• genç bir kadın bir sanat sergisinin açılışına gider ve kalabalık salonda yanına bir yabancı yaklaşır. adamın ilk sözleri, 'gösterime hoş geldiniz'dir. birkaç ay içinde birlikte yaşamaya başlarlar ve erkeğin ruh hali değişikliklerinde, mesleğindeki iniş çıkışlarda kadın hep onun yanında kalır. iki yıl sonra kadın bir sabah uyanır ve birlikteliklerinin başlamısını işaretleyen aynı sözcüklerin zihninde yankılandığını duyar: 'gösterime hoş geldiniz'. bu sözler birkaç aydır süren huzursuzluğunu, adamın dünyaya gösterdiği kadın olarak kendi hayatını engelleyen, fırsatları önleyen, adamın gösterisinin yalnızca bir parçası olarak var olan rolünü açık seçik görmesini sağlar, bir zamanlar giriş olarak hizmet eden bu sözler şimdi çıkışı işaret etmektedir. başlangıcı işaretleyen ayrıntı, bir sonun yapısını içerir.
  • - avans isteyen nuray'a telefon açıp söylesin.
    + nuray kim ?
    - nuray demişim, aynur aynur.
    + hee
    * önemli değil zaten nuray'ı hızlı hızlı okuyunca içinden aynur çıkıyor.
    + :):):)
    - peki baştaki nur ve sondaki ay ve olacak ? eheh
    * ben seni savunmak için argüman buluyorum, senin sorduğun soruya bak... onları da uç uca birleştirip çember yapacağız, hangi noktadan başlandığının bir önemi kalmayacak. ohh.
    + benden pes.
    - valla benden de.
  • diels 'e göre herakleitos 'un 103 numaralı fragmanının cengiz cakmak cevirisidir.
    yunancası; "dsunon gar arkhe kai peras epi kuklou periphereias." (porphyrios, quaestiones homericae ad iliadem, ad, 200)
    herakleitos'un zamansal kosmos anlayışına göre; çemberdeki başlangıç ve sonun ortak olması kozmik düzenin ebedi ve ezeli bir dönüş içinde bulunması anlamına gelir. kozmik düzen içinde bulunan hiçbir şey kalıcı değildir. sürekli olarak ölüm ile yaşam, bolluk ile kıtlık, yaz ile kış yer değiştirir, ama kozmik düzenin kendisi her zaman varolmaya devam eder. yunan anlayışına göre dairesel hareket ölümsüz olmanın bir göstergesidir. bu bakımdan kosmos'un kendisi, ölçülere göre yanan ve sönen bir ateş olarak ölümsüzdür.

    benzer bir durum scotus eriugena'nın saydam ve sarmal kulesi için de geçerlidir.
    zira düşünmenin ritmi budur; evrenin ritmi de böyledir; bir yandan iniş ve bölünme; öte yandan çıkış ve yeniden biraraya gelme. (bkz: inen ve cikan yol bir ve aynidir) yunan babaları aracılığıyla, özellikle de pseudo-dionysos'da, scotus, yeniplatoncu filozofların yönlendirici iki izleğini bulur: ilerleme / proodos ve dönüş / epistrophe bu çift izleği scotus, büyük bir ustanın özgünlüğü ve fantezisiyle işler. scotus, doğa ya da var olan ı şöyle bölümler;
    a/ yaratılmış olmayan ve yaratan doğa: her şeyin üst nedeni olarak tanrı
    b/ yaratılan ve yaratan doğa: idea'lar - ilk örnekler, her şeyin temel nedenleri
    c/ yaratılan ve yaratmayan doğa: zaman ve mekanda üremeye bağlı olan varlıklar
    d/ yaratmayan ve yaratılmış olmayan doğa: her şeyin son amacı olarak tanrı

    bölünmeden sonra yeniden birleşmeye varılıyor; bir araya gelmeye. a ve d; tanrı olan hakikati gösterir. b ve c ise yaratılan adı altında toplanabilir. sonra böyle elde edilen ikilik, yeni bir diyalektik ilerlemeye, birliğe indirgenir: yaratıcı ve yaratık artık sadece bir tek şey olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap