• 2001 yapımı bir ferzan özpetek filmidir...

    --- spoiler ---

    15 yıl hayatınızı paylaştığını aşkınızın vefatıyla hayatınız yıkılabilir, çok üzülebilirsiniz. ancak bir de aldatıldığınızı öğrenseydiniz ne yapardınız... evet antonia gibi peşinden giderdiniz, o kadını bulup her şeyi öğrenmek istersiniz.. peki ya o bir kadın değilse? hiç bilmediğiniz bir dünya ile karşılaşıp, o dünyaya karışıp etkilenmemek de imkansızdır. bana kalırsa ferzan özpetek'in en güzel film sıralamasında ilk sırayı alır.

    --- spoiler ---
  • "bu geç vakit
    bu sonbahar gecesinde kelimelerinle doluyum;
    zaman gibi, madde gibi ebedî, göz gibi çıplak, el gibi ağır ve yıldızlar gibi pırıl pırıl kelimeler.
    kelimelerin geldiler bana, yüreğinden, kafandan, etindendiler.
    kelimelerin getirdiler seni,
    onlar:
    ana,
    onlar:
    kadın ve yoldaş olan...
    mahzundular,
    acıydılar,
    sevinçli,
    umutlu,
    kahramandılar,
    kelimelerin insandılar..."

    nazım hikmet.

    diziyi izliyorum, gözlerimden sicim gibi yaşlarla. sevmenin hallerini bu denli hafif, renkli, olağan anlatan bir yapıta uzundur rastlamamıştım. sevmek, sevilmek, aldatmak, aldatılmak başka bedenleri istemek... kaskatı olduğum bazı şeyleri uyandırdı dizi.
  • filmini izleyeli epey zaman oldu. ferzan özpetek'in filmleri arasında en beğendiğim filmlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. en beğendiğimse serseri mayınlar/mine vaganti filmiydi, hala da öyle.

    diziye uyarlanmış halini de filmi kadar, hatta daha çok beğendim diyebilirim; neden bu sahne bu kadar uzun olmuş demeden izledim sonuna kadar, bu benim için önemli bir kriter. hatta son bölümünde, film kısa olmuş gerçekten bile dedim. oysa, filmi izlerken hiç böyle düşünmemiştim.
    öncelikle, görüntüler çok güzeldi, her sahne özenerek çekilmiş, özellikle bazı sahneler tablo gibiydi. müzikler de genel olarak iyiydi. sezen aksu şarkıları, ferzan özpetek filmlerinin bir parçasıymış gibi geliyor bana, ancak dizide sezen aksu şarkıları daha az kullanılabilirdi diye düşündüm ya da belki sözleri olmadan sadece müzikleri kullanılabilirdi; çünkü bazı şarkıların sözleri sahnelerle uyumlu gibi gelmedi bana. ama yine de sözleri duymazsak, müzikler sahnelerdeki duyguyu hissettirebiliyordu.

    --- spoiler ---
    başlangıçta dışarıdaki dünya beni çok korkuttu; belirsizlikler ve bilinmezlikler yüzünden iyiyle kötüyü artık ayırt edemez olmuştum.
    ancak, beklenmedik olanı kabul ederek büyümeyi öğreniriz. bizi şaşırtan şeylerin zorluğunu kabullenerek, bezmemeyi öğreniriz ve korkmamayı.
    ...
    hayatta her şeyi kutlamak lazım; iyi şeyleri de kötü şeyleri de... benim için yarın bambaşka bir hayat başlayacak.
    --- spoiler ---
  • benim bildiğim filmdi o ne ara dizi olmuş.
  • ispanyol yapımı olmasına rağmen bir adet yerli oyuncu ve sezen aksu şarkıları barındıran disney plus dizisi…

    ortadoğulular için önemli uyarı, dizi gökkuşağı renklerini barındırıyor cinsel eğiliminizin hassas olduğunu iddia ettiğiniz için izlemeyin.
  • bu kadar az entry girilmesine çok şaşırdığım disney dizisi.

    filmini izlememiştim ama aklımın kenarında bir yerinde hep vardı ve merak ediyordum,dizinin ilk bölümünü izledim.

    başka bir platformda olsa daha hard olacak sahneler o kadar yalın,sade,soft güzel anlatılıp işlenmiş ki ferzan özpetek e hayran kaldım.

