• dün akşamki tarafsız bölge programında mehmet bekaroğlu'nun sürekli araya girip ifadelerini çarpıtmasından dolayı sinirlenip islamcıları kastederek, "-bu zihniyetle uğraşmak çok zor kardeşim, türkiye'nin başına çöktüler" söyleminde bulunmuştur. haksız mıdır? hayır.
  • yıldırım demirören'in gazetesi vatan'daki görevine son verilmiştir. hükümet, yiye yiye bitiremedi muhalif gazetecileri. kendisinin görüşlerine genelde katılmasam da bir gazetecinin sırf muhalif diye hükümet baskısıyla gazeteden atılması da ağrıma gidiyor. yeter la, biri de farklı bir şey söylesin, farklı bir şey yazsın.
  • metalcilerin 5 yaşından beri metal dinliyorum dediği gibi, ortaokuldan beri yazılarını okuduğum gazeteci. kendisi hep cesurdu ve bugün söylediği gibi çizgisinden sapmayarak ayakta kalınabileceğini gösterdi. beni yanıltmadığı için, "tüh be bu adam da dönek çıktı" dedirtmediği için kendisine çok teşekkür ederim, o günlerden bugüne takip ettiğim nadir değerlerdendir benim için. bugün yaptığı yayınla da dünkü sonucun üstüne cila çekti. samimiyetle ve ilkeli yapılan işler öyle ya da böyle zirveye çıkıyor demek ki, daha da başarılı olduğu günler gelecektir.
  • bu sabah çılgın atıyor sjdjrlapd. düşündürürken güldürüyor adam.

    valla yeri dolmaz, bu adamlar gibisi gelmez.
  • kanal 6'da hergun 12:00 - 12:30 arasi yorumlu haber programi yapiyor, elini kolunu koycak yer bulamamasi bir yana hakkaten super yorumluyor ve puzzle birle$tirir gibi vardigi sonuclara birkac kere hasta birakti beni.. gazete performansini ise bilemiyorum.
  • bir şey olsa da imamoğlu'nun mezarını kazsak diye bugünleri bekliyormuşçasına bugünkü yayınında ekrem imamoğlu'nun hem cumhurbaşkanlığı adaylığı hem de bir sonraki istanbul başkanlık adaylığı bitmiştir diyerek saçmalamış gazeteci. ben muhalif kesimdeki kendi adaylarına karşı bu hazımsızlığı, bu nefreti anlayamıyorum.
  • ahhaah ben artık bu adamın hiçbir programını kaçırmam, hiçbir yazısını atlamam. türk malı dizisinden bile eğlenceli.

    son bombasını vatan gazetesindeki köşesinde patlatmış.

    efendim neymiş, behzat ç. dizisini referandumda evet diyen liberaller, iktidar yandaşları ve eski solcular çok beğenmişlermiş de o sebeple dizide bir rating patlaması olmuş.

    vayyy! tespite bak arkadaş. tebrikler !

    tespitinin dayanağı da ilginç. efendim, polis milleti o dizide işkence yapıyormuş. sorgu sual işlerini pata küte, ahaliye hak hukuk tanımadan gerçekleştiriyormuş. bu durum tıpkı günümüzde olan işlerle birebir örtüştüğünden, referandumda evet diyen eski solcu, liberal ve iktidar yanlılarını ekrana yapıştırıyormuş!

    aklını seviyim adam. * * *

    ey köşe yazanı,

    ilk olarak diyeceğim şudur ki, o dizi ve diziye temel olan roman ile ilgili zerre kadar bilgin olmadığı ortada. tekrarlar yapılırken en fazla 15 dakika izlemiş olduğun çok belli. köşeleri işgal etmeden, izleyici ve dizi ile ilgili ahkam kesmeden önce romanı oku, sonra dizinin yayınlanan tüm bölümlerini dikkatle izle ve en nihayetinde yaz! köşe yazarlığı ayak üstü yapılabilecek bir iş olmamalı. olursa işte böyle dilimize, klavyemize dolanırsınız.

    ikincisi referandumda evet diyenlerle hayır diyenleri kafana göre* ayırma. köşe yazını okuyan herkes rasim ozan değil ! ben söyledim oldu, çemkirdim doldu ile olmuyor bu işler!

    üçüncüsü, ben ne hükümet yanlısıyım ne de eski solcuyum ama behzat ç. dizisine bayılıyorum. etrafımda diziyi izleyen ve bayılan çok kimse de tıpkı benim gibi.

    ve son nokta: götürürler merkeze öptürürler herkese lafı bu ülkede asırlardan beri liberallerden de, eski solculardan da, eski sağcılardan da, iktidar yanlısı ve iktidar karşıtlarından da, ihtilallerden de, referandumlardan da, anayasalardan da önce var. diziyi güncele çekmeden önce geçmişe bak!

    hiç mi gitmedin merkeze?

    klişe tanımlarını, yargılarını ve yaftalarını da seviyim!
  • 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı işgali ile ilgili twitter adresinden izlenimlerini paylaşmış.

    ''sabah ilk gaza harbiye’de maruz kaldım. polis kalabalık gördüğü bir gruba gaz bombası attı. ucundan sıyırdım.

    taksim’e vardığımda bir anda gaz bombaları atılmaya başlandı. bir otele sığındım. camdan dehşet içinde seyrettik.

    ortalık yatışınca dışarı çıktım. polis taksim’den çıkış yapan gruba arkadan gaz attı. işte ondan kaçamadım.

    gaz bombası bulunduğum otelin tentesinde patladı önüme düştü. bütün gazı adeta yuttum. otelde yüzüme süt sürdüler.

    bir saat sonra taksim’e çıkarken 15 robokopla sohbet ettim. “niye kaçanlara atıyorsunuz” diye sordum.

    biri “emir böyle” dedi. bir diğeri 20 saattir hiç oturmadıklarını perişan olduklarını söyledi.

    biri çok sertti. “geri geliyorlar da ondan atıyoruz, gelmeyecekler işte öğrenecekler” dedi.

    saat 17.00’ye doğru alana çıkışlara izin verildiği açıklandı, bir anda yüzbinlerce kişi alana doluştu.

    aynı anda polisler de taburlar halinde alanı terk etmeye başladı. herkes sevinçle gezi parkı’nı ziyarete yöneldi.

    bu sırada sivil polislerden bazıları giden polislere taş ve su şişesi atmaya başladı. buna kalabalıktan da katılanlar oldu.

    bağırdık, atmayın dedik. “sadece el sallayın” dedik. bir anda parkın tam ortasına bomba yağmaya başladı.

    kaçacak yer yoktu. bir an ölüyorum sandım. nefesim kesildi. bir genç kız yüzüme bir sprey sıktı.

    bu sprey talcid su karışımıymış. tıp fakültesindeki öğrenciler keşfetmiş. bravo; yanmayı çok hızlı kesiyor.

    bombalara rağmen kalabalık daha da büyüdü. bir süre sonra polis tamamen çekildi.

    ama polisin gitmediği anlaşıldı. beşiktaş’a konuşlanmışlar. taksim’den inen kalabalıklara tekrar gaz ve su sıkıldı.

    bu halkın zaferidir. son yıllara damgasını vuran diktatör gibi yönetime, korku imparatorluğuna duyulan öfkenin bir anda patlamasıdır.

    hükümet olayı göremedi. basit bir protesto sanarak anında bastırmak istedi. beceremedi.

    ilk gün polis geri çekilse bu tepki bu kadar büyümeyecekti. ama iktidarın egosu ağır bastı. eleştiriye tahammülsüzlüğün sonucu bu.

    muhtemelen başbakan’a eksik bilgi verildi. halkın tepkisinin boyutu anlatılmadı. başbakan da “dağıtın hepsini” dedi.

    durum anlaşıldığında iş işten geçmiş oldu. iktidar kendi eliyle muhteşem bir muhalefet yarattı. bugün kırılma noktasıdır.

    iktidar bundan sonra sertleşecektir. karizma kırılmasını tamir etmek için daha şiddetli saldıracaktır.

    bunun için de medya kullanılacaktır. önce olayları görmezden gelen medyaya “iktidarı öven” kişiler çıkarılacaktır.

    iktidar olayı kendi lehine çevirmek için her türlü yalana sarılacaktır. yeni bir ergenekon dalgası bile başlatılabilir.''

    özellikle şu kısma dikkat: ''bu sırada sivil polislerden bazıları giden polislere taş ve su şişesi atmaya başladı. buna kalabalıktan da katılanlar oldu.''
  • herkese tavsiye ediyorum. youtube'da günlük 20-30 dk'lık canlı video çekiyor. can sıkıntınız mı var, ülkenin hâline dertleniyor musunuz, içiniz mi kabardı, hayatınız mı karardı?

    can abiyi açın ve dinleyin. sizin yerinize küfretmeden sövüyor, vurmadan dövüyor, değneksiz kovalıyor hem iktidarı, hem muhalefeti... liboş solcuları ve şeritçıları da es geçmiyor.

    analizlerine, çıkarımalarına katılırsınız katılmazsınız, orası sizin bileceğiniz iş. ama en azından foncu değil, yandaş değil. yaşının getirisiyle korkmadan kafa göz dalarak gündemi konuşuyor.

    ayrıca abone olmayı, beğenmeyi, çana tıklamayı ve paylaşmayı unutmayın :) mıknatıslı gözlüğünü özenle takıp, ekrana yaklaşıp yazı okumasını sevdiğim...
  • can ataklı'yı severim ama son videosuna inanamadım
    tek sorun erdoğan sanıyor ama ne yazık ki öyle değil,
    hiç bir şeyi sorgulamayan, her hıyarım var diyene bir avuç tuz alıp koşan bir kitle var.
hesabın var mı? giriş yap