• şu mektubun muhatabı:

    merhaba, umarım burayı okuyorsunuzdur.

    bu sabah kahvaltı yaparken yine sizi izledim. laf aramızda, ismail bey'e elbette çok geçmiş olsun fakat kendisi yokken program daha az sinir bozuyor.

    neyse. bu sabah idil şirin'in haberini verirken dediniz ki, efendim idil'in annesi deprem gününde çok kısa bir süre için evden ayrılmış, kızlarının okulundan aramışlar bir imza için, o yüzden evde değilmiş.

    şimdi bakın idil'in annesi allah bilir ne halde kadıncaz, her şey düşünüyor olabilir. evde olsaydı kızlarını koruyabileceğini düşünüyor olabilir, bir fark yaratacakmış gibi "keşke çıkmasaydım" diyor olabilir, kafasından elli ayrı senaryo geçer, dünyayı bin farklı yerden sorgulayabilir o kadın. bir çocuğunu enkazda kaybeden, o enkazın başında tam 58 saat diğer çocuğunu bekleyen birinden bahsediyoruz. allah gücünü artırsın, ne diyeyim...

    peki siz haberi neden böyle yapıyorsunuz?

    alışverişte, kuaförde, gezmelerde, konken partisinde... olamaz mıydı o kadın? enkaza ayağında pedikür terliğiyle koşsa ne olacaktı mesela? daha mı az üzülecekti, haber değeri daha mı az olacaktı, daha mı az kıymet verecektiniz onun acısına?

    herkese üzülelim ama evden sadece yarım saatliğine ve tabii ki annelik görevi kapsamında mecburen çıkmış olana ayrı mı üzülelim? veya napalım diğerlerine "taam ya okey o ara altın günündeymiş" mi diyelim?

    ulan çok sinirlendim sabah sabah, bak saat kaç oldu hala geçmedi...

    saygılarımnan.
  • kendinize "kim kurdu yahu bu saati!" seklinde söylenmenize etmenize sebep olan aygit.

    edip: yıllar önce entrylerimizin kaleme alınışında farklı kriterler sözkonusuydu..
  • kabadır. bir sabah da öperek uyandır yahu!
  • rüya düşmanı. yalnız sabahların mekanik buyurcusu.
    sevgilinle uyuyorsan daha da kötü. başka bir laciverti de telefon alarmıdır.
  • kurulu bir düzeni vardır.
  • kapitalizmin köpeği.
  • sabahları duşa doğru yürürken arkamdan sesleniyo bazen: "sen istiyor duj verejek 50 dolar daha!"

    kimseye kaptıracak 50 dolarım olmadığından, duş almadan çıkıyorum böyle günlerde..
    sonra tüm gün kendimi bok gibi hissediyorum o ayrı..

    ayrıca (bkz: annesinin banyo yaptırdığı çocuk çirkefliği/2)
  • çalar saatin en güzel yanı, bir süreliğine ihtiyaç duyulmayacağı için kapatılmasıdır. evet istanbul kadar güzeldir geç saatlere uyumak.
  • yatağa bağlanabilen ve yatağı titreştiren modelleri acilen icat edilmesi gereken ev eşyası çeşididir. sabahları sarsıntı efekti uygulayan bir yatağın uyandırıcı etkisi, "bi bi bi bip bi bi bi bip" diye öten ve düğmesine basınca susan bir cihazın uyandırıcı etkisinden binlerce kat daha fazladır. üstelik böyle bir teknoloji geliştirmek için einstein olmak da gerekmez.

    sarsılarak uyandırılmanın değişik yolları da yok değil tabi ki. ama fesat olmanın alemi yok.
hesabın var mı? giriş yap