    kafamda ki ilişki türünü hikaye olarak izlemek bana çok keyif verdi.hep savunduğum birşey var;eşcinsellik ya da her eşcinsel sosyal medyada ya da ortalıklarda görünen,bilinenler gibi olmaz diye.anlaşılamayacak,normal görünen tiplerin ilişki yaşamaları böylesine sadelikle işlenip,naifçe çok güzel anlatılmış.car car konuşan,kadınsı hallere kaymadan,normalleştirme çabası olmadan,edepli ve usturuplu bir şekilde çok güzel canlandırılmış ve bu beni çok etkiledi.insan kendi hayatından da birşeyler bulunca seyre doyulmaz bir iş çıkıyor ortaya.görsellikte güzel.kapıda herşeye salça olan meraklı kadınlar da dahil.

    var mıdır,olabilir mi böyle birşey çok düşük bir ihtimal.bu düşük ihtimal belki filmi masallaştırıyordur.hele günümüzde böyle dostluklar,ilişkiler yargılamadan,kıskanmadan,eleştirmeden mümkün değil,hele ki türkiye de hiç mümkün değil.mümkün olmasa da izlemek yine de hoş.günlük hayatta tanıştığı biriyle aşk yaşaması ki bölüm içinde dostlarından biri bile diyordu ki:”uygulamalardan tanışmışlardır”.asıl masalsı olan daha doğrusu kabus olan bu uygulamalar.iyi ki tanışma için o hallere girilmemiş,böyle güzel olmuş.

    ilk bölümden sonrasını daha merak ediyorum ama entry girmek için diziyi bitirmeyi bekleyemedim.birde az entry girilmiş olması bana tuhaf geldi.izlediğiniz dizilerden,filmlerden eşcinsellik bulaşmıyor en azından ne yapılmış diye bir göz atılabilir.iyi ya da kötü,sevilir ya da sevilmez ama serra yılmaz hatrına bile bence daha çok entry hakediyor.
  • neredeyse tüm replikleri ezberlediğim, zaman zaman tekrar izlediğim, #ferzan özpetek filmi. #ferzan özpetek filmleri sıralamasında benim için ilk sıradadır, 2.sırada #hamam, 3.sırada #şahane misafir gelir.
  • ferzan özpetek'in tüm yapımlarını izlediğimi söyleyemem. sadece isimlerini bile hatırlamadığım, sohbet esnasında yeri geldiğinde "hani şöyle şöyle oluyordu" diye anlattığım birkaç işini izledim. görsel estetiğe aşırı önem veren bir bünye olarak da, hepsinin ortak noktası olarak ferzan özpetek'in görseldeki başarısı kalmış aklımda. diziyi izleyince de, cahil periler'in film versiyonunu izlemediğime emin oldum. açıkçası da, diziyi o kadar beğendim ki, yirmi yıl önce çekilen, daha çömezlik dönemi işi denilebilecek filmi de muhtemelen diziden sonra hayal kırıklığı olur diye izleyesim gelmedi.

    spoiler'a geçmeden son olarak, beyaz perdede görsellik arayan, kara mizah sever bünyelerin izlediğine pişman olmayacakları bir iş olmuş diyebilirim.

    --- spoiler ---

    evet işin masalsı bir yanı olduğu aşikar. malum günümüzde, bütün komşuların, birbirini yargılamadan oldukları gibi kabul ettiği ve sevgi temelli bir aileye dönüştüğü binalar istisnai birkaç örnek haricinde yok. ama bunun dışında, anlatılan tüm hikayeler gerçek ve olabildiğince dramdan ya da mağdur edebiyatından uzak yansıtılmış. araya serpiştirilen minik espriler de pastanın süsü görevi görmüş. bunların birleşimi de, diziyi daha da güzelleştiriyor ve sekiz bölümün su gibi akıp gitmesini sağlıyor.

    evet sevgili, "netfiliks bizi ibneleştiriyooooor, yozlaştırıyooooor, musk ve gates cinsiyetsiz bir toplum yaratmak istiyooooor!" diye inanan odunsu bitki türü arkadaş, bir saniyeliğine bile olsa, o at gözlüğünü çıkarmayı başarırsan göreceksin ki, ilişkiler her zaman böyleydi. zibilyon sene önce, kör itin öldüğü köyde de böyleydi, şimdi dünyanın çekim merkezi metropollerde de böyle. şimdi herkes yoz, biseksüel ya da hedonist, peki sabah kuşaklarında böğrünen teyzeler ne? ya da porno sektörünün bile tabu dallarından olan zoofilinin, ensestin kitabını yazmış olan masum köylü dedelerin?
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap