• oha reklam gordum de boylesine flood reklami ilk kez goruyorum ekside. yakisir benim eksime yakisir benim tosunuma ooooh.
  • hakkında son girilen entrylere bakınca 'yaklaşık' diye başlayan entry girince yüzde 70 indirim kazanıldığını düşündüğüm oluşum.
  • edit: yaptığınız muhteşem pazarlama taktiği sonucu ekşideki başlığı şükela modda okuyan yazarlar veya potansiyel müşterilerinizin göreceği ilk 3 entry cambly'i itin neticesine duhul ettiriyor. şimdi mutlu musun cambly?

    ----

    marketing konusunda çok başarısız firma. hiç mi işini bilen marketing çalışanları yok anlamakta zorlanıyorum.

    1-reklam entrylerini böyle ard arda girdireceğine biraz daha aralıklı girdirse daha inandırıcı olabilir.

    2-entrylere arada imla veya harf hatası serpiştirirseniz ajans elinden çıkma olduğu daha az anlaşılır.

    3- hala milyon yıl öncenin reklamın iyisi kötüsü olmaz kafasındaysanız, ekipteki dinazorları değiştirin derim. yaratıcı adamlara ihtiyacınız var.

    4-entryler ben editör elinden gectim diye bağırıyor resmen.

    reklamları geçersek;

    kampanya falan hikaye, zaten neredeyse her zaman zart zurt indirimi var, normal olduğunu ilettikleri fiyattan boşuna almayın, 3-5 güne yüzde 55 indirimi nasıl olsa yaslayacaklar,

    1 kere mailinizi elde ettiklerinde spam maile boğacaklar bilginiz olsun, ben junk a yönlendirdim rahatladım.

    haftada diyelim 3 derslik paketi aldıysanız ve bir nedenle dersleri yapamayacak olursanız hakkınız yanıyor, yapmadığınız dersin parasını baştan ödemiş oluyorsunuz
  • 25 ekim 2023 20.00-20.40 aralığında birçok farklı hesabın 2'şer dakika arayla "x süredir kullanıyorum acayip gelişme kaydettim" diyerek "tanım" yaptığı uygulama.

    ayyyyyyyyyyyyyyynen aynen. sizin o reklamınızı yerim yer ya kıyamammmm ponçikler sizi. ne kadar da akıllısınız öyle.

    hadi başka kapıda oynayın.

    edit: hala devam ediyorlar efendim durduramıyoruz.
  • iki tane farklı ürün denemiş; cambly’de karar kalmış ve ikinci ayıma geçecek biri olarak deneyimlerimi paylaşacağım.

    birkaç ay önce yurtdışında iş başvuruları yapmaya başladım ve ilk skype görüşmesinde kendimi tam olarak ifade edemediğimi farkettim. ardından ingilizce konuşma pratiğimi geliştirmek amacıyla birkaç farklı siteyi araştırdım. cambly ile birlikte bir ürünü daha denedim; sonunda cambly’ye kayıt oldum.

    haftada 5 gün, 30’ar dakika paketini aldım. mülakatlar başladığı için bol bol pratik yapmak istiyordum; tam zamanlı çalıştığım için de, haftanın 2 günü kaçırma şansı verdim kendime. ayrıca aboneliğin sadece 1 aylık olması mükemmel, diğer pek çok sitede ciddi sözler vermeniz gerekiyor; oysa daha düzenli kullanıp kullanamayacağınızı bile bilmiyorsunuz. fiyatların dolar olması biraz üzdü. ama tl’ye çevirdiğimde pek çok rakipten yine daha ucuza geliyordu.

    cambly’de önceden rezervasyon yapmadan istediğiniz hocayla konuşabiliyorsunuz. her zaman yeterince online hoca mevcut oluyor. pek çok sistemde önceden dersi ayarlayıp, skype’a girip hocayla buluşmanız gerekiyor. burada ise çok daha pratik. ben anasayfada ‘job ınverview’ yazıp, karşıma çıkan hocaların profillerini okuyup, videolarını inceleyip, en sevdiklerime bağlanıyordum.

    hocaların çok kaliteli olduğunu hemen anlıyorsunuz. aksanlar kusursuz ve sizi muhabbete çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar. önce biraz tanıştıktan sonra benim ilk hocam, nicolas v, ne amaçla ingilizce öğrendiğimi sordu. mülakata hazırlık dediğimizde role playing yapmak isteyip istemeyeceğimi sordu. ardından role playing yapmaya başladık. bir işverenmiş gibi neden bu işi istediğimi, kendim hakkında beğendiğim ve beğenmediğim yönleri sordu. ardından ders materyalleri arasında benim iş alanımda olan bir makale seçtik. ben o makaleyi okudum, o da üzerinde sorular sordu ve tartıştık. çok başarılı bir seans oldu. ertesi gün tabi ki yine onunla konuşmak istediğimde, kendisini online yakalayamadım, online olduğunda da hemen başka bir konuşmaya girdiğini gördüm. sizin de aklınızda bulunsun, bir hocayı bulduktan sonra tekrar konuşmak istiyorsanız rezervasyon yapıp, kapatmak lazım.

    nicolas meşgulken, alejandra s ile çalıştım. onunla iş konuları yerine, normal reading çalışmaya karar verdik. bana şiir ve şarkılar yolluyordu, okuyup üzerinden geçiyorduk. bayıldım kendisine. aşırı sempatik ve profesyonel. şimdi haftada iki gün alejandra ile okuma ve konuşma, üç gün de nicolas ile iş konuları ve mülakat çalışması yapıyoruz.

    son olarak, rus büyükelçisi öldürüldüğü gün internetteki yavaşlamadan dolayı rezervasyonumu kaçırdım ve dakikalarım yandı. bununla ilgili bir mail attım ve bana türkçe olarak dönüş yapıp, dakikalarımı tekrar atadılar. buradan da bir artı kazandılar.

    cambly’de ikinci ayıma geçiyorum ve ilk ay sonunda bile konuşmamda ciddi bir rahatlama hissettim. ama haftada 5 gün konuşmamın etkisi de olabilir. ben şahsen son derece yararlı buluyorum ve tavsiye ediyorum.
  • yukarda yapılan reklamlara kanmayın ,bünyesinde çok fena eksikler bulunduran oluşumdur kendileri. camblyde 2. senesini geçiren ve son 5 aydır platformdan iyice soğuduğu için düzenli ders almayan ,üyeliğini yenilemeyecek biri olarak negatif düşüncelerimi belirtmek isterim.

    -eğitmenlerin bir çoğu düzenli olarak program oluşturmuyor, bu yüzden kendi eğitim zamanınızı düzenli hale getirmek pek mümkün değil.
    -eğitmenler zırt pırt ders iptal ediyor. örneğin salı akşamına zamanınız ayarladınız, derse girmeye yarım saat kala tutor programı iptal ediyor.
    -ders takvimi oluşturma çok esnek değil. örneğin 2 gün yarım saat hakkınız var diyelim ki, persembe aksamı son dersinize girip hafta sonu tatile gideceksiniz. bu denyo tutorlar son dakika dersi iptal ettiği için ya hiç tanımadığınız, puanı düşük bir hocayla derse gireceksiniz ya da hakkınız iptal oluyor. sonraki haftaya hakkınız taşıma opsiyonu yok.
    -native speakerların çoğu amerikada , ingilterede hiç bi halt olamamış vasıfsız insanlar.koyu trump destekçisi redneck heriflerle yarım saat geçirmek zorunda kalıyorsunuz. yarım saat konuşacak bir orta noktanız yok ve sıkılıyorsunuz.tanıştığım en iyi tutorlar hep güney afrika gibi eski ingliz kolonisi ülkeler oldu. buradan katılan eğitmenlerin genelde daha kültürlü insanlar olduğunu söyleyebilirim.
    -cambly aldığım ilk senemde çok iyi bir tutor bulmuştum ve çok faydalı olduğunu düşünüyordum. ancak daha sonra favori tutorum dersleri bıraktı ve bir daha dikiş tutturamadım. herhafta başka bir eğitmenle baştan aynı muhabbetleri yapmak durumunda kalıyorum ve bu yuzden ders hakkım olmasına rağmen randevu olusturmak istemiyorum.

