cctv

• ingiliz lerin mobese si.
  
  londra genelinde 500 000 kamera olduğu söylenir. londrada ortalama bir vatandaş sokaklarda yürürken 300 sefer kameralara takılırmış.
• (bkz: kapalı devre televizyon sistemi)
  
  bu sistemin gavurcadaki adı ama nedense hiçbir son dönem projede ismi "kdts" veya "kapalı devre televizyon sistemi" olarak geçmez.. cctv ismi müteahhitlerimize daha havalı geliyor olsa gerek..
  
  bu sistem, güvenlik ve sürekli izleme ihtiyacı olan hemen tüm büyük yer üstü ve yer altı yapılarında bulunur.. "güvenlik kamerası" deyip geçtiğimiz ve aslında çok daha karmaşık yapıda bir bilgi izleme (ve türüne göre bazen değerlendirme) ağıdır..
  
  büyük endüstriyel tesisler, kamu binaları, alışveriş merkezleri, yüksek bütçeli alt yapı sistemleri, metro istasyonları vs hep bu sistemin topladığı görüntülerle izlenir..
  ...
  
  dibine not
  memleket dahilindeki en büyük cctv ağı: "mobese" olarak bildiğimiz sokak ve caddeleri 24 saat izleyen sistemdir sanıyorum..
• (bkz: kapalı devre televizyon sistemi)
• londra'da yeter artık dediğiniz 2 uyarımsıdan biri. diğeri ise metrodaki 'mind the gap' uyarısıdır. bi saatten sonra öyle bir tamam amk dersiniz ki, elin ingilizi bile anlar yüzünüzden hissettiklerinizi.
• her ne kadar kelime olarak closed circuit televisionin kisaltmasi olsa da (cctv) ve kelime obegi olarak evrensel olarak her yerde bir anlam ifade etse de londranin cctv hastaligi farkli bir seydir.
  
  yukaridaki bazi entrylerde de detayi anlatildigi gibi, her yerde her kose basinda hatta halka acik tuvaletlerin koridorunda bile vardir.
  
  bu cctv manyakliginin sorumlularindan biri (simdinin disisleri bakani) donemin londra belediye baskani boris johnson, konuyla ilgili soyle der;
  
  "when you walk down the streets of london, you are a movie star. you are being filmed by more cameras than you can possibly imagine."
  
  - londrada 1 milyon civarinda cctv oldugu tahmin ediliyor.
  
  haliyle suna ihtiyac duyuluyor.
  
  (bkz: room 901)
• çalıştığım şirketin yetkililerin çekim yaptığı kanal.
  
  ben de endamımla bu çekimde yer aldım.
  
  çin'de meşhur olacağım yeahhh baby...
• mevzubahis binanın kanaatimce tek insani tarafı "lan acaba o şeyler denk geldi mi?kaynak yaptılar mı?" diye sordurtmasıdır.
  
  böyleyken böyle;
  
  http://img32.imageshack.us/img32/4001/cctv.jpg
• attention. cctv in operation. oakham'daki basibos tren istasyonunda kafamin uzerinde gacirtiyla sallanan tabelanin ofkeli basliginin konusu. basliklari sevmem. bazen paragraflari. ikinci bolumleri. edebiyat parcalamayi. bazen uzun cumleleri. ne eve hangi saatte gidecegine, ne hangi dükkana girip hangisine girmeyeceğine, ne de neyi ne zaman nerde giyineceğine ya da giyinmeyeceğine kadinlar bizzat kendileri belirleyebiliyormus burada. yine de cocuklarinin anasi, beyinin hanimi ol. eski gunler ne guzel. buyukanneleri oyle yapabiliyormus. ne de olsa o zamanki erkekler gercekten erkekmis. nerede. simdi erkek yok. onlarin soyu tukenmis. ama yine de tabii dogudakileri gazetelerden okuyunca batidaki kadinlarin hak mucadelesi yerindeymis. east anglica ovasi, ulkucu yuvasi. oyle mi diyorsun. lutfen git. itv'de bir belgesel var. afrikadaki kaplanlarin ceylanlari afiyetle mideye indirisi. renkli renkli. dinledigim sarki da renkli. sevdim. the warmth tek hediyem oldu. dogum gunum kutlu olsun. etti küsur yirmi. bu yaptiklarimin cikar bir gun ahi. ilan etmeyince, dogum gunu tebrigi almak, oluyor ki bir tatli. sozlugum ne desem. bence ben seninkini kacirdim. temmuzda miydi. bir bira daha desem, is it possible to use student discount. for sure. o zaman iki bira, birisi karsimdaki hanima. bir sirrimi versem ya sana. siz muslumanlar icki icer misiniz. hayir mademoiselle. icmeyiz. ben zidané muslumaniyim. bazen edip cansever'e bazen farid farjad'a genellikle de allah'a taparim. you puté! ogrenebildigin tek fransizca kelime bu mu. fazlaca cinsiyetci. o anlamda degil o mr kebab ! yine de maalesef yalnizca bu. doya doya yuzume soyleyebilirsin. fakat seni doktoraya kabul edemeyiz. ah canim benim demek doktora isi tamam. eylulden sonra doktorali ve nisanlisin. ne guzel haberler. guzellikler hep seninle olsun. butun heyecanlarini dibine kadar yasa. onlara inanma. onlar yalanci. butun mumkunlerin kiyisindaysan, hersey mumkun aslinda. isil isil parlayan bir kariyer mesela. dis macunu reklamindaki dislerden bile parlak. ama hangisi gercek. a mesafeli, b zararli, c imkansiz. sozluk, butun bu bilgiler nereye gidecek. bence icat yapan bilimler harici yasaklanmali. evet simdi de buna inaniyorum. eh bundan da korkuyorum biraz. sirrimi dinliyorsun, degil mi. cok dikkatli dinle iyisi mi. ogle yemekleri. sinema kapilari. sinif arkadaslari. askeri darbeler. gunluk gazeteler. vapurlar. ya da ikarus. kurtulusta en son durakta inmek, evli ve kariyerli olmaktan iyi diyoruz. ama bir evladimin olmasini hic bir seye degismem. iktidar nedir. siyaset nedir. devlet nedir. buyuk sorulara aklim yetmiyor. basim agriyor. spor salonunda cimmek. bir de kucum kizim. belki bazen sihhiye koprusu uzerinde yakilan bi sigara. cirkin bir sehre bakmak. o kadar. uzeri kalsin. fazlasi agir gelir. iste o kadar halkci oluruz. okuya okuya. izleye izleye. cogunlukla susa susa. buyuk cumlelere yine de hayranim. gozlerim doluyor. durduramiyorum. ama galeyana gelemiyorum. eskiden gelirdim belki. dogumgunu dedik ya. yaslandim mi acaba. bazen gelmek bazen gelmemek en iyisi. en guzeli cekip gitmek mi. hangisi daha iyi bilmiyorum. halk plajlara indi vatandas denize giremiyor. o halde en iyisi doktora yapmak. k.y. ve a.i. gene haddimizi bildirmis. nasil da ibretlik. okuyorum, anlamiyorum. no brain odtu. o kadar kisa. iste o kadar. gelir birazdan tiktaktiktak. birine biniveririm. saat bilinmez. sabah degildi ama gide gide sabah olur. gunes dogar. gozlerim gunes ve uykuyla dolar. uyanirim. evimdeyim. yine de midem bulaniyor. sen kusamazsin elm. ama kusar gibi yazmam ondan. dinledin mi sirrimi sozluk. lutfen beni anla. yazdiklarini gozleyen o.
• (bkz: stars of cctv)
• bkz: cicitv
  bir cocuk kanali adi olabilmesi ihtimal kisaltma