• japonların tatami odalarında, yeşil çay (#9549204) içmek için, minderlerin* üzerinde diz çökerek düzenledikleri seremonidir. tatami odasında masa olmadığı için tüm malzemeler yere konulur. yalnızca kasenin altına konulan mendil*, kimononun belindeki kemere* sıkıştırılır ve yine kaseyi silmek için kullanılan kağıtlar kimononun göğüs kısmına konulur. kaseye* toz halindeki yeşil çaydan iki kaşık** konulur. üzerine çok az sıcak su konulup yemyeşil bir renk alana kadar karıştırıcı* ile karıştırılır. sonra tekrar üzerine su eklenip, çay köpürene kadar karıştırılır ve daha sonra içecek olan kişiye takdim edilir. içecek kişi eğilerek teşekkür eder*, kaseyi alır ve iki eliyle altından tutarak içer. hafif acı bir çay olduğu için yanında şekere benzer bir şey* takdim edilir.
    çay seremonisinde herkes çayı aynı kaptan içer. bunun nedeni çok eski zamanlardaki savaşlara dayanmaktadır. çayı ilk içene ne olacağı bilinmemekle beraber, amacı * zehirli olmadığını göstermektir.
  • japonlara özgü bir çeşit ayin. çay töreni, maddi olarak yalın, ruhen ise özgür ve dolu olma arzusu wabi'nin ruhunu vurgular. hem evsahibi hem de konuklar bir fincan çay sunma ve alma anına, sanki yaşamlarında bir daha hiç bu türlü bir karşılaşmaları olmayacakmış gibi değer verirler.
    çay seremonisi hakkında detaylı ingilizce bilgi ve fotoğraflara şuradan ulaşmak mümkün:
    http://web-japan.org/factsheet/tea/index.html
  • çay seremonileri, sukiyaadı verilen çay odalarında gerçekleşirmiş. çay odalarının en saygın yerine ise tokonomadenirmiş. sukiya, tokonoma ve çay seremonileri, sukiyaların süslenmesi başlı başına bir felsefedir.
    "çay ustaları, çiçeğin kendisine ayrılan yerden uzaklaştırılınca tüm anlamını yitireceğine inanırlar. "

    "çay odasının süslenmesinde, gözden uzak tutulmayacak bir şey de sadeliktir. hiçbir rengin, hiçbir çizginin yinelenmemesine bakılır. "

    okakuro kakuzo'ya göre 'çiçek 'tokonoma'da tahtına oturmuş padişah gibidir.
    "oraya çiçeğin etkisini bozacak tek şey konmaz. duvara asılan tablo bile çiçeği bütünler. konuklar çay odasına girince, ev sahibine saygılarını sunmadan önce çiçeğin önünde eğilerek onu selamlarlar. çiçek solunca, çay ustası onu, yüreği burkularak akarsuya bırakır ya da toprağa gömer."

    salah birsel'e göre japonlar, çiçeklere verdikleri önem ve düşkünlükten dolayı ikebanaadı verilen 'çiçek düzenleme sanatı'nı icat etmişlerdir.
    kaynak: salah birsel
  • yasunari kawabata'nın senbazuru'da sıklıkla ve detaylıca anlattığı, japon kültürü. öyle ki, abayı yaktığınız kişi, sizinle ilgilenmiyor dahi olsa, onu çay seremonisine davet ederek, koca bir gün onu esir alabilirsiniz. reddedilmesi kabalıktır, muhakkak gelecektir. uzun, detaylı bir seremonidir, her aşaması saygı ve merasim eşliğinde katedilir. uzattıkça uzatabilme imkanınız da mevcuttur, yeni aldığınız ya da ailenizden yadigar antika çay seremonisi takımlarınızı, hangi koşullarda bugünlere geldiğini, kimlerin ellerinden geçtiğini, aile için önemini vurgulayarak tanıtabilirsiniz. tüm bunların hasırlar üzerinde çömelerek gerçekleşeceği unutulmamalıdır. seremoni sonunda bacaklardaki uyuşukluk, yürüyememe hali yavaş yavaş geçecektir, paniğe gerek yoktur.
  • uykunun gelmesi ile masadan kalkmaya ikna olmak arasinda gecen hareketler toplulugu
  • çay, nice efsanelere konu olmuş geçmişiyle, diyar diyar gezerek günümüze kadar ulaşan büyülü bir içecek...

    dünya'da "çayın babası" olarak bilinen dharma'dan yola çıkan, yüzyıllar içinde çeşitli evrimler geçirerek günümüze kadar ulaşan çay geleneği, ülkelerden ülkelere farklılık gösteriyor.
    değişmeyen tek nokta ise; çayın rengi, dili ve dini farklı toplumların hemen hemen hepsinde el üstünde tutulması...
    bizler çayı çoğunlukla "tavşan kanı" dem ölçüsünde ve "ince belli cam bardakta" içmeyi severiz. oysa japonlar çayı bir seremoni eşliğinde gelenekselleştirmişler.

    tipik bir japon evinin özel dizaynlı bahçesinin en sade bölümünde, sadece çay törenlerinde kullanılmak üzere tasarlanmış hoshoan adı verilen küçük bir ev bulunuyor. alçakgönüllü olma esasını hatırlatmak amacıyla ancak eğilerek girilebilecek kadar küçük tutulmuş olan kapısından bu eve girerken, erkeklerin silah, kadınların ise ziynet eşyaları bulundurmalarına izin verilmiyor.

    ev sahibiyle misafir arasındaki ilişkinin, birbirlerini son görüşleri, birbirlerine son hizmetleriymişçesine özen ve hürmete dayandırıldığı japon çay seremonisi, japon inceliğinin hayata gelmiş en güzel örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. kaseyi tutuştan çayı karıştırmaya, çay doldurmadan peçetenin kullanımına kadar her hareketin belli adap ve zarafet kuralları dahilinde vücuda geldiği bir ritüel.
    derin bir felsefenin yansıması olan bu seremonileri tekdüzelikten çıkaran en önemli unsur ise ruh. japon inanışına göre, töreni yapacak kişinin, tören öncesi ruhen arınması ve konsantre olması gerekiyor.
    çünkü japonya`da çaylar, ruhu temiz insanın elinden içiliyor.

    fransa ve hollanda'dan sonra ingiltere'ye sıçrayan çay çılgınlığı, 16. yüzyıldan 17. yüzyıla geçiş süreci içinde 10 yıl gibi kısa bir dönemde 6'ya katlanan ithalatı ve tüketimiyle, ingiliz toplumumun her seviyesinden insan tarafından rağbet gördüğünü gözler önüne seriyor.

    henüz çay ile tanışmadan önce ingilizler, sabah kahvaltısı ve uzun süren ağır akşam yemeği olmak üzere günde 2 öğün yemekteydi. ancak bedford düşesi anna'nın akşamüstleri bitkin düşmesiyle ortaya çıkan, sonraları kral edward'ın sohbet ortamı için hoşluk yaratma amacıyla düzenlediği küçük çay ziyafetleri sonucu gelenek haline gelen beş çayı, ingiltere'den tüm dünya'ya yayılmış bulunuyor.

    1600'lü yıllarda 11 bin mil ve 16 ay süren yolculuk sonunda rusya'ya ulaşan; ancak yüksek maliyeti nedeniyle sadece zenginlere hitap eden çay, 1796'da çariçe catherine'nin ölümünden sonra hızla düşen fiyatıyla rus toplumunda süratle kabul görmüş. sıcaklığı ve dinç tutma özelliğine sahip uyarıcılığı sayesinde çay, rus yaşam stili için ideal bir içecek olmayı başarmış.

    ruslar, tibet usulü demlikten esinlenerek, sıcak su ve demlenecek çay için ayrı ayrı iki parçadan oluşan semaveri benimsemişler.
    semaverler, klasik bir rus evinin genellikle ortasında durup gün boyu kaynayan ve bir seferde 40 fincan kadar çay servis edebilen nitelikte.
    semaver geleneğinin yanı sıra, türk kahvesi kültürüne benzerliğiyle dikkat çeken gümüş tutacaklı cam bardaklarla çay servisi alışkanlığı da, rusya ile asya arasındaki kültür etkileşimini gözler önüne seren bir özellik taşıyor.

    rusya'da şeker, bal ya da reçelle tatlandırılmış, şerbeti bol ve çok demli olarak tercih edilen çay; ülkedeki göreceli kısa tarihine rağmen kültür içinde hızla özümsenerek ruslar'ın dünyaca ünlü votkasıyla birlikte ulusal içecek olarak anılmayı başarmış.
  • instacı taufya yaranmak için basit bir çayı tepsiye koyup otlarla süsleyerek getiriyor bazı mekanlar. tamam anladık çok orijnalsiniz. halbuki içeride ahmet abi yapıyor çayı.
  • heian döneminde, (...) ivan morris'in belirttiği gibi, bugün geleneksel japonya denince hemen akla gelen şeylerin, suşi ve soya sosunun, zen budizmle bağlantılı çay seremonilerinin*, çiçek aranjmanı gibi pratiklerin, haiku şiirlerinin, no ve kabuki tiyatrosunun, harakirinin ve özellikle de eril militarist ideolojinin kült figürleri olan samuray ve geyşaların daha ortaya çıkmamış olduğu bir dönem." tuncay birkan - yastıkname (önsöz)
  • (bkz: hoshoan)
hesabın var mı? giriş yap