• monacoya gölü attığında, hiç beklemediğim bir anda geldiğinden sevincimden kalorifer borusuna tırmanmıştım..babamda terlik atarak indirmişti..
  • hiç unutmam, köln'deki o maçın bi gece öncesi sol bacağım çok bi fena kaşınıyordu. hatta hanıma da dedim yarın heralre golüm var diye. sonra baktım 35 metreden ettori yanlış köşe tutuyo, yaradana sığınıp verdim topu postaya. herkesin kesin sıfır sıfır dediği maç birden bi canlandı bu yüzden. düşünüyorum da, riskli de olabilirmiş bu yaptığım ama allahtan işler rast gitti, çıktık açık alınla dömi finale. ilker yasin ağlamak istedi hatta maçın sonunda.
  • 'hagi ve biz orjinal idik'

    harikasın be abi.
  • maç öncesi ntv sporun saha içi sohbetine katıldı. şu anda belgrad'ın altyapı antrenörü olan galatasaray efsanesi ile muhabir arasında şöyle bir diyalog geçti.

    muhabir- bu maçta hangi takımı destekliyorsunuz?

    prekazi- iş ile aşk birbirinden çok farklıdır. galatasaray benim aşkım, burada çalışıyorum, sen anla...

    monaco'ya üç km uzaktan attığı gol sonrası beni çok mutlu etmişti, masanın üstüne çıkan küçük bir çocuğu. şimdi de yüzlerce km uzaktan sözleriyle mutlu etmeye devam ediyor bu adamı. aşkımız aynı...
  • an itibariyle lig tv'de konuk olduğu 21 programının tekrarı yayınlanıyor. adamın her lafı ayrı bi tatlı, ayrı bi güzel. ceyhun yılmaz diyor ki "abi seninle telekom arena'ya gidelim." baba diyor "yok gelmem. ali sami yen'den sonra içimden gelmiyor." neden diyorlar, "ali sami yen mi kaldı, toprak oldu" diyorlar. "babam da toprak oldu ama onu da çok seviyorum" diyor.

    çok büyük adam be. çok.
  • bursa'nın, beşiktaş'ın iyiliğini isterken fenerden hiç bahsetmemesi ile nasıl sıkı bir galatasaraylı olduğunu yeniden göstermiştir. aslansın ulan...
  • anasından doğduktan sonra sadece bi kere altını ıslattı, 2 kere lazımlık kullandı bir daha kullanmadı. et ve top istedi. çişi geldiğinde 37 metreden tuvalete sol ayağını kaldırarak işeyince annesinin "anlaşılan bu çocuk büyüyünce 718 metreden gol atıcak..." dediği rivayet edilir. (bkz: cevad kaan destanı)
  • 90'li yillarin ba$inda futbol oyunlarina vermi$tik kendimizi. kick off'un piyasayi silip supurdugu donemlerde, yakla$ik 12px boyutundaki karakterleri, falsolu vuru$lari, bir turlu ula$ilamayan yedek kulubesi, ugrunda kirilan bir suru joystick ve en onemlisi cok da kontrol edilemeyen oyunculari ile sensible soccer belki de o an icin amiga'nin en iyi oyunu degildi, ama bizim goz bebegimiz olmayi ba$arabilmi$ti. topu ayagina alan oyuncunun topu rahatca surebiliyor olmasi, o zaman oldukca az sayidaki bilgisayar oyuncularini cezbetmeyi ba$armi$ti. o ortamda bile kendimizi ozde$le$tirdigimiz bir tek futbolcu vardi. arka taraftaki arazide yaptigimiz maclarda, terleyerek, bazen kufurle$ip kavga ederek birbirimize girdigimiz zamanlarda da payla$ilamayan isim ayni ki$iydi: cevat prekazi.

