• ilk zamanlarda cok komik gelen ve fakat zamanla alistiginiz dil.. gittigim yerlerde yaptigim dil gozlemlerinde en az zorlandigim dil cekce heralde.. bi kere sesli harf mumkun oldugunca kullanilmiyor. lehce de keza oyle. niye? neden olabilir? kizlari guzel ondan mi? sacmalamayin nutfan..

    simdi bu amcamlar yillar yili soguk memlekette sen kal.. donsun bokun... donsun bokun.. anlamislar olayi.. bir mantik gelistirmisler..

    -birader bu sogukta konusurken minimum nasil usuruz?
    -agzimizi mumkun oldugunca kapali tutarak..
    -e nasil yapariz bunu.
    -kaldir sesli harfleri..
    -e tamam sonra?
    -e telaffuz et bakalim krstymszkt yi..
    -anani skym.. bu ne lan.. olmuyo.. acamiyorum agzimi..
    -yaaa yaaa.. buzustur dudaklari.. buzustur dudaklari.. bak nasil ama? iceri hic hava girmiyo.. atki, bere, eldiven ve montu da icat ettik mi.. hah kivirdik bu isi.

    yazarin notu: ince dudakli olmalarini da ben bu dudak buzmesine bagliyor en azindan darwin e saygimdan baglamak istiyorum.. zenciler oyle yaya yaya konusurken aciliyo dudaklar patlamis misir gibi.. buncaazlarim buzmekten dudak falan kalmiyo.. evet lan her sey yavas yavas oturuyo yerine..
  • buğra atsız'ın bu dille ilgili komik bir anısı vardır:

    http://washingtonhaber.blogspot.com/…ura-atsiz.html

    "...ama ’68 ağustosunda dubçek moskovada tevkif edilecek, 20 ağustosta sovyet rusyanın liderliğinde varşova paktı ülkeleri çekoslovakyayı işgâl edecek ve bu olay sosyalizmin çok sonradan gelecek olan sonunun başlangıcı olacaktı. işgâl ile birlikte batı avrupa ülkelerine, bu arada bilhassa almanya ve avusturyaya cssrden yığınlarla insan kaçacak ve ben onlardan biri olan jana pokorna ile tanışacaktım. o günlerde hâlâ hatırladıkça gülmekten kendimi alamadığım bir hâdiseyi de anlatmadan edemiyeceğim. gene alman arkadaşlarla bir birahânede oturup sohbet ve son siyâsî durumları münâkaşa ederken aklımıza nereden estiyse, biranın da tesiri ile olsa gerek, içlerinden biriyle çekçeye benzetmek için çoğu sessiz harflerden meydana gelen zmrçk, mojna, kratki gibi kelimeler icâd ederek konuşmaya başladım. arada bir de dubçek, moskva, sovyetskaya armiya gibi herkesin bildiği beylik lafları araya sıkıştırarak tiyatronun orijinalitesini isbat etmeye çalışan bir hâlimiz vardı. masadaki diğer almanlarla da kötü bir almanca konuşmaya gayret ediyor, arada bir el kol işâretleriyle bir şeyler anlatır gibi yapıyorduk. onlar da havaya girdiğinden keyfimiz yerindeydi ki ortalık birdenbire bir anons ile sessizliğe büründü. oparlörlerden gelen bir ses birahânede bulunan çek mültecilere almanyaya hoş geldiniz diyor ve herkes bize bakıyordu. epey alkış aldık. tabiî foyamızın meydana çıkmaması için içkileri bir an evvel bitirip sokağa fırladık. köşeyi döndükten sonra hepimizin gözlerimizden yaş gelene kadar katılarak güldüğümüzü hatırlıyorum.fırsat olsa aynı hergeleliği bu yaşımda bile yapmaktan çekinmezdim, çünkü kimseye bir zararımız dokunmamıştı..."
  • "á, c, d, é, í, ó, š, ú" gibi değişik harflere sahip olmakla beraber telaffuz olarak türkçe'ye benzer sesleri barındıran; soğuk ülkenin, güleryüzüyle gönülleri ısıtan kızlarının konuştuğu ve kesinlikle seksi olan slav dili.
    "á, é" harflerinin üzerindeki eğik çizgiler o seslerin daha uzun telaffuz edileceğine delalet eder.
    "c, š" harfleri aynı türkçe'deki ç ve ş harfleridir.
    şapkalı "r" sesini çıkarması çok zordur ama çek kızları çok sever ucitelka (uçitelka) olmayı, yapın sempatiklik kapın öpücüğü.
    "j" harfi y diye telaffuz edilir ve o çok genel olan jana ismini söylerken buna dikkat etmek lazım gelir.
    skoda diye bildiğimiz arabanın adı aslında škoda'dır ve yazık anlamına gelmektedir dilimizde.
    kibar bir dildir çekçe; telefonu prosím ile yani buyrun-lutfen inceliğiyle açarlar.
    susamışlık ise jedno pivo prosím ile giderilir ama lütfen demeyi unutmayın ki bu da radegast'tır, yoksa çok büyük kabalık etmiş olursunuz.
    nasılsınız jak se máte olurken, naber jak se máštır.
    isim sormak biraz zordur;
    adınız ne: jak se jmenujete (yak se yemenuyete)
    adın ne: jak se jmenuješ (yak se yemenuyeş)
    tanıştığımıza memnun oldum: teší me (tyeşi mye)
    teşekkür ederim: dekuji(dyekuyi), dekuju (dyekuyu) veya kısaca díky (diki) de denmektedir.
    kendinize iyi bakın: na shledanou (naskledanov veya naskle)
    kendine iyi bak: mej se (miyey se)
    imlâ warning: c harfinin üstünde 'š'nin şapkasından var. şapkasız c harfi ise "ts" sesidir, örneği ulice (ulitse) kelimesidir.
    kaynak için (bkz: dil dile değmeden dil öğrenilmez)

    tashih: şapkası çıkmayan harflerin uçurulması (bkz: sözlüğün çekçe karakter desteği)
  • zorluk sıralamasında slav dilleri arasında, tartışmasız öğrenilmesi en zor olan lehçe (polakça)'dan sonra, listede ikinci sıranın sahibi olan dildir. kendi içerisinde de bohemya, moravya ve potravina** aksanları olmak üzere üç genel lehçeye ayrılır. .

    slovakça ile karşılıklı anlaşılabilirliği (mutually intelligible) olan bir dil olmakla birlikte, sırasıyla (respectively), sloven, yugoslav (sırp/hırvat/boşnak), leh ve ukraynalıların da 3-4 ay içinde şakır şakır konuşmaya başlayabildikleri bir slav dilidir. (ruslar ve bulgarlar için bu süre 5-6 aya kadar çıkıyor..)

    ismin halleri (case system), -ki bildiğiniz gibi türkçe'de 6 adet bulunur- sayı olarak çekçe'de görünen 7'dir. ancak* eril, dişil, nötr ve ayrıca çoğul hal için ayrı kurallara göre çekim yapıldığından ötürü, bu rakam gerçekte 16'dır.. hadi yabancıları geçtim, bu sebepten ötürü bizzat çekler kendi aralarında sürekli kavgalıdırlar..

    bizde şaşırma ünlemi ile birlikte kullandığımız "aa gerçekten mi?!"'nin karşılığı, çekya'da halk arasında "fakt, yooo?!" şeklindedir. hatta bazı şivelerde direk "fakt, yuuu!" olarak kullanılır. duyduğunuz zaman orta parmağınız kaldırıp fuck you ya da up yours diye dönüş yapmayın sakın!.*

    öğrenmek için heves eden arkadaşlarımıza da fakt yuu!** diyor, ve de bir gereksiz entyrmizin daha sonuna gelmiş bulunuyoruz sevgili arkadaşlar.. selametle..
  • tek harf kelime oyunları ile dolu (led:buz let:uçmak, lez:tırmanmak les:orman, duh:gökkuşağı duch:ruh gibi) olması ve hala ortaçağ'da olduğu gibi konuşulmasıyla sevindiren, bir ömür tüketmedikçe iyi derecede öğrenilmesi imkansız dil. kiril ve kardeşi metodius'a rağmen alfabesi latindir, istilalar yüzünden bolca ingilizce (function:fungovat gibi) ve almanca (knödel:knedliky gibi) kelimeler barındırır.
  • özel ders fiyatları öteki dillere göre baya bir pahalı olan dil.
  • çek cumhuriyeti'nin anadili olan, slovakların eksiksiz, lehlerin oldukça iyi, diğer slavlarınsa yarım yamalak anladığı slav dilidir. özellikle telâffuz konusunda saçma sapan istisnaları olmaması nedeniyle sanıldığı kadar zor değildir, ancak kolay bir dil demek de doğru olmaz. buna karşın pek estetik bir dil de olmayışı onu yalnızca çek cumhuriyeti'nde yaşayıp da çeklerin dingilizce bilmemesi nedeniyle öğrenmek zorunda kalanların öğrendiği bir dil olarak bırakmıştır. bu bağlamda ülke dışında yaşayan ve çek arkadaşı olmayan birinin bu dilin pratiğini yapması da biraz zorlaşmaktadır. çeklerin modern müzik konusunda oldukça zayıf olmasına karşın sinemada gayet iyi olmalarıysa dinleme pratiği şansını arttırmaktadır.

    çekçede iyi günler anlamına gelen ve türkçeye tam olarak da bu şekilde çevrilecek iki ifade bulunur: "dobry den" ve "hezky den". ancak ilginçtir ki dobry den birini gördüğünüzde, hezky den ise vedalaşırken söylenir. vedalarşırken aynı zamanda na shledanou (hoşçakal anlamında, açılımı "yeniden buluşmak üzere" gibi bir şey) de diyebilirsiniz. çekler genelde pek ince ruhlu insanlar olmamalarına karşın selamlaşmaya çok özen gösterirler. o yüzden ilk kez karşılağtığınız bir çekle girişi "dobry den, mluvite anglicky?" (iyi günler, ingilizce biliyor musunuz?) ile yaparak puan toplarsınız.

    bir hint-avrupa dili olan çekçe, diğer slav dilleriyle büyük benzerlikler gösterse de bavyera ve avusturya almancasından ve genel olarak orta avrupa kültür ve tarihinden çok fazla etkilendiği ve diğer slav dillerinden nispeten izole kaldığı için başka slav dillerinde olmayan bazı ilginçliklere sahiptir. örneğin çekçe brambor ve sırpça krompir sözcükleri aynı kökten (bavyera lehçesinden "grumpeere", yani "yer armudu") gelir ve patates demektir, ancak bu benzerliği sıradan bir göz göremez, yalnızca diğer slav dillerinden farklı olduğunu görür. çekçe soda "perliva voda" şeklindeyken (köpürmek anlamındaki perlit fiilinden gelir) diğer slavlar buna farklı bir açıdan bakmış ve "gazlı su" (gazovirana voda, gazirana voda, etc.) demeyi uygun görmüşlerdir.

    diğer slav dillerinde g harfiyle temsil edilen birçok ses çekçe h ile temsil edilmektedir. örneğin karadağ ülkesinin orijinal adı crna gora şeklindeyken çekler bu ülkeye cerná hora demektedir. sırbistan'ın başkenti belgrad'ın çekçe adıysa belehrad şeklindedir. bu harf karmaşasından dolayı komik durumlar da ortaya çıkabilmektedir. sırpça soğuk içecek anlamına gelen "hladno pice" ifadesi çekçe "aç amcık" anlamına gelmektedir. sırpça aç anlamına gelen gladno çekçe hladno olup, sırpça'daki picka sözcüğüne benzer bir sözcük de çekçede bulununca sonuç bu. çeklerse soğuk içeceğe "studeny napoj" diyorlar.

    tanınmış otomobil markası škoda bir çek markasıdır, ancak sanılanın aksine "şkoda" diye okunur. sözcük "yazık" anlamına gelir ve çekçeye almanca "schade" sözcüğünden girdiği sanılmaktadır. (to je škoda! = it's a pity!)

    çekler, çiçeklerin açması nedeniyle mayıs ayına çiçekli anlamına gelen "kveten" adını verirken lehçe bu mantıkla nisan ayını adlandırıp ona kwiecien demiştir. yine çekler yaprakların dökülmesi kasım'da gerçekleştiğinden kasım ayına listopad demişler, oysa ki hırvatlar için bu sözcük ekim anlamına geliyor.

    bu dilin bir ilginç yanı da avusturya'ya verdiği ad: rakousko. slovakça dışında hiçbir dilde avusturya'nın adı buna benzer bir şey değil. çeklerin bile çoğunun nedenini bilmediği bu durumun açıklamasıysa şöyle. tam da çek-avusturya sınırında olan raabs kalesini slavlar yıllarca almayı çalışmış ancak başaramamış. o yüzden avusturya'ya raabs kalesini koruyan ülke gibi bir ad vermişler. almanya'ya verdikleri adsa standart slav kuralını takip ediyor: nemecko. türkiye'ye de turecko diyorlar.

    çekçede ülkelerin dışında önemli avrupa kentlerinin de değişik adları vardır. örneğin víden (viyana - "viiden'y" diye okunur) ve rím (roma - "rjiim" diye okunur). çek kentlerinin adlarının öyküleri genelde karışık olmakla birlikte çok net anlamlar ifade eden teplice (kaplıca - teplitse diye okunur), hradec kralove (kraliçenin şatosu - hradets kraloovee diye okunur) ve karlovy vary (karel'in banyoları) gibi adlara da rastlanır.

    prag'daki metro duraklarının adlarından da ilginç olanları rajska zahrada (cennet bahçesi), cerny most (kara köprü), mustek (köprücük), andel(melek), prazskeho
    povstání (prag ayaklaması), námestí míru (barış meydanı), námestí republiky (cumhuriyet meydanı) ve národní trída (millet caddesi) olarak sıralanabilir. bir de strašnicka vardır ki adını strašnice (straşnitse) semtinden almaktadır ve bu semtin adı türkçe yer adlandırma konseptine uyarlandığında "ürkütücüler" gibi bir anlam çıkmaktadır. (moje ceština je strašna - çekçem korkunç)

    çekçede ünsüz yumuşaması, vokatif, ünlü düşmesi gibi dili zorlaştıran kavramlardan bol bol bulunur. küçültme eki de genelde eril adlarla -ek ve dişil adlarda -ka olarak tezahür eder. bunları örneklerle inceleyelim.

    martin ---> martinek (martincik)
    pojd sem martine! (martin, gel buraya!) ---> pojd' sem martinku! (martinciğim, gel buraya)

    görüldüğü üzere burada martin adına e eklenerek vokatif yapılmış, ikinci örnekte de martinek'in esi kaybolmuş.

    praha je hlavním mestem ceské republiky. (prag çek cumhuriyeti'nin başkentidir)
    ziji v ceske republice, ale ne v praze. (çek cumhuriyeti'nde yaşıyorum ama prag'da değil)

    burada da praha ve republika sözcüklerindeki sessizler yumuşuyor.

    çekçede soyadı sistemi rusçayı biraz andırır. kadınların ve erkeklerin soyadları farklıdır ve kadının soyadı bekârsa babasının, evliyse kocasının soyadının sonuna (gerekirse ünlü düşmesi uygulanarak) -a ya da -ova eklenmesiyle oluşur.

    çekçe bazı soyadları, dişil versiyonları ve anlamları:

    novotny / novotna = yenice
    vesely / vesela = mutlu (bu bağlamda jan vesely'nin adının tam türkçe karşılığı "yahya mutlu")
    jelinek / jelinkova = geyikzade
    svododa / svobodova = özgür
    cibulka / cibulkova = taze soğan (yani dominika cibulkova = "pazar tazesoğan")
    hruška / hruškova = armut
    zelezny / zelezna = demir
    nemec / nemcova = alman (bkz: #69055461)
    turek / turkova = türk
    moravec / moravcova = moravyalı
    sobotka / sobotkova = cumartesi
    sklenarik / sklenarikova = camcı
    navratil / navratilova = dönen (ingilizce "turner" karşılığı)
    dvorak / dvorakova = baş kâhya
    dvoracek / dvorackova = kâhya

    ayrıca yukarıda değindiğim bavyera/avusturya etkisinden dolayı çekçede bol miktarda almanca soyadı da bulunur ve bunların dişil formları sıklıkla sonuna -ova eklenerek oluşur:

    herzig / herzigova = kalp anlamına gelen herz sözcüğünden "kalbe hitap eden", şirin, tatlı
    schneider / schneiderova = terzi (ayrıca öz çekçe aynı anlama gelen krejci/krejcova diye bir soyadı da mevcut)
    berger / bergerova = dağlı
    koller / kollerova = kömürcü

    soyadlarına değinmişken adların da üzerinden geçelim. çekçede kullanılan kişi adlarının ezici çoğunluğu batı dünyasının kalanında da kullanılan adların çek versiyonlarıdır ve hangi ada tekabül ettikleri genellikle ilk bakışta anlaşılır. ilk bakışta anlaşılmayacak bazı adlarsa şunlardır:

    františek = frank, franz
    jiri = george
    honza = johannes, john
    karel = charles
    marketa = margaret
    jitka = judith

    ayrıca çekçeye özgü olup da diğer slav dillerinde ya hiç görülmeyen ya da farklı biçimlerde görülen bazı adlar vardır. bunların günümüzde hâlâ sıklıkla kullanılanlarından bazıları:

    bozena = tanrısal/ilâhi
    radek / radka = neşeli
    šárka = kadınların yönetimi yeniden ele geçirmek için erkeklere isyan edişini konu alan bir bohemya destanı olan "kızlar savaşı"nda adı geçen efsanevi kadın savaşçı divoká šárka'dan (vahşi şarka) gelen bir ad. tahmini etimolojisi "nehrin kıvrıldığı yerde yaşayan kişi".
    vaclav / vendula = büyük şan
    libuše = sevilesi (çek halkının annesi olarak kabul edilen efsanevi kadının adı)
    zdenek / zdenka = nam salan

    işe yarayabilecek bazı çekçe ifadeler:

    ja jsem turek, nemluvim cesky = ben türküm, çekçe bilmiyorum
    jmenuji se xx, ucim se cesky = benim adım xx, çekçe öğreniyorum
    rad(a) te poznavam = seninle tanıştığıma sevindim (kadınların rada demesi gerekiyor)
    jak se mas kocicko? = nasılsın kedicik?
    chces pokracovat v mém hotelu? = otelimde devam etmek ister misin?
    jedno pivo prosim = bir bira lütfen
    dam si kavu (s sebou) = ben (alıp dışarıda içmek için) bir kahve alayım
    devko, chci ho hned vykourit! = ey fahişe, penisimin emilmesini istiyorum! (tamam vurmayın, öldüm. çek arkadaşımla absinth içerken arkada "bitch, i want my dick sucked!" diye bir şarkı çalınca adam çekçesini söylemeden duramadı, ben de unutamadım. bu arada okunuşu "dyevko, hsi ho hned vykoğrjit")
    ukoncete prosim vystup a nastup, dvere se zaviraji! ("lütfen inmeyi ve binmeyi tamamlayınız, kapılar kapanıyor!" anlamına gelen, insanın içine işleyen bir metro anonsu)
    pristi zastavka.... = bir sonraki durak (tramvay)
    pristi stanice... = bir sonraki istasyon (metro)
    prijimate platebny karty? = kredi kartı kabul ediyor musunuz?
    mate ledovy caj? = buzlu çayınız var mı?
    musim pit vodu = su içmeliyim
    potrebuji lekare! = doktora ihtiyacım var!

    bir hayvan pandikoğlu klasiği olarak atasözüyle bitiriyoruz: dvakrát mer, jednou rez (dvakrağt myeğrj, yednoğ rjej)

    anlamı: iki kez ölç, bir kez kes.
    ingilizce karşılığı: measure twice, cut once.
    türkçe karşılığı: iki ölç, bir biç.
  • strc prst skrz krk!: parmağını boğazından içeri sok! demek olan dil.

    düzeltme: strc kelimesinde c harfinin üstünde ters şapka var ç sesi oluyor.
  • pırt'a pırt denen dil. çekler tarafından konuşulur. türkçe gibi fiil eylemi yapan şahısa göre değişir, bu yüzden özne cümlede genelde yer almaz. fakat türkçeden farklı olarak cinsiyetler de fiili etkiler. cümle 'ben' öznesiyle kullanılsa bile fiil 'ben' kişisinin cinsiyetine göre değişir. almanca gibi her varlığın cinsiyeti vardır. kadınların soyismininin sonuna 'ova' eki eklenir. ç ve ş sesleri bulunur fakat çentik üstten atılır. merhabalaşırken de ayrılırken de aynı sözcük [ahoj] kullanılır. j'ler y, y'ler i, çentikli z'ler j olarak okunur. üstünde ufak çentik bulunan sesli harfler uzatılır. uyuz olunan yaşlı kadınlara 'baba' diye hitap edilir. 'gitmek' sözcüğünü doğrudan karşılayan bir kelime yoktur. bunun yerine 'yürümek', 'araçla gitmek' veya 'uçakla gitmek' kullanılır. türkçedeki hal eklerine benzeyen ekler bulunur fakat oldukça karışık ve bir miktar mantıksızlardır. 'neden', 'nasıl' gibi kelimelerin karşılığı bulunur fakat 'mi'nin karşığı yoktur. 'mi' anlamı tonlamayla verilir. bir cümle tonlamaya göre 'ben zekiyim' veya 'ben zeki miyim' anlamına gelebilir. bu yüzden birisiyle yazışırken gereken yerlerde soru işareti kullanmak elzemdir.

    bir çekle onu kaçırmadan pratik yapmak için 'nasılsın' sorusuna kesinlikle 'iyiyim' diye değil 'hayat çok boktan, dün şöyle oldu, bu sabah böyle oldu' diye şikayet edilerek cevap verilmelidir. aksi halde karşıdaki insan samimiyetinize güvenmez. çünkü 'nasılsın' sorusu çekcede daha ciddi anlaşılır. 'sen nasılsın' sorusuna karşı taraf da dertlenerek cevap veriyorsa aradaki muhabbet kurulmuş demektir.
  • daha başlangıçta insanı dumura uğratabilen bir dil.bütün dillerde "evet" sözcüğünün 1 bilemedin 2 tane karşılığı varken bu dilde neredeyse 4 karşılığı var.

    ano : soruya karşı verilen "evet"

    jo : sevinç ifadesi olarak kullanılan "evet"

    tak jo : yine sevinç ifadesi olarak kullanılan "evet"

    tak : hem soruya karşı verilen " evet" hem de sevinç ifadesi olarak kullanılan "evet" (ama bu durum sadece polonya sınırındaki şehir ve köylerde kullanılır.lehçe'de olduğu gibi. )
hesabın var mı? giriş yap