• olaylar son derece akıcı ve ahenkli gelişirken bir şeyin ortaya çıkıp tüm güzelliği yok etmesi..
  • bağışlanmaz bir günah olan büyüyü bozmak en büyük sevaptır.ilahi kitaplara göre büyü, şeytanla işbirliği yapmak ve tanrının kudretine ortak koşmaktır.insanların acı çekmesinden başka bir işe yaramaz.
    büyüyü bozmak her yiğidin harcı değildir. nitekim büyü bozmaya çalışan,büyü hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişiler, büyü bozmaya kalkarlarsa büyük felaketlere maruz kalabilirler.bu yüzden büyü bozabilecek kimsenin belirli özellikleri, yetenekleri olmalıdır. dini iyi bilen, ruhu çok gelişmiş, din bilgini diye adlandırabileceğimiz biri ancak büyüyü bozabilir. böylece o kötü etkiyi ortadan kaldırır ve kendisi de zarar görmez.
  • leziz bir ornek icin (bkz: #3202982)
  • ayrica (bkz: buyu)
  • bir güzelliği , "gerçek" olarak kabul etmektense , ona masalımsı bir "büyü" sıfatı izafe edenlerin sıklıkla başına gelen hadisedir bu. kendileri yaratırlar büyüyü ve kendileri bozarlar. gerçeğin olduğu gibi kabul edilebilir yanı, büyüsel özellik izafe edenlerce bir güzel katledilir. masalımsı tüm imajinellik nesneye veya kisiye *bir güzel yuklendikten sonra , gerçek olduğu kabul edildiği zaman olası görülen her bir kötü gerçekliğin büyülü nesneye isabet etmesi büyüyü bozar bir şekilde.
    (bkz: kendim ettim kendim buldum)
  • bir rivayet, bir yalan, bir gerçek:

    rivayet odur ki; adem ile havva birbirlerini görünce çok beğenmişler, ancak -bu kez- öyküyü bildiklerinden yakınlaşırlarsa durumun sarpa saracağını ve olayın yılan...elma...cennet...atılma...incir yaprağı...diye çorap söküğü gibi gelişeceğini bilmişler. birbirlerine uzun uzun bakmışlar, yılanı görmüşler, elmayı görmüşler, hatta elmayı yemeye dahi başlamışlar neredeyse...ama ikisi de birden hatırlamışlar olacakları, hemen durmuşlar. adem bir espri yapmış, havva buz gibi olmuş. espri, büyüyü bozmakla ilgiliymiş, büyüye saygısızlıkmış bu. ikisi de bir an ciddileşmişler, elmayı yememeye karar vermişler. ikisi de kendi başının çaresine bakmış. büyü bozulmuş böylece.

    yalan budur ki; ne adem ne havva ilk defasında bu kadar akıllı davrandılar. hayır, aksine, ikisi de ağzı açık birer ayran budalasıydılar. büyü bozulmadı. elmayı yediler; çocuk yaptılar; hanyayı konyayı gördüler.

    gerçek şudur ki; biz şimdi rivayeti yaşıyoruz, habire bozuyoruz büyüyü.
  • ilişkilerimin hemen hemen tümünde en kısa sürede icra ettiğim, üstesinden layıkıyla geldiğim (kence)lerden biri..

    öyle ki : " seni tahmininden daha çok seviyorum, ama bunu sana söyleyemem; büyü bozulur :) " diyenimin bile şapkasından çıkamayan, umarsız hokus pokuslarla unutulan şaşkın bir tavşanım sahne arkalarında..

    hep ;

    "büyülendim ama büyüyemedim
    aklım ermedi aynalara ve suya
    yüzümü gösterip kalbimi neden
    sakladıklarını öğrenemedim
    şaşkınım, cahilim ben bu dünyada..."
hesabın var mı? giriş yap