• 1940'lı, 50'li ve 60'lı yıllarda filmler çekmiş ve the third man'i yaratmış olan ingiliz yönetmen.
  • 1968'de en iyi yönetmen oscarini almistir.
  • ingiliz yönetmen. 1906-1976 yııları arasında ya$amı$tır.yönetmen, gerilimle estetik öğeleri birbiriyle karı$tırmasını çok iyi biliyordu.çok ince hesaplanmı$ ı$ık efektleriyle ayrıcalık kazanan filmlerinde carol reed genellikle, kendilerine güveni kalmamı$ , toplumun dı$ladığı insanların kaderini anlatıyordu.
  • oyuncu sir herbert beerbohm tree'nin oğludur. gladiatör'ün proximo'su, oliver reed'in de amcası. 1976 yılında vefat etti. önce tiyatro oyunculuğu yapmış sonra da sinemaya geçmiştir. uzun yıllar yazar edgar wallace'a asistanlık yapmıştır. ingiliz yazar daphne du maurier* ile büyük bir aşk yaşamıştır. ilk filmi "midshipman easy: it happened in paris", 1935 yılında çekmiş. askerliğini ingiliz ordusu belgesel birimi'nde yapmış. o sıralar dünya ikinci kez savaş halindedir. "the true glory" ile oscar alır. önce orson welles'li "the third man", sonra da marlon brando'lu "mutiny on the bounty" ve asıl dikkat çektiği filmi "the agony and the ecstasy" ile hazırladığı kariyeri , 1968 yılında çektiği "oliver" ile en iyi yönetmen oscar'ını kazandırdı. pek sevilen filmi "trapeze"ile burt lancester'e yeni ufuklar açarken, son filmi "follow me" ise mia forrow'un oyunculuk kariyerinin sonu olmuştur.
  • the third man filmini çekerken gece ve gündüz sahnelerini çekebilmek için 3 vardiya halinde çalışan ekipler kurmuş ve bu ekiplerin hepsini hiç uyumadan idare etmiş müthiş yönetmen. 24 saat uyumamamak için, çekimler boyunca o günlerin moda ilacı benzedrine kullanmış.

    kaynak : 3.adam filminin dvd sinde filmin çekiliş hikayesi.
  • bugün doğum günü olan efsanevi ingiliz sinema insanı.

    carol reed, ingiltere'nin en başarılı sahne aktörlerinden sir herbert beerbohm tree'nin metresinin oğlu olarak dünyaya geldi.

    canterbury'deki king's school'da oldukça sönük bir okul kariyerinin ardından reed babasının izinden gitti ve 18 yaşında küçük oyunculuk rolleri almaya başladı.

    filmlere 1932'de associated talking pictures'da diyalog koçu olarak girdi ve ilk solo çalışması olan midshipman easy'yi (1934) yayınlamadan önce birkaç filmin yönetmenliğini yaptı.

    reed'in ilk filmlerinin çoğu ucuz, dikkat çekici olmayan çabalardır. ingiliz hükümeti 1938'de film şirketlerinin yabancı filmlerin dağıtımına odaklanmak yerine yerli sinema filmlerinin yapımını tamamen finanse etmelerini şart koştuğunda reed, bir ingiliz maden kasabasındaki yaşamı anlatan ve uluslararası beğeni toplayan the stars look down (1939) ve rex harrison'ın ingiliz çifte ajan rolünde yer aldığı hitchcock tarzı bir gerilim filmi olan night train to munich (1940) gibi kayda değer çalışmalar yapabildi.

    ikinci dünya savaşı sırasında reed, ingiliz ordusunun film birimi için general dwight d. eisenhower'ın (daha sonra abd başkanı) gözetiminde garson kanin'le birlikte yönettiği the true glory (1945) de dahil olmak üzere belgeseller yönetti. reed bu filmle "belgesel yapımcılığında üstün başarı" dalında ilk oscar'ını kazandı.

    belgesel yapımının reed'in film yapım tarzı üzerinde muazzam bir etkisi olmuştur. savaş sonrası filmleri, belgesel tarzı bir duygusal kopukluk ve mükemmeliyetçi bir detaycılıkla karakterize edilir. bu durum, james mason'ın kaçak bir ıra ajanını canlandırdığı kaderci bir trajedi olan odd man out (1947) ile başlayan ve birbirini izleyen yıllarda çekilen üç filmde daha da belirgindir.

    robert krasker'in usta işi sinematografisi filme, reed'in bu dönem filmlerinde sıkça rastlanan bir görsel stil olan uzun gölgeler ve kasvetli bir görünüm kazandırdı. reed bir sonraki filmi the fallen ıdol'da (1948) iki önemli ortağıyla -yazar graham greene ve yapımcı alexander korda- işbirliğine başladı.

    ertesi yıl üçlü, reed'in tartışmasız en iyi filmi olan, joseph cotten ve orson welles'in başrollerini paylaştığı bir soğuk savaş gerilimi olan the third man'i (1949) ortaya çıkardı.

    film cannes film festivali'nde birincilik ödülünü kazandı ve reed akademi ödülleri'nde en iyi yönetmen dalında aday gösterildi.

    reed'in 1940'ların sonundaki filmlerinin gücü ve ünü nedeniyle 1952'de şövalye ilan edildi ve bu onura layık görülen ilk ingiliz film yönetmeni oldu.

    reed'in 1950'ler ve 60'larda çektiği filmlerin çoğu, savaş sonrası ilk çabalarının seviyesine ulaşamadı. sirk draması trapeze (1956), graham greene'in casus parodisi our man in havana (1960) ve michelangelo'nun epik öyküsü the agony and the ecstasy (1965) gibi filmler iyi karşılandı ama pek çok eleştirmen reed'in artık en iyi dönemini çoktan geride bıraktığını düşünüyordu.

    reed'in müzikal türündeki tek girişimi olan lionel bart'ın sahne müzikali oliver'ın (1968) heyecan verici bir beyazperde uyarlamasıyla yanıldıklarını kanıtladı.
hesabın var mı? giriş yap