• bir anne tribidir. bir zamanlar velet olan bizlere sarfettikleri bir laf olup, alınan kıyafetin normal bedenden büyük alınması durumudur. (bkz: anne tripleri)
  • analar babalar büyüme katsayılarımızı giysilere oranlarki ortaokulu bir lacivert ceketle paçaları her sene birazda açılıp uzatılabilen 2 gri pantalonla bitirebilelim...
  • "icinde buyusun" dusuncesiyle cocuklara alinan elbiseleri yutturmak icin kullanilan bir laf obegi..
  • annem tarafindan yillarca uygulanmi$ yontem . orta 2de, 3'te alinan t$ortleri ben bugun hala giyebiliyorsam, evet bir cep telefonuna ulan! (bkz: delikanli gibi), bu tur bir muameleye maruz kalmamdan dolayidir . o sayede oyle boyutlara ula$tim ki artik buyuyunce giyecek bir $ey kalmadi etrafta .
  • --aylin sence bu prezervatif nasil oldu?
    -ii ii
    --biraz bol oldu be..
    -yok yok onemli olan sikinin oturmasi , hem buyuyunce de giyersin..
    --sence buyurmu ki?
    -buyur buyur..
  • garson boy alınan kıyafetler için geçerli ifade. standard kıyafettir bunlar...bol bol durur çocukta...hatta zengin durdu bile denir böyle bol kıyafetler için...büyüyene kadar giyilir bu kıyafetler...hep "biran önce büyüsem de kurtulsam şu kıyafetten" der çocuk...
  • genellikle okul dönemi başlangıçlarında ortaokul çocuklarına ceket pantolon alınırken sarfedilen sözcük öbeği. vaktin birinde bir dükkânda esnafın bu konudaki isyanına şahit olmuştum:
    "kardeşim, kadın geliyor, iki üç numara büyüğünü alıyor, seneye de giysin diye..e be kardeşim, çocuk bir sene bu ceketi emanet gibi mi giyecek..fesüphanallah ..ve dahi cık cık cık"
  • (bkz: organik kazak)
  • annelerin en iğrenç tasarruf yöntemlerinden biridir alınan üst baş çocuk fazladan bir, iki sene daha giyebilsin diye daha büyük alınır fakat geleceği kurtarma derdinde olan anne aynı şekilde bugünü düşünmez ve de bu şekilde alınan giysi alındığı an itibariyle çocuğun üstünü çuval gibi örter. hele bir de o alınan şey palto ise zavallı yavrucak o paltonun içinde adeta kaybolur,paltonun kolları birer ahtopot misali çocuğu sarar.

    benim de vakti zamanında bu mantıkla alınan bir paltom vardı içine girince kendimi robocop gibi hissediyordum ta ki biraz büyüdüm palto üstüme tam oturacak ölçülere geldi benim onu aldığımda ki ilk heyecanımdan eser kalmadığını gördüm işte o anda benim için büyünce de giyersin mantığı çürümüş oldu çünkü ilk alınan giysi ister istemez belirli bi süre geçince deforme oluyor ve hatta demode oluyor, sahibinin giyip en rahat edeceği zamanlarda bu kıyafete karşı bütün isteği kayboluyor ve de bu giysinin yüzüne dahi bakmak istemiyor.

    işte bütün bu verilerin ışığında ve kendi deneyimlerimle de sabit olunduğu üzere giyim sektöründe yapılacak harcamalarda ileriye dönük değil bugüne yönelik harcama yapılması her daim tüketicinin yararınadır.

    büyüyünce de giyersin öngörüsünün tek doğru olabileceği zaman çocukluktan ergenliğe geçildiği dönemlerdir. ergenlik döneminde insan öyle hızlı gelişim gösterir öyle hızlı boyu uzar ki günde yaklaşık 10 santime yakın boy atar normal şartlar altında, fakat yine aynı döneme tekabül eden masturbasyonun da keşfiyle bu boy uzamasının bir nebze olsun önüne geçilebilinmiştir burada kaynak okan bayülgen'in masturbasyon boyu kısaltır demecidir. fakat masturbasyonun bile önüne geçemediği bu doğal gelişim sürecinde ülke ekonomisinin ağır yararlar almaması her iki günde bir daralan okul ceketi, kısalarak düdük kadar olan pantolon boylarının sebebiyle yerlerine yeni giysiler alınması için mağazalara hücum eden vatandaşların ve de gayrisafi milli hasılanın büyük bir bölümünün giyim sektörüne akmasının, ülkede ekonomik kriz ortamının oluşmasını önlemek açısından büyünce de giyersin hayati bir rol oynar.

    özet olarak ergenlik dönemi dışında büyüyünce de giyersin saplaması kesinlikle yanlıştır ve asla bu düşünce yapısına yer verilmemesi gerekmektedir ama aynı zamanda yukarı da belirtilen bazı dönemler için ise vazgeçilmez bir düşüncedir. ülkenin refahı ve ekonominin rayında gitmesi için olmazsa olmaz geçer şartlardan biridir.
  • aynı tshirtü 4 sene giymeme sebebiyet veren yönlendirme cümlesi.
hesabın var mı? giriş yap