• telefonunu yutan bir insanın sıcarken meydana getirebilecegi eylem ...
  • bugün sınıftan çok yakın bir arkadaşımızın oldukça önemli bir sınavdan yarım saat önce başına gelendir.

    kıyamam çok ayıp bir şey yapmış gibi geldi kulağımıza fısıldadı böyle böyle oldu napalım diye, biz birkaç kız bahçedeyken. normalde hemen gidip bir görevli bulmamız gerekirdi, ama ben çöplük gibi bir insan olduğum için durun durun sokarım kolumu dedim, koştum. resmen 21 yıldır tuvalete telefon düşsün de kolumu sokayım diye bekliyormuşum anasını satayım, nasıl hevesliyim görseniz.

    hemen saçlar tepede toplandı, ceket çıkarıldı. çukura dalmak için tüm hazırlıklar tamamlandı ve amanın! o ne derin yol... telefonu sırt üstü yatıp bana ağlayan gözlerle bakarken görüyorum, kolumu köküne kadar sokuyorum, kafam yerlere değiyor falan ama yok arkadaş ulaşılmıyor.

    dedik böyle olmayacak, erkekleri çağıralım. sınava beş dakika kalana kadar sınıfın yüzde otuzu girdi o çukura, kimse ulaşamadı. tam umutları kaybetmiş gidiyoruz, anam bir baktık telefonun derinlerden titreşimi geliyor. resmen dile geldi, "çıkarsanıza beni buradan allahsızlar!" dedi bin liralık telefon. ya da "su çok güzel gelsenize" de demiş olabilir, bilemiyoruz. ama içimiz nasıl cız etti anlatamam.

    arkamızda çocuğumuzu bırakmış gibi üzüldük, gittik artık sınava yetişmek için napalım. biz sınavdan çıkınca iki arkadaş gidip bir daha baktık ama artık telefon gözle görülmüyordu bile. insanlardaki lükse bak hele, işemişler bin liralık telefonun üstüne ayol. ben kullanmam bile artık orayı, rahmetlimize saygısızlık yapamam...

    başta arkadaşımız olmak üzere hepimize de süper bir ders oldu. o telefonla bırak arka cepteyken tuvalete girmeyi çantanın içindeyken bile girmeyecek artık kimse. tabi yeri gelmişken buradan çok değerli yetkililere sesleniyorum: beyler, ne gerek vardı acaba o kadar uzun bok yolu yapmaya?!
  • dünya'nın en boktan olayı. hem mecazi anlamda boktan, hem de "aha böyle bir delik var, içinde pok var" anlamında boktan.

    bugün tam tuvalete girecekken, görev yaptığım reviri bir yüzbaşı aradı ve telefonu cebimden çıkardığım anda ise, telefonu parçalanmış bir şekilde tuvaletin içerisinde gördüm.

    o an başıma gelen kötü olaylar silsilesi başladı. önce belki saçma ama utanıp kimselere söyleyemediğimden, ameliyat eldivenlerini taktım ve tuvaletten telefonu çıkardım. yazarken bile midem bulandı, amk.

    sonra telefonun temizliğini yaptıktan sonra, en yakın telefon tamircisine gittim. adam yüzüme baktı. neyi olduğunu sordu. ben ki, misafir varken tuvalete gidemeyen adamım. o yüzden utandım, sıkıldım, "telefonu tuvalete düşürdüm ama temizledim" dedim ve temizlikle ilgili gereksiz detaya girerek telefona rahat rahat dokunabileceği mesajını verdim. adam telefonu düşürmüş olmamdan çok temizlenme bilgileriyle ilgilendi ve gülümsedi, hatta kahkaha attı. ben de o ibne sırıtışın altında ne olduğunu düşünerek, oradan mala bağlamış bir şekilde uzaklaştım.

    şimdi "ulaşamadık" diyenlere "telefon bozuldu" diyorum. "ne oldu?" diyorlar, "bozuk işte" diyorum, "neden bozuk?" diyorlar. sorular birbirini doğuruyor, adeta bir felsefik problem, bir lost bölümü. telefonun başına geleni açıldığım bir arkadaşım ise, "yanağına nasıl koyacaksın?" dedi. sanırım, tamirden dönse de, vedalaşacağız.
  • liseydeyken bir kız arkadaşımın başına gelmiş olaydır.malum kişi alaturka tuvalette sevilisiyle konuşurken telefonu düşürür,olayın verdiği şaşkınlıkla (şaşkınlık diyelim ayıp olmasın)
    sifonu çeker,olayı duyan temizlik görevlisi çıplak elle (valla ben de arkadaşımın yalancısıyım) telefon gitmiş mi diye kontrol eder.sonuç : ertesi gün aynı model telefonla geldi okula,yeni telefon aldığını söyledi ama bilemiyorum
  • hiç başıma gelmedi ama nedense her telefonla tuvalete girmek zorunda kaldığımda istisnasız aklımdan geçen olay. sırf bu yüzden de mutlaka başıma gelecek. hissediyorum.
  • bana müstehak..

    hayır, gecenin bir körü uyanıp tuvalete koştururken bile elde telefon gezer mi ? b.k mu vardı sabaha karşı 3'te telefon kurcalıyordum ? cevap veriyorum: evet.

    hemen söktüm sağını solunu, kağıt havluyla kuruladım. fön makinasını ılık seviyeye getirip 10-15 dakika fönledim arkadaşı. sesli modda olmasına rağmen sessiz modda çalışması haricinde şu an problem yok gibi, geçen hafta iyi ki de arkadaşın tavsiyesine uymuşum da önlü arkalı jelatinle kaplattırıp plastik kılıf takmışım. su girişini nispeten önledi.

    bir başka tesellim de hadisenin henüz işimi görmeden vuku bulmasıdır.
  • sony xperia z sahibiyseniz bokabulary olmuş telefonunuzu yıkadıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam edebilirsiniz.
  • bu hadise gerçekle$tiğinde:
    a) evdeyseniz ve daha sifonu çekmediyseniz uygun bir torba/kağıt bulup çıkartın.
    b) dı$arıdaysanız hiç dü$ünmeden elinizi atıp çıkartın. iğrenç biliyorum ama oyalanırsanız dü$eceğiniz durum daha kötü. ay daha fazla yazamayacağım . (bkz: deneyimden konu$mak istenilmeyen $eyler)
  • kubur sözcüğünü ilk kez duymama yol açan olay. üniversitede bir arkadaşım düşürüp, "kubura düşürdüm oğlum", "kubura kubura" diye telaşla koşuşturmasaydı, belki hala duymamış olacaktım. bugün düşüren arkadaşın ismini unuttum, ama kuburu unutmadım mesela, çocuktan bahsederken de "şu kubur var ya" diye tanıtıyorum ortak arkadaşlara.

    bizim tuvalet deliği dediğimiz şeyin aynı zamanda kubur oluşunu öğrenişim bu olayladır. çok komik gelmişti nedense sözcük bana. kubur sözcüğünü, 20 küsür yaşına kadar duymamış olmam da ayrı bir anekdot tabii. kuburla işimiz olmamış ki azizim, bez bağlıyoruz; asil insanlarız biz.
hesabın var mı? giriş yap