• istemek. arzulamak, ihtiyacini hissetmek, yogun duygularla bir objeye yonelmek.
  • cok sık olunca bayan kafayi yedirten sey
    kendi kendine maymun olmak
  • (bkz: teni cekmek)
  • inceliğini az önce fark ettiğim eylem.
    garip gerçeküstü bir durum gibi düşününce.
    can çekmek!

    viski- sigara- kuruyemiş fotoğrafından sonra hissettim bunu.
  • mis koku
    güzel boyun
    şekil saçlar
    fındık burun
    leziz dudaklar ın sahibine karşı duyulan "yanımda olsa " isteği
  • "nasıl oldu? nerde oldu? saat kaçtı? hava fırtınalı mıydı? kaç kurşun attın? nasıl yalvardı? çok korktu mu? nerden bildin? ne dedi? elini ısıran, yüzünü tırmalayan oldu mu içlerinde? söylemesi ayıp vurduğun karı ölürken, nefsin uyanır mıydı?" kemal tahir - esir şehrin mahpusu

    (bkz: hakkı geçmek)
    (bkz: kedisi mavlamak)
  • fiziksel olarak açıklayamadığım bir çekme kuvveti.

    öyle sadece lezzetli yemeklerle açıklanabilecek kadar basit bir şey değil kanımca..

    can neyi çeker? neden çeker?
    bir kitabı okumak, bir resime bakmak, biriyle konuşmak.. garip.. hakikaten tuhaf bir çekme hali, tuhaf bir güç..
  • acayip zaaflı bir ifade, "canım çekti" dediğin zaman başkasının malı hakkında anında en "masum" ve en "saf" şekilde söz hakkına sahip oluveriyorsunuz

    diyetindeki kısıtlı besinleri tüketen birinin, azıcık mide bastırmalık yerfıstığını "canım çekti" diyip, yiyebilip; üzerine açma poğaça, iskender falan gömebilirsiniz mesela, karşınızdaki insanın kısıtlı besinlerini, acımadan, en masum en olağan şekilde "canım çekti" diyerek tırtıklayabilirsiniz!
    ne diyim boğazınızda kalsın, eşek kadar insanın 2 tl verip bi paket fıstık almak yerine, diyetteki insanın kısıtlı miktardaki yerfıstığına sulanması ise "canı çekmek", ayy ne kadar da saf ve masum bir beleşçilik o öyle!
  • "beleşçilik" ile feci şekilde karıştırılan şey.

    "canı çekmiş yazık" denilip, bunun üzerinden başkasının malını havadan eksiltmek ise "canı çekmek" değil, kurnazlık ve beleşçiliktir.

    benim de canım gördüğüm bir şeyi çekebiliyor. bu dünyanın en normal şeyi. ama ben kimsenin elindeki şeye "ayyy cınım çikti" diyip dadanmıyorum. atıyorum hafızaya, ilk uygun vakitte aynısını alıyorum kendime, hatta mümkünse bizzat evde yapıyorum...

    bir şeyi canımızın çekmesi insani bir şeydir ama o insani duyguyu, başkası üzerinden sömürmek çakallıktır, beleşçiliktir.

    bin kere daha yazabilirim bunu "beleşçiliktir"...

    hayır, demin biri elimden eppeğimi almadı. ama birkaç ortamda, kısıtlı miktardaki yiyeceğim yenildiği için zor durumda kalmalarım aklıma geldi. dahası, vermek istemediğimde "canı çekmiş demek ki, ondan istemiş" diyerek, beleşçi taraf haklı çıkartıldı. durduk yere yine o aklıma geldi.

    bir daha yazıyorum bakın iyi belleyin.
    "canım çekti" diyip başkasının yiyeceğine dadanıyorsanız, bu "insani" bir şey değil.
    canınızın çekmesi insani olan, canınızın çektiği ve başkasına ait olan şeyi yemeniz değil! eğer bunu yaparsanız, "beleşçisiniz". bedava ya, çeker tabi canın.
  • sait faik her canı çektiğini yapamayan benim gibi bir adammış. ama kelimeleri benden çok daha iyi kullandığı açık:

    ''canım çekiyor diye öpemem seni güzel çocuk!
    canım çekiyor diye giremem sana deniz, göğsüm zayıftır; doktor yasağı.
    canım çekiyor diye içemem: körkütük oluncaya kadar, aklı boğuncaya kadar: karaciğer yasağı.
    canım çekiyor diye bir vapura binip haydarpaşa'ya, oradan tabana kuvvet van'a kadar gidemem. yollarda geberirim...
    çarşıya inemem.
    çarşıyı allah kahretsin.''
hesabın var mı? giriş yap