• çankırı il sınırları içinde hayatın en'lerinden ve ilk'lerinden çoğunu yaşayabileceğiniz güzide insanların toplandığı ve onlara daha da güzide hocaların verildiği, içi boş düşünülürse sadece 4 binadan oluşan, içi dolu olduğu düşünülürse yepyeni bir dünya olarak nitelenen fen lisesi statüsündeki okullardan birisi.
  • 1994 yılında kurulmuştur. ali aktaş en saygıdeğer öğretmenidir, bir çok öğrenci için.
  • barzani ye benzerliğiyle nam salmış müdürü zekeriya yelmen ile eğitime devam eden okul. yurdu güzeldir. eğitim binası da yıllar sonra -güçlendirme yapılarak- hizmete açılmıştır.
  • çankırı merkez ilçe milli eğitim müdürlüğü'ne bağlı bir okuldur

    bağlı olduğu kurum: milli eğitim bakanlığı
    bulunduğu yer: çankiri / merkez
    adı: çankiri süleyman demirel fen lisesi
    adresi: ankara yolu 2. km.çankiri
    telefon numarası: 3762130848
    faks numarası: 3762136799
  • 2004 yılında kaydolup 2008 yılında mezun olduğum lisem. çankırı'nın en iyi eğitim veren lisesidir.
  • kampüsün taşınması ile yeni adı çankırı odalar ve borsalar birliği fen lisesi olarak değiştirilmiştir. eski saygıdeğer kısaltması "çsdfl", "tobbfl" olarak değişmiştir. mezunları olarak geçmişimizin büyük bir bölümü silinmiş, hatıralarımızı çocuklarımıza sadece kelimelerle anlatmamıza sebep olmuştur. gidip göstereceğimiz "bak oğlum/kızım buradaki camdan atlayıp gece counter oynamaya kaçardık/çorbacıya kaçardık", "bak bu koridorda ali aktaş hocamızdan amcamimamamamamamakinesivar ile beraber bir çarşamba sabahı dayak yemiştik" şeklinde gösterebileceğimiz koordinatlar kalmamıştır. (bkz: end of an era)
  • 3 yıl eğitim gördüğüm okulun ismidir.

    binası yerle bir olmuş, bize hüzünle hatırlayacağımız anılar, fotoğraflar, ömürlük dostlar bırakmıştır.
  • işbu entry ahde vefa üzerine biricik lisem için yazılmıştır.
    -----
    gözlerimi kapatsam kendimi en mutlu hissettiğim top 10 listesi yapsam, 5 tanesi bu okulda eğitim aldığım günlerden çıkar.
    biz çsdfl iken okuduk, ambar memuru arif'i, aşçı ismail'i, zübitak'ı, aaktaş'ı, şaban hocası ile tam bir mozaikti. aldığım 4 senelik eğitimde hem ruhen hem entellektüel açıdan çok geliştiğimi her zaman hissettim. her katında 12 tane odası olup odaları kuzeye bakan pansiyonunda üşümemeyi, arkadaşını ne olursa olsun satmamayı, koledok kanalı ile water kabarcığını, tek karbonlu ilk aldehit olan formaldehitin koklanmaması gerektiğini burada öğrendim.
    gece yurdundan kaçıp kaiser internet kafede oyun oynaması mı, etütlerde uyuklaması mı, sınavlar bitince etütball oynaması mı... neler neler. çok güzel günlerdi.
    yazları bilim şenliği olur, şehrin ortasına fen lisesinin standları koyulurdu.
    bir sene bilim şenliğinde 500 kişinin kan grubuna bakmışlığım vardır (parmaktan damla kan alarak, beyaz porselen üzerinde çözeltiler kullanarak)
    12 yaşında kapısından tıfıl, kendine güveni az, hayatı hiç bilmeyen bir çocuk olarak girip serpilmiş, kendine çok şeyler katmış, dostlar kazanmış, kendi kendine yetmeyi öğrenmiş biri olarak çıktım.
    bende hakkı çoktur.
  • 94 yılında girdiğim, benim için özel yeri olan okulum. sabire hoca vardı matematikçi. daha sonra trt de bir programda görmüştüm. öğretmenler günündeydi. ilk yıl yatılı kalmıştım. benim için hayatımın en zor yıllarından biridir. içe dönük bir öğrenci için zordur yurt ortamı. arkadaşlarım harika kızlardı. hala bazılarıyla iletişimim var. ilk dönem üç zayıfım vardı. bayağı zorlanmıştım. ama ikinci dönem teşekkür almıştım. daha sonra ali aktaş hocamızla tanıştık. eğitim hayatımdaki en iyi öğretmen diyebilirim. korkmazdık ama dersini pür dikkat dinlerdik, saygı duyardık, severdik. eşi serpil hocaya da kötü davranırlardı erkekler. kötü niyetleri yoktu belki ama yorarlardı. bazen gülerdi o da haylazlıklarına. eee zeki çocuklardık. şaban hocamız da çok beyefendi idi. bize tekrar defteri tuttururdu. anamız ağlardı ama işe yarıyordu. allah razı olsun onlardan. fizikçimiz niyazi hoca. bir özgüven abidesi idi. orman mühendisi olmak istediğini anlatırdı. sonradan geldiği için telafi dersleri yapan fikret hocamız ve ingilizceci oktay hocamız. harika bir biyoloji öğretmenimiz vardı. alanına çok hakimdi. çok severdim dersini. bir arkadaşımızın babası onları çankırı ya getirirken trafik kazasında vefat etmişti. hepimizi çok üzmüştü bu olay. sonra puan kırılıyor filan diye çankırı lisesine geçmiştim son yıl. sınav stresi yaşadım, depresyonla tanıştım. oradaki matematik öğretmenim de bir melekti. bana sözleriyle güç verdi. inşallah onun gibi bir öğretmen olabilirim. çok var anlatılacak şeyler ama şimdilik bu kadar.
  • sene 1998 falan 1. sınıfların bir şubesi çoğunlukla ortaokulu imamhatipte okumuşlardan oluşturulmuştu. bu, nerdeyse tamamı imamhatip kökenli çocuklardan kız olanları zamanla çeteleşti. elebaşları din üzerine konuşup daha uzaktan gelen, sessiz/sakin kızları kendi çetesine çekmeye çalışırdı. o yıllar çok değişik yıllardır. bu kızlar akşamları izin alıp camiye teravihe gidip zikir olayına girerlerdi. kendi gruplarına çektikleri bir kız arkadaşımız vardı, bu zikir mikir olaylarından korkup ağlamıştı. bu kızlardan elebaşı olan kız rüyaya falan yatardı. yatılı okul olduğundan akran zorbalığının daha yoğun yaşanırdı. yurtta dolabından birşey kaybolan arkadaşı için bu kız rüyaya yatar ve rüyasında hırsızı görüp, kendilerinde olmayan seküler kızlardan birine hemen iftirayı basardı. o yıllarda lisede başörtüsü yoktu. bunlar liseden sonra ışık hızıyla kapandılar. üniversite dönemlerinde bir kaç kez imamnikahı süreçlerinden geçtiklerini duymuştuk. (kendi hayatları, istediklerini yapsınlar karışamayız elbette.) üniversite bitti bu zihniyet belli başlı yerlere yerleşti. fetö metö oldu. bunlar hollandaya, almanyaya, amerikaya kaçtılar. iltica ettiler. hepsi elbette başlarını açtılar. şimdi en çok makyajı yapıp, fönsüz sokağa çıkmazlarmış. bize ne bundan tabii ki. ama bu insanlar çok kötü insanlardı ve bu ülke bunlarla dolu. zamanla anladık ki o lisenin öğretmenleri de bunları örgütlemiş.

    kamplaşmayı ve kötülüğü biz çocukken gördük. ben ramazanda oruç tutmazdım ve aç kalırdım. çünkü yemek çıkmazdı. allah hepinizin belasını versin. veremez çünkü yok.
    ülke böyle. ahlak yok, vicdan yok. fırsat verilse herkes komşusunu kesip malını yağmalar. örneğini tarihte gördük. dinin olduğu yerde neden çocuk tecavüzü daha fazla çünkü bu tip toplumlarda en korunaklı yer bu alanlar. dine yanaş ve istediğin gibi yaşa, sen istediğini yap ama diğerlerini de acımasızca kına, iftira et, bokla.
    (bkz: #78871096)
hesabın var mı? giriş yap