• çok uzak olmayan gelecekte, kaynaklar yetersiz gelmeye başlayınca benzer uygulamalarla birlikte sike sike yapılacak olan işlem. en büyük desteği de yine avrupa insan hakları sözleşmesinden alacaktır.

    aç ve cahil insanları doyurup, daha çok çoğalmalarına ve daha çok açlık ve cehalet yaratmalarına katkı sağlamanın bir çözüm olmadığı ortada.
  • kısırlaştırılması gereken cahil aileler değil, o aileleri politikaları ile cahil bıraktıranlardır.
  • suça meyilli insanlar sözkonusu olursa ciddiye alabileceğim önerme,
  • nazileşmek istemem ama neredeyse katılacağım.
    cahil insana tahammülsüzüm evet.
    çünkü bu devirde, bilgiye erişmek bu kadar kolayken, bütün dünyaya sınırsız erişim varken, bilgiye kendini kapatıp ölü taklidi yapan insanlara katlanamıyorum.
    meydan larousse çağında değiliz.
    aptal aptal dudağını büzüp, anlamından bile bir haber olduğun zafer işaretini yapıp, filtrelerle kendini süsleyip, makyaj uygulamalarıyla görünümünü tamamlayıp o fotoğrafları paylaşana kadar iki kelime okusan daha az katlanılmaz olacaksın diye suratına çarpmak istediğim insanlar var.

    bu konu ile ilgili en sinir bozucu şey de çoğalmaları.
    sen, ben gibi insanlar "aman dengimizi bulalım" diye bir tarafımızı yırtarken, bunlar su değmiş gremlin gibi çoğalıyor.
    sinirleniyorum, nefret değil bu.
    bütün kötülüklerin anası cehalet çünkü.
    cahil olduğun için her şeyi bildiğini zannedip, bildiğini okuyorsun.
    cahil olduğun için hastalıklı prensesler, aslan parçası prensler yetiştiriyorsun.
    cahil olduğun için sorumluluk sahibi olmayan bireyleri topluma salıyorsun.
    örnek olduğun çocuk o yüzden daha 8 yaşındayken "ne okiycam ben yea" diyor.
    cahil olduğun için, tıpkı seni, beni, bizi yönetenler gibi emeğe, akla, zekaya kıymet vermiyorsun.
    bu yüzden yan gelip yatayım ama biri de bana maaş versin ya da en kötü pirincimi getirsin diyorsun.
    yine bu yüzden üretmiyorsun.
    üzerine de yine tıpkı tepemizdekiler gibi üreteni "gerizekalı" sanıyorsun, çünkü bir tek sen akıllısın. çünkü aldatmayı, kandırmayı bir halt sanıp bununla övünecek kadar beyinsizsin de.

    sonra patır patır doğurup sokağa salıyorsun o çocukları.
    aferin ama söz de dinliyorsun, en az üç dedi ikiletmeden doğurdun bravo.
    daha çocuk nedir, nasıl bakılır, nasıl gelişir, ne zaman neye ihtiyacı vardır bilmeden onu da leş sosyal medyanda kullandığın bir aksesuar sanıyorsun.
    zannediyorsun ki o minnacık yavruyu kucağından indirmezsen sevgi dolu olacak.
    zannediyorsun ki -hani bir kere gördün ya instagrammer annelerden baby led weaning diye bir şey var- o çocuk elleriyle yiyip ortalığı batırdığında her şey oldu bitti. bunun da videosunu çektin mi tamam. modern annesin, bilinçlisin.
    dur daha erkeği var bunun.
    her bir şeyde olduğu gibi ağır abi olduğunda hayatın mükemmel olacak değil mi?
    ağır abi olarak kızı aldın (!), ağır abi olarak doğurttun (!), ağır abi olarak da sevgisiz kendin gibi bir öküz yaratma konusunda başarılısın.
    çocuğunu sevmek senin için sadece evine bir misafir geldiğinde göstermelik bir kere kucağına almaktan ibaret.
    kadın değil mi? gece ağladığında o çocuğa kalkıp bakacak değil mi?
    çünkü kendi kendini dölledi o kadın.
    aman dokunma çocuğuna, şımarık olur de, yüz verme tamam mı?
    sonra kızın baba sevgisinden yoksun büyüyüp hayatı öyle bir şey sansın, oğlun da senin gibi bir başka öküz olarak topluma salınsın. sonra bunlarla biz uğraşalım.

    bravo çok başarılısınız.
    ama bir yandan helal de olsun.
    öyle pembeli, mavili, balonlu, outfit uyumlu iki fotoğraf ile mükemmel aile tablosu oluyorsunuz.

    lütfen ya, lütfen.. hadi cahil geldin, cahil gidiyorsun. ama madem bir cana hayat veriyorsun, madem onu sevdiğini iddia ediyorsun. azıcık oku, ölmezsin, lütfen.

    bu halinle katlanılmazsın çünkü.
  • gereksiz bir öneri. onun yerine çin'deki gibi her aileye çocuk yapma üst sınırı koy, artık 3 mü olur 5 mi olur onu hesapla. gerekçen de belli: yüksek işsizlik oranı olsun. eh gerçekten de ilerde iş bulma ihtimali düşük olacak, açlık sınırında yaşayacak, mecburiyetten suça karışacak çocuk yapmanın manası yok, başta o çocuk olmak üzere herkes için eziyet.

