• çeçenlerin uğruna savaştığı ülke...
  • bir milyonluk nüfusunun %20'sini* rusya ile yaptığı savaşta savaşta yitirmiş ülke... zaten geri kalan nüfusun yaklaşık 500.000 kişisi de mülteci statüsünde başka ülkelerde yaşamaktadır... sadece 2000 yılında mayına basıp sakat kalan çocuk sayısı 2300'dür...
  • kafkaslarda konuşlanmış, henüz uluslararası statüde tanınmamış ülke...
  • ana yurtları, vladikafkas'ın doğusuna düşen ve terek nehri'nin kolları olan sunja ve argun'un suladığı bölgedir. kuzeyde terek nehri'ne, doğuda andi koysu ve argun ırmaklarının arasındaki arazinin ortalarına kadar yayılırlar. güneyde gürcülerle irtibatları vardır. batıda daryal geçidi ve daha güneye doğru osetlerle komşudurlar. doğuda ise avarlar ve andiler bulunur.
    genel olarak çeçen-inguşlar kafkasya'nın stratejik önemi en büyük noktalarından birine sahiptirler. doğu kafkasya ve batı kafkasya arasında irtibatı korumak veya sağlamak için kabartayların sahip oldukları avantajı onlar da ellerinde bulundururlar. yurtları sarp, dağlık ve ormanlıktır. ayrıca son derece savaşçıdırlar. bilhassa arazi şartlarından yararlanarak rus birliklerine karşı giriştikleri gerilla savaşlarında çok başarılı olmuşlardır. dinlerine ve hürriyetlerine olan düşkünlükleri nedeniyle şeyh şamil'in en sadık taraftarları olmuşlardır. sonuna kadar onun yanında savaşmışlardır. doğu kafkasya'nın düşmesinden sonra dahi bir çok defa rus idaresine karşı ayaklanarak, onları uğraştırmışlardır.
  • baskent groznydir.
  • (bkz: cahar dudayev)
  • rusya'yla çatışma döneminde halkına yapılan katliam ve işkence fotograflarını gördükce tanrinin var olmasini her zamankinden çok umdugum ülke.
  • yakın tarihin en yoğun şehir savaşının yaşandığı ülke. bu savaşta, çoğunluğunu eski sovyet ordusu mensuplarının oluşturduğu çeçen milisler, rus birliklerine karşı önemli başarılar kazanmışlardır. aralık 1994'te başlayan i. çeçenistan savaşı'nın ilk ayında rus kuvvetleri 225 tank ve zırhlı araç kaybetmişlerdir. bu kayıp, rusya'nın harekatta kullandığı zırhlı araç sayısının %10'una tekabül etmektedir.

    bu savaşta ruslara karşı savaşan çeçenlerin hemen hemen tamamı eski sscb ordusunda görevli personelden oluşmaktaydı ve kullandıkları silah ve teçhizat rus yapımı idi. genel olarak çeçenler 15-20 kişilik savaş gruplarından oluşmuş bir askeri yapıda mücadele ettiler. bu savaş grupları, rpg-7 veya rpg-18 kullanan bir anti-tankçı, bir makineli tüfekçi ve bir keskin nişancı* içeren, 3-4 kişilik hücrelere bölünmüştü. ayrıca ek olarak cephane taşıyan personel de bu hücrelere eklenmekteydi. bu hücrelerin öncelikli görevi tank ve zırhlı araçların imhası idi. keskin nişancı ve makineli tüfekçinin görevi zırhlı araçlara eşlik eden askerlerin etkisizleştirilmesiyken, eşgüdümlü hareket eden roketçiler araçlara saldırıyordu. genelde 5-6 hücre (ya da anti-tank timi) eşgüdümlü olarak hareket ediyordu. saldırılar yer seviyesi, apartmanların zemin, birinci ve ikinci katlarından gerçekleştirilmekteydi. roketle yapılan saldırılarda araçların üst ve arka kısımları özellikle hedef alındı ayrıca bol miktarda molotof kokteyli de kullanıldı. saldırıların ilk aşamasında öncelikle konvoyların ilk ve son sıralarındaki araçlar hedef alındı (arada kalan araçları hareketsiz kılmak için).

    çeçenlerin bu savaşta uyguladıkları anti-tank taktikleri şu şekilde sınıflandırılabilir:

    1) anti-tank personelini koruyacak makineli tüfekçi ve keskin nişancıdan oluşan anti-tank timleri oluşturulması.

    2) binaların zırhlı araç manevrasını kısıtladığı bölgelerde pusu noktaları belirlenmesi.

    3) belirlenen bölgelerde, zırhlı araçları tuzağa sürecek şekilde pusu tertiplenmesi.

    4) eşgüdümlü çalışacak timlerin zeminde ve bina katlarında mevzilenmesi.

    5) tank ve zırhlı araçların özellikle arka ve üst bölgelerinin hedeflenmesi. ön taraftan yapılacak saldırılar, sadece saldıranın yerinin açığa çıkması sonucu doğurmuştur.

    6) konvoya eşlik eden uçaksavar topçusunun ilk başta safdışı bırakılması.

    rusların ilk etapta verdiği kayıpların hemen hemen tamamı ilave zırh koruması taşımayan, uygun taktiklerle hareket etmeyen ve savaşa hazırlık seviyesi düşük araçlardan oluşmaktadır. buna ilaveten rus askeri personelinin düşmanı küçümsemesi de kayıpların yüksek olmasında etkili olmuştur. savaşın ilk ayından sonra ruslar zırhlı konvoylara kundağı motorlu uçaksavar topçu sistemlerini de kattılar (zsu-23-4* ve 2s6*). bundaki etken, tank toplarının çeçen anti-tank timlerine karşı tamamen etkisiz olması ve yüksek atış süratine sahip uçaksavar toplarının düşman personeline karşı daha etkili olmasıydı. rusların geliştirdiği bir başka yöntem ise konvoyların güzergahlarındaki muhtemel noktalara pusu kurulmasıydı. yem olarak gelen zırhlı konvoya saldırmak üzere harekete geçen çeçen timleri, böylelikle tespit ve imha ediliyordu.

    savaşın ilk ayında çeçenler 62 rus tankını imha ettiler. ölümcül isabetlerin hemen hemen tamamı reaktif zırhla korunmayan bölgelere kaydedildi. çeçenistan'da kullanılan t-72 ve t-80 tankları, ağır zırhla kaplı ön bölgelerinden etkili isabet almadılar, buna karşın sürücü mahali, arka-üst ve arka-yan taraflar ile taretin üst kısmı en savunmasız bölgeler idi.

    şehir savaşında ve kapalı alanda roket kullanımında karşılaşılan sorunlar roketin yerinin kolaylıkla tespit edilebilmesi ve zehirli roket egsoz gazıdır. ayrıca fırlatmadan sonra yeni roketin doldurulması arasında geçen süre de önemli bir sorundur. çeçenler bu sorunu birden fazla roketçinin birbiri ardına atış yapması ile çözmüştür. gelecekte şehir savaşlarında ihtiyaç duyulacak anti-tank roketlerinin, düşük tespit edilebilirliğe sahip, birden fazla kullanılabilen ve çabuk doldurulabilen hafif ve kapalı alanlardan ateşlenebilen sistemler olması gerekmektedir.
  • son yıllarda halkının direnişi ve özgürlüğü için canını ortaya koymasına rağmen belki de sadece rusya'ya karşı savaştıkları için kızan veya abd'nin dünyanın her yerine uzanmasını istemeyen (haklı olarak) insanların türlü türlü çamur atmaya çalıştığı devlet. şöyle ki, kısaca "rusya'ya karşı direnişte abd çeçenistan'ı kullanmıştır, silah ve parasal destekle rusya'nın kafkasya bölgesinde güçlü olmasını engellemenin yolunu çeçenistan aracılığıyla yapmıştır." denir evet abd'nin çıkarları için çeçenistan'nın direnmesi güzel bir şeydi ama orada ölen, canını veren, sadece vatanı için, ailesi için, gelecekteki insanları için, onuru için savaşan elamanın bunda suçu nedir? abd'nin çıkarlarına uyan her direniş kötü müdür? veya bir çırpıda bunlar abd'ye hizmet ettiklerinin farkında değiller diye çamur atmak gerekli midir? çeçen halkı abd veya başka bir devletin çıkarına geliyor diye ruslara kapıyı açsa mıydı? biz taşeron olamayız çok güzel kurban oluruz mu deselerdi? başkalarının çıkarlarıyla bizimki uyuşuyor, gelin bizim tepemize mi çıkın diyeceklerdi!!! sözlerim aynısını afganistan içinde geçerlidir.
  • bugün fikret ertan hatırlattı sağ olsun. tam 10 yıl olmus o günden beri.

    ""bugün birinci çeçen savaşı’nın başlangıcının 10. yıldönümü. 11 aralık 1994 günü rus ordusu büyük bir güçle çeçen topraklarına girmeye başlamıştı.

    zamanın genelkurmay başkanı pavel graçev’e göre rus ordusu çeçenleri birkaç günde dize getirecek, başkent grozni’yi ise sadece bir paraşütçü taburuyla iki saat içinde ele geçirip çeçen cumhuriyeti’ne son verecekti. savaş emrini veren zamanın devlet başkanı boris yeltsin’e göre ise rus ordusu çeçen topraklarına girerek anayasal düzeni yeniden tesis edecekti.

    bir ara ankara’ya da gelen, önemli bir resmi toplantı sırasında apar topar tuvalete gittiği için münasebetsizliği bizce de iyi bilinen graçev’in çeçen cumhuriyeti hakkında yaptığı tahmin tutmadı. zırhlı tümenlerle saldıran rus ordusu üç hafta kadar sonra pavel graçev’in doğum günü vesilesiyle 31 aralık günü grozni’ye üç koldan girdiğinde tam bir hezimete uğradı. küçük gruplar halinde basit piyade silahları ve roketatarlarla donatılı çeçen direnişçiler başkente giren zırhlı güçleri deyim yerindeyse biçtiler, perişan ettiler, binlerce genç, acemi rus askerini öldürdüler, yaraladılar, esir aldılar; sonuçta bu korkunç hezimete dayanamayan rus birlikleri geri çekilmek zorunda kaldılar ve grozni’ye ancak rus topçusu ve hava kuvvetlerinin şehri yerle bir etmesinden, en az 27 bin kişiyi bombalarla öldürmesinden, binlercesini yaralamasından sonra girebildiler.

    rus birlikleri grozni’de fazla da kalamadılar ve 1996 yılının ağustos ayındaki çeçen karşı saldırısı sonucunda şehirden kaçıp ateşkes ve anlaşma arayışına girdiler. sonuçta hasavyurt anlaşması’yla geçici bir ateşkes ve rus güçlerinin tahliyesi sağlandı; ama bu anlaşma istendiği şekilde hayata geçemedi, çeçen meselesi çözüm olmadan 1999 ağustos ayında başlayan ikinci çeçen savaşı’na kadar devam edip geldi.

    bin beş yüz kadar çeçen ve dağıstanlı savaşçının dağıstan’a girmesi ve burada bazı köyleri ele geçirmesiyle rusya devlet başkanı vladimir putin, 1999 yılının eylül ayında ikinci savaşını bölgeyi teröristlerden temizleme gerekçesiyle başlattı. çeçen topraklarına giren rus ordusu kısa sürede ülkeyi yeniden işgal ettiyse de ne kendi deyimiyle ‘teröristlerin kökünü’ kazıyabildi ne de ülkeyi kontrol altına alıp iki savaşla mahvolmuş ülkede yeniden inşayı gerçekleştirebildi.

    ikinci çeçen savaşı halen devam ediyor. bugün çeçen topraklarında en az 80 bin rus askeri ve onlara yardım eden binlerce mahalli çeçen var. çeçen direnişçiler şehirlerde, köylerde, kasabalarda ve tabii ki dağlarda direnişe devam ediyorlar. sabotajlar, pusular sonucu ülkede hemen hemen her gün rus askerleri ölüyor, yaralanıyor ve çeçen toprakları 1994 aralık ayından bu yana yanıp duruyor.

    iki savaş sonucu en az 200-250 bin çeçen ölmüş bulunurken savaş ve rus zulmü sonucu ülkeden kaçmak zorunda kalan binlerce (muhtemelen 100-150 bin civarında) sivil, komşu inguş cumhuriyeti’nde çok zor şartlar altında ya kamplarda ya da tren vagonlarında hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. binlerce çeçen de başka ülkelere iltica etmek için yollara düşmüş durumda bugün. geride kalanlar ise böyle bir ülkede nasıl yaşanılıyorsa o şekilde yaşamaya çalışıyorlar. velhasıl nüfusları her gün azalan çeçenler dayanılması çok zor şartlar altında hayatta kalmak, topraklarını muhafaza etmek ve belki bir gün bağımsızlıklarını kazanmak için olağanüstü çaba ve acılar içinde kahramanca hayat mücadelesi veriyorlar.

    bugün 10 yıldır yaşanan çeçen dramı nasıl bitecek, ne zaman bitecek, hiç kimse bilmiyor. rusya çeçen topraklarındaki askerî varlığını çeçen nüfus iyice azalana kadar devam ettireceğe benziyor. çeçen direnişçiler ise mücadelelerinde kararlılar. dünya ise çeçen dramını çoktan unutmuş durumda, bu konuda hiçbir şey söylemiyor.

    bizler de bugün iki savaşı ve yaşanan dramı hatırlamaktan, hatırlatmaktan başka bir şey -ne yazık ki- yapamıyoruz. çeçen dramının 10. yılında içimiz acıyla, üzüntüyle dolup taşıyor...""
    fikret ertan
hesabın var mı? giriş yap