• "okuduğum en iyi kitap" doğru tanım değil, ama ilk akla geleni.
  • bir chuck palahniuk kitabı.

    "tanınmış bir elektrikli süpürge üreticisi 1950lerde elektrikli süpürgenin dizaynını biraz değiştirmeye çalışmıştı. süpürge hortumunun ucundan 2-3 cm içeriye jilet gibi keskin bıçakları olan döner bir pervane yerleştirilmişti. içeri emilen hava bıçağı döndürecek, bıçak da hortumu tıkayabilecek kumaş tiftiği ip veya hayvan kıllarını ince ince kıyacaktı. en azından böyle olması planlanmıştı. fakat olay, penisi parçalanmış bir sürü herifin hastanelerin acil servisine koşmasıyla sonuçlanmıştı."
  • "pornografik bir kitap" doğru tanım değil, ama ilk akla geleni..

    bir şekilde rayına oturmuş bir hayatınız varsa, bu kitabı okumayın.*
    chuck amca ciddi olarak psikoloji konusunda dersini iyi çalışmış. sonra da bu cümlelerin çevresini dolduracak bir roman yazmış. arno gruen'in empatinin yitmi kitabını okuduktan sonra bunu okursanız, anahtar cümlelerin nerdeyse didaktik şekilde kitaba serpiştirildiğini görebiliyorsunuz. ama bu negatif bişey değil, zira sonuç oldukça başarılı.

    aşağıda, bu anahtar cümleleri süzecek şekilde alıntılar yaptım. kitabı okumayı düşünüyorsanız, biraz fazla spoiler olabilir, ama yine de bu cümlelerden yola çıkarak yeni bir kurgu da oluşturabilirsiniz, yani belki. çünkü adam kinaye konusunda gerçekten çok usta. anahtar cümleler hem o bağlam içinde hem de genel olarak, farklı ama yine de doğru anlamlara gelebiliyor. hatta beki sonra kitabı okuyup ne kadar yaklaştığınızı test edebilirsiniz. (bkz: challenge)

    ps: alıntılar biraz sivri olabilir. kimileri bunları alıp rulo yapıp götümüze sokmaya da çalışabilir. bu nedenle alıntılar ile ilgili hiç bir yorum yapmadım. bu, sonuçta bu ülkede serbestçe satılan bir kitap. (ve aklanmış) o nedenle bir sorun yaratmaması gerekir.

    --- bundan sonrası komple spoiler ---

    (alıntının başlangıcı)
    ...
    tıbbı bitirmiş olmanın birilerini düzmek için ne denli güçlü bir silah olacağını hafife almayın.
    ...
    güzel olan herhangi bir şeyin insana ömür boyu zevk vermesi ile ilgili o eski kural benim için geçerli değil. benim tecrübelerime göre, en güzel şeyin bile bana verdiği zevk en fazla üç saat sürüyor.
    ...
    seks bağımlıları aslında seks değil, endorfin bağımlıları.
    ...
    uğruna savaşacak bir şeyler bulana kadar, bir şeylere karşı savaşmayı seçersin.
    ...
    bütün gün inek sağıp sütü çalkalayarak yağ yaptıkları için, sütçü kızların çok iyi otuzbir çektiklerinden adım gibi eminim.
    ...
    bütün bu zavallı ve delilerin burada saklanmasının sebebi, gerçek dünyada ve gerçek işlerde başarılı olamamalarından kaynaklanır. başlangıçta ingiltere'yi terk edip amerika'ya gelişimizin de nedeni bu değil miydi zaten? kendi almaşık gerçekliğimizi yaratmak için. hacılar o dönemin delileri değiller miydi? mesai arkadaşlarım olan bu zavallılar, tanrının sevgisi ile ilgili değişik şeylere inanmak yerine, özgürlüğü davranış bozukluklarında bulmak istiyorlar.
    ...
    maymunla prova yapma fikri bile korkunçtu. çünkü maymunlar tarafından reddedilme olasılığı vardı. bir insana yeterli parayı öderseniz, kıçınıza çeşitli nesneler sokmaya veya resimlerinizi çekmeye razı edebilirdiniz. ama maymunu razı edebilir miydiniz? bir maymun dürüst davranacaktır.
    ...
    zayıfmış gibi yaparak güç kazanırsınız. kendinizi güçsüz göstererek diğer insanların, kendilerini güçlü hissetmelerini sağlayabilirsiniz. insanların sizi kurtarmasına izin vererek siz onları kurtarırsınız. ... bu yüzden ezilen taraf olmaya devam edin. insanların üstünlük taslayabilecekleri birine ihtiyaçları vardır.
    ...
    kendi yakınlarınız duymasa bile, bu insan sizinle gurur duyacak, çünkü siz onun kendisiyle gurur duymasını sağladınız. bir yudum su içip öksüreceksiniz ki kahramanınız çenenizi bir mendille silebilsin.
    ...
    numara yaptığınız sürece ağlamanın kötü bir yanı yoktur.
    ...
    muhtemelen eva'nın hayatına giren bütün erkekler bir şeklde onun ağabeyi olmuş. bilerek ya da bilmeyerek, eva bütün hayatını, erkeklerin kendisini kullanmasını bekleyerek ve umarak geçirmiş.
    ...
    sevgili dunsboro'da mazoşizm çok değerli bir maharettir. gerçi bu çoğu iş için geçerli.
    ...
    insanın elde ettiği kadını asla düşünmemesi komiktir aslında. unutamadığın kişi her zaman senden uzakta olandır.
    ...
    çam kokusunun, bir yerlerdeki bok kokusunu örtbas ettiğini bilmelisiniz. limon kokusu birinin kustuğuna işarettir. güllerse birinin işediğine. bir öğleden sonranızı st.antony's'de geçirdikten sonra, ömrünüzün onuna kadar bir daha asla gül koklamak istemezsiniz.
    ...
    (arabayı) hızlı kullanmayı sevmezdi ve meşgulmüş gibi görünmek isterdi. trafikteyken hiç bir şey yapamazdı ve bu onun suçu değildi. hep birlikte kapana kısılmış olurlardı. hem saklanmış, hem de emniyette.
    ...
    cahillik bir zamanlar sonsuz mutluluktu. ... hayatınızda rayından çıkabilecekşeylerin hepsini fark ettikten sonra, hayat yaşanır olmaktan çıkar, daha çok beklemekle geçer. kanseri beklemekle.bunamayı beklemekle. her aynaya baktığınızda zona olabilecek lekeler aramaya başlarsınız.
    ...
    dünyayı parçalara böldük...ama parçalarla ne yapacağımızı bilmiyoruz.
    ...
    her şeyden vazgeçip, herkesin düşmanı olmadan önce, etrafınızdaki insanlar size kaç kez baskıcı ve önyargılı bir düşman olduğunuzu söyleyebilir...erkekler birer şovenist domuz olarak doğmazlar, sonradan olurlar ve her gün binlerce erkek, kadınlar tarafından bu şekilde yetştirilmektedir.
    ...
    onu yönetebilmek için onun bu şekilde kalmasını istiyorsun...bana tanrı olmak istiyormuşsun gibi geldi.
    ...
    bebek, eve köpek almaya benzemez ki. yani bebekler çok uzun yaşarlar, dostum.
    ...
    ingilizce bölümünden mezun olduğunuz zaman yaptığınız işin aynısı; yani hiçbir şey.
    ...
    (ölü) ten, tavuk derisi gibi olur...ilk yıl anatomi dersi alıp da, tavuk veya hindi yerken, kadavra yiyormuş hissine kapılmayan yoktur.
    ...
    trikloroetan ... yaptığım bütün kapsamlı testler gösterdi ki, aşırı derecede bilgili olmanın en iyi tedavisi bu. ... en büyük amaç bu. ... bilgiyi tedavi etmek. ... adem'le havva'nın incil'deki hikayesinden beri insanlık biraz fazla akıllı oldu. ...şu elmayı yediklerinden beri. ... şu beyin koreksi, yani cerebellum ... işte sorun orda. ... (insan) eğer sadece beyin sapını kullanarak yaşayabilseymiş, sorun ortadan kalkarmış. balıkların psikolojik olarak ıstırap çektiklerini göremezsiniz. süngerler asla kötü bir gün geçirmezler. ... amacım hayatımı basitleştirmeye çalışmak değil. ... amacım kendimi basitleştirmek. ... her bağımlılık aynı sorunu çözmek için bulunmuş bir yöntemdir. uyuşturucular, obezite, alkol veya seks, huzuru bulmak için kullanılan farklı yöntemlerdi. bildiklerimizden kaçmak için, eğitimimizden, elmayı ısırmış olmaktan. ... dil,dünyanın nimetlerini ve ihtişamını örtmak için bulduğumuz bir yöntemdir. ... insanlar dünyanın bu denli güzel olmasına katlanamıyorlar ... açıklanamaz ve anlaşılamaz olmasına. ... biz artık gerçek dünyada yaşamıyoruz. ... semboller dünyasında yaşıyoruz.
    ...
    aptal oğlan, dğer insanların yaptığından başka bir şey yapmaya korkar olmuştu. yeni, farklı veya orijinal bir şey, muhtemelen kanunlara aykırıydı. riskli veya heyecen verici bir şey (ise), insanı doğrudan hapse yollardı. ... çok fazla kanun olduğu için, boka batmanın da bin bir türlü yolu vardı. ... gerçek karmaşaya ulaşamadığımız sürece, asla gerçekten huzurlu olamayacağız. her şey berbat bir hal almadığı sürece, yoluna da girmeyecek. ... keşfedilmemiş tek alan, elle tutulamayanların dünyasıdır. bunun dışındaki her şey çok sıkı örülmüştür. çok fazla kanun içine hapsolmuş durumdayız.
    ...
    beni mahkum etmeniz çok gereksizdi. bürokrasimiz ve kanunlarımız, dünyayı temiz ve güvenli bir toplama kampına çevirdi. ... kölelerden oluşan bir jenerasyon yetiştiriyoruz. ... çocuklarımıza çaresiz olmayı öğretiyoruz. ... öyle planlanmış vaziyetteyiz ve ince ince yönetiliyoruz ki, burası artık dünya olmaktan çıktı. burası lanet olası bir sahil güvenlik teknesi oldu.
    ...
    psilosibinli kafa yapan mantarlar kadar zararsız.
    ...
    semboller dünyası, gerçek dünya değil.
    ...
    "seks ve aşk, birbirini dışlamaz ille de" dedi. ben de güldüm. kravatımı bağlarken, evet dedim. evet dışlarlar.
    ...
    külotlu çorap satın alan bir erkek, ya bir suçludur ya da sapık; her iki şekilde de kasiyer paranı almak istemez. ... "tanrım, kes sızlanmayı"der. "birlikte olduğum bütün tecavüzcüler, kendi çoraplarını getirmişlerdi."
    ...
    havayolları şirketindekileri ara ve "rahatlatıcı hayvanını" yanında getirmek istediğini söyle yeter. ...köpek, maymun, tavşan olurdu, ama hayatta bir kedi olamazdı. hükümet kedileri rahatlatıcı hayvandan saymazdı. ...eğer deliysen... görünüşünden ve davranışlarından sorumlu tutulamazsın. ... bütün güç delilerde.
    ...
    bizi hayvanlardan ayıran tek şey ... bizim pornografimizin olması. yine semboller ... bunun bizi hayvanlardan daha iyi mi, yoksa daha kötü mü yaptığından emin değildi. masturbasyon ... onların tek kaçış yolu. ... özgürlüğe kavuşmak için masturbasyon.
    ...
    kız köpekle oğlan köpek cinsel ilişkiye girdiğinde, oğlanın penisinin başı şişer, kızın vajinasındaki kaslar büzülür. ... seks bittikten sonra iki köpek de kilitlenirler ve belli bir süre boyunca çaresiz ve zavalı bir halde beklemek zorunda kalırlar. ... (o), bu senaryonun, çoğu evlilik için de geçerli olduğunu söyledi.
    ...
    "zehir mi?" diye sordu. annecik güldü. "bu da bir fikir." dedi. "ama hayır tatlım, küçük maymunları o kadar da özgürleştirmek istemiyoruz." ... "bu sadece bildiğimiz sıradan lsd." dedi.
    ...
    hepsi erkekleri modası geçmiş yaratıklar olarak görüyor. yararsız olduğumuzu düşünüyorlar. ... sadece ereksiyon için kullandıkları, yaşam destek ünitesiyiz. ya da sadece bir cüzdan. bundan sonra ben buna alet olmayacağım. greve gidiyorum. ... kadınlara ihtiyacımız yok. dünyada seks yapabileceğimiz bir sürü başka şey var. ... mikrodalgada ısıtılan kavun var. çim biçme makinelerinin, tam pantolon ağı hizasına gelen, titreyen tutamaçları var. elektrik süpürgeleri ve kuru fasülye doldurulmuş torbalar var. internet siteleri var. netteki sohbet odalarında on altı yaşında kız numarası yapan seks müptelaları var. gerçekten de en seksi siber-bebekler, aslında yaşlı fbi emeklileri. lütfen bana bu dünyada olduğu gibi görünen tek bir şey söyle.
    ...
    kadınlar eşit hak falan istemezler. bastırıldıkları zaman daha fazla güçleri oluyor çünkü. erkekler onların büyük, suikastçi düşmanları olsun istiyorlar. varlıklarının temeli buna dayanıyor.
    ...
    vibratörü icat eden herifi bulsam öldürürüm. ... gerçekten öldürürüm.
    ...
    her şeyden kuşku duymamak, her şeye karşı mücadele etmemek için gerken cesareti kendimde bulabilmiş olmayı çok isterdim.
    ...
    geçmişini hatırlamayanlar, tekrarlamaya mahkumdur... ama ben geçmişini hatırlayanların daha da beter durumda olduklarını düşünüyorum. ... geçmişini hatırlayanlar, hikayeyi daha da karman çorman hale getirirler. ... bence geçmişini hatırlayanlar, geçmişleri tarafından etkisiz hale getirilirler.
    ...
    aletimi pompalıyorum, hislerin yerini dolduruyorum. insan sekskolik olunca, bu elbette aynı anlama gelebilir.
    ...
    insan bağımlı olunca; sarhoş olmak, kafasi iyi olmak veya acıkmak dışında hiç bir şey hissetmez. yine de bu hisleri, üzüntü, öfke, korku, endişe, hayal kırıklığı ve depresyon gibi diğer hislerle kıyaslayınca, bir bağımlılık, artık gözünüze o denli kötü görünmez. hatta çok daha makul bir seçenek gibi görünür.
    ...
    para için dilenmediğim sürece, insanların bana acımasındansa, nefret etmelerini tercih ederim.
    ...
    göt becermenin büyüsü, hatunun her seferinde bir bakire kadar dar olmasıdır.
    ...
    benzin deposunu doldurduktan sonra bir kaza bulup kuyruğa girerim. kendimi bir şeyin parçası hissedebilmek için.
    ...
    aşk saçmalıktır. duygular saçmalıktır. ben bir kayayım. pisliğim. hiç bir şeyi sallamayan bir götüm ve kendimle gurur duyuyorum.
    ...
    anlamadığımız şeylerle yaşayamıyor oluşumuz ne kötü. her şeyin etiketlenmesine, açıklanmasına ve yeniden yeniden yapılanmasına ne kadar da ihtiyacımız var.
    ...
    kilitlenmemiş kapıların ardında oturan bu insanlar, daha büyük bir evin, sorunları çözmeyeceğini çok iyi bilirler. daha iyi bir eş, daha çok para ve daha gergin bir cildin de. sahip olacağın her şey ... bir gün kaybedeceğin şeylerden yalnızca biridir.
    ...
    sadece yapıyorum, çünkü kendine iyi bir neden söylediğin anda, onu didiklemeye başlarsın.
    ...
    amerika'nın sloganı şöyle:"yeterince iyi değil. hiç bir şey yeterince büyük değil. asla gözümüz doymuyor. her zaman gelişim içindeyiz." ... herhangi bir şey yaratma riskini göze alamadığım için ömrüm boyunca her şeye saldırdım. ... daha iyi olmalı dedik de ne oldu? hayatımın sonuna geldim, ama elimde hiçbir şey kalmadı.
    ...
    son taş yerine oturana kadar bilemeyeceğiz. ... burada önemli olan: süreç, bir şeyleri bitirmek değil. ... her taş denny'nin otuzbir çekmediği bir günü temsil ediyor.
    ...
    belki tanrı, hazır olduğumuzda kendi kurtarıcımızı yaratmamızı istemiştir. ... belki de kendi mesihimizi yaratmak bize kalmıştır. ... kendimizi kurtarmak için.
    ...
    benim doğuştan iyi biri olduğum da yalandı. değilim. ve eğer cennet, tek kutsal varlığımız olan annelerimizin ayağının altındaysa, ben cenneti de yok ettim.
    ...
    gerçekten de genetik uzmanıymış ve burada hasta muamelesi görüyormuş, çünkü gerçeği söylemiş. ... "insanlara gerçeği söylediğim için beni buraya tıktılar." dedi.
    ...
    çünkü kaçışınızı planlamanız gerekir. çünkü bazı çizileri geçtikten sonra, hep geçmek istersiniz. ve devamlı kaçmaktan kaçış yoktur. kendimizi şaşırtırız. yüzleşmekten kaçınırız. anı yaşarız. otuzbir çekeriz. televizyon izleriz. reddederiz.
    ...
    (ölürken) hatırlayabildiğimden daha uzun bir zamandan beri, ilk kez huzurlu hissettim kendimi. mutlu değil. üzgün değil. endişeli değil. azgın değil. sadece beynimin daha üst bölümleri dükkkanları kapatıyor. beyin korteksi. cerebellum. problemim işte orda. kendimi sadeleştiriyorum. mutlulukla hüzün arasındaki mükemmel ortayı yakalamış durumdayım. çünkü süngerler asla kötü bir gün geçirmezler.
    ...
    dünyayı sana anlattıkları gibi kabul etmeni istemem. ... senin icat etmeni isterim. böyle bir yeteneğinin olmasını isterim. kendi gerçekliğini yaratabilmen için. kendi kanunlarını koyman. ... çünkü hiçbir şey hayallerindeki kadar güzel olamaz.
    ...
    en gurur duyduğu andan yoksun kalanlar, etraflarına bakınmaya başlarlar. bir anda kahramanlık mertebesinden, ahmaklık mertebesine inen bu insanlar, hafiften çıldırıyorlar.
    ...
    hayatımızın geri kalanını, dünyanın bize kim olduğumuzu söylemesine izin vererek geçirebiliriz. akıllı veya deli. aziz veya seks bağımlısı. kahraman veya kurban. tarihe bırakırız, iyi mi yoksa kötü mü olduğumuzu söylemesini. geçmişimizin geleceğimizi belirlemesine izin verebiliriz. ya da kendi adımıza karar verebiliriz. ... karanlığın içinde hissettiğimiz şey, sert ve soğuk ve sonsuza kadar sürecekmiş gibi görünür ve hep birlikte bir taşın üzerine diğerini koymak için çabalayıp dururuz. ... çok acayip ama, amerika'ya ilk göç eden çilekeşler olarak buradayız; kendi alternatif gerçeğimizi yaratmaya çalışan zamanımızın delileriyiz. taşlardan ve kaostan bir dünya. ... onca koşuşturmadan sonra, vardığımız nokta, gecenin bir köründe, bir hiçliğin ortası.

    (alıntının sonu)
  • fight club isimli eseri ile tanidigimiz chuck palahniuk un henuz film haline getirilmemis muthis kitabi. gavur cagdas edebiyatini daha yakindan takip edebiliyor olsa idik elbette chuck i choke isimli bu ilk kitabi ile taniyacak "oha abi super adam" diyebilecektik.

    choke fight club isimli kitabi okumus insanlara yazarini bilmeden (misal afacanligina yazarin ismi kitapta tipekslenmis olsun) 2.sayfasindan "aha lan bu ayni fight club gibi" dedirtecek kadar stil sahibi, tarz maliki bir eser. fight clubdan kesinlikle daha komik olmakla beraber bir donem pek meshur olmus urban legend, sehir efsanesi geyiklerine de temel hazirlamis oldugunu saniyorum.

    kitabin konusu ozetle soyle: kahramanimiz kafayi sikisle sokusla bozmustur. foku foku icin elinden geleni ardina koymayan kardesimiz en sonunda tedavi icin grup terapilerine katilir (tanidik degil mi?) gunde 50 posta asilan kadin ve erkegin toplandigi bir grup icinde caprazlanmalar olmayacak midir? olacaktir. bu "grup" tedavisinin kime faydasi olabilecektir? olmayacaktir.

    devamini hatta kitabin arka kapaginda yazan ozetini bile nakletmeden gerisini sizlere birkiyorum. edinin, okuyun.
  • "see also" ve "is the first word that comes to mind"* tekrarlamalarindan dolayi chuck palahniuk'un bir sozluk yazari oldugu kanisina varmami saglayan kitap.
  • boğulmakla, bu insanların ölene kadar saygı duyacağı ve adınızı sayıklayıp duracağı bir efsane olursunuz.size can verdiklerini düşünürler.ömürleri boyunca yaptıkları en iyi iş ve ölüm döşeğindeyken varlıklarının ispatı olarak andıkları tek kişi siz olabilirsiniz.
    bu yüzden saldırgan kurbanı dibe vurmuş zavallıyı oynayın.profesyonel hatanın ta kendisi olun.eğer onlara kendilerini tanrı gibi hissettirebilirseniz , insanlar deveye hendek bile atlatırlar.
    tıkanma - chuck palahniuk
  • "gerçek şu ki, dul bir anne tarafından yetiştirilen her erkek çocuk evli olarak doğmuş sayılır. bilmiyorum ama bence annesi ölene dek bir erkeğin hayatındaki diğer kadınların hepsi metres olmaktan öteye gidemez.
    modern oedipus hikayesinde, babayı öldürüp, oğula kavuşan kişi annedir." şeklinde şahane tanıyı barındıran kitaptır. ayrıca en yakın doğrulama için: (bkz: gelinim olur musun?)
  • --- spoiler ---
    sen sıradan bir insansın.
    yanındaki sıradan bir insan.
    arkandaki de öyle.

    şu sevşitiğin kadınlar. hani uzun mesafeler arası uçak yolculuklarında 14 posta gidebildiklerin.
    sarı saçlılar.
    kızıllar.
    zenciler.

    sokaktaki insan suretindeki kahramanlar.
    sana hergün bir hayat bahşedenler.
    seni asla unutmayanlar.
    senin unuttukların.
    çekler.
    doğumgünü kutlamaları.
    annenin hastane bilekliği.
    serumu.

    herkesi kurtarabilecek kudrettesin.
    bunu biliