• kafa dergisinin ocak 2015 sayısında zafer algöz, santana'nın "tam bir adam", "herif", "kral"olduğunu bir anısıyla birlikte anlatır.

    şimdi yazıyı aklımda kaldığı kadarıyla aktarıyorum.

    santana abimiz 20 yıl aradan sonra (en son 1989'da gelmiş) 2009 yılında bir konser için istanbul'a gelir. otel, konaklama, gezelim falan derken. rehber "abi, gel bi kahve içelim kendimize geliriz" diyerek bunu bir kafeye götürür. ama yolda bi allan kulu santana'yı tanımaz, imza isteyen yok, bağıran yok, koşuşturan yok, medya yok.
    kafede otururlarken boyacı küçük çocuklar birden "annaaaa, santana lan bu", "koşun olm, santana abiyi görelim" diyerek kafenin kapısına yapışırlar. ama görevliler bebeleri "lan siktirin gidin" gibi cümlelere benzediğini düşündüğüm bir takım cümlelerle kovalayarak kafeden defetmeye çalışırlar.
    o sırada santana abi, olayın farkına varır ve "n'ooluyor lan orada" diye sorar. rehber işi tatlıya bağlayayım falan derken, santana abi "lan koca kodumun istanbul'unda bir tek bunlar tanıdı onlara da siktir çekiyorsunuz" der ve hemen boyacı bebelerin yanına gelmelerine müsaade eder.
    ve çocuklara "la olm, koca istanbul'da beni bir tek siz tanıdınız, ne ayaksınız?" diye sorar,
    çocuklar "abi, biz müşterilerin ayakkabılarını boyarken müşteriler bazen gazete okur ya, işte biz de bazen bu haberlere göz ucuyla bakarız, orada senin geleceğini duyduk, ondan haberimiz var" cevabını verirler.
    santana'nın "helal lan size, benim konseri dinlemek ister misiniz? sorusuna, çocuklar "kral adamsın, izleriz, dinleriz" cevabını verirler.
    santana hemen yaverine "bunları konser salonunda protokolde görmek istiyorum, bunlara hemen vıp davetiyesi ver" emrini verir.

    konser günü, çocuklar salona gelir ama kodumun korumaları işin evveliyatını bilmedikleri için "sokarım yalanınıza da davetiyenize de" diyerekten bunları defeder.

    yalnız bebeler tam bir canavar "santana, santana", "help" diye ortalığı inletirler. santana yine "orada olay mı var lan bakışı" atar, rehber durumu anlatır. santana "o çocuklar yerlerine oturmadığı sürece sahneye adımımı atmam" der. görevliler vıp davetiyelerine bir bakarlar o da ne adı geçen yerlerin hepsine vali yardımcısının görümcesi, belediye başkanının eltisi falan çöreklenmiş (nüfuzuna soktuklarım). eee n'oolacak, hemen boyacı bebelerin ellerine bir karton tutuşturulur ve merdivenlere oturtturulur. çocuklar mutlu ama santana baba "olmaz" der. ve "eğer o çocuklar davetiyelerindeki yerlerine oturmazsa şerrefsizim basar giderim, hem de bütün salona olayı anlatır, alayını rezil rüsva ederim" ultimatomu verir. görevliler gider o kodaman geçinenlere dil döker falan. sonra konser salonuna gelen santana direk * vıp yerine bakar, çocukları görür ve konserine başlar.

    - "adamsın!!!!!, helal olsun, sağ ol, sağ ol, ağ ol..."

    şu saatten sonra senin en büyük dinleyicilerinden biri olacam hee.
  • bir virtüöz değildir ancak iyi bir müzisyen ve iyi bir gitaristtir çünkü kendine ait bir tarzı ve soundu vardır bu adamın..iyi gitarist olmanın kriteri 64lük nota basmak yada bütün gamlara hakim olmak diildir kesinlikle bu yüzdende joe satriani,john petrucci gibi gitaristlerle kıyaslanması hem yanlış hem lüzumsuzdur..
    40 metre öteden attığı solonun kendini belli etmeside dalgaya alınacak değil takdir edilecek bir durumdur..
  • dünya'nın en iyi 500 gitaristini bi araya toplayıp gitar çaldırsan; ilk bu adamın gitarının sesini tanırsın.

    parmakları hiç bir müzisyende olmadığı kadar gelişmiş gırtlağa ve ses tellerine sahiptir.

    büyük gitarist. virtüöz demek hakaret gibi gelir bence.

    (bkz: parmaklardaki gırtlak ve ses telleri)
  • mafya babası isimli müzisyen.
  • vakti zamanında woodstock'ta çalmış. günümüzde ise basbayağı kendisi için "türkiye'de olsa acun'un yetenek yarışmalarında boy gösterirdi." deniliyor. tarihe not düşülsün, bu da böyle bir hoş bir anı olarak hatırlansın istedim. bakın tekrar ediyorum: woodstock - acun - woodstock - acun (fade out).
  • benim kapı zilini çalsa bu onu bile saatlerce dinleyebilirim.
  • "gitarist" değil "müzisyen" dir kendisi. kendisini ifade etmek için seçtiği enstrüman gitardır yalnızca. rahatlıkla saksafon, piano ya da flüt seçebilirdi kanaatindeyim.
  • hayvan gibi solo basan heavy metalcilere alternatif, kitap okurken ya da eve yeni donmu$ken nasil bu kadar guzel gittigini anlamadigim ustad.
  • timbal ve perküsyon esliginde afrika ve latin ritminde tek bir tanecik akorluk gidisatta jin go ba ile " damardan " girebilen " ustad " . sadece damardan girmiyor uyusturuyor .. rock kafasi pek basmiyor tabii haliyle bu duruma, utanmadan santana reroraa diyebiliyor hayasizca .. pioneer ( öncü ) kelimesini bilmemekten ileri gelebilir tabii ki bu ..
  • seveni sevmeyeni çok olan müzisyendir. her ne kadar süper bir gitarist olup olmadığı tartışılsa da çaldığı ilk notadan itibaren " aha bu santana " dedirtir. bu müzikte çok önemlidir.
hesabın var mı? giriş yap