

    özetlemek gerekirse; iş zekası, var olan iş performansını anlamak ve bilgiye dayalı iş kararları almak için tüm organizasyon çapında iş verilerinin analizidir. iş zekası çözümü tarafından sağlanan bilgi hedefe yönelik olmalıdır ve hedeflenen kullanıcı grubu için yeterli detay seviyesine ve sunum biçimine sahip olmalıdır.

    iyi gerçekleştirilmiş bir iş zekası projesi, data üzerindeki stratejik sorulardan birçoğunu cevaplayabilir nitelikte olmalıdır. aynı zamanda bir iş zekası yapısı geçmiş datalardan yola çıkarak gelecekle ilgili öngürüler yapabilmeyi de sağlamalıdır.

    iş zekası datası birçok kullanıcı grubu için uygun bir yapıda ihtiyaçlara cevap verir niteliktedir. örneğin iş analistçileri mevcut data üzerinde yeteri kadar detaya inebilmelidir.(bu işleme terminolojide drill down denilmektedir.) diğer bir taraftan, şirket üst yönetimi aynı data üzerinde özetlenmiş bir bilgiye (örneğin bölgelere göre son 5 yıllık satışlar gibi) ulaşabilme imkanına sahip olabilmedir. (resmin tamamına bakabilmeye ise terminolojide roll up denilmektedir.) bir başka grup olan departman yöneticileri ya da orta düzey yöneticiler ise kendi sorumluluklarında ki alanların sonuç verilerinden yola çıkarak (ki bu çoğu zaman kullanıcı dostu görsel öğelerle bu tip kullanıcılara aktarılacaktır) kendi iş kararlarını alabilmelidir
  • çok basit olarak şöyle birşeydir:

    masanızda size 100 aldıracak fizik, kimya, matematik kaynakları darmadağınık halde duruyor ve ertesi gün fizik vizeniz var diyelim. siz fizik kaynaklarını bulduğunuzda bi bakmışınız saat 00:00. işin yoksa konuları da ayıkla oldu mu 01:30 (bkz: kaldı mı dohuz). o saatten sonra verim beklemeyin zaten. bi size "al hacı yarın sınavın var, burda kitaplar burda konular saat de daha 20:00, hoca da şu örneklere dikkat et dedi kolay gelsin" der çalışmak size kalır
  • "özellikle restoran zincirleri ve perakende mağazalarının kullandığı yazılım. restoranlar menülerine ekleyecekleri yeni ürünleri belirlemek gibi stratejik kararları vermek için bi kullanıyor. ayrıca hangi servislerin kaldırılacağı ya da beklenilen performansı vermeyen dükkânların kapatılması gibi kararlar verilirken de iş zekâsı araçlarının sunduğu verilerden yararlanıyorlar.
    yiyecek tedarikçileriyle yeniden sözleşme imzalama, verimli olmayan süreçlerin geliştirilmesi için seçeneklerin belirlenmesi gibi taktiksel durumlarda da bi kullanılıyor. çünkü restoran zincirleri fazlasıyla operasyonlara bağlı ve bi onların işlerini yürütürken çok fazla yardımcı oluyor. restoran zincirleri diğer tüm endüstriler arasında bi sistemlerinin gerçek değerinden faydalanan elit firmalar arasında yer alıyor."

    http://www.computerworld.com.tr/…dir-detay_858.html
  • kurumsal bilgisayar kullanıcılarının daha iyi karar vermelerine yardımcı olmak için, veriyi toplamak, depolamak, analiz etmek ve ona erişim sağlamak için kullanılan uygulama ve teknoloji kategorisi. business intelligence uygulamaları, karar destek, sorgu ve raporlama, olap *, istatistik analizi, tahmin ve veri arama uygulamalarını içerir...
  • oracle ın satın aldığı hyperion firmasının ürünlerinin muadili bile yoktur bu konuda.
  • türkiyede kullanımı henüz çok yaygın değil. ancak gün geçtikçe artıyor. çünkü artık para kazanmak için, tek başına iş tecrübesi yeterli olmuyor.
hesabın var mı? giriş yap