    aslinda cevat prekazi'nin kariyer olarak doruga ciktigi yillar herkesin bildigi gibi 80'li yillarin ikinci yarisina rastlar. galatasaray'in; jupp derwall'in actigi yolda, kurdugu ulkude, gosterdigi amacta hic durmadan yurumeye and ictigi o yillarda, yugoslavya'dan yapilan futbolcu ihracatlarindan biriydi cevat prekazi. o donemler bir tombala misali yugoslavya torbasindan geli$iguzel cekilen topcularin arasindan kalitesiyle siyrilmi$ti. o ko$turur, muhammet altinta$ acigini kapatirdi. o ortalar, tanju colak zimbalardi. o firikikten golu atar, zoran simovic ise galatasaray kalesini tehdit eden toplari kurtarirdi. her $eyin merkezinde bana gore prekazi vardi. aslinda benimle ayni fikirde oldugunu du$undugum insanlarin sayisinin cok oldugunu da biliyorum. ornegin bu yaziyi yazmayi du$unuyorken, i$ arkada$im olan ve futbolla pek alakasi olmayan iki kiza prekazi'yi sordugumda hic tereddut etmeden doyurucu cevaplar verdiler bana. o sadece bir futbolcu degildi cunku. ayni zamanda diger futbolculardan onu kolayca ayiran orijinal bir tarza sahip ilgi cekici bir sporcuydu. cevat prekazi, degi$ik bir ekolun turkiye'deki en onemli ve belki de tek temsilcisiydi.

    "kimileri bilir, kimileri bimez" diyemiyorum. zira herkes bilir, o donemde ya$ayan herkes bilir cevat prekazi'yi. bazilari ismini duyunca, en azindan o eski usul hareketle kafalarini onaylama mahiyetinde sallarlar. malum $u mesafe tevaturlerine neden olan unlu frikik golu nedeniyle, onu herkes bilir. 80'li yillarin sonlarina tekabul eden, avrupa'ya kar$i ba$latilan ve sportif ba$arilarla billurla$an ayaklanmanin biricik metaforuydu o ufacik sol ayak. turkiye'ye kar$i yoneltilen nice yarginin altinda kalmi$ ulus kimligi, hepimizin anilarinda ya$ayan cevat prekazi'nin uzaklardan monaco aglarina yolladigi ve cogu insanin bir cok acidan yuklemi$ oldugu tepkisel bir anlami simgeleyen $utuyla darmadagin olmu$tu, ya da bize oyle gelmi$ti.

    tek bir gercek vardi ki, o muhte$em koln gecesinde millet olarak muthi$ bir rahatlama ve sevinc hissi duymu$tuk. o sihirli sol ayak nice politikacinin acamadigi kapiyi nefis bir darbeyle sarsmayi ba$armi$ti. milliyetci ve yontulmami$ baki$in otesinde degerlendirecek olursak, gercekten turk bayraginin kirmizisi daha bir allanmi$, ayin rengi cok daha beyazlami$ti.

    yillar gecti. bilgisayar oyunlari muthi$ bir geli$me gosterdi. amiga coktu. cevat prekazi futbolu birakti. zamanin gectigini elbette hepimiz biliyoruz ama bu tur mihenk ta$larini hatirlayinca, geride kalan zamani algilamak daha bir degi$ik ve anlamli oluyor. hala "oohh" ve "ahhh" sesleri icinde en azindan 90'li yillardaki oyunlari oynamaya devam edip, tum ilkellikleriyle bu oyunu delicesine sevmeye devam edenlerimiz var. ve her $eyden ilginci, biz $imdi avrupa birligi'nin kapilarina dogru tereddutlu kontrataklar duzenlerken; o sihirli sol ayak, sag yanda$inin ustune atarak kendini, keyifle emekliligini surduruyor olmali. yugoslavya'da, iki katli, bahceli bir evin verandasinda..
  • arda ali turan değişikliği sonrası "okuyorum o reykardı, kitap gibi, ahahaha, şaka" demiştir. çok sempatik lan.
  • az önce mesut özil için "oynar her yerde oynar kosmosda oynar, havada oynar" demiş büyük futbolcu sempatik galatasaraylı.
hesabın var mı? giriş yap