341 entry daha
  • casablanca senaryosu olmayan bir filmdi. filmin öyküsü, çekimler ilerledikçe belirginlik kazanıyor, son ana kadar ne yönetmen, ne de metin yazarları ilsa'nın victor'la mı, yoksa rick'le mi gideceğini biliyorlardı.

    evet, ilsa ile victor... bulgar karı-koca. ve ilsa ile rick... bir klişe daha: aşk üçgeni... mutsuz aşk.

    victor erotik ilişkide belirsizliğin, siyasal ilişkide açıklığın sözcüsüdür. rick, kinizm ile cömertliğin birbirine karıştığı müphem maceracıdır... ilsa ise gizemli ya da ölümcül kadındır. rick ve victor ilsa'ya aşıktır. ilsa ise kararsızdır. kalbi başka söyler, aklı başka...

    yine de bütün bu klişeler, bu aşk üçgeni klişesi içinde bozguna uğrar. casablanca'yı casablanca yapan da budur. klasik aşk üçgeninde aldatılmış bir koca ile zafer kazanmış bir aşık vardır.

    ama, casablanca'da iki erkek de aldatılmış ve kaybetmiştir. ancak, iki erkek arasında sokratik bir aşk vardır. hani neredeyse, ikisi de bir özveri düellosu oyununu ötekinin hoşuna gitmek için oynuyor gibidir. her halükarda, kadın iki erkek arasında aracı rolünü üstlenir. kadın yalnızca aracılık edebilir, zira -klişeler gereği- olumlu değerlerin taşıyıcısı kadınlar değil, yalnızca erkeklerdir. ilişkiler, aslında, erkekler arası ilişkilerdir. kadınlar o ilişkilerin nesneleridir, o ilişkilere tabidirler yalnızca. kadın, gizemli de olsa, ölümcül de olsa, sonuç değişmez. ne var ki, casablanca bir kadın-erkek öyküsü değildir. daha doğrusu sadece bir kadın-erkek öyküsü değildir. casablanka bir şehrin öyküsüdür. bir şehrin ve bir topluluğun... bir "geçiş" yeridir casablanca şehri. "vaadedilmiş toprak"a doğru bir geçiş noktası...

    casablanca'dan sonra onları bekleyen bir gelecek vardır, güzel bir gelecek... ve casablanca'da herkes bir bekleyiş içindedir. filmin başlangıcındaki anlatıcının dediği gibi: "bekliyorlar, bekliyorlar, bekliyorlar..." vaadedilmiş toprak'a geçiş için beklerler. beklerken de boş durmazlar; onlara o "ülke"nin kapısını açacak "sihirli anahtarı", ele geçirmeye çalışırlar.

    o sihirli anahtarın para olduğu sanılır önce. bu araç birkaç kez ölümcül bir oyun, ya da rulet kılığında çıkar ortaya. (rus ruleti?) sonra anlaşılır ki, sihirli anahtar hem bir çaba, hem de bir "vazgeçiş"tir. "arzu"lardan vazgeçiş... ama, bu da kağıt üzerinde göründüğü kadar kolay bir iş değildir.

    casablanca'da "vaadedilen toprak" bir değil, ikidir aslında. biri amerika'dır. (gizli gizli söylenen 'america ı love you' şarkısıyla belli eder kendini). ikinci ise, direnme ya da kutsal savaş'tır... victor oradan gelir, rick oraya gider. casablanca işgal altında bir şehirdir. işgalciler ve onların işbirlikçileri keyiflerine göre yönetirler casablanca'yı... rick, ilsa, victor direnirler, teslim olmazlar.

    bir de casablancalılar vardır. teorik olarak vardır. onları göremeyiz kolay kolay. bir türlü görüntüye giremezler. rick'in kulübüne uğramazlar. ayrı mahallelerin insanlarıdır. rick'in ikide bir "bir daha çal sam" dediği şarkı ilgilerini çekmez, kulaklarını yakalamaz çünkü...

    zamanında casablanca adında, istanbul'da, tepebaşı'nda çok eski bir gazino açılmıştı. filmde geçenlerin bir gün orada da geçeceğini ummuş bir gazinodur. tarihinde geçenler filmde geçenleri aratmaz. sonra bir düğün sarayı da olsa, casablanca'da bir ruh yaşayageldi... o yüzden, gene de her yol casablanca.
  • jessica jay ın coverladığı efsane parça
hesabın var mı? giriş yap