• çadırımızı ve ekipmanımızı alarak hem denize girelim hemde kafamızı dinleyelim dediğimiz zaman en büyük sorun güvenlik oluyor. ya 3-5 çadır ıssız bir yerde toplu kamp yapmanız yada çadırınızı kurabileceğiniz kamp mekanı bulup, çadır kurulum yeri parasını ödeyerek çadır kurmamız gerekiyor. tavsiye olarak gökova orman parkı – gökova http://www.akyakakamp.com/

    (bkz: gökova orman kampı)
  • az ilerde solda.
  • izmir/tire/kaplan köyü
    antalya/olimpos dağı
    muğla/bodrum/gölcük
    erzincan/çağlayan
  • ege tarafını tercih edecekseniz bir kaç yer söyleyebilirim.

    -karagöl: izmir menemene yakın bu yere sakın ola ki menemen tarafından gitmeye kalkmayın. gerekirse yolunuzu uzatıp normal asfalt yoldan gidin. yoksa kocaman ormanlık alanda, daracacık ve engebeli toprak yolda harap olursunuz vallahi. mekana vardığınızda ise mutlu olabilirsiniz. hele ki sıcaktan ve kalabalıktan kaçtıysanız burası tam size göre. çadır alanı da var hazır çadır da. artık tercih size kalmış.

    - özdere kalemlik: yine izmir'den bir mekan ancak oldukça ifşa olmuş yani kalabalık. denize girebilme avantajına sahip ancak neredeyse 24 saat boyunca mangal yapan amcalarla dört bir yanınızın çevrileceğini unutmayın. ayrıca onlar o çadırları yazlık niyetiyle kullandıklarından, epey bir yerleşik hayata şahit olacaksınız.

    -bafa gölü çeri restoran: ikisini birlikte yazdım çünkü çadır kurduğumuz alan restorana ait bir yerdi. restoranın hemen yanıbaşına çadırınızı kurabilir ve tabi yeme içme ihtiyaçlarınızı restorandan karşılayabilirsiniz. sabah sizi kaz sesleri uyandıracaktır. ancak profesyonel bir çadır alanı olmadığını unutmayın. yani duş yeri vs. beklemeyin ama tuvalet tabi mevcut. ayrıca şarj ihtiyacınızı burada karşılayabilirsiniz.

    -karaburun dolungaz: sanırım gittiğimiz yerler içinde bizim için en ideal olandı. gidiş yolu epey virajlı ama değiyor. çadır alanları da çadırları da mevcut. denize girebilir, manzaralı bir yerden çadır alanı kapabilir ya da insanlardan uzak mekanlara yerleşebilirsiniz. içinde cafeteryası da mevcut.

    - didim tavşanburnu: girip çıkmamızın bir olduğu bu mekan oldukça kalabalık. çadırlar adeta yol kenarına kurulmakta. ayrıca belediyeye ait bir yer olduğu için epey kalabalık. tabii fiatları uygun ve denize girebilirsiniz.

