• bu saate sahip olan herkes en az bir kere yorgan altında ışığını açıp saate bakmıştır.
  • üçüncü sınıfın birinci dönemi sonrasında ilk sahip olduğum saat.

    hep isterdim bu saati. çünkü ışığı vardı ve alarmını kurduğun zaman 20 defa öterdi. her saat başında da 2 kere öter, sınıfta bu sahip olanlara bir karizma katardı. ben de istemiştim ama önüme bi hedef koydular. bütün derslerim 5 olursa saate sahip olabilecektim. ne yazıkki 2 tane dördüm vardı ve babam hedefi gerçekleştiremediğim için almadı saati.

    ama dedem vardı benim... hiç bir şeyi esirgemezdi. babam da esirgemezdi sadece biraz daha hırslı yapmaya çalışıyordu beni ama dedem dayanamazdı buna. kızdı babama. bildiğin 40 yaşında adama hala sokakta oynayan veletmiş gibi fırça attı sonra döndü beni teselli etti. iki gün sonrada manavgata gitmişti dönüşte tabi saati almış, güzelce sardırmış ve bana getirdi.

    hayatımın ilerleyen yıllarında birçok hediye aldım hatta 200-300 tl'lik saat bile aldım hediye olarak, laptop aldım, iphone aldım, kindle fire aldım ama hiç biri beni bu casio saat kadar heyecanlandırmadı da mutlu da etmedi.

    biricik dedem benim. her şeyi alırdı bana. saati de almıştı. 97 yılı falan olması lazım. ilkokul üçüncü sınıfta, saati koluma takıp gururla okula giderdim. derslerde her saat başı iki kere bipbip demesi inanılmaz mutlu ederdi beni. gel zaman git zaman o saati lise ikiye kadar taktım ben. çok işimi gördü. denize girerken o saati çıkarmamak inanılmaz bir haz veriyordu bana çünkü üstünde kocama 'water resist' yazıyordu. gece yattığım zaman yorganı kafama çeker ışığını kayardım. yorganın içini nasıl aydınlatacak diye, çok mutlu olurdum.

    lise ikiden sonra biraz ergenliğin verdiği beğenilme duygusuyla çıkardım o saati, koydum eve bi yere.

    sene 2012 ağustos ayı...

    bi telefon geldi. alzheimer hastası olan dedem ölmüş. kocaman 87lik çınar çökmüş. gittim apar topar eve. dedemle ben aynı odada kalırdık. dedemin cansız bedeni duruyor orada, bi kaç saat sonra yıkanıp defnedilecek. girdim odaya. anlamsız anlamsız baktım ilkokuldaki çalışma masamda dedemin yüzüğünü gördüm. çıkartıp koymuşlar oraya. sanki bi şey bulacakmışım gibi hemen çekmeceyi açtım. dedemin bana taa 97 yılında aldığı casio saatim hala oradaydı. pili bitmiş, durmuş. ekran göstermiyor bi şey. keza dedem de öyle oda bakmıyor bi şeye zaten. bütün anılarım gözyaşı sandalıma atlayıp bir yolculuk yaptı...

    bazen eşya insana çok şey ifade eder. halbuki altı üstü bi plastik saat. şimdi yurtdışındayım. saate yeni pil taktırdım. üzerinde de türlü çiziklikler var ama hala takıyorum. her baktığımda da dedemin onu bana verirkenki yüz ifadesi beliriyor gözümde.

    öyle bir saattir işte.
  • tüm arkadaşlarım bu ara askere gidiyorlar akın akın. tek bahsettiğim şey f-91w oluyor, balık hafızalı denyoların bu nadide eserden haberi bile yok. gençlik nereye gitmiş haberimiz yok, f-91w bilmez ama gelip ayfon ayfon diye ahkam keserler. neyse;

    ben de sandıktan benim emektarı çıkarayım dedim. en son 1997 yılında takmıştım kendisini. şimdi baktım saat 19:45 diyor. allah aşkına, şu teknolojiyi gördükten sonra yok aya ayak basmadık, kanserin tedavisini bulamadık filan demeyin bana.
  • memleketteki en yaygın casio marka cep saati modeli.
    -[hh:mm:ss] saat formati
    -aynı anda hem saat hem ayın kaçıncı gününde, haftanin hangi gunu oldugunu gorebilme
    -kronometre
    -alarm
    -su gecirmez
    -isikli

    (su an kolumdaki modeli 1999 senesinin ağustos ayında çınarcık'ta deniz gibinden çıkardığımız bir tipidir. hatıra diye takarım)
  • 5-10 lira arası satılan dandikleri askere gidilen günü bile görmezken alışveriş sitelerinden kutusunda alınan orjinalleri 5 kuşak aileyi askere götürüp getirebilen alet. pil yerine de nükleer enerji mi koymuşlar bilmem ama işkembeden sallamıyorsa dayım 16 senedir pilini değiştirmediğini söylüyor bunun. korkunç.
  • pek çok kişinin bildiği gibi fonksiyonlarından biri de, kendine has futbol oyunudur. biz gençken şu kurallarla oynardık,
    99: gol
    00: penaltı (penaltıdan sonra çift sayı gelirse gol tek sayı gelirse değil, yüzde elli şanslı penaltı mı olur demeyin gençken biz pek bir maldık)
    98: direk (atağı yapan için bir hücum şansı daha)

    ilerleyen yıllarda kendi çapımızda bir expansion pack çıkardık. onda da eklenti olarak şunlar vardı,
    25: taç (ekstra 1 hücum)
    50: kendi kalene gol (ne gerek var ben de bilmiyorum)
    75: korner (ekstra 1 hücum)

    hatırlayanlar için bir de ek not, eğer hücum sırası sizdeyse ve kronometreyi 70-93 arası bir yerlerde durdurduysanız, savunmanızdaki hata sonucu, kalenizde gol görmeniz işten bile değildir.
  • bu ipne saatin pili bitmiyor arkadaş. askere giderken almıştım bi tane. 4-6 nöbeti için gecenin 3 buçuğuna kurmuşum galiba. kurmuşum diyorum çünkü ben askerden geleli 5 yıl oldu lan!! ama bu ipne saat 5 yıldır evin bir yerlerinde ötüyor! bulamıyorum da. bit ulan bit.
  • ilkokuldayken teneffüs saatlerine göre ayarladığımız saatti. örneğin zil 10.45'te çalıyor. zilin çalmasına yakın saati 10.45 ayarlardık, zil çaldığı anda da onay işlevi gören butonuna basardık ve saatimiz saniyesi saniyesine okul ile aynı ayarda olurdu. sonra gelsin her ders zile son 5 saniyeyi saymalar.

    bazılarımız da zilden birkaç saniye öncesine ayarlardı, saat birkaç saniye önce dıt dıt öterdi, zilin çalacağını anlardık eğer derse daldıysak.
  • nihayet bedelli versiyonu da çıkmıştır

    (bkz: casio f-91w 18k gold case)
  • bunun sahte olanınında kronometre (bir kere basmak şartıyla) 00:00:64'de durmaz. kısa dönem askerliğim süresince böyle önemli bir bug tesbit ettim. gururluyum.
hesabın var mı? giriş yap