• buz ustunde kayan o disc i izlemek cok zor oluyo o yuzden zevk alamiyorum cogu zaman bazen de erken bo$aliyo partnerim boyle yani ...
  • oyunun kurallarini bilmeden seyretmek biraz sikici olabiliyor. bir numayis, bir kaos, oradan oraya ekranda gozukmeyen bir seyin pesinde kosusturup duran adamlar. ben daha ilk seyredisimde pratik zekami kullanarak varyasyonlu pas oyunlariyla kollektif bir hucum anlayisinin gol getirecegini cozmusken bu adamlarin bu zimbirtinin pesinde andaval andaval kosusturmalarina pek anlam verememistim. neyse ki okuma yazmayi birinci sinifta cozmus olmanin bana verdigi hakla oturup oyunun kurallarini okuyunca her sey gun isigina cikti.

    meger bu islerin bir kurali varmis. bu kurallari bilince oyunu seyretmek daha zevkli oluyormus.

    iste o kurallar:

    1. faul: faul ile ilgili bilinmesi gereken ilk sey her seyin hakemin takdirinde oldugu (kural kitabi oyle diyor). temel olarak rakibe omuz, govde ve hatta kic atmak serbest. uc adimdan yakin olmak kosulu ile puck'a sahip olan elemana allah ne verdiyse dalabilirsiniz. buna amerika kitasinin sonradan olma yerlileri "checking" diyor.

    2. ancaaak*, her hayvanlikta oldugu gibi bunun da bir siniri var. temel olarak checking yaparken rakipte sakatliga yol acacak her hangi bir asirilik dogrudan minor penalti olarak cezalandiriliyor. zaten hakemin takdiri de bu noktada onemli. hangi hareketin asirilik, hangi hareketin oyunun akisi icerisinde normal olarak kabul edilecegini hakem takdir ediyor.

    3. bu asirilik kavramina az bucuk standart getirebilmek icin bazi tanimlar da yapilmis durumda kural kitabinda ama bu tanimlarin hepsi gayet muglak. mesela "boarding" diye bir fiziksel faul tanimli. buna gore hayvanlik yaptiginiz rakip sizin yuzunuzden gidip saha kenarindaki duvarlara (board'lara) tehlikeli bir sekilde carparsa buna boarding deniyor. bu carpmalarda sakatlik ihtimali yuksek oldugu icin hakemler buna direk basiyor penaltiyi. bir baska mevzu "clipping". buna gore hayvanlik yaparken diz altina inemiyorsunuz. ben soyle hafif elemanin patenine dogru hamle yapip elemani dusureyim falan derseniz yine penalti olur kisaca.
    kural kitabinda daha var boyle bir suru tanim. gerisini merak eden acip okusun (arkadan itme, onden dokunma, onu yapma, bunu etme, bir suru sey sayilmis ama dedigim gibi sakatlik yaratmadigi surece her sey oyunun akisi icinde kabul ediliyor).

    4. hayvanlik yaparken asla elinizdeki sopayi kullanamazsiniz. sopayi ne sekil isin icine soktugunuza gore minorden majore donusebilen penaltilari yiyebilirsiniz kafaniza.

    5. peki penalti olunca ne oluyor? oncelikle sunu soyleyeyim, japon kale usulu geriye dogru bacak arasindan puck'a vurulmuyor. penalti olunca penalti yapan oyuncu 2 dakika boyunca saha kenarinda oturma cezasi aliyor. bu nedenle iki dakika boyunca penalti yemis takim sahada 5 kisi kaliyor. (evet akilli okuyucu, bu oyun toplam 6 kisi ile oynaniyor.) bu sure sirasinda oyunda gol olma ihtimali pek yuksek. o yuzden bu sure karsi takim icin "power play" suresi diye kabul ediliyor. kanepende uzanmis zaplarken nhl tv'de takildigin macin sol ust kosesinde "power play" yazisini gorursen artik bunun ne anlama geldigini biliyorsun. ev ahalisine bilgiclik taslarken beni rahmetle anarsin umarim.

    6. simdi gelelim oyuncularin oyun icinde ha bire kosturmalarinin nedenine. uzun paslarla rakibin kale onune ani atak yapilamamasinin sebebi oyundaki iki ofsayt kurali. ama bu ofsaytlar futboldakinden bir miktar farkli. soyle ki:
    a. ofensif ofsayt. rakibin defansif cizgisinden oteye nereden olursa olsun pas atamazsiniz. yani birinin bu cizgiyi illa puck'i tasiyarak gecmesi gerekiyor.
    b. defansif ofsayt: kendi defans sahanizdan ortadaki kirmizi cizginin ilerisine de pas atamazsiniz.
    bu ofsayt kuralari yuzunden saha degistirirken puck'in surekli tasinmasi gerekiyor. o yuzden ozellikle kanatlardaki oyuncularin son derece hizli olmasi gerekli.

    7. bir de "icing" diye baska bir kural var. bu kural akin akin gelen hucumlar karsisinda artik fenalik gecirip (veya penalti suresince oyunu kasti olarak yavaslatmak icin) allah ne verdiyse puck'a gelisine cakmamaniz icin getirilmis bir kural. buna gore eger puck sahada kimseye dokunmadan iki kirmizi cizgiyi gecerse rakip oyunculardan biri puck'i kontrol edinceye kadar sizin puck'a dokunmaniz yasak. dokunursaniz sure durdurulup sizin defansif sahanizda "face off" ile oyuna tekrar baslaniyor. (face off nedir ne degildir usendim yazmaya. zaten bu yazi da gereksiz uzadi. iki satir entri girip cikacaktik, takildik kaldik.)

    8. son olarak puanlamadan da bahsedip mevzuyu kapatalim. eger oyun normal suresi icerisinde berabere biterse oyunun sonunda penalti atislarina geciliyor. (elemanlar buna shoot out diyor zira penaltinin yukarida degindigim gibi farkli bir anlami var. ama futbol sever bir millete durum daha baska anlatilamaz ki.) bu penalti atislarinda bir oyuncu dalgalana dalgalana puck'i yarim saha boyunca tasiyip sert degil ama teknik bir vurusla (hafif mahalle abisi raconu soz konusu) kaleciyi alt etmeye calisiyor.
    eger normal surenin sonunda rakibi yenmisseniz sizin hanenize 2 puan yaziliyor, rakibe de babayi veriyorlar. yok eger penalti atislari ile oyunu kazanmissaniz siz yine 2 puan aliyorsunuz ama bu durumda rakibe basinin gozunun sadikasi olsun, daha da aglamasin diye 1 teselli puani veriliyor.

    bak bu noktada adamlarin dallama lig sisteminin de izah edilmesi lazim ama benden bu kadar. daha da gelmem ben bu basliga.

    bu arada calgary flames'liyiz elhamdülillah. nhl liginin dibine demir atmasina ragmen ara sira bursaspor kivaminda final oynamayi beceren ipe sapa gelmez bir takim. git detroit'i tut, olmadi montreal'i tut, her pazartesi sinifta nasil 5 soktuk haci diye bas havani. yok anasini satayim eziklik icimize islemiz. her yerde illa aci cekecegiz.
  • son günlerde birkaç maça denk geldim de, bildiğin kavgalı dövüşlü maçlar oluyor. işin ilginç yanı kavgaya diğer elemanlar girmiyor, mahalle kavgasına dönüşmüyor olay. iyi mi kötü mü tam anlayamadım. kavga çıkması için çelme takmaya, sert müdahaleye gerek yok, adama kıl kapması yetiyor kavga için. dürzü takım arkadaşları da bakıyor öyle, sığır gibi. hatta ellerindeki sopaları sahanın duvarına vurup tempo tutuyorlar. adam orada dayak yiyor, takım arkadaşları işin ibneliğinde. böyle şerefsizlik olmaz arkadaş. hani takım sporuydu bu diyen yok.
  • american futboluna emek verdigim yillarda masorumuz henri "henrietta" auburn bir mac sonrasi olan bir tatsizligi yatistirmak isterken "efendiler buz hokeycileri gibi kavga, numayis etmeyiniz, sizler amerikan futbolcususunuz, beyefendisiniz.... unutmayiniz ki amerikan futbolu birbirine sicim ile degil, gonul bagi ile bagli olanlarin sporudur. otis sen de derhal su kanlar icinde yatan zavallilari acimasizca dovdugun gibi, hastaneye sevket! ve hepsinden ayri ayri ozur dile...bu bir reca degil emirdir." diyerek bizleri ikaz etmis, cok onemli bir hayat dersi vermisti.

    iki duzine insandan ozur dilerken, "belki," dedim icimden "bu sozler, bu ders, istikbalde sozlugun bayanlarina selam etmek icin bir firsat olabilir, belki bugun kafa kiran bu celikten kaslara bagli adeleli kollar, selam icin kalkar da ilelebet inmez"
  • insan vucudundaki butun kaslari cali$tiran spor .maclarda oyuncular birbirlerini doverken bile bir taktik bir disiplin icinde sava$iyorlar ce$itli kavga taktikleri vardir idmanlar harici oyuncu toplantilarinda koach bunu oyunculara anlatir .gizli bilgilerdir .
  • turkiye'de ilk resmi maclari 1989'da ankara belpa'da oynanan, $u siralar super lig ve birinci lig diye iki ayri grupta "carpi$ilan" spor.

    tbsf'nin her zaman "gozbebegi" olarak belirledigi ve bir bulldog edasi ile kolladigi bir takim mevcuttur. bu takimin (artik o sene hangisi ise) "teacher's pet" kilikli oyunculari, arkalarini federasyona verip gayet rahat hareket eder, kural kanun cignemeyi kendilerine hak gorur, maclarda hakeme hesap sorar, fakat israrla iihf standartlarinda oyna(ya)maz, oyun kurallari bir yana, ceza surelerini dahi bil(e)mezler.
  • ak parti'nin reklamlarına konu etmesi rahatsızlık verici olsa da türkiye'de son yıllarda ciddi gelişim kaydeden ve trt 1'de başlayan tek yürek dizisi tutacak olursa çok daha başka noktalara gitme potansiyeli bulunan muazzam spor. türkiye'de siyasetin bulaşmadığı hiçbir şey kalmadığı için şu anlık pek ümidim yok ancak uzun vadede buz hokeyinin vatandaşa sevdirilmesi bize sportif anlamda önemli kazanımlar sağlayabilir. ortalama bir türk ailesi için oldukça masraflı olmasının dışında buz hokeyinin ülke olarak yapamayacağımız, sevmeyeceğimiz, beceremeyeceğimiz, alışık olmadığımız hiçbir yönü yok. yaygınlaştıkça aileler ve sevenler için de ücret açısından daha makul seviyeye gelecektir zaten.

    buz hokeyini sevmeyene saygım sonsuz ancak bu sporun "bomboş" veya "sik gibi" olduğunu iddia edenlerin beyin yerine nohut taşıdığından eminim. dediğim gibi, kimse sporu sevmek zorunda değil. izlemeyi vakit kaybı olarak değerlendirebilirsiniz, sportif açıdan hiçbir ilginizi çekmeyebilir. ona lafım yok. öte yandan, sevmediğiniz için saçmalamak zorunda değilsiniz.

    iyi bir planlama ve doğru yatırımlarla basketbol gibi olabilir türkiye'de buz hokeyi. zaten bu alanda "iyi" olan ülke sayısı çok fazla değil, bundan 20-30 sene sonra bir çek cumhuriyeti seviyesinde olmak imkânsız değil. istenirse daha kısa zamanda bile başarılır.

    ne oldu da son 5-10 yılda popülerliği bu kadar arttı bilmiyorum ama şu an türkiye'de 8 takımlı erkekler buz hokeyi ligi var. gençler ligi, kadınlar ligi vs. de var yanılmıyorsam, hatta erkeklerde ikinci bir lig bile var. benim ömrüm öyle bir ülke olduğumuzu görmeye yeter mi, öyle bir ülke olur muyuz, olursak ben burada olur muyum bilmiyorum ama bunu görmeyi gerçekten çok isterdim. hatta khl gibi, batı-doğu konferansına ayırıp şöyle 28-30 takımlı lig yapabilsek ne güzel olurdu. ülkenin erzurum-kars serisi için ekran başına kilitlendiğini, ne bileyim kocaeli-erzurum final serisinde 10-12 bin kişilik salonların her maçta dolduğunu düşünsenize...

    (bkz: düşünemedi)

    muhteşem olurdu, çok güzel olurdu. gereği yapılsın. teşekkürler.
  • seyretmesi müthiş zevkli bir spor dalıdır. ne hakemi aldatmaya yönelik hareketler, ne de kendini en hafif ikili mücadele de yere bırakanlar görürsünüz. sahadaki herkes müthiş bir hırsla, "şerefiyle" kazanmak icin oynar.
  • nhl99 ile ilgi duymaya basladigim,rastladigim zaman mutlaka izledigim aktivite.bir ayrıntı:kanada ile amerika ligleri birlesiktir.ayrica toronto maple leafs a sempatim vardır.
  • birsuru kiyafeti ve aksesuari olan spor dali.. bunlari essek gibi bir cantada antremandan antremana tasimak lazim.. islanip o cantaya tikistirildiklari icin de igrenc kokan seyler.. kavgalari super olan bir spor ayrica..
hesabın var mı? giriş yap