• iş dünyası argosunda üçkağıtçı, dolandırıcı anlamında kullanılır. ancak bu kişileri adi dolandırıcılardan ayıran özellikleri büyük oynamaları ve bazen peşinde olduğu işi de gerçeğe dönüştürebilmeleridir. çantacı olarak adlandırılan kişiler aslında iyi giyinen, iyi konuşan, çevresi geniş, son derece kurnaz kişilerdir. peşine düştükleri herhangi bir iş veya projeye ya kendileri ya da ortada hiçbir zaman olmayan büyük holdingler adına teklif verip bu iş, mal veya projeleri satıcının elinden çok ucuz fiyata kapmaya çalışırlar. bu esnada ya da ardından yine girmedik delik bırakmayarak alıcı bulur ve ölmüş eşek fiyatına kapattıkları mal, proje veya işleri bu akılsız yatırımcılara büyük paralara kakalarlar. eğer satışı yapıp, komisyonu alıp aradan sıyrılamazlarsa da bu sefer alıcı ile satıcı arasındaki sözleşmeye komisyoncu - aracı - danışman vb. gibi sıfatlar ile katılıp yüzde 5 ile yüzde 10 arasında oranlar üzerinden hisse alırlar.

    piyasada önceki yıllarda en fazla çantacının dolaştığı iki sektör enerji ve uluslararası kredilendirme sektörleri idi. gerek türkiye'de peynir ekmek gibi dağıtılan enerji lisansları, gerekse de büyük ve orta ölçekli şirketlerin son derece düşük maliyetle uluslararası firmalardan kredi arayışları bu sahtekarların sayısını inanılmaz ölçüde artırdı; piyasayı üçkağıtçı cennetine çevirdi; neyse ki son bir iki yıldır ekonomik kriz ile birlikte bu gibi adamların sayısında da azalma var. ibre maden sektörüne doğru kayıyor, aman dikkat.

    bakalım daha neler göreceğiz.
  • uyusturucu alim-satimi sirasinda yakalanamayacak kadar muhim (ve cukkasi saglam) kisilere torbaci'dan alim yapmakla sorumlu araci, mutemet. cogunlukla beles mal, ya da, yasadisi eylem catisi altinda yakinlasip guven tazelemek neviinden networking maksadiyla bu isi yaparlar. hesabina calistiklari kisi ve gruplara yonelik tedhis politikasinin uzantisi olarak 'bayram degil seyran degil' tipi, meskun mahal ici emniyet takip ve baskinlarinda got altina giderler.

    eger bu isi yaparken yakalanan kisi 'unlu'yse emniyet/adalet gergefi kendisinden ekranlara cikip, mumkunse aglayarak, tovbe istigfar etmesini 'iyi hal'e yazdirmak guvencesi vererek rica ederler. bazisina cizgi roman cizdirirler, bazisini babasi hatrina 'uyusturucu karsiti film'de oynattirirlar, bazisina kutsal kitaba sarilir halde objektiflere resim verdirirler.

    tek basina kullanamayacagi ya da satin alamaycagi kadar yuklu miktar yasadisi madde ile yakalanan bir cok orta sinif kalibresinde is-guc, mevki-statu sahibi kisi de aslinda ustlerine/amirlerine cantacilik yaparken yakalanip 'rezil' olan 'taseron'lardir. kendileri gibi araci olan bir cok bordrolu, beyaz yakaliyla beraber bir sure mapusluk cekerler.

    bu sayede toplum barisi ve adalet boylelikle yerini bulmus olur. gencleri zehirleyen bu suc sebekeleri boylelikle cokertilir. tabi turkiye'de olmaz bu. baska ulkelerde, baska diyarlarda olur.
  • herhangi bir fakültenin asistanları da bu sıfatı taşır. zira akademik dünya bir kişinin bir alanda uzmanlaşması için minimum bir sene hocaların çantalarını odadan sınıfa-sınıftan odaya taşımasını öngörür.
  • marka, kişi ve kurumlar hakkında kanıtsız ve dayanaksız suçlamalarda bulunan ruh hastası yazar.
  • aktrollerin akp’yi eleştiren herkesi pkk’lı ilan etmeleri gibi kılıçdaroğlu’nu eleştirenlere vahhabi ve ışid’li vs. diyen yazar/provokatör.

    ciddiye alınmamalı. engelleyip geçilmeli.
  • eski çalıştığım şirkette bir yönetim temsilcisi vardı.
    biz bizeyken bu herif çok sert, gereksiz çok sert...
    birkaç örnek:

    "artık yaptığınız her işi puanlayacağım, puanı yüksek olanları panoda ilan edeceğim.
    tablonun en alt yüzde yirmilik bölümünün iş akdini feshedeceğim."

    "maaşınızı alamadınız diye ne bu afra tafra,
    veremiyoruz bu kadar basit,
    diğer ay da bir dahaki ay da veremeyeceğiz,
    işine gelmiyorsa çalışma, zorla mı çalıştırıyorum?"

    "bir günde 8 saat çalışıyorsunuz, bunun öğle molasını düş,
    tuvaletti falan verdiğin araları da düş,
    ne oldu ne kadar çalıştınız,
    ben söyleyeyim: 5 saat max.
    haftada 25 saat yapar.
    ayda 100 saat yapar.
    bir ay 30 çarpı 24 , toplam 720 saat.
    sen 720 saatin sadece max 100 saatinde çalışıyorsun ve benden tam maaş alıyorsun.
    bu hiç adil değil.
    bu sözüm (ücretsiz) ilave ek çalışma saatleri talep edildiğinde nazlanan kişileredir ve maalesef bunlardan aramızda çok var."

    işte bu yönetim temsilcisi patron geldiğinde,
    hemen patronun elini öper,
    gözleri dolu dolu konuşur,
    heyecanlanır, kekeler,
    patrona minnet duygularını ifade eder uzun uzun...
    patron uçakla bir yere gidecekse, onu havaalanına bırakır (patronun kendi şoförü var aslında)
    onu havaalanından alır ,
    gece 1-2 demez...

    bilmiyorum onun kulağına gitmiş midir,
    onun bir lakabı vardır aramızda: çantacı

    bir ara şirketin bir başka ildeki bölge toplantısına gitmiştim.
    orada şirketin büyük ortaklarından biri bana
    "sen çantacının şubesinde misin"
    diye sordu, yüzüm bembeyaz kesildi.
    ulan bizim taktığımız isim buralara kadar duyuldu mu diye.
    "anlamadım ne çantacısı" diyebildim sadece.
    adam güldü.
    "ya bırak şimdi, çantacıyı tanımayan mı var?!"
    dedi.
    ne acınası durum, ne haysiyetsiz bir iş !!!

    işte böyle haysiyetsiz bir iştir çantacılık...

    şimdi bu sevimsiz hatıra aklıma neden geldi?

    işte şu tweet :

    https://twitter.com/…?t=ms9nw6lg2bokjemh9kh3va&s=19

    kendisini hiç sevmesem de çok çok başarısız bulsam da bir merkez bankası başkanına çantacı lakabı takılması beni üzdü.

    bugünlerin hesabı sorulacak elbette bir gün şimdiki başkandan.

    çantacı lakabını hakediyor mu, takdir sizin...
  • resmi adı kargo olan mücevherat alım satım işi.
  • kuyumculuk sektöründe toptan pazarlama yapan işletmelerin satış personeline sektör içinde verilen isim.
  • diş hekimliğinde çok yaygın olan bir tabir. genellikle cerrahlar, nadir de olsa bazen de protezciler yapar bu işi. muayenaheninizde çalışırken gelen cerrahlık işleri( komplike 20 yaş çekimleri, implant, sinus lift ) tarzı işleri dışarıdan freelance çalışan bir cerraha yaptırmaktır. söz konusu cerrahla haftada bir gün üzerinde anlaşırsınız. o gün gelir, işleri yapar, ücretin bir kısmını alır, gider. çantacı olmak zordur çünkü standart of care oturtmak zordur, her yere kendi aletlerini götürmek zorundasın, geniş bir çevren olmalı.kısaca zordur çantacı olmak.
    protezci olup çantacı olmak daha da zordur. kimse çağırmaz kolay kolay sizi. anca full mouth, belki 5-7 üyeli köprüler falan olursa biri çağırır sizi.
  • bir kaç yıl yapmış olduğun meslek
    muhasebe elemanıydım kapalı çarşıda adam çıktı çantaya birini bulana kadar beni yolladılar bir ara muhasebeyi bırakıp çantaya geçmeyi düşündüm iyi parası olan sektör.
hesabın var mı? giriş yap