• elbette adam hırsız, bu görüntüleri likyada göremeyince de içimiz acıyor.

    http://en.wikipedia.org/wiki/tomb_of_payava
    http://en.wikipedia.org/wiki/nereid_monument

    fakat bir de şu açıdan düşünmek lazım, acaba bu adam olmasaydı bırak birkaç parçayı, likyayı kim ortaya çıkaracaktı acaba? "çanak çömlek hikayesi" minvalinde bir zihniyete sahibiz. hadi bu adam sınırdan sokulmadı çalışmalarına da izin verilmedi...

    http://en.wikipedia.org/wiki/xanthian_obelisk
    http://en.wikipedia.org/wiki/harpy_tomb
  • eserleri dönemin osmanlı sultanı abdülmecid'in çıkardığı fermanla, hms beacon adlı ingiliz kraliyet donanması gemisinde götürmüştür.

    payava lahdini tabanıyla birlikte götürmek istemiş, tek parça halinde götüremeyince malta'dan taş ustaları çağırtmış ancak ustalar sıtmaya yakalanınca daha fazla zaman kaybetmeyip eldekiyle kaçmış. e eldeki de 80 ton neticede..
  • günlüklerinde türk güzellemesi yapmış ingiliz...

    "the turks are by no means a dirty people ; their hands, feet, and faces are always religiously kept clean. i know no european country where there is so little annoyance from offensive impurities in the streets. i do not remember ever seeing a turk spit : what a contrast to the manners of france, italy, and germany!"

    7 mart, 1838 - istanbul
  • arkeolojik kolonizasyon çağında çağın nimetlerini gani gani kullanmış bilim adamlarından biridir. bir diğeri için de bkz. otto benndorf.

    bir yandan da kendisi kanunsuz hiçbir şey yapmamıştır. çalınan çırpılan bir şey yoktur, hepsi yerel valinin bilgisi ve padişahın izni dahilinde olmuştur. bu arada bayağı önemli bilgiler sağlamış, pek çok araştırmaya da önayak olmuştur.

    maalesef çaldılar denilen pek çok şey, döneminde yerel idareler tarafından kıymetsiz görüldüğü için götürülmüştür.

    götürülmüş eserlerin iadesi isteğinin haklı olması ise bambaşka bir konudan dolayı: şu anda da dünyada yerli malzemenin yabancı müzelerde olması mevzusu çok tartışılmakta. elgin lordu thomas bruce'un çalıp (evet kendisi yukarıda verilen isimlerin aksine çalmıştır frizleri) götürdüğü parthenon frizlerinin iadesi istemiyle başlayan süreçle paralel olarak malzeme değil bağlam odaklı arkeolojik bakış açısı iyice olgunlaştı. bu yaklaşım da buluntuların bulunma noktalarına yakın ve ulaşılabilir sergilenmesi gerektiği düşüncesine yol açtı. artık sergilenecek olan bir rölyefteki figürler değil, rölyefin anıttaki bağlamı, anıtın sahadaki bağlamı oldu. aynı zamanda arkeolojik kalıntıların dünya ve insanlık mirası olduğu görüşü 20. yy ortalarından beri de yerleşince "malzeme kimin" sorusu sorulmaya başlandı. helen ve roma kültürünün gelişmiş batı ülkelerince sahiplenildiği 19.yy'ın çok sonrasındayız, korumanın çevre ile yapı, yapı ile yapı parçası, çevre ile peyzaj ilişkilerinin tamamını kapsaması gerektiği ön kabulüyle hareket ediyoruz.

    indiana jones'un "it belongs in a museum!" diyerek el alemin tapınağından çaldığı heykelleri çat diye üniversitesine taşıdığı dönem ise küçük asya için 18-19.yy başlarına denk gelmekle birlikte, avrupa kolonilerinin yerleşik olduğu kuzey afrika gibi alanlarda ise 20.yy başına kadar sürmüş bir dönem. (nam-ı diğer avrupa'nın sömürmeye doyamadığı alanlar)

    neyse neredeeeen nereye. fellows, fena adam değilmiş, çok yazmış, çok çizmiş, çok belgelemiş. tanısak severiz belki.
  • 1838 yılında anadolu'ya yaptığı gezisini izmir'den başlatmış ve o yıl yazdığı seyahatnamesini kendi çizdiği resimlerle bir nevi belgelendirmiştir. bu resimlerden ilki ünlü izmir kervan köprüsüne aittir ve bu çizimle ilgili bir videoyu buradan izleyebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap