• tuba büyüküstün rolü kabul etmemiş, kenan imirzalıoğlu'nun rol arkadaşı bergüzar korel olmuş.

    edit : bilgi patladı, ikisi karadayı'da oynayacakmış.
  • engin akyürek'in refik rolünde oynayacağının kesinleştiği söylenen yeni sezonun uyarlama dizisi.
  • arka planında osmanlı'nın son demlerinden başlayarak 1970'ler türkiye'sine uzanan bir tarihsel süreçte ülkenin geçirdiği siyasal, kültürel ve toplumsal değişimi yansıtan orhan pamuk'un klasik roman anlayışıyla yazdığı eseri. iki ödül almasına rağmen uzun yıllar kitabı yayınlayacak bir yayınevi bulamamıştır pamuk. hatta bir ara eşi gazeteye "ödüllü romanımız var, yayınlayan yok mu?" minvalinde ilan vermiş. bu da ilginç bir türkiye ayrıntısı.

    --- spoiler ---

    romanı okurken asıl meşgul olduğum konu, hangi karakterin orhan pamuk olduğuydu. roman bitince insan hemen "tabi ki ahmet" diyor ama refik'te de, muhittin'de de, ömer'de de pamuk'un izlerini bulmak mümkün. tabi bunu söylerken onun bütün eserlerinin yanısıra birçok röportaj ve yazılarını da okumanın verdiği özgüvenele söylüyorum. gençliğinde hayatın nasıl bir şey olduğu, nasıl yaşanması gerektiği üzerine oldukça kafa karışıklığı yaşamış bir insan zihninin üçe bölünmüş halidir refik, muhittin ve ömer. sanki "böyle bir insan olsaydım nasıl bir yaşamım olurdu?" diye sorup üçünün hayat hikayesiyle kendine göre yanıtlamış. kişilerle hayatını eşleştirdiğimizde ise ahmet'in orhan pamuk, refik'in de pamuk'un babası olduğunu anlıyoruz. refik tıpkı pamuk'un babası gibi enetelektüel sorunları olan, hayat karşısında pasif, bunaldığında evini ve ailesini bırakıp bir yerlere giden ve fransa'da bir kafede sartre'la karşılaşan adamdır. ahmet de orhan pamuk gibi resme merak salmış, içindeki boşluğu sanatla doldurmaya çalışan bir kahramandır. ve tabi pamuk'un istanbul kitabında belirttiği atölyesine gidip gelen kız arkadaş da ilknur'dur.

    bu arada eklemeden geçemeyeceğim. kitabın en gizemli ve ilgi çekici karakteri perihan'dır benim için. refik'in derbederlğine, ikide bir çekip gitmesine hiç sesini çıkarmaz. ne olursa olsun hiçbir şey olmamış gibi davranır. olgundur ve ara ara sebepsiz ağlar. niye ağladığını çözemez okur. çünkü hiç perihan'ın gözünden anlatmamış hikayeyi yazar. ve nihayet yıllar sonra bir gece refik'in sarhoşken ettiği bir cümleden sonra balon patlar.
    --- spoiler ---

    "burası türkiye, gerçeğin kötü bir taklidiyle karşı karşıyayız."*
  • dizi çekimleri şu sıralar istanbulda devam eden orhan pamuk kitabı. dizinin devam bölümleri bursa da çekilecek olup yan rol ve figürasyon da bursa daki ajanslar tarafından karşılanacaktır.
  • --- spoiler ---

    romanın başından sonuna kadar karakterlerin tamamı ne yapmak istediklerinden emin değildir şayet eminseler dahi, bu yapmak istekleri şeye dair sorgulamalar karşısında şüpheye düşerler. cevdet bey tüccar olmak ister ama abisinden, görüşmediği akrabalarından bir sitem vardır ve o bu sitem karşısında suçluluk duyar. idealleri ona güç vermez. bir yanından hep pişmandır. refik de arayıştadır, son bölümde anlatılan ahmet de arayıştadır. ahmet hamdi tanpınar'ın huzur romanındaki gibi herkes huzursuzdur bu romanda da.

    --- spoiler ---
  • okuduğum en harika türk edebiyatı romanı olmasının yanında, beni her okuyuşumda vuran, "bir ülke böyle mi güzel özetlenir" dediğim öyle güzel 2 paragrafa sahiptir ki...

    sf:282

    (...) "aklıma gelen her şey değil bunlar" dedi alman. "sizin için endişeleniyorum.. ben kırkımı geçtim. bundan sonra da ne yapacağımı biliyorum. amerika'da bir şehir, biraz mühendislik, kitaplar ve müzik... ama siz... sizin bu hırslarınıza bu toprak uygun değil. çünkü düşünüyorum ki bu toprak eski ve verimsiz otlardan, dikenlerden temizlenmedi. balzac'ın rastignac'ının arkasında kanlı fransız devrimi vardı. burada ? burada en büyük efendi hala kerim naci bey... burada bütün demiryolu inşaatının en büyük patronu bir toprak ağası. hem toprak ağası, hem demiryolu müteahhidi, hem de milletvekili... size bir şey kalmamış dostum. ha ha ha.. yaşlı otlar, dikenler her yeri tutmuşken, neyi fethedeceksiniz herr fatih?"

    sf:302

    "anlıyorum sizi" dedi mahir altaylı. bakışları da gene "ben senin ruhunu okuyor ve anlıyorum!" diyordu. "sizi anlıyorum, siz inanmadan önce düşünmek, anlamak istiyorsunuz. bunu yaptığınız için de inanamıyorsunuz. ama böyle mutsuzluktan kurtulamazsınız ki.. önce kendinizi duygularınıza bırakın! önce inanın, heyecanlanın. sonra aklınızı kullanırsınız. böyle derinlemesine durup düşünmek.. bu insanı işte mutsuz yapar. türkiye'de burada böyle düşünmek insanı toplumun dışına iter. bunu benim kadar bilirsiniz; burada düşünen yalnız kalır.. burada duygulanmadan düşünmek sapıklıktır. hem her şeyi aklımızla nasıl kavrarız? yaradılıştan bize yalnız akıl verilmemiş. duygularımız da var! türk bayrağını görünce, hatay'da olup bitenleri öğrenince heyecanlanıyor musunuz? biraz olsun heyecan yeter. heyecanlanın, inanın, toplumun içine katılın, kendi aklınızı silin. işte o zaman mutlu olacaksınız..."
  • acil yoğun bakımındaki sevgilimizi beklerken, yakınlarımdan birinin okuduğu kitaptı.. bana o kitaptan maksatlı bir bölüm okudu.. sırası değildi. inanç çatışmasının ego patlatmasının..

    zorda olanı zorlamamak lazım.. kalp çok kırılıyor o zaman.. bunun hayatta bir karşılığı da oluyordur muhakkak.

    o gece onbirde bir deprem oldu. bütün hastane dışarı koştu ben bodrum katındaki yoğun bakıma..

    insanın ne söylediğine çok takılmamak lazım.. hayat hiçbir şey öğretmiyorsa, bunu öğretmeli.

    henüz kitabı okuyamadım. yapamadım.. belki başka bahara..
  • kürk mantolu madonna griliğinde olabilecek bir kitap olduğunu düşünerek, en azından bu önyargı ile arzulu istekli olarak gelecek hafta itibarı ile başlayacağım orhan pamuk kitabıdır.
  • bir ailenin üç neslini anlatan bir kitap olmanın ötesinde, bir sosyal çevrenin üç neslini anlatır bu kitap. ailenin nesiller geçtikçe motivasyonlarının ve telaşlarının değişimini gösterir ve benzer dönemde yaşanan türkiye değişimini de. aynı zamanda bugünkü nişantaşı hayatının oluşumunu da görebilirsiniz, orhan pamuk'un ve ailesinin nereden geldiğini de.

    uzun uzun anlatacak değilim kitabı. ama okuduklarım arasında en güzel orhan pamuk kitabı olduğunu söylemeliyim.
  • orhan pamuk'un ilk kitabı olmakla birlikte orhan kemal roman ödülü ve milliyet roman armağanı almışlığı da vardır.

    cevdet bey'in kendiyle hesaplaşmaları gerçekten çok iyi işlenmiş harikülade bir romandır.
hesabın var mı? giriş yap