• tam olarak bir sene bekledikten sonra bugün kurtulduğum mod. mail olarak kabul edildiniz ekşi sözlüğe yazısını okuduğumda ki his, aklıma 4.murat'ı getirmedi değil. bağdat'ı almaya çalışmak bağdat'tan güzeldi gibi bişeydi. bu tam olarak yazar olduğumu idrak edememenin verdiği kafa karışıklığıydı. şu an bakıyorum hayaletlikten kurtulmuşum. yazdıklarım görünüyor. böyle iyiymiş be sözlük. yemişim bağdat'ını. resmen çılgın atıyorum.
  • lanet olsun bu moda.az önce baktım, kendimi badi olarak eklemişim.sefillik yemin ederim.
  • umutların büyük olduğu moddur.
    girdiğiniz 10 entry sizin çocuğunuz gibidir. siteye her girdiğinizde aklınız onlara gider. hep birşeyler yazmak istersiniz ama yazamazsınız; üzülürsünüz. yazar olunca yazmak istekileriniz gelir aklınıza. sonra bir gün siteye girersiniz ki yazar olmuşsunuz. çok mutlusunuzdur. aradan bir hafta geçer ve siz de başlarsınız haftalık maç yorumu yapmaya, birilerine küfür etmeye, karşıt siyasi görüşü aşağılamaya.
    ve belli bir zaman sonra farkedersiniz ki burada yazanlar da sizin gibi öyle böyle sıradan insanlar ve siz de onlardan birisisinizdir.
    yani anlayacağınız işin büyüsü bozulmuştur.
    kısacası çaylaklık güzeldir. insanda birşeyler söyleme isteği uyandırır. bu yazarken pek olmaz.
  • konuşmama hakkına sahip olduğunuz, söylediğiniz* her şeyin aleyhinize delil olarak kullanılabileceği ve fakat avukat tutma hakkınızın bulunmadığı, yakınlarınızla görüşme* imkanının sunulmadığı, bugün*** itibariyle tecrübe etme fırsatı bulduğum bir ekşisözlük modu.

    "ben çaylak olmayı hakkedecek ne yaptım?" diye ağlayacak bir omuz bile bulamaz suser kişi. işi gücü hayatı ekşisözlük olan bir suser için* hücre hapsinden farkı yoktur sanırım.
  • bir caylak için - lay lay lay diye 9 entry girdikten soora 10.da tutukluk yaptıran mod.
  • öncelikle allah kimseye vermesin demek istediğim sinir bozucu mod.

    çaylak olduğunuzu öğrendikten sonra hemen 10 entry kasar ve eğer eliniz çabuksa en fazla bir saatte amacınıza ulaşırsınız. 10 entryi girmiş olmanın verdiği güvenle gece yatağınıza rahat rahat girer, kafanızı çaylaklığa takmadan uykuya dalarsınız.

    sabah olur, hemen bilgisayar açılır, sözlüğe girilir, login olunur ve ışık hızıyla ben butonuna tıklanır. hala çaylaksınızdır. olaya iyi niyetli yaklaşır, herhalde girdiğim entrylerin birkaçında problem var der ve işi sağlama almak için birkaç entry daha girersiniz. bu sefer olur artık denir ve yazamamanın verdiği buruklukla hiç yapmadığınız şeyleri yapmaya başlarsınız, boşluktasınızdır... aylardır toplamadığınız odanızı toplarsınız, okuma alışkanlığı olmayan biri olarak kitap okuyarak vakit geçirmeye çalışırsınız, kaç gündür elinizi sürmediğiniz gitarınızla hasret giderirsiniz*, zaman geçmek bilmez... nihayet akşam olur ve tekrar sözlükle başbaşasınız; ama hala çaylak olarak!

    defalarca ben nerde yanlış yaptım dersiniz ve işi iyice sağlama almak için birkaç entry daha girer, 10 entry yeterliyken siz 20 entrye yaklaşırsınız, girdiğiniz tüm entryleri (yazar olduğunuz dönemde girdikleriniz de dahil) tek tek, harfi harfine kontrol edersiniz, gereksiz gördüklerinizi siler, gerekli olan entrylerin hepsini üşenmeden editlersiniz. artık her şey tamamdır size göre... gece olur ve yine büyük umutlarla yatağa girilir.

    sabah olduğunda yine büyük bir heyecanla sözlüğe login olunur, hatta heyecandan ilk birkaç seferde şifre yanlış bile girilebilir. ben butonuna da büyük bir heyecanla tıklanır ama yine acı gerçekle yüz yüze gelinir: sekizinci nesil çaylak...

    zaten hastasınızdır, keyfiniz yoktur ve bütün gün sözlükte geçirilir... sol framede başlıklar aktıkça "olm tam benlik başlık lan! buna şimdi bi entry girsem acayip şukela toplardım...*" diye düşüncelere dalınır, sözlüğün hiçbir nimetinden yararlanılamaz, (yazdıklarınızı kimse görmez, entrylere oy veremezsiniz, mesajlaşamazsınız...) saatlerce mal mal ekrana ekrana bakılır, dakikada bir ben butonuna tıklanır, artık buton yalama olmuştur... sizden sonra çaylak olan arkadaşlarınızın kimdir nedir bilgilerine bakarsınız, çoğu yazar olmuştur, bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur size göre, küçük bir hatanın* cezası bu olmamalı diye düşünürsünüz, ama elden hiç birşey gelmez, her şey moderatörlerin insiyatifindedir, eliniz mahkum beklersiniz, beklersiniz, beklemeye devam edersiniz...
  • şu anda içinde bulunduğum ve kurtulmaya çalıştığım sözlük modu.
  • entrylerinizi ssg'ye yalakalık yaparak harcayabileceginiz 10 entryler.
    (bkz: garantili degildir)
  • uzun süredir, takriben 1.5 yıldır içinde bulunduğum durum. 9. nesil çaylak olarak onay listesinde bugün 502. sıradayım. dün 499. 'ydum mesela. bir önceki gün 509. ondan önce 493. dört duvar arasındayım sanki. çizik atıyorum tam nerede durduğumu anlamak için. ama silmem mümkün olmuyor. duvar dötüme benzedi. lütfen burada bari kaynak yapmayalım. rica ediyorum.

    edit: anne ben yazar oldum
  • yazdığım her şey sözlük veritabanına yazdığım an itibariyle kaydolduğu halde yazdıklarımı sol frame'i takip edenlerin göremeyecek olmasını, sadece ilgili başlığı araştıranların görecek olmasını nimet sayarak zevkle yüzlerce entry girmiş olduğum 15 günlük ceza süresi. aramıyor değilim. (ara: zevk almaya bak)
hesabın var mı? giriş yap