• bacak kırmaya çıkmış bir takıma haddini bildirmiş hakemdir. maç görüntüleri olmasa inandıracaksınız. verdiği tüm kırmızı kartlar doğrudur.
  • bizim salak oyunculara laf etmeyip tüm suçu hakeme yüklemek aptalca. hadi diyelim papila kasıtlı çıkmış. samsuna yenilsen ne olacak lidersin fıstık gibi kadro var yine şampiyon olursun psikolojini bozmaya ne gerek var.
  • kendisi avukattır. istanbul hukuk mezunudur. şekip mosturoğlu'yla dönemden arkadaşlar. hatırlatayım dedim. hani belki beşiktaşlılar'ın ve trabzonsporlular'ın canını neden yakmıştır az çok herkesin fikri olsun.
  • bu adama nefretinden, karısına papilla marka tencere tava aldırmayan adam biliyorum.
  • vedat okyar ın,25 ocak 2004 besiktas samsunspor maci sonrasında canlı yayında* "bu hakem bu gün düdük çalmayı bıraksın,artık zurna çalsın,anca zurna çalabilir..." tarzı bir cümle kurmasına sebep olmuş hakem...
  • mircea lucescu yöntemindeki 51 maçlık seride;
    -39 galibiyet ve sadece 1 mağlubiyet alan (bülent demirlenk tarafından yönetilen ve diyabarkırspor'un açık bir şekilde ofsayttan attığı golle kazandığı erteleme maçı)(bkz: 16 nisan 2003 diyarbakırspor beşiktaş maçı)
    -2002-2003 sezonunda, bir sezonda oynanan 4 derbi maçınıda kazanma başarısı gösteren ilk ve tek takım ünvanını alan,
    -2003-2004 sezonunu en yakın takipçisi fenebahçe'nin 8 puan önünde ilk devreyi lider kapatan beşiktaş'ın;
    18. hafta maçına atanan ve tff tarafından beşiktaş'a dur demek amacıyla görevlendirilen tetikçidir.

    25 ocak 2004 beşiktaş samsunspor maçı'nda beşiktaş aleyhine gösterdiği haklı sayılabilecek kırmızı kartlardan ziyade, dönemin en hırçın takımı olan ve o maça kemik kırmak için çıkan samsunspor'lu futbol teröristi oyuncuların hareketlerine çalmadığı fauller ve göstermediği kartlardan sonra maçın ilk yarısının sonlarına doğru olan bir poziyonda ibrahim üzülmez gösterdiği kırmızı kartla beşiktaş'ın 9 kişi kalmasına neden olmuştur. o dakikadan taraftar ve futbolcular oyundan tamamen kopmuştur. ikinci yarı gelen 5. kırmızı karta kadar kapalı tribündeki taraftarlar, maçla ilgilenmek yerine kartopu yaparak hakemi ve yan hakemi vurmaya başlamışlardır.

    takip eden haftalarda da beşiktaş hakem hatalarıyla birçok puan kaybetmiştir. sonunda iyice saçmalayan federasyon, olimpiyat stadında oynanan 4 nisan 2004 galatasaray beşiktaş maçı 1-0 galatasaray üstünlüğüyle devam ederken mücadelenin ikinci yarısında, hakemin galatasaray aleyhine verdiği 2 tane komik penaltıyla derbiyi beşiktaş'a hediye edip kendi çapında yaptıklarının diyetini ödemiştir. karşılaşma aynı zamanda maçın hakemi olan ali aydın'ın hakemliği bırakmasına vesile olmuştur.
    o sezonun sonunda ise şu anda emeklilik maaşını ödediğimiz mircea lucescu kendi ülkesinde verdiği bir demeçte türkiye'yi kastederek 'bu ülkede çavuşesku romanya'sından çok daha garip şeyler oluyor.' demiştir. sonrasında türkiye'den ayrılıp ukrayna'ya gitmiş shaktar donestk'in başına geçmiştir. 10 sene gibi bir sürede, uefa takımlar sıralmasında 14. olan ukrayna'yı ilk 7'ye sokarak ukrayna futboluna 2-3 çağ atlatmıştır.

    kendisi ise, söz konusu olan maçtan sonra 2,5 sezon daha tff'den aldığı direktifler doğrultusunda hakemlik (aslında tetikçilik demek doğru olur) yapmaya devam etmiştir. fifa kokartı elinden alındıktan sonra hakemliği bırakmıştır.

    ortamlarda konuşurken kırmızı kartların hepsi doğru karardı dersiniz...

    bonus: güncel sürümü için (bkz: ali palabıyık)
  • 2003-2004 sezonu 18.haftası beşiktaş en yakın rakibi fb'nin 9 puan önündeyken samsunspor maçında 5 kırmızı kart görüp tepetaklak oluyor ve fb 9 puan farkı kapatıp şampiyon oluyor. maçın hakemi ""av. cem papila"""

    bir sezon sonra yıl 2005 ve 32.hafta maçı. fb trabzonspor un 1 puan önünde. trabzonspor yenerse şampiyon olacak fakat maçtan sonra trabzonspor aleyhine maça etki eden 17 hatalı karar tespit ediliyor. bu maçın hakemi de ""av. cem papila"".

    buraya kadar herşey tesadüf.

    bir süre sonra enteresan bir ahbaplığı öğreniyor türkiye.

    fb'nin başkan yardımcısı av. şekip mosturoğlu ile av. cem papila ıstanbul üniversitesi hukuk fakültesi'nden sınıf arkadaşı. ve hatta ailece görüşen iki ahbap. bu da hoş bir tesadüf.

    av. cem papila o sezon çok genç yaşta görevini yerine getirmenin huzuruyla ve keyfi ile hakemliği bırakıyor.

    yıl 2012. spor hukuku sertifika programına katıldım. sertifika programını düzenleyen spor hukuku enstitüsü. merak edip enstitünün kurucularına bakıyorum.

    1- av. şekip mosturoğlu
    2- av. cem papila
    .....toplam 11 kurucu üye. bu da hoş bir tesadüf.

    bu da tesadüf. hepsi tesadüf. biz art niyetliyiz.
  • beşiktaş' lı falan değildir. gerçekten öyle olsaydı utancından insan içine (tv, medya kastım) çıkmazdı. bir maşaydı kullanıldı, kenara kondu. bu kadar basit işte. papila sonuçta konuşmaya izlemeye değmez.
  • yönettiği beşiktaş-samsunspor maçındaki spesifik birkaç pozisyon üzerinden, 'e hani hangisi haksız ki bunların?' şeklinde savunulması, kendisini aklamayacaktır.
    o sezonu hatırlayanlar, aslında kendisinin uzun metrajlı bir filmin aktörlerinden biri olduğunu az çok bilirler.

    medyanın neredeyse, 'yahu böyle olmayacak. beşiktaş koptu gitti resmen. ligin ne tadı ne tuzu kaldı. beşiktaşlılar dışında kimsenin maç seyredesi bile gelmiyor.' tadında manşetler atmak üzere olduğu -hatta içerik itibarıyla attıkları- zamanlardı. bir önceki sezonda, (daha sonrasında fanatiklikten gözleri kör olmuşların, 'beşiktaş'a yüzüncü yılında şampiyonluğu hediye ettiler abi yeaaa.') beşiktaş dört derbiyi de gol yemeden kazanmış, ligin en çok gol atan ve en az gol yiyen takımı olarak şampiyon bitirmişti. takip eden sezonda ise, ilk yarı itibarıyla ligi domine etmişti. o sezon da beşiktaş'ın şampiyon olacağından, aziz yıldırım dışında kimsenin şüphesi yoktu. ilk yarı bitiminde - yanlış hatırlamıyorsam- fenerbahçe'ye 11 puanlık bir fark yapmıştı.
    devre arası oldu ve fenerbahçe'nin rize maçının tekrar edilmesine karar verildi. çünkü hakem ali aydın, bu maçın 85. dakikasında ikinci sarı kartı gösterdiği victoria'ya kırmızı kart göstermeyi unutmuştu. berabere biten maç tekrar edilecekti. beklendiği gibi fenerbahçe tekrar maçını kazandı ve 11 puanlık sanal fark 9'a düştü.
    yine de hiç fena değildi. hem ligin en iyi futbol oynayan takımısın, hem de 9 puan öndesin. normal şartlarda, sezon sonunda 9 puanlık farkın bırakın kapanmasını, daha da açılmaması bile sürpriz olurdu.
    ama her ne hikmetse, beşiktaş teknik direktörü öyle düşünmüyordu. devre arasında sürekli, beşiktaş üzerine oyunlar oynanacağını söyleyip duruyordu...
    sonrası malum. samsunspor maçıyla başlayıp ligin sonuna kadar devam eden büyük çöküş... beşiktaş öyle bir çöküntüye uğramıştı ki, sadece şampiyonluğu değil ikinciliği bile kaybetmiş ve bu yüzden şampiyonlar ligi bile elden uçup gitmişti.

    beşiktaş tarihi, sonucu itibarıyla travmatik karşılaşmalarla doludur(ve kendi adıma ne yazık ki, o karşılaşmaların birçoğuna bu gözler şahit oldu). bir steagul rosu maçı vardır ki, izlemememe rağmen, okudukça içim cız eder. ilk maçı 2-0 kazanan beşiktaş, ikinci maçın 88. dakikasına kadar maçı 0-0 getirmeyi başarmıştır. ama maç uzatmalara bile gitmeden 3-0 romen takımının galibiyetiyle biter. yakın dönemde goteburg, valerenga, leeds, metalurg ve liverpool faciaları vs... bunların neredeyse tamamı futbolcuların ya da teknik heyetin hataları sonucu oluşmuştur. hiçbir aklı başında beşiktaşlı, o maçlar için kalkıp da 'şöyle oldu, böyle oldu. yana yattı, çamura battı.' edebiyatı yapmaz. ama cem papila'nın siyah gömleğiyle arz-ı endam ettiği samsunspor maçı o maçlardan biri değildi. her beşiktaşlı sana beddua ediyor ey cem papila, bilesin...
  • koca camiayı bir gecede yıllarca sürecek olan bir girdaba sokmuştur. kendisi ve ağababalarının yaptıklarının hesabını vermesi en büyük beklentimizdir her ne kadar o günleri geri getirmesede, adeletin tecelli etmesi şarttır.
hesabın var mı? giriş yap