    - varil barrel kamping: çadır ve dinlenme için oluşturulmuş yapay alan. çaba takdire şayan tabi ama çadır insanı bi doğallık aramıyor değil.
  • tekirdağ uçmakdere
  • çanakkale kömür limanı , son 2 yıldır her yıl eylül başı ve ağustos ortası olmak üzere 2 kere gittik.
    ağustos ortasında çok kişi yoktu eylül de hiç kimse yoktu deniz buz gibi fakat çevrede keşfedilecek mükemmel manzaralar ve küçük bir köy mevcut.
    ağustos ortalarında gidebilirsiniz pişman olmayacağınıza eminim.
    ve tabi arabasız gitmeyi düşünmeyin gidemezsiniz.
  • borçka karagöl tabiat parkı.
    amandır şu her yeri beton yığınına çevirmeye çalışan zihniyet bu yazdıklarımı görmesin! ayder ve uzungöl’le kıyaslandığında halen o eşsiz manzaranın hakim olduğu, arap turistlerin henüz keşfetmediği; kirlerini, pisliklerini dökünmediği bir tabiat harikasından bahsedeceğim sizlere...
    artvin borçka’ya vardıktan sonra yaklaşık 25 km daha doğa harikası, tek şeritli yollardan geçiyorsunuz. doğu karadeniz’in karakteristik iklimini, insanını, bölgeye has coğrafi, sosyolojik özellikleri bu 25 km’lik yolda görebilmeniz mümkün. genelde iğne yapraklı, yüzyıllardır ayakta duran ağaçlar; kızılçam ormanları, olur olmaz yerlerde aniden fışkıran şelaleler, ceviz ağaçları, ladinler, köknarlar...
    karagöl’e ayrılan yol asfalt değil. kesme taşlardan yapılmış, çok da bakımlı olmayan bir yol. kör noktası fazla ve yol bazı noktalarda aniden daraldığından araçla dikkatli gitmek gerekli.
    yılın her dönemi böyle mi bilmiyorum ama ortama saat 2’den sonra sis çökmeye başlıyor ve görüş mesafesi çok kısalıyor. o yüzden günübirlik ziyaret edecekseniz mutlaka erken saatlerde gidilmesi gerekli. öğleden sonra o eşsiz görselleri görebilme ihtimaliniz çok düşük.
    günübirlik ziyaret demişken; ben beş günümü çadırda geçirdim. insanların duyarsızca etrafı kirletmelerini de sayarsak, pek bakımlı bir ortam olmadığını söyleyebilirim. çadır kuracaksanız da mutlaka ağaç altına bir yere kurun ki çadırınız ne kadar kaliteli olursa olsun; gecenin bir vakti aşırı yoğunlaşan yağmur suları içeriye sızabilir. yağmur damlaları çadırınızın tavanına değdikçe doğanın en güzel şarkısını da dinlemiş oluyorsunuz aynı zamanda. o eşsiz ses ahengi ile uykuya dalmak... hayatta yaşayabileceğiniz en özel duygulardan birisi olacak şüphesiz.
    sürekli bir ayı saldırısı muhabbeti dönüyor; olabilir mi olur vallahi, ortam buna müsait. yılan da olabilir, envai tür haşerat da... bu yüzden çadırı, insanların, çadırların yoğunlukta olduğu yerlerde kurmakta fayda var.
    borçka belediyesi’nin sosyal tesisi var; aperatif yiyecekler vs. satıyor. yetersiz. kamp kuracaksanız bayatlamayan trabzon ekmeği alın, etinizi vs. dondurun, gölgede muhafaza ederseniz 2. gün akşama kadar sizi idare edebilir. ben arada borçka’ya giderek ara stok yaptım. engebeli yerlerde sürekli hareket halinde olduğunuzdan sık sık acıkıyorsunuz. mangal üzerinde patates yahni, menemen yediğimiz öğünlerimiz de oldu. kahvaltıyla geçiştirdiğimiz öğünlerde. mutlaka piknik tüpü ve tencereniz yanınızda olsun. fener, terlik, şort, şişme yatak, kamp sandalye-masası elzem ihtiyaçlar.
    belediye kontrolünde olan alana her girişte ücret veriyorsunuz. av yapmanıza (olta, silah avcılığı vs.) müsaade edilmiyor.
    yazıyı çok da uzatmak istemiyorum. daha önce en az 10 farklı şehirde çok defa kamp yapmış olduğum halde şimdiye dek en fazla karagöl’de yoruldum. şu an evdeyim ve 14 saat uyudum, halen dinlenemedim... bu yorgunluk da dahil olmak üzere hayatımda yaşadığım en güzel zamanlarımı artvin borçka karagöl’de geçirdiğimi söyleyebilirim.
    bir önceki hafta güneydoğu’da idim. urfa’ya özel bir yazı hazırlıyorum. onu da en kısa sürede paylaşacağım. hörmetler efenim cümle aleminize.
  • kendi deneyimlerimden en beğendiklerimi, kendi fotoğraflarımla aşağıdaki gibi örnekleyebileceğim rehber:

    bolu - aladağlar - göksu tabiat parkı - 1 - 2 - 3
    bolu - yedigöller - 1 - 2
    istanbul - çatalca - çilingoz tabiat parkı - buraya foto gelecek
    kırklareli - iğneada longoz ormanları milli parkı - buraya foto gelecek
    bozcaada - akvaryum koyu - 1
    istanbul - çatalca - danamandıra tabiat parkı 1
    2
    en güzeli: cide - gideros koyu - 1 - buraya bi sürü daha güzel foto gelecek
  • insanların ayak basmadığı yerler koylar biliyorum o kadar o kadar güzel ve temizler ki.ama işte insanlar ayak basmadığı için güzeller ve temizler.en yakın arkadaşlarımdan bile sakınıyorum çünkü bir kişi bile öğrense bir kaç sene sonra yemek artıklarından plastiklerden geçilmez hale geliyor evet var istanbula yakın bir iki yer daha insanlar araçları ile gidemediği için temiz, sakin, sessiz kalan ve umarım yol yapılmaz ve kimse gidemez.
hesabın var mı? giriş yap