• dikkat eksikliği vardır.
  • şanssızdır
  • dedikoducu değildir, iyi niyetlidir başkasının yaptığı hataları göze sokmam yerime üstünü örtenlerdendir, başarılı bir işin ardından övünmek yerine ekibini de başarıya ortak edendir. algı yönetmek manipüle etmek gibi dertleri olmadığından yıllarca yerinde sayan kişidir
  • konuyla ilgili yiğit özgür yorumu için buyurun
  • giderek daha iyi yenilen insandır.
  • inanmıyordur.

    ... ya da inanmıyordur.
  • bu grupta olan insanlardan biriyim. ulan 2-3 tane ders var her şeyi bırakıp özellikle onlara çalışıyorum kaç senedir ama yok yani olmuyor. 4 senedir alıyorum amk derslerini ama yine 10-15 alıyorum kalıyorum. ama bence sorun benden değil, hocalardan kaynaklanıyor. dersin birinde amk hocası 100 soru klasik soruyor diğerinde de kahpe kadın geçme notunu ebesinin amına çıkarıyor ama kazık soruyor herkes 15-20 alıyor öylece kalıyorum derslerden. çalışmadan başarılı olanların da amk, çalışıp başarılı olanların da!
  • çalışıyorum diye kendini kandırıyordur. verimli, planlı ve düzenli çalışmayı o saate kadar öğrenmeyi "çalışıyorum ama olmuyor" serzenişi içindeyse hala o saatten sonra da işi zordur. bir an önce mentalitesi neyse değiştirmelidir. bir dakika daha bekletmeden, hayatı daha da kacirmadan.
  • kendini sabote ediyor olabilir.

    şöyle ihtimaller var:

    - o dersi sevmiyordur, istemediği bölümde okuyordur vs.
    - başarıdan korkuyordur. çocukluğundan itibaren abisiyle, ablasıyla karşılaştırılmıştır. başarısı ailede yeni sorunları tetikleyecektir.
    - başaramayacağından çok korkuyordur. aşırı stres hissetmektedir. beyin yoğun kaygıdan algılamayı bırakmıştır.
    - insanlar onu başaramayacağına ikna etmiştir. ilkokul öğretmeni, annne babası, arkadaşları. artık o saçma düşünceler içsesi olmuştur: "çalışsan da yapamazsın olm." diye içinde bağıran bir hayvan vardır. (öğrenilmiş çaresizlik)
    - başardığı taktirde hayatında meydana gelebilecek değişimlerden korkuyordur. her tür değişim kaygı yaratır, kaygısıyla baş edememektedir.

    yiğit özgür'ün karikatüründe 'aylaklığa, serseriliğe harcadığım vakit kadar ders çalışmaya ayırdım, yine olmadı anne.' diyen oğluna, 'sktret madem , gafan çalışmıyordur o zaman' diyen anne, öğrenilmiş çaresizlik mekanizmasının nasıl kurulduğuna iyi bir örnek. oğlan yıllarca ders çalışmamış, muhtemelen pek çok terime aşina değil. yeni bir düzene geçiyor. değişmesi zaman alacaktır. aylaklıktan birden matematik problemi çözebilen dahiliğe geçilemez. dersleri anlamak bir süreç işidir. aniden gerçekleşmez.
    ama ya hep ya hiç kafası, sizin uyum sürecinde olduğunuzu kabul etmez. hemen 'yapamıyorsun işte' diye etiketler. ikna olursunuz.

    ikna olmayın.

    çalışırsanız başarılı olursunuz.
  • konu ders ise, verebilen çok iyi şekilde verebilmiş midir ki alabilecek olanın çok iyi şekilde alması istenmektedir ? akademisyenim diye geçinenler daha makale kurallarına uyamıyor lan... kuralına biçimine göre makale yazamayıp profesör olabilmesi ayrı tartışma konusuyken makale dahi yazmayan, yazsa da tüm makalesinin yüzde seksenini alıntılardan oluşturan proflara ne diyeceğiz ? tabiki de hocam diye hitap edecek saygıda kusur etmeyeceğiz... yoksa o şirin yaklaşılan hocalar da biliyor ailelerinin bizim tarafımızdan ne tür fantazilere kurban gittiğini.
hesabın var mı? giriş yap