    faydaları var tabi ki ancak ücreti çok yüksek ve yukarda saydığım eksiler nedeniyle f/p açısından çok fena sınıfta kalıyor malesef.
  • ana dili ingilizce olanlarla konuşturan platform. cambly vasıtasıyla aklıma düşen eski bir düşüncemi paylaşacağım.

    benim cambly'e üye olurken bir batıl inanışım vardı. sanki kelime ezberlemekle boşa vakit harcıyormuşum; benim doğrudan insanlarla konuşarak cesaret kazanmam gerek gibi bir his olmuştu ve üye olmuştum. cambly'de de yabancı hocalar hep alt yazı ile dizi izle, film izle diyordu. ben de dün bu olaya başladım. ama psikolojik olarak bir soruna dayanak bulmak istiyordum.

    işte bugün bu fikrime bilimsel bir dayanak için bir deneye başladım. hedefim diziyi izlemeye başlamadan en çok geçen kelimeleri ezberleyip diziyi öyle izlemeye başlamak. konu buradan sonra cambly'den çıkacak. sonra tekrar döneceğim.

    deneyi buraya yazmamın amacı cambly başlığını okuyanların içinde bu işe para ödeyecek kadar bu işe kafayı takmış kişiler vardır ve bu kişilerden çoğunun sayılarla arası iyi olabilir diye düşünüyorum.

    aşağıda uzunca ne yaptığımı yazacağım ama uzun okumak istemeyen için amacımı ve sonucunu kısaca yazıp konuyu kapatayım sonunda bunu mu diyecektin benim ilgimi çekmezdi böyle bir şey demeyiniz. :)

    amaç: sıradan konuşmalarda geçen kelimelerin çoğunu biliyoruz ama psikolojik olarak duyduğumuz kelimeleri sanki bilmediğimiz kelimelerden sanarak cümleleri ve kelimeleri anlamıyoruz. bunu ispatlamak.

    hedef: uzunca bir metinde geçen kelimelerin büyük bölümünde kaç kelime bilmediğimi saymak.

    sonuç: gerçekten sandığımdan çok kelimeyi biliyormuşum. asıl sorun kelime bilmemek değilmiş.

    ben excel'i ve sayılarla uğraşmayı severim. zaman zaman saçma sapan şeyler yaparım. işte bu merakımın bir sonucu aşağıdaki deney. :)

    edit: aşağıda yaptığım şeyi otomatik yapan bir program için @birgunahfarkiylacehennemegirenadam uyardı beni.
    program windows ve mac'de çalışıyor. yazının sonuna ekliyorum.

    --------------meraklısına uzun bölüm başlıyor---------------

    şimdi aşama aşama anlatayım. bu arada bu bir girişimcilik fikri olabilir. bu deneyden elde edeceğim şekilde bilgileri merak eden insanlara bir site kurabilirsiniz. ya da patentini alıp ilerde kullanan olursa dava açıp telif ücreti alırsınız. bu aralar çok start up hikayesi dinleyince etkileniyor insan. :)

    ingilizce öğrenmek ile bu aralar fazla ilgileniyorum. benim eskiden beri bir şüphem vardı. acaba sorun yeterince kelime bilmemek mi? çünkü ingilizce bir dizi açtığımda ne demek istediğini tam anlayamayacağımı düşünüyorum. bunun nedeni, "söylenen kelimeleri bilmemek mi" yoksa başka bir şey mi? daha çok kelime mi ezberlemeliyim?

    bunu ispatlamak için bir deney yaptım.
    deney şöyle:

    stranger thinks dizisinin ilk sezonunun ingilizce alt yazılarını indirdim.
    tüm bölümlerini tek bir excel tablosuna geçirdim.

    tüm cümleleri kelimelere parçaladım. sonra tüm kelimeleri alt alta bir sütuna dizdim.
    sonra her kelimenin kaçar kere geçtiğini excel'e saydırdım ve kelimenin yanına yazdırdım.
    sonra tekrar eden satırları sildim. böylece elimde dizinin 1. sezonunun tamamında geçen kelimeler ve kaçar kere geçtiklerinin olduğu bir tablo oldu.
    sonra kelimeleri çok geçenden az geçene doğru sıraladım.
    sonra her satıra kadar geçen kelime adedini toplayarak ilerledim.

    buraya kadar bir toparlayayım.
    en çok geçen 1. kelime "you" (963), 2. kelime "i" (681), 3. kelime "to" (556) kere.

    bu durumda 3. kelime olan "to" nun yanında 556 yazıyor, çünkü tüm sezon boyunca 556 kere "to" demişler.

    onun yanına da bu 3 kelimenin geçme adedini toplayıp 2200 yazdım. yani "you" + "i" + "to" = 2.200 yapıyor. böyle tüm kelimeleri toplayarak sona kadar geldim.

    buraya kadar yaptıklarımı anlatabildiysem devam edelim.

    sonra her satırda toplam kelime adedine göre yüzde kaç kelime olduğunu hesapladım.
    mesela 3. satırdaki "to" ya gelene kadar bu 3 kelime tüm kelimelerin %9'u oluyor. yani sadece bu 3 kelime tüm sezonun %9'unu kapsıyor. inanılır gibi değil. kaldı geriye %91 kelime.

    listenin sonuna kadar bu işlemi sürdürdüm. %100'e kadar geldim.

    meraklısına toplam sayıları verip asıl demek istediğim sonucu açıklayayım.

    toplamda 1. sezonda 23.378 kelime geçmiş.
    tekrar edenleri sildiğinde kelime adedi 2.510'a düşüyor.

    şimdi asıl anlatmak istediğim sonuca geliyorum.
    son excel tablosundan devam ediyorum. elimde tekrarlıları silinmiş 2.510 satır var.

    tekrarlı hali ile her satırda yüzde kaç kelimeyi geçtiğim yazıyor. (3. satıra kadar %9'du.) şimdi %90'a kadar gidiyorum.

    kelimelerin %90'ına kadar kısımda 20.928 kelime var. tekrar edenleri silersen 784 kelime var.

    ben bu 784 kelimeye tek tek bakıp içlerinde bilmediğim kaç kelime var diye tek tek baktım. toplamda bilmediğim 19 kelime çıktı. bilmediğim bu 19 kelime 20.928 kelimenin içinde 112 kere geçmiş.

    yani bu şu demek oluyor. sezonda söylenen kelimelerin %90'ının sadece %2 sini bilmiyormuşum. bu 19 kelimeyi öğrenip sezonu izlersem bir cümleyi anlamamın nedenini bilmediğim kelimelere bağlamama gerek kalmayacak. beynim psikolojik olarak bu bilmediğim bir kelime değil diye ikna olsun istiyorum.

    şimdi sonuca geliyorum. demek ki ben izleyeceğim her dizinin içinde geçen kelimeleri böyle sıralayıp %95 civarındaki tüm bilmediğim kelimeleri öğrensem psikolojik olarak kelime bilmediğim için sorun çıkar algım azalacak. veya vaktim varsa bilmediğim tüm kelimeleri ezberleyip öyle diziyi izlemeye başlayabilirim.

    meraklısı için stranger thinks dizisinin 1. sezonunda geçen kelimelerin %50'ye kadar olanlarını aşağı yazıyorum. acaba sizin tüm sezonun konuşmalarının yarısında geçen kelimelerin kaç tanesini bilmiyorsunuz inceleyiniz? göreceksiniz ki hepsini biliyorsunuz, asıl sorun kelime bilmemek değil...

    you
    ı
    to
    the
    a
    and
    what
    that
    this
    it
    know
    me
    is
    of
    in
    no
    we
    do
    will
    just
    for
    okay
    here
    on
    was
    like
    yeah
    go
    my
    he
    all
    oh
    ı'm
    your
    are
    ıt's
    she
    right
    but
    with
    there
    don't
    so
    come
    get
    not
    out
    about
    him
    have
    her
    be
    uh
    you're
    hey
    think
    up
    that's
    at

    sonunu cambly'e bağlayarak bitireyim. dizi izlemek yanında birinin size bir şey demesi ayrıca algıları açan bir şey. dizi izlerken beyin daha rahat çünkü yanıt vermeniz gerekmiyor ama cambly'de öğretmen size bir şey dediğinde ona yanıt vermek zorundasınız.

    veremezseniz de öğretmen cümleyi değiştirip tekrar söylüyor. ya da size chat ekranına yazıyor, chat ekranında türkçeye çevirme özelliği var. siz öğretmene türkçe bir şey yazsanız da öğretmen ingilizceye çevirebiliyor. ama bu nadiren gerekiyor.

    o nedenle cambly'nin dizi izlemeye göre farklı avantajı var. bence imkanların el verdiği her şeyi denemek gerek. çok yönlü olarak beyni ingilizceye maruz bırakmak gerekiyor. ama sadece kelime ezberlemekle yetinmeyin demek istiyorum.

    bu arada cambly'e üye olmayı düşünen varsa benim referans kodumu kullanın lütfen. bana da bir katkısı olsun.

    referans kodu olarak
    hakkisert
    yazmalısınız. yeni deneylerde görüşmek üzere. :)

    bir yazıda en çok geçen kelimeyi otomatik sayan program linki:
    program: vocabhunter
    link: https://vocabhunter.github.io/download/
  • youtube instagram gibi platformlara reklam amaçlı para akıtacağınıza, özellikle türkiye gibi ekonomik olarak zayıf ülkelerde fiyatlarınızı makul seviyelere getirseniz ya.

    adam zaten zengin olsa alır vizesini kaydolur bir kursa basar gider londra’ya 6 ayda sizin 2 yılda öğretemeyeceğiniz ingilizceyi öğrenir gelir.

    haftada 5 gün ve günlük 1 saat olan ücretlendirmesinin iki yıllık ücreti 21.600 lira.

    bunun üstüne biraz daha ekleyip çok rahat malta’ya ingilizce öğrenmeye gidebilirsiniz.
  • bu kadar reklam yaptığına göre abone sayısı epey düşmüş anlaşılan. e o kadar fiyata bu kadar abone :)

    ben de diyeyim bari :) yaklaşık 6 ay önce kullanmayı bıraktığım site. yine yaklaşık 6 ay kullandım. hiç memnun kalmadım. tavsiye etmem.
  • cambly'de çok sevdiğim yaşlı bir tutor vardı. kendisi türkiye aşığıydı. istanbul'a bir kez gelmiş ve mardin'i gezmek istediğini söylemişti.

    en son yaptığımız konuşmada çok sık öksürüyordu. sonrasında yaptığım rezervasyonu iptal etti ve bir sıkıntı olup olmadığını sordum. o da kalp ameliyatı olacağını söyledi. o gün bugündür mesajlara dönmüyor. ona 1. dünya savaşından 2. dünya savaşına kadar geçen sürede türkiye'de ki askeri ve siyasi olayları anlatacaktım. gerçekten çok endişeleniyorum, acaba akıbetini öğrenme şansım var mıdır?

    edit: cambly yetkilileri benim için araştırdılar hocamın vefat ettiğini belirten bir baş sağlığı sitesini buldular. çok üzgünüm ne diyeceğimi bilmiyorum
hesabın var mı? giriş yap