• arif sağ'ın solak, çetin akdeniz'in de karadenizli olması ne kadar ilginç di mi? bu bağlamacılar kıl mıdır, ters midir, isyankar mıdır nedir? (erol parlak abiyi bilmiyorum o da kesin sakallı bi tiptir)
  • simaen quentin tarantino'yu andırır kendisi. ya da ben fena halde yanılıyorum.
  • bu abi de bağlama virtüözüdür. 2 metre boyu, kütük parmakları vardır ama o parmaklar perde üstünde kelebek gibi uçar. piyasadaki biçok kasede bağlama çalmıştır. kendine ait bi tane kasedi vardır.
  • quentin tarantino gözlük takarak* bağlama çalıyor. e haliyle "quentin tarantino' dan en güzel bozlak eserler" diye albüm çıkaramıyor, tutuyor daha anadoluya yaraşır daha bizden bir isim koyuyor kendine, çetin akdeniz!

    şaka bir yana, müthiş hakim enstrumana, çok başarılı
  • alevi kokenli olmayan az sayidaki baglama ustalari arasinda yer alir. sesinin guzel olmadigini kendisi de kabul ettigi icin kolay kolay turku soylemez.
  • çetin akdeniz ile demirciköy'de kamp yaparken rastlaşmıştık, sene 80'lerin sonu. orhan gencebay ve bağlama manyağı iki arkadaş gecenin bir vakti çalan bağlama sesine doğru gitmiş, hemen kendisinin bulunduğu yerin etrafına konuşlanmıştık. tabi o zamanlar cetin akdeniz ismini orhan gencebay'ın*, zülfü livaneli'nin*vs. kasetlerinin kartonetinden biliyoruz ama tipini bilmiyoruz. benim kucağımda divan sazı gibi duracak koca tekneli bağlama, adamın kucağında cura gibi duruyordu. çok iyi çalıyordu. yıllarca tokat'ta mahalle düğünü çalan dayısını, dünyanın en iyi bağlamacısı sanmış bir genç için bu adam bağlama çalmıyordu. bağlama görünümlü bir enstrümanla farklı şeyler yapıyordu. çok çok hızlı tezene atışları, bu tezene atışlarıyla senkronize seri parmaklar, hiç duymadığımız kerizlerle süslenmiş geçişler ve bu kadar sürate rağmen net çıkan pürüzsüz bir melodi. bildiğimiz anlamda 2-3 bağlama ile yapıldığını düşündüğümüz sesleri tek başına çıkarıyordu bağlamadan. şimdi ortalama bağlama çalan birinin çerez saydığı kerizleri bu adamdan gördü bu gözler. topal oyun havası, ankara misket, haydar haydar'ın değişik versiyonu dahil epey bir resital yaptı bize. şu sonlu hayatımda yaşadığım en güzel, en özel deneyimlerden biriydi o gün. kendini tanıttığında, bizim de kendini tanıdığımız da ( kartonetlerden ismini biliyoruz demiştim ) önceki rahatlığım filan kalmadı, resmen messi gören masum türkler gibi oldum.

    sonrasında bolca orhan gencebay müzikleri çaldırdık. özellikle bağlamayla çalınması muhteşem olan parçaları ondan dinlemek için, o parçaları çaldırdık/söyledik. laf bağlamaya, türkiye'nin bağlama ile imtihanına, kimlerin iyi çaldığına filan geldiğinde hiç unutmadığım şu cümleyi kurdu "bakın o kadar stüdyoda kasetlere çalan, konserlerde sanatçı arkasında çalan adam saydım size, hepimizi toplasanız orhan gencebay'ın tuttuğu tezene olamayız" demişti.

    o günden sonra orhan gencebay benim için bağlama virtüözü, çetin akdeniz ise adam olarak gönlümde yerini aldı.
  • yngwie malmsteen'in gitar yerine bağlama çalanıdır. kusursuza yakın çalar. ülkemizin yetiştirdiği en iyi virtüözlerden biridir. ismini çok duyurmadan "en iyilerden" olmayı başaran ve hayatı boyunca en iyilerle çalışan bir abimizdir.

    aynı malmsteen'e yapılan yakıştırma gibi "robot gibi, kusursuz ama duygu yok" diyenlere de ahmet kaya'nın ağladıkça'sının hikayesini kendi ağzından anlatayım...

    ahmet kaya, çetin akdeniz'e der ki: "gözüm, şimdi sana bir şey dinleteceğim." akabinde kaseti koyup "ağladıkça"nın orijinali olan ibranice versiyonunu dinletir. çetin akdeniz, orijinal halindeki bağlamayı beğenmediğini de açıkça ifade eder. şarkı bittiğinde ahmet kaya da der ki: "herkes seni hızlı parmaklarınla tanıyor, sen bunu öyle bir çal ki bizi mahvet, bizi dağıt."

    çetin akdeniz elektro bağlama çalmayı tercih etmediği halde ahmet kaya'nın "bu parçaya yakışır" demesiyle alır elektro bağlamayı eline, bir çalar ki, bitirdiğinde ahmet kaya'nın gözlerinden yaşlar aktığını görür. ahmet kaya, çetin akdeniz'in omzuna kolunu koyarak yaslanır ve şöyle der: "be kitapsız, sen şimdi beni burada ağlattın ya, bizim kayınço da -ki o kişi yusuf hayaloğlu'dur- buna türkçe söz yazacak ve şarkının adı da "ağladıkça" olacak!"

    şarkının ismi de bu şekilde konulmuş olur ve şarkılarım dağlara albümüne girer.

    ahmet kaya - ağladıkça
    söz: gülten kaya hayaloğlu (ortak yazmış da olabilirler)
    bağlama: çetin akdeniz
  • 26 aralık 2007 de cemal reşit rey de , tabir yerindeyse, ders gibi konser vermiş olan üstad. bağlamada kullanılan her düzeni önce anlattı, ardından o düzende çalınan parçalardan nefis örnekler verdi. bu arada üstadın çok samimi, içten ve güleç bir insan olduğunu da öğrendik. en ön sıralarda mehmet erenler, erol parlak gibi ustaların oturuyor olması da dikkatimizden kaçmadı.

    konuyla hiç alakası yok ancak konser arasında bir vatandaşın yanındaki alman gence almanca olarak islamı kötüleyip mevleviliği övmesi de enteresan bir ayrıntıydı.

    (bkz: müstezad düzeni)
    (bkz: misket düzeni)
    (bkz: kara düzen)
    (bkz: bağlama düzeni)
  • thrash thm ya da baglama shredding diye bir sey varsa onu bu vatandas icra ediyordur. bu ne la?

    https://www.youtube.com/watch?v=0aoihfuj-6m

    ozellikle 2:00'dan sonra kopuyor, gidiyor. 2 boy da fark yapiyor. kendimi baglamaya headbang yaparken bulacagim omrumde aklimin ucundan gecmemis. eline saglik.
  • ortaokul 2'deydik sanırım, sene 1994-95 falandır. müzik öğretmenimiz dinletmişti sınıfta teypten bu abinin bağlama üvertürünü. öncesinde kısa bir açıklama yapmıştı, üç bölümden oluşuyor, ilk bölüm yavaş, ikincisi biraz daha hızlı, üçüncü bölüm ise daha da hızlı ve giderek hızlanıyor diye. sonra play tuşuna basmıştı. inanılmaz etkileniştim. ertesi sene sırf o parçaları çalabilemek için bağlama kursuna başlamıştım. bağlama üvertürünü söktük tabi, ezgi akşamına heves ettik falan derken 3-4 yıl uğraştık bağlamayla. çaldığım sürece de pek halk türkülerine falan heves etmedim, hele çalarker söylemeye hiç heves etmedim, daha çok enstrümental şeyler denedim, cahit berkay'ın film müziklerindeki parçalar gibi. uzun zamandır** elime bağlamayı almıyor olsam da bağlamaya başlamama vesile olan bu abinin başlığı altına bu hikayemi yazayım dedim.
hesabın var mı? giriş yap