• ezan türkçe olursa bu süreç kısalacaktır.*
  • sadece ezan nedeniyle değil, ramazan aylarında teravih sırasında okunan salavatın hoparlörle dışarıya verildiğini yaşayan biri olarak çok da uzun sürmeyebilecek süreç.
  • camiye uzak oturanlara gore daha kisa olan surectir.
  • mehmet sevket eygi bu surecin farkinda olacak ki, rahatsizligini söyle dile getirmisti vakti zamaninda:

    "güzel okunmayan ezan, kültürlü ve irfanlı müslümanları üzer. ezandan elbette rahatsız olmazlar, okunuşundan rahatsız olurlar. ezan okumada hoparlörün, ses yükseltme cihazlarının yanlış ve kötü kullanılmasından şikayetçi olanları ezan düşmanlığı ile suçlamak iftiradır, demagojidir.

    zamanımızda sayıları çok azalmış olan sesi güzel, üsulünü bilen bir müezzin ezan okurken hoparlör sonuna kadar açılırsa, zarar verir, dinleyenlerin kulaklarını tırmalar ve ezana saygısızlık edilmiş olur.

    işte bazılarına bunu anlatamıyoruz.

    'benim dinim yüksek, o halde hoparlörün sesi de çok yüksek, en yüksek olmalıdır...' bu, ne kadar ilkel ve cahilane bir düşüncedir. yazık ki, yeni nesiller güzel okunan ezan’ı bilmezler. nadir istisnalar dışında böyle bir şey kalmamıştır."

    yazinin tamami icin:
    http://www.haber5.com/artikel.php?artikel_id=3426
  • iğrenç sesli, ezan okumasını bilmeyen, berbat ses sistemleri* kullanan hocaların* sayesinde ezandan nefret etmekle başlar.
    (bkz: ezandan nefret edenler)
  • arapçadan nefret eden, sabahın köründe ne dediği anlaşılmayan ve makamından tutun söyleyen kişinin sesine kadar her özelliği bakımından gürültü sayılabilecek ses tarafından uyandırılmaktan, çember sakallı, şalvarlı tipleri görmekten bıkmış kişi için çok kısa olacak süreçtir. perdelerin sürekli kapalı kalması, ev içinde sürekli olarak müzik çalması ile devam eder..
  • insanı katil de edebilecek süreç. hele bir de sabah ezanını öğle ezanı kuvvetinde okursa mahallenin biricik imamcığı insan epeyy bir hırplanıyor sinirlerinden başlayıp.hadi tamam hakkını yemeyim güzel de okuyor ama öküz gibi de bağırmaz ki insan. geçen saydım minarede dört tane hoparlör var. bir de etrafta o kadar çok cami var ki (bkz: üsküdar) bazı bazı okumadığında bile mahallede ezan sesi oluyor. hayır insan saçma fikirlere varıyor "bak hayvana nasıl bağırıyor kesin laik değil" "bak diğeri sessiz okuyor bu laik" gibi. mahallemizin sabahın köründe yataktan hoplatan ezanı meşhurdur, buyrun gelin.
  • sinav haftasinda sabaha karsi ders calisan ateist ogrenci komununu tenzih eden bir surectir.
  • çıldırıcam artık ezan sesinden, yarabbim sen affet. bu yaşıma geldim sessiz sakin huzurlu bir yer bulamadım şu memlekette.

    evim çift taraflı hoparlör sistemi ablukasında, hem ön cephe hem de arka cepheden geliyor. şehrin dışına doğru bir bağ evimiz var, bilin bakalım cami ve hoparlör nerede? cami biraz uzak kalıyor diye direğe hoparlör takmışlar allah razı olsun düşünen eden alıp gelip takandan ! burada da duymasaydik kulaklarımızda çınlardi uzaktan gelen ses. başka bir şehirde iş dolayısıyla ikamet eden aile bireyini bir hafta ziyarete gidiyoruz senede bir, orada da cami ile ev tam karşı karşıya. yazlığın yan tarafinda yeşil saha vardı, park alanı olarak biliyorduk, sonra tam ortaya cami yaptilar. minaresine takili hoparlor bizim evi hedef almış durumda, evin içinde okunuyor adeta. orada yoktu bir gürültü kaynağı azicik kafayı dinliyorduk, oraya da geldi ya peşimiz sıra!!!! artık ev filan alırsak tam ezan vakti bakmaya giderim çünkü camiye uzak olsa bile direge bağlı ses sistemi takıyorlar. neyse böyle böyle derken her ezan vakti ben günaha giriyorum. bu gidişle başlıkta söz edilen süreç tamamlanacak bir gün herhalde.
hesabın var mı? giriş yap