    eğitimli aileler 10'ar 20'şer çocuk yapmıyorlar zaten. bunu yapanlar çocuk yapmaktan başka birşey bilmeyen, saçma bir şekilde çok sayıda çocuğun ona bereket getireceğine inanan düşük gelirli eğitimsizler.
  • aşılama karşıtı cahiller için desteklediğim fikir. o geri zekalılar sadece kendi çocuklarını değil kamu sağlığını da tehlikeye atıyor.
  • kısırlaştırmaktan ziyade üreme hakkının kazanılması gerektiğini düşünenlerdenim.

    doğada bu iş böyle yürüyor, güçlü olan hayatta kalıyor, genlerini sonraki nesle aktarıyor, burada güçlü derken sadece bedenen değil zeka olarak da güçlü olmaktan bahsediyorum, bunun tek istisnası insan, doğanın tersine ürüyoruz çünkü güçsüzün de hayatta kalabildiği bir sistemimiz var, doğanın etkilerinden minimum seviyede etkileniyoruz.

    batı ülkelerinde olay daha normal durumdayken (nüfus artışı olmadığı için) bizim gibi geri kalmış ülkelerde nüfus artışı yanında idiokrasiyi getiriyor, zeki insanlar çocuk yapmamayı ya da az çocuk yapmayı seçerken hamam böcekleri deli gibi ürüyor, hamam böceğinden kelebek ya da bal arısı çıkmasını bekleyemezsin, doğanlar da hamam böceği oluyor normal olarak. sonra gidip hepsi akp'ye oy veriyor bunların, tam idiokrasi.
  • son derece normaldir. ben sizin doğurup doğurup sokağa saldığınız ve potansiyel suç makinesi olan çocuklarınızla uğraşmak zorunda mıyım? ışıklarda araba camı silmeye çalışıp da para vermeyince arabanın camını kıran çocuklara ne demeli? ya da iki kız arkadaşa laf atan köşe başı serserilerine? ya da benim canım çıkana kadar çalışıp da kazandığım parayla aldığım telefonumu gasp eden pezevenge?

    haydi gene sakin olalım, bunu sadece kısırlaştırma olarak düşünmemek lazım. 2 çocuğa kadar izin verilip 2. çocuktan sonrasına ağır cezalar getirilmeli ki bizim milleti anca bu durdurur.

    ama çok çocuğun teşvik edildiği ve belli bir çocuk sayısının üzerinde para teşviği olan ülkemizde ne bekliyorsam...
  • ben bunu yıllllllaaaaaaaardır söylüyorum...

    evlilik için kan testi yapıldığı gibi sosyologlar çiftleri incelemeli ve gerekirse kısırlaştırılmalılar ya da en fazla bir çocuk izni olmalı.

    kültürlü ve bilinçli ailelere de 3 çocuk zorunluluğu getirilmeli, inanınız ki bu ailelerin vatadaş yetiştirmesi de aynı askerlik gibi kutsal bir vatan görevidir...
  • (bkz: let the linç begin)

    evet hümanist bir yaklaşım gibi görünmeyebilir, hoş bunu yapmak mümkün de değil. ancak daha geçenlerde zonguldak'ta çıkan bir haber herkesin içini yaralamadı mı?

    bebeğine süt alamadığı için çay içiren anne

    sokakta gördüğüm tüm çocukları toplasam, yedirsem, içirsem, okutsam, onları bu çirkin dünyadan alsam, bir adaya götürsem, eğitim versem, harika bir nesil yetiştirsem falan gibi ütopik fantastik hayallere sahibim. kaldırımda dilenen suriyeliler nedeniyle yolumu değiştirir oldum...

    friedrich nietzsche'nin dediği gibi;
    dilencileri yok etmek gerek.
    insan onlara verince de pişman,
    vermeyince de...

    şimdi bir dünya çocuk yapan, bunları sadece insanların merhamet duygularına hitap etmek için, kış gününde sokakta çırıl çıplak dilendiren cahil ana babaları değil mi? geçenlerde yine bir suriyeli aileye denk geldim yol kenarında oturan. bir çocuk ayakları çıplak, kaldırımda koşturuyor. bir anda içime bir sızı saplandı. çocuğun ayakkabısı mı yok diyecek oldum ama bir de ne göreyim, ayakkabı kadının yanında gizlenmiş duruyor. o an, sızım daha da derinleşti. sen çocuğunu şapkasız dışarı çıkarmazken, o yalın ayak dilendirebilecek kadar umursamaz kendi çocuğuna karşı.

    bebeğine süt alamadığı için çay içiren anne, bebeğin altına poşet bağlayıp bir de üstünü açıp, gazetecilere teşhir etmiyor mu? günlerce aklımdan çıkmayan o görüntüyle yaşamaya beni mahkum etmiyor mu?

    herkes sizin kadar hümanist değil, herkes sizin kadar düşünceli değil. ben o durumda olsam, aklıma son gelen şey seks olurdu, oysa kimileri üç dakikalık bir zevk için doğmamış çocukların hayatlarını karartıyor. hepiniz yeri geldiğinde bakamıyorsan yapmayacaksın kardeşim demiyor musunuz?

    eğitim şart ve tabi ki ilk adım olmalı. ancak eskiden ben de bu kadar hümanistken artık olamıyorum. bir insanın yaşamı çocukluğu ile şekilleniyor. yaşadığı travmalar, mutlaka hayatına büyük bir zarar veriyor. bunlardan kurtulan, okuyan doktor mühendis olan yüzlerce insan olduğu gibi, kurtulamayan milyonlar var.

    bir aile cahildir ama çocuğuna sevgi verir, cahildir ama hiç yoktan aç açıkta bırakmaz. ancak bu öyle bir cahillik değil.
    bu maalesef, çocukları kullanan, suistimal eden, onların hayatlarını karartan bir cahillik.
hesabın var mı? giriş yap