• [(bkz: terry kath)terry kath] gibi gerçekten sıradışı, kalburüstü bir gitariste sahipken, 1978' de kendileri rus ruleti oynarken hem hayatını kaybetmiş, hem de chicago' nun o altın zamanlarının sonunu getirmiştir. x albümleri 'best of' çok sıkı bir özetlemedir. bu albümde yer almayan i'm a man ve happy man' i de dinlemelidir. çok sıkı gruptur vesselam.
  • cok guzel bir sufjan stevens sarkisi. boyle tilsimli gibi.

    "if i was crying
    in the van with my friend
    it was for freedom
    from myself and from the land
    i made a lot of mistakes..."
  • new york'un sokaklarında insan olmayan versiyonu gibi bir şehir. fotoğraflara bakınca, filmlerde izleyince kafada fazlasıyla büyütülüyor; gündüz vakti sokaklarında tek tük gezinen insan sayısı akşam yediden sonra sıfıra vuruyor. şehir merkezi boşalıyor. üç milyona yaklaşan nüfusu olan abd'nin üçüncü büyük kentinde insanlar nerede saklanıyor anlamadım açıkçası. öyle bir şehir ki, gündüz vakti bile üç mağazadan birisi kapalı. akşam yediden sonraysa zaten oturup ucuz yemek yiyecek yer bulamıyorsun. öyle ki mesela boston'da 12'ye kadar açık olan wendy's hamburgercisi burada yediye doğru yavaş yavaş kapanmaya başlıyor. neyse efendim bir de bir rüzgarı var buranın. zaten o rüzgar yüzünden uçuşlar ya iki-üç saat rötar yapar ya da iptal edilir. şehri rüzgarlı bir günde geziyorsan akşamına cırcır garantidir. suç oranı yüksek diyorlar bir de burası için. yine de fena değil, işte gökdelenler, ızgara kesimli sokaklar falan..
  • bir arkadaşın attığı mesajla başlığa tekrar yazmak istedim. buraya geleli tam 10 ay oldu 2 gün önce. bir kaç hafta önce de kendi şirketimi kurdum. amerika gerçekten fırsatlar ülkesi ama çok çalışmamız ve ingilizceyi de iyi konuşmanız lazım. gerisi zaten çorap söküğü gibi geliyor bir şekilde.

    kendim resmi olarak çalışamasam da şirket kurup eleman çalıştırabiliyorum. eğer birikmiş biraz paranız varsa, sistemin nasıl işlediğini biliyorsanız fırsat kovalamak gerekiyor.

    chicago bu sene doğru düzgün kış görmedi. hele geçen seneki kar fırtınalarından sonra bu sene çok iyi geçti. ama bunun da bir bedeli oldu tabi daha bir kaç gün önce 5-6 cm kar yağdı. gözümün önünde bir aracın otoyoldan aşağı uçtuğuna şahit oldum. bir kaç gündür ise havalar daha iyi. montla çıkmıyorum artık, ceket gibi hafif bir şeyler iş görüyor kışlık gömlek üzerine.

    uzun zaman sabah geç saatlerde ve akşam da 9dan sonra araç kullandığım için pek fazla trafiğe takılmıyordum. ama artık kendi işim için bir oraya bir buraya koşturup duruyorum bu da özellikle gündüz saat 3ten itibaren şehre doğru giden yollarda trafiğin içinde kalmama sebep oluyor. trafik çok ama yolların çeşitli olması onu çekilebilir kılıyor.

    bir de chicago sürücüleri çılgın olmasa iyi olacak ama ona yapacak bir şeyim yok. ilk geldiğimde bana chicago sürücüleri çok kötü diyorlardı ama istanbul'dan gelmiş birisi olarak hepsi bana melek gibi geliyordu. zamanla gerçekten diğer şehir ve eyaletlere göre buranın sürücülerinin canavar olduğuna karar verdim. özellikle tır şoförleri yoldaki 3-4 şeridi kapayıp birbiriyle yarış yapmaya çalışıyorlar bazen etmediğim küfür kalmıyor. tır şoförü demişken buradaki türklerin olduğu en büyük iki meslek grubu kazançları çok iyi olduğundan (4-8 bin dolar arası) birisi tır şoförlüğü diğeri de über ya da taksi şoförü olmak. yani iki grubu toplasak türklerin %70i burada iş yapıyor diyebiliriz.

    chicago bölgesinde çok sayıda dil okulu ve üniversite mevcut. buraya dil okuluna gelip kapağı atarak yıllarca yaşayan hatırı sayılır miktarda türk grubu da mevcut. en ucuz dil okulu aylık 440 dolardan başlayarak 1600 dolara kadar yükseliyor. burada tabi dil okuluna gidenlerin ben doğru düzgün ingilizce öğrendiğini de görmedim daha. 2 yıldır dil okulunda olup hala saçma sapan konuşan daha doğrusu konuşmaya çalışan, okuduğunu ve dinlediğini anlayamayan dil okulu öğrencisi oranı hayli yüksek. yazma kısmına girmiyorum bile. onu yapabilen çok nadir var maalesef.

    chicago abd'nin ticaret merkezlerinden. bu yüzden iş imkanları geniş. bu bölgede siyahlar, meksikalılar, çinliler, filistinli araplar vs. hep kendi yoğunlukta oldukları mahalleleri var. bazı yerlerde beyaz nüfus çok az oluyor doğal olarak.

    chicago'nun güney bölgesi siyah nüfusun yoğunluğundan dolayı güvenli olarak gösterilmiyor. -eklemeden geçmeyelim obama da chicago güney yakalı. hatta geçenlerde bir konuşmasında ağlıyordu chicagoda her gün silahla birileri öldürülüyor, bireysel silah satışını sınırlayalım falan diyordu. her neyse güney yakası için dedikleri doğru. her köşe başında düşük pantolonlarıyla siyahi gruplar görmek mümkün. her gün bir sürü silahlı çatışma haberi okuyorum o tarafta yaşanan.

    diğer bölgeler daha güvenli olsa da chicago'nun bir suç şehri olduğunu aklınızdan çıkarmayın. turistik şehir merkezi dışında kalan alanlar kendi karakteristik özelliklerine sahip olsada da çoğunlukla hep birbirinin aynısı. batı yakası nispeten daha varoş. kuzeye doğru çıktıkça mahalleler biraz daha zengin mahallesine dönüşüyor. ben ırving park mahallesinde oturuyorum. ev sahibem aynı zamanda evi beraber paylaştığım yaşlı bunak kadın irlandalı. evin üst katını bana kiraladı aylık 525 dolara. bu fiyata burası gerçekten iyi ve herhangi bir fatura da ödemiyorum. kadın evi 2004 yılında mortgage kredisi ile almış hala ödüyormuş. o yüzden yaşı 58 olsa da hala hem hemşirelik yapıyor hem de bir lisede arada ders vermeye gidiyor.

    evde yine ev sahibemin 21 yaşındaki işsiz sapsız evin bodrum katında sürekli ot içen oğlu kalıyor arada. bir gün ne iş yapıyorsun diye sorduğumda genelde bilgisayarda oyun oynadığını ve arada partilere gittiğini söylemişti. ben de beni de partilere çağırmayı unutma diye gülerek yanıt vermiştim. bir gün kız arkadaşımla otururken alt kattan porno sesleri gelmişti. çocuk hoparlörü açıp porno izlemeyi de çok seviyor. garip bir tip yani. her seferinde evdeki başka bir koltukta uyurken görüyorum onu.

