• hayatı da insanları da zerre siklemeyerek ömrüne ömür katmış insandır.
  • olabilir. mümkün yani. canı sıkkın bi insan o an iletişimden uzak olmak isteyebilir. bu kadar takmayın bunları.
  • insan canı istemezse telefona cevap vermemelidir zaten, dolayısı ile ayrıca bir kişilik özelliği olarak belirtmenin gereksiz olduğu durumdur.
  • daha sonra da 'ay dünya kadar cevapsız vardı, senin ki altta kalmış görmemişim' diyecektir.
  • sizin onu istediğiniz zaman arama özgürlüğünüze istemediği zaman sizinle konuşmama özgürlüğünü kullanarak yanıt veriyordur.
  • ben de bu insanlardan biriydim bir zamanlar.

    çok sevdiğim dedem ölüm döşeğinde beni görmek istemiş, ancak sırf ben çalan telefonu keyfimden açmadığım için o çok sevdiğim yaşlı adam son isteğinin gerçekleştiğini göremeden göçtü gitti. o zamandan beri her telefon çaldığında açarım. konuşmak istemediğim kişiye de, acil bir durum yoksa "işim var" der, yolu gösteririm.
  • kararlarında özgür olması gerektiğinin farkına varmış insandır . ama şöyle de birşey var; cehalet mutluluktur .
  • telefonu daa, icat edeni dee, arayanı daa, aratanı daa, bize bunu dikte edeni dee, mezarını daa, beşiğini dee, ta'!

    (bkz: birim) (bkz: #25698831)

    neyse çok sert olmasın, insankenki bir duygumu anlatayım da benim de bir zamanlar masumca duyguları olan bir insan olduğum anlaşılsın. (anlaşılmazsa da çok ta...)

    80 sonu-90 başında sanırım. evlere telefonlar sırayla veriliyordu bizim kasabada. ptt diye bi'şey vardı. arkadaşların evlerinde görülen o kahverengi bal kutularını her görüşümde eve daha bi' umutla giderdim. ama yok. bugün de bağlanmamıştı. hep sorardım ne zaman sıra bize gelecek. aylar sonra telefon bağlandığında sevinçten sehpanın yanında uyumuştum. hep ptt pişman olacak, ansızın geri gelip sökecek götürecek gibi gelirdi. okuldan sabırsızlıkla döner çalması için dua ederdim. keşke şimdi çalsa da birileriyle konuşsam derdim. kaçamak kaçamak arkadaşlarımı arardım. hoş arayacak çok kişi yoktu...ey gidi!

    şimdi geldiğim duruma, dönüştüğüm forma bakıyorum da; metamorfoz geçirmişim resmen. tüm bunları yaşayan ben değil miydim? yukarı baktım da, başlıktaki gibi davrananları infaz eden birkaç "sorumluluk sahibi" temiz insan çeşidi gördüm. arkadaş sen beni yargılama. listenden çıkartma. ne halim varsa görmeyeyim. belki haklıyımdır kararlarımda ha, olamaz mı? uymaz mı sana? belki sırf dayatıldığı için istemediğim şekilde davranmaktan nefret etmişimdir, belki cehennemin dibine batasıca sesinden bıkmışımdır, "belki insanları özlemeyi özlemişimdir" bu da mı uymaz sana?

    36 yaşımdayım. aşırı derecede fazla düşünen bir insanım. bu yaşa kadar ne birirktirdin ne damıttın derseniz; "neredeyse hiçbir şey göründüğü kadar acil değildir." telefon yokken de insanlar ölürdü, hastalanırdı. ama hayat bir şekilde sürerdi. 95 yılında motorola marka bir çağrı cihazım vardı. önemli bir durum olduğunda belimdeki cihaz basitçe bir ses çıkarırdı. okur gerekeni yapardım. allahını seven bir mum getirsin..

    (bkz: çağrı cihazı)
    (bkz: ankesörlü telefon)
    (bkz: jeton)
    (bkz: bu adam tam bir beton)
  • kardeşim de bu insanlardan biriydi vaktiyle. sağolsun fenalık geçirmeme neden olurdu telefonun diğer ucunda. sonrasında sevgilisi oldu da o telefona bakar oldu. yalnız aslında ne güzel bir özgürlüktür. hayatı kolaylaştırmak için üretilen bir şeyin esiri olmayan insandır.
  • etrafındaki, numarasını verdiği insanları bu tercihi konusunda bilgilendirmesi, etrafındakilerin de buna uygun davranması gerekir. iki taraf anlaşmadıktan sonra ne herhangi bir tür ilişki (arkadaşlık dahil) ne de telefon görüşmesi mümkün değildir.
hesabın var mı? giriş yap