• sivas'ın ağır topları gelirdi. biz de gençtik o zamanlar hatta çocuktuk "çerkezin kaave"ye alınmamız tuhaf karşılanırdı, torpilliydik.
    ilginç yerdi çerkezin kahvesi, kahve muhabbeti olmazdı orada. her muhabbetin en babası yapılırdı. tarih hocan tarih anlatır türkçe hocan onu susturup heyecanlı heyecanlı karşı argümanlarla girerdi muhabbete sonra kahveler gelir herkes susardı. kimse kimseye ters bakmazdı çerkezin kahvede, değişik bir havası vardı saygıydı havadaki en ağır his. hakikaten hissedilebilen bir havası vardı çerkezin kahvesinin.
    yaş desen on beşti, akranlarımız atari salonlarına kaçarken biz çerkezin kahveye kaçardık. iyi de etmişiz, edep adap öğrendik. masaya çay gelince hangi sırayla alınacağını öğrendik, çay eksik geldiyse senden sonra alması gerekene "buyur" demenin ne anlama geldiğini öğrendik, kahvenin iyisini çayın alasını öğrendik. hatta çaktırmadan tütünün kalitelisini, bitlis tütünü sarmanın sırrını öğrendik...
    rahmetli çerkez hüseyin'in oğlu sami işletirdi biz oralardayken. şimdi ne oldu bilmiyorum hayatımın dört yılını geçirdiğim sivas'ın dört asıra sığmayacak mekanına.
  • kulpsuz ve büyük fincan, zarf da yok hayır, sade kahve ("delikanlı orta yiğit sade içer" dedi, yiğitlikten değil de müptelâlıktan sade içtik yine) ve âşık veysel. "her şey yerli yerinde".

    içerisinin loş ışığı, oradan buradan devşirilen eski eşyaları bir gölge oyunu kahramanlarına dönüştürse de, işleyen ocağı, mütemadiyen girip çıkanı, diğer sedirlerden gelen mırıl mırıl muhabbet sesleri, seyircisine (dinleyicisine mi demeli?) eskimeyen bir devrin, deveran eden temaşasını sunar gibi. halbuki kahvenin bile yemen'den gelmediği zamanlarda içilen, bir parmak kalınlığında köpükten sonra ulaşılan o kıvamlı kahvede dursa biraz zaman. dursa ve biraz soluklansa...burası deli tepek, sabırsız zamanın dahi durmak için can attığı ender mekânlardan...
  • starbucks, gloria, yok kahve dunyasi, yok nesgayfe, yok zart cafe, yok zurt cafe. hepsi yalan. sivas'a gidin, cerkezin kahvesinde turk kahvesi icin. hayat dursun. falina baktirin, fal caksin, gönüller cossun.
  • sivasta paşa camiinin yanında bulunan belkide turkiyenin en guzel kahvesini yapan mekan. yapılan kahvenin yarısına yakını köpükten oluşuyor.
  • çerkesin kahve, sivas'ta mukimdir. burada pişirilen türk kahvesinin tadı da hatırı da kırk yıl unutulmama garantilidir. şimdilerde ilk sahibinin oğlu tarafından işletilmekte. kulpsuz ve incecik çin fincanlarında köpüğü bolca gelmekte kahveler. anlatmak yetmez görmek gerek... ayrıntılı bilgi için:

    (bkz: altıncı şehir)
    (bkz: çerkesin kahvede bir kış gecesi)
  • bu kadar güzel kahve yapıldığını bilseydim çok daha önce gelirdim sivas'a, babamın dedemin dükkanlarına çaylarını söyledikleri bu kahveye...babam anılarına sahip çıkmak için çırpınırken, bir de ben göreyim şu memleketi demek için bu kadar geç kalmazdım...çünkü bu şehirden aklımda en çok kalan şey oldu bu kahve nin lezzeti ve kulpsuz büyük fincanın sonuna gelinceye kadar bitmeyen köpüğü..
  • o kadar zamanlik sivasliyim hic gidip de kahve yahut cay iceyim demisligim olmamistir. tesaduf ya sehir disindan gelen misafirlerime mekanin yakinindaki ozen kebabta sivas kofte ismarladiktan sonra bura da sivasta populer, kahvesi cok guzelmis deyip buyur ettim. kahveleri soyledik. kulpsuz fincanda geldi kahvelerimiz. ama bildigimiz ustu kopuklu turk kahvesi degil. butunuyle ozlesmis ve kivami sahane. her yudumda ayni yogunlugu ve lezzeti hissediliyor. en kucugumuz ortaokul bebesi bile agbi tesekkurler iyi ki buraya getirmissin dedi. benim de bu yasima kadar ictigim acik ara en leziz kahveydi. ama cayi icin ayni seyi soyleyemiycem, fiyasko. sivasa yolunuz duser ve vaktiniz de olursa mutlak suretle ugrayip bi fincan turk kahvesi icmelisiniz.
  • sene 2005, hava karlı ve buz gibi rüzgar yüzümüzde açık bulduğu yeri adeta bıçak gibi kesiyordu. arkadaşlarla canım üniversitemden çıkmış, yanlış hatırlamıyorsam 1.5 ytl ile tavuk döner + ayran gömmeye gidiyorduk. tavuk dönerleri yerken gruptan bir arkadaş çerkezin kahveyi söyledi, namını duymuş, dönerciden sonra gidip sobanın yanında oturup birer kahve içelim dedik. kahveyle de hiç aram yoktur, belki de o güne kadar tükettiğim kahve 2 fincanı geçmez. ilk ben kapıya elimi attım ve içeriyi kolaçan ettim, tabi olay filmlerdeki gibi gelişmiyor, arkamdaki dingil arkadaşım, gir lan götümüz dondu diyip içeri itmişti. bir anda kahvehane kelimesinin bendeki karşılığı olan algı,düşünce neyse hata verdi. içerde sivaslı amcalar, ünili kızlı&erkekli gençler, yine yiğidolar karışık oturmuş deli muhabbet çeviriyorlardı. her masa da sadece birer veya iki kişiye yetecek yer vardı. bizde masalara gelen konsomatrisler gibi dağıldık. masalar eski, oturduğumuz yerler tahta, duvarlarda eski halılar, silahlar, kağnı parçaları, oklar vs vs ile ortam otantik bir hale sokmuştu, geriye sadece tek birşey kalmıştı. sobanın etrafında muhabbeti 40 yıl hatırla süsleyecek namı diğer çerkezin kahvesi. kahve bir geldi, fincanın tutacak yeri yok, yakacam parmakları diye korktum ama görüntü eşsizdi. sonra o ilk yudumu aldım. tepemde koyunlar otlamaya, kuzular meelemeye, heidi süt sağmaya, bende topları yaymış uzanmış bunları izler gibi bir hayale daldım.
    o neydi kız diyesim gelmişti, o nasıl bir kremaydı yoksa köpükmüydü, harbiden harika bişeydi, tarif edemem. sırf şu kahve yüzünden sivas turizmde yol kat edebilir.
    sivasla bağlantım olduğu için her sene en az 1 kere giderim ve çerkeze uğramadan dönmem. bu başlığı okuyan herkese de öneririm. sivastan sadece geçiyorsanız bile uğrayın, yarım saatinizi ayırın. bu tadı hiçbir kahve satıcısında bulamayacağınızı garanti ederim.
  • bes yil aradan sonra gittigimde yeni halini gorunce niye bu kadar buyudunuz be abi dedigim yer. piton derisi duvarda yok,duvarda yerinde yok zaten. yeni yapilmis eski gorunumlu tahta oturaklar cok kotu, cay dahada kotu. ya da hic birsey degismemisti, sadece degisen oraya yalniz gitmemdi, dersaneden ayartip kacirdigim arkadaslarin olmamasiydi, bendim degisen, buyuyen. ama her sivasa gidilisinde ugranmasi gereken mekan.
  • nefis kahve yapan mekan.. kahvesi incecik.. fincan 3 normal kahve fincanı büyüklüğünde.. denendi, beğenildi..
hesabın var mı? giriş yap