• özellikle sahilde bolca bulunur bunlardan. sayelerinde sahil yolu çekirdek kabuğu havuzuna dönüşür. özellikle bayramlarda ve pazar günlerinde iyice abartırlar, ipini koparan; çoluk çocuk, kaynana, dayı, amca v.s hep birlikte topluca sahile iner ve çekirdek yiyip kabuklarını yere atarlar. çoğu şarklı, avam, varoş, muhafazakar ve kıro tiplerdir. temizlik ve estetikten yoksun insanlardır genelde üstleri başları da pis kokar, eğitimsizdirler fakat içlerinde eğitimli olup çevreyi kirletenleri de vardır. bunlara kibarca bir uyarıda bulunmaya da gelmez hemen dayılanır ve kavga çıkarırlar. işte çoğunluğu böyle kötü, avam insanlardan oluşan bir toplumun içinde yaşıyoruz. bir avrupa ülkesinde bunları göremezsiniz. biri yere çöp atarsa diğeri onu uyarır yine dinlemezse polise şikayet edilir. polis de gereken cezayı verir. bizde ise hiçbir denetim olmadığı gibi normal bir şeydir çevreyi kirletmek.

    (bkz: tramvayda çekirdek çitleyip çöpünü yere atan tip)
  • kendisini eleştirene "ben yere atmıyorum ki, havaya atıyorum, kendisi yere düsüyor" diye igrenc espriler yaptıklarını bilirim.
  • vitaminin kabuğunda olduğunu düşünürsek en değerli kısmını etrafa saçarak heba etmektedirler.çekirdek kabuğuyla yenir! yok illa atıcaz diyosanız çöpünü yiyp çekirdeğini atın bari, n'apalım.
  • sayelerinde insanlık düşmanı olduğum kişiler. kardeşim neden yapılmışı bozuyorsun barbar mısın? güzelim memleket bak adamalar yapmış çimen ekmiş çiçek ekmiş bank koymuş koruyup kollasana bozuyosun. ama sorsak vatanını çok seviyosun beni beğenmezsin ölürsün öldürüsün bu vatanın bir karış toğrağı için. şimdi sakin ol elindeki o büyük lafları ve çekirdekleri yere bırak. ölme öldürme yaşat gerizekalı. çöpe at.
  • sigara izmaritini yere atanlarla kıyaslandıkları zaman, sütten çıkmış ak kaşıktırlar.
  • ortaokuldayken, 5-6 kişilik kız grubu olarak farkında olmadan yaptığımız ve bir teyze sayesinde son verdiğimiz, ağır magandalık işareti hareket.
    13-14 yaşındayken, okul bahçesinde oturmuş çekirdek çitliyorduk ve bizce hiçbir sakınca oluşturmadığından, kabukları da yere atıyorduk. dış kapı aralıktı ve demirlerden bizi gören teyze, olanca kibarlığıyla '' yavrum, lütfen yanlış anlamayın, kızmayın, ama rica etsem kabukları çöpe atabilir misiniz?'' gibi aşırı kibar ve sonuna kadar haklı bir uyarıda bulundu. biz o an yaptığımız hayvanlığın farkına vardık ve hemen teyzeden özür dileyerek yerdeki çöpleri toplayabildiğimiz kadar toplayıp çöpe attık. ergenliğin doruklarındaki varlıklardan ''yeeeaaa sanane teyzee yeeaa'' gibi bir tepki beklerken böyle bir karşılık gören teyzenin suratındaki o şaşkın ifadeyi unutamıyorum geçen onca yıla rağmen. bir de teşekkür etmişti sözünü dinleyip ricasını kırmadığımız için.

    hey gidi günler, şimdi elimdeki minicik bir çöpü bile çöp kutusu bulana kadar elimde taşıyorum. hayatımın en basit ama en önemli derslerinden biriydi, teşekkürler teyze.
  • cekirdek yemenin zevki zaten kabugunu rastgele yere sallamakta. evde yerken bile yere gazete serip onun uzerine atiyorum cekirdegin kabugunu. ovunerek dahil oldugum insan grubu. gerci hayvansin diyecek olan coktur ama olsun.
  • çekirdek kabuğu nasıl olsa organik birşey doğaya karışacak diyenler yanılıyor. yürüme yolunda betona atılan çekirdek kabuğu doğaya mı karışırmış? yürürken ayakkabımızın altına yapışır sonra biz onu evlerimizin içine taşırız ancak.
hesabın var mı? giriş yap