• yaygın kanaatin aksine, paso buzullar ve buz gibi havaların olmadığı, aksine "çok soğuk- çok sıcak" devirdaimi olan çağ.
  • her n yılda bir dünya'nın girdiği çağ. ordaki n sayısı 100bin de olabilir 1 milyon da götümden sallamayayım şimdi. uzmanların dediklerine göre dünyamız ileride birgün yeniden bu çağa girecekmiş ne kadar süreceğini ise ne sen sor ne ben söyliyeyim. bence kızılderililerin odun toplamaya başlamasından anlarız girip girmeyeceğimizi...
  • abartıldığı gibi yaygın zatürre salgını olmayacak bir çağdır. bol sıcak çikolata, kahve tüketilecek, ve evet niceleri nezle, grip olacaktır. ama vitamin kullanarak, atkı-bere ikilisini kullanmayı ihmal etmeyerek üstesinden gelinebilir bir süreç olacak.
    bi de olur olmadık yerlerde ateş yakıp etrafında toplanan insan grupları çarpıcı şekilde artacağından, zamanla 'vaktiyle bir varil etrafında toplanmışlığı olmak', 'birlikte bir tekeri ateşe vermişliği bulunmak' gibi, ateş bazlı, yakınlık belirten yeni kalıplar oluşmaya başlayabilir.
  • dönem dönem görülür dünyamızda. atmosferdeki kimi gazların artıp azalması ile tetiklenir. tıpkı günümüzde içinde bulunduğumuz küresel ısınma süreci gibi... özet geçersem, oksijen oranının yoğun biçimde artması buzullaşmaya, karbondioksitin aşırı artışı ise küresel ısınmaya neden olur. bu olay gezegende dönem dönem olur, evet ama, bu son küresel ısınma dönemini biz insanoğlu olarak karbondioksit salınımımız sayesinde öylesine hızlandırdık ki, çok ani ve sonuçlarının ne olabileceği tahmin edilemeyen bir ısınma sürecine girdik. durdurulamayan bir ısınma, küresel afetlere, kayıplara yol açabilir ve ardından çok ani biçimde gelen yeni bir buz çağını da tetikleyebilir. bilinmiyor... neyse, konumuz buzullaşma süreciydi, devam edelim...

    tespit edilebilen ilk buz çağı ortalama 2 milyar yıl önce yaşanmış, günümüzdeki amerika kıtasının kuzeyleri ile avustralya'nın güneylerinde bu çağa ait kalıntılar bulunmuştur.

    ardından gerçekleşen ve bundan 700 milyon yıl önce -buraya dikkat, bu dinozorlardan bile çok öncesidir, insanın dünya üzerinde yaklaşık 2 milyon yıldır varolduğu düşünülünce manyakça bi zaman kavramı bu- evet 700 milyon yıl önce gerçekleşen en büyük çaplı buzul çağında, ekvator da dahil olmak üzere tüm dünya tamamıyla buzlar altındaymış, bu sürece "kartopu devri" de deniyor. bir ara bilgi olarak vereyim, bu çağda mamut filan yoktu, mamutlar 30 milyon yıl kadar önce görüldüler ve 10 bin yıl önce de nesilleri tükendi. yaşadıkları çağ günümüze göre çok daha soğuktu, bu kısım doğru, evet.

    dinozorlar ise çok sıcak bi çağda dünyaya hakimdiler, bu da ortalama 200 milyon yıl öncesine tekamül eder. zira bu çağın sonunda seri halde ve milyonlarca yıl devam eden volkanik patlamalar ve depremler olduğuna dair teoriler de mevcut.

    evet devam edelim, bu büyük çaplı buzul çağından sonra gelenler hep ufak çaplı olmuştur. bu dönemlerde kutuplar dönemsel olarak bir miktar içeri girmiş, yani ekvatora doğru büyümüş, kıtaların kutuplara en yakın bölgeleri buzlar altında kalmıştır. ancak bir daha hiçbir zaman öylesinde büyük bir buzul çağı yaşanmamıştır.

    bilinen son buzul çağı 3 milyon yıl kadar önce gerçekleşmiş ve 10 bin yıl önce sona ermiştir, günümüzdeki kutuplar, bu çağın kalıntılarıdır. şöyle diyebiliriz, ilk insan, dünya bir buz devrindeyken oluşmuştur.

    şu an bir ısınma sürecindeyiz, ancak bahsettiğim gibi bu ısınma, doğal olan, beklenen, bugüne kadar yaşanmış olanlardan çok farklı, çok ani ve hızlı, özellikle son 100 yılda marjinal artışlarla günümüze kadar gelindi, her an her şey olabilir artık. o nedenle buzul çağı konusunda herkes azbuçuk bişeyler okusun, bilsin, öğrensin ister bu deli gönül...parmaklarım yoruldu vallaha!
  • "mini buzul cagi geliyor" iddialari ile ilgili bir yazi: http://outforbeyond.blogspot.com/…atas-scaklar.html
  • anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan ile kolayca atlatılabilecek soğuk iklim.
  • kudretli savas tanrisi mars'ın dahi elinden kurtulamadığı illet

    eh, 400 bin sene önce, sirf mitolojinin yüzü suyu hürmetine kazandigi karizmayi bembeyaz gelinlikler icinde tarumar eden mars'in da bu dogal döngüden pacayi kurtaramadigini dusununce, bizim minnos dünyamizda neler döndügünü anlamak icin biraz okuma yapmak gerekiyor.