    chicago insanı sürekli bir şeylere yetişme halinde. herkes iki işte çalışıp ev, araba ve üniversite kredilerini ödemeye çalışıyor. amerika'da bu açıdan sıkıntı var. ev sahibim mary'nin 26 yaşındaki kızı de paul üniversitesi mezunu. bankalara 100.000 dolar öğrenim kredisi borcu var. buradaki insanlara türkiyede eğitim ve sağlık sağlık kısmen de olsa hemen hemen ücretsiz deyince tabi şok oluyorlar önce bir. sonra diğer şeyler pahalı, vergi çok yüksek deyince rahatlıyorlar. gerçi chicago da 1 ocakta vergi oranını %9'dan %10a yükselterek baya bir nefret kazandı halkın gözünde.

    chicago belediye başkanı sürekli nasıl vergi alsam da eksik olan hizmetleri sağlasam derdinde olan bir adam. işte gençlerin topluma daha sağlıklı kazandırılması için bir projesi varmış onu yapmak için benzinde galon başına 30 cent ekstra vergi alalım diye konuşuyordu. zaten chicago sınırları içerisinde ekstra vergi oranları yüzünden chicago'nun varoşları denen komşu şehirlerde benzin galon başına neredeyse 1 dolar daha ucuz. ben arabamı geldikten 1 ay sonra aldım. henüz chicago sınırları içerisinde bir kere dahi depomu doldurmadım.

    sonuç olarak hayat burada hızlı akıyor, kaliteli bir yaşam yaşıyorsun ne kadar kötü yerde çalışırsan çalış. 7 ay burada yaşadıktan sonra 2 gün önce türkiye'ye dönen bir arkadaşım "burada değişen bir şey yok sakın dönmeyi düşünme" dedi bugün bana.

    yani buradan aldığım t-mobile hat türkiyede bana ücretsiz olarak sms ve 3g hizmeti sunuyor. herhangi bir hata yaptıklarında anında özür dileyip telafi ediyorlar. bir alana bir bedava samsung galaxy s7 edge kampanyası vardı. ben de dahil oldum. twitter'daki t-mobile görevlisi yanlış bilgi verdi diye benim telefon ücretimi şirket karşıladı. müşteriye saygı ve müşteri memnuniyeti had safhada. türkiye'deki faturalı avea hattımı faturasıza çevirip tüm borcumu da ödemiştim bana geçen hafta avukattan e posta geldi. ağustos sonunda kapattığım hattım için eylül ve ekim telefon faturası çıkarmış avea bana. nereden itelersem kardır gözüyle bakıyor.

    burada yaşamayı seviyorum. imkanı olan herkese mümkünse türkiye'den ayrılıp başka bir ülkeye yerleşmesini tavsiye ediyorum. bu abd olur, avrupa ülkeleri olur fark etmez yeter ki çıkın dünyanın ne kadar küçük olduğunun farkına varın.

    saygılarımla
    steam ırving park, chicago'dan bildirdi.
  • filminin soundtrack'inde bir şey var abi, dinlediğim en iyi mix'lenmiş albüm olabilir cidden. cell block tango'nun sonları mesela, aynı anda onca enstrüman, 6 kadın aynı anda şarkı söylüyor, hepsi tertemiz vallahi.
  • cok guzel, cok hoş bir filmdir bence. dans sahnelerinde zenee hanim bence cathrinden daha bir kiskirtici oynamistir. ozellikle en son dans ettikleri sahnede sapkali bolumde bu farkedilebilir. bir de filmde bana mantiksiz gelen soyle bir sey var. madem roxie kocasini sevmiyor ve malum bosanmak istiyor, neden surekli hart soyadini kullaniyor? heralde bir kizlik soyadi vardir de mi? sonucta unlu oldugu zaman o tamirci kocasiyla yasamayacak.
  • yakın zamanda taşınacağım şehir , burada yaşayanlar acilen yesillendirirse +rep
  • zalımsın chicago! % 80 neminle, bunalınca girilen herhangi bi kapalı alandaki soğuğunla, akşamları çılgınlar gibi yağan yağmurunla şu 5 günde aramızı fena bozdun. ne olurdu sanki 5 günü yaşanılır kılsaydın da iyi hatırlansaydın?
  • boğasıyla meşhur abd eyaleti.
    (bkz.chicago bulls)
hesabın var mı? giriş yap