• türkiye’deki cezaevlerinde 800 çocuk, çeşitli suçlardan hüküm giymiş ya da tutuklu yargılanmakta olan anneleriyle birlikte yaşıyor. bu çocukları koruyacak, sağlıklı büyümelerini sağlayacak ne bir ortam ne de mevzuat var. medyascope’tan sahra atila, çocuğuyla birlikte sekiz ay hapishanede kalan ayşe ile konuştu. ayşe’nin anlattıkları, sistemin çocuğun yanında olmadığının kanıtı.

    ayşe 30 yaşında. cezaevine girdiğinde 27 yaşındaydı ve oğlu efe sekiz aylıktı. ayşe, ilk iki gün bebeğine bebek bezi verilmediğini anlattı.

    “iki gün boyunca bebek bezi istememe rağmen vermediler. ailem bez getirdiğinde de bana iletmediler. kuruma bir dilekçe yazdım ve bebek bezi istedim. sürekli ‘getireceğiz’ yanıtı aldım fakat getirmediler. iki gün sonra genel arama yapıldığında çocuğun altını değiştiriyordum. kendimce bir yöntem bulmuştum; bebeğimin altına çöp poşetiyle kendi zıbınını bağlıyordum. o şekilde çözüm bulduğumu gören memur şaşırdı ve ‘ne yapıyorsun?’ dedi. ben de ‘bez vermediğiniz için bu şekilde çocuğumun altını değiştiriyorum” dedim. üzüldüğü için hemen araya girdi ve bana bez getirdi.”
  • çocukluğu elinden alınmış olan çocuklardır...
  • büyük ihtimalle ileride psikolojisi bozuk bireyler olacaklardır. cezaevinden çıkarıldıktan sonra başıboş bırakılmayıp topluma kazandırılması gereken çocuklar bunlar.
  • giren birçok kişinin hasta olduğu bir ortamda suçsuz el kadar bebeklerin ve çocukların büyütülmeye çalışılmasıdır. çözüm bulması gereken ise devletin ta kendisi. sosyal devletimiz var ya işte o çözüm yaratmak zorunda. biz de kamuoyu oluşturmak zorundayız. adaletsiz dünya.
  • terör örgütü üyelerinin çocukları hariç diğer insanların çocuklarıyla devlet ilgilenmek zorunda.

    bu konuyu şimdi açmalarının sebebi fettoşçuların içeride olmasıdır. bunun üzerinden algı yapmak istiyorlar. belki twitter'da görmüşsünüzdür bazı fetullahçı hesaplar, bu çocuk mevzusunu çokça dillendiriyor. tabi bunları gören yurdum muhalifi de propagandaya bilmeden alet olup kullanılıyor.

    bundan dolayı her şeye lap diye atlamayalım. hele medyascope gibi oluşumların haberlerine hiç atlamayalım. önce birkaç kaynaktan okuyup ve gözlemleyip ondan sonra yorum yapın.
  • hırsızlık, fuhuş, uyuşturcu suçlarından dolayı cezaevine düşen annelerin çocuklarını yanına alması çok daha sağlıklı çocuklarının dışarda olmasına nazaran ya da anne ile çocuğun dışarda olmasına kıyasla.
    hırsızlık suçu işleyen anneler dışarda çocuğu genelde dilendiriyor fakat cezaevleri ozel kreşler ile anlaşıp bulunulan şehirlerde anaokullaarina belli kontenjanda gün boyu çocuk gönderiyor. ayrica çocuk bezi süt yumurta her türlü sağlık harcamalarına geciktirmeden yapıyor. tek örnek uzerinden gitmek karalama işlemidir. anneler isterlerse çocuklarını kendi ailelerini yanına gönderebilirler ama çocuklar tertemiz kıyafetler ile gidip dinlendirilmiş bitlenmis halde dönme ihtimalleri çok yüksek oluyor maalesef . demem o ki cezaevleri 0-6 yaş çocukları için hapihaneden öte bir eğitim, güvenli bir limana dönüşebiliyor.
  • kerim vakfı tarafından bu konuda yürütülen bir çalışma vardır. anneleri ile birlikte cezaevinde olan çocuklara yönelik bu çalışma psikoloji destek, kreş eğitimi sağlanması gibi konuları içermektedir. bu çalışmalara gönüllü katılma isteğim vakıf tarafından henüz cevaplanmamıştır.
  • çalıştığım cezaevinde bayan tutuklu ve hükümlü çocukları için kreş vardı, ayrıca bebek ve çocuklar için bez, mama ve buna benzer ihtiyaçlar için bir oda vardı, çocuk 66 aylığı geçtiyse cezaevine alınmıyor zaten,direk yurda veriliyor, 66 yaş altı çocuklar ise anneleriyle birlikte ceza çekiyorlar, çok üzülürdüm polisten teslim alırken, çocukların ürkek bakışlarına sürekli dolabımda çikolata, kek gibi şeyler bulundururdum onlardan verirdim korkmasınlar diye, annenin suçunu çekiyordu onlar ya da annenin yanında olmak dışarda olmaktan daha iyi geliyordu
hesabın var mı? giriş yap