    dünya tarihinde aslında beş adet majör buz çağı görünüyor (bkz: glacial period) bilinen ilk buz çağı takribi 2 milyar sene önce gerçekleşmiş huronyan buzul çağı (bkz: huronian glaciation)

    bir sonraki ise 850 milyon yıl önce başlayıp yaklaşık 200milyon yıl devam ederek 630 milyon sene önce sona ermiş ve muhtemelen en çetin koşulların oluştuğu buz çağı. o dönem icin derler ki dünyamiz uzaydan bembeyaz bi kartopu misali gorunurmus. ekvatora kadar gelmiş buzullar. böylesine kuvvetli bi peryod nasıl son bulabilmiş diye soracaksak, cevabı sera etkisi yaratan gazlar (bkz: greenhouse gases) olacak. sormaya devam edeceksek de volkanlar çıkacak karşımıza. öyle ya, en şiddetli sera gazı olan karbondioksit, bir o kadar şiddetli süpervolkan patlamaları ile dünyanın şu anda dahi her an amına koyabilecek kırattadır. venüs'ü mahveden, yüzey sıcaklığını 500c gibi çılgın seviyelere çıkaran sera etkisidir, güneşe yakınlığının direkt etkisi değil. öyle olsaydı, merkür yüzeyinden daha sıcak olmazdı venüsün yüzeyi. atmosferin mi var, derdin var aslında.

    buzullar, hem okyanuslarda hem karada yüksek miktarda bulunursa, karbondioksiti azaltacak ve suda çözünmesini sağlayacak en önemli iki etkeni inhibite ederler. silikat bozulması ve fotosentez. yani bu ikisini engellerseniz, karbondioksit alır başını yürür efendim. bu çağın sonu, kambriyen patlamasını da tetiklemiş olabilir. zira ciddi minvalde karbondioksit, azot ve oksijen derişimi için ani pik değişiklikleri mevcuttur sonlarına doğru.

    sonra andean-saharan denen buzul çağı çıkageldi. 460 milyon yıl önce başladı ve 420 milyon yıl önce sona erdi. arada 40 milyon yıllık bir zaman var. bununla ilgili çok bilgi yok elde. öyle gelmiş geçmiş. 40 milyon senesini almış lakin dünyanın. türümüzün henüz 200.000 yaşında olduğunu kavrarsak, bu süre içinde 200 kez insan türü çıkarıp yok edebilir örneğin dünyamız. hakikaten tahayyül sınırlarınızın ötesinde bi zaman dilimi 40milyon.

    sonralar sonrası, gezegenimizde karasal bitkiler evrimleşmeye ve hükümdarlıklarını ilan etmeye başlayınca, yani ortalığı klorofil krallığı istila ettiğinde, bittabii efenim atmosferdeki karbondioksit azalmaya, oksijen seviyesi ciddi oranda artmaya başladı. eh tabi bunun da sonucu, yeni bir buzul çağı olacaktı. oldu da.

    karoo ice age diye literatüre giren buzul çağı, 360 milyon sene önce başlayıp 260 milyon sene önce sona ermiş görünüyor. güney afrika'nın karoo bölgesinde buzul çökelleri bulununca insanoğlu, (bir nevi buzul fosili diyelim) 100 milyon senelik tarih aralığı netleşmiştir. bu çağ karbonifer döneminin neredeyse tamamını kapsar ve erken permien'e dek devam eder.

    şimdi ilginç gelecek belki ama son majör buzul çağı 2.8 milyon yıl önce başladı. şu anda devam ediyor. dikkat ederseniz yukarıda anlattığım buzul çağları öylesine uzun sürelere yayılmışlar ki, hiç te öyle the day after tomorrow heyecanı ile başlayıp bitmeyecek bu ızdırap. öyle bi bilim adamı çıkıp bağır çağır ortalığı ayağa kaldırmaya falan çalışmıcak. biz muhtemelen hiç hissetmeyeceğiz değişikliği. biz derken, insan türünü komple kastediyorum. ama nasıl olur? 20.000 sene önce ciddi bir kış yaşadı dünya. dünya üzerindeydik ve neanderthal türleri ile gen alışverişindeydik hatta. ee?

    el yanıd: o efenim, buz çağı değil. buzul dönemi idi. karıştırmamak lazım.

    her büyük buz çağı, (bkz: ice age) içinde dönemler barındırır. bu dönemler çevrim yapar sürekli olarak. az değil onmilyonlarca süren çağlardan bahsediyoruz. yukarıda 200 milyon yıllık, 40 milyon yıllık vesair çağlar gördük.

    bunlar çağ.

    bunların içinde 20bin 10bin gibi ufak çevrimler oluyor. işte milankovitch çevrimleri bu algoritmanın nasıl yürüdüğünü anlatmaya çalışıyor. yani biz şu an bir buz çağındayız onun kaçarı yok. lakin her buz çağı, iki çeşit çevrim atıyor ve bu sürekli döngü halinde.

    glasiyel periyod (bkz: glacial period) yani buzul devri, ve onu izleyen buzularası peryodu (bkz: interglacial period)* . ilk dönem bilimadamları, coğrafi bulgulara baktıklarında interglasiyel dönemlerin, glasiyel dönemlerden görece daha uzun sürdüklerini teorize etmişler. bunu, kaya erozyonları, buzul kökenli blok halindeki kil yapıların pozisyon değişimleri ve yerleşimleri, yine buzul sırtlarının ve tepeciklerinin oluşma şekilleri vs gibi birçok coğrafi oluşuma bakarak teorize ediyorlar ve aslında bütün bunlar buzul çağlarının gerçekten "olduğunu/yaşandığını" gösteren de ipuçları.

    neyse ,buzul çağlarındaki (bkz: ice age) bu iki peryot, yani glasiyel ve interglasiyel kardeşler, birbirlerini milankovitch döngüsü ile izler ve 20bin senede bir döngülenir. hiç olmazsa görünen o şu ana kadar. ya da daha açık olacaksak, rus buzul istasyonu vostok son verileri ile bize bunu anlatıyor. okurken, karbondioksit derişim oranının sıcak hava ile doğru orantılı olduğunu unutmayınız. malumunuz, yeşil ev etkisi** .zira o, soğuk sularda, sıcak sularda olduğundan daha iyi çözünür.

    bunca detay bi yana, 20bin sene önceki buz devrinden insan türü alnının akıyla çıkmış olsa da, neredeyse tür yokoluşu ile karşı karşıya kalmıştır. hakkaten şaka maka kibrit suyu sıkacakmış doğa ana kökümüze. elon musk, tim cook, mark zuckerberg, izzet altınmeşe* falan bunların ataları hep yokolacakmış.

    insan bazen hayret ediyor.

    nerden biliyoruz peki böyle olduğunu. paleoantoloji anlatıyor bize. bulgular, fosillerin coğrafik dağılımı hakkında deyim yerindeyse çılgın atıyor. bir buzul devrinde, soğuğa adapte olmuş organizmaların daha çok aşağı enlemlerde (bkz: ekvatora yakın paraleller) dağılım gösterdiği, daha sıcaksever bünyelerin ise tür yokoluşuna seyirttiği (bkz: extinction) ya da daha iyi ihtimalle ekvatora yakın paralellerde çok adetlerde ve yoğunlukta sıkışıp kaldığı gözleniyor. bunlar fosil kayıtları ve de oldukça açıklayıcılar.

    geçmişte buzullar, dönemlerin kendi iklim özelliklerini yaratmayı başardı. bu buzullardan alınan kesitler incelendiğinde eskilerin klimatik özelliklerini bulabiliyoruz. buna climate proxy deniyor. misal şimdi vostok gibi buzullardan alınan kesitlerde su içerikli ağır ve hafif izotoplar var. bilinen bir gerçek, ağır izotopların buharlaşma özgül ısısı çok daha yüksek. dolayısı ile kesitteki izotop (ağır/hafif) derişimi oranları hesap edilerek geçmişin sıcaklık haritası kolaylıkla çıkarılabiliyor. bu yöntem de buzul çağlarının varlığına işaret ediyor ve yukarıda anlatılan fosil bulguları ile oluşturulmuş peryotlarla örtüşüyor.

    hülasası, dünyada kitlesel anlamda çok çok büyük acılar varolagelmiş. dimağın sınırları toplam acının anlaşılması yahut tahayyül edilmesine yetmez. edebiyatla, felsefe ile bazen anlamlandırmaya, alegorik söyleyişlerle betimlemeye çalışırız sadece. hangi araç ile anlamlandırmaya çalışırsak çalışalım, yaşamın, o vital enerjinin, bütün bu çetin arazi ve iklim koşullarına rağmen halen varlığını sürdürebilmesindeki inatçılık, güzelliğin ta kendisi ve bütün o çekilmiş sonsuz acıyı unutturmaya bir nebze olsun yardımcı oluyor benim nezdimde.

    edid : kimi yazım hataları düzeltildi.
  • kimilerine göre bitişi, insanlığın soysuzlaşmasına uzanan çağı açmıştır;

    "insanlık asaletini son buzul çağı ardından yitirmişti. kan içerek, ilik kemirerek hayatta kalan ataların torunu, sahte tanrı güneşin vıcık vıcık akıttığı ışıkla ve yalvartmaya bağımlı eden bahşediciliğiyle bir sefile dönüştü. insanı köpekleştiren, dilenmeyi öğütleyen bu yeni devir, altına kıymet kattı ve sonunda da dinleri doğurdu. yaşamak için artık savaşmaya gerek yoktu. çünkü tarım ve biriktirmek çoktan icat edilmişti. işler çığırından çıktığında her yeni devrimle köleliklerden kölelik beğenecek insanın soysuzlaşması işte böyle başladı. güneş insan tenine hiç ulaşmamalıydı."
hesabın var mı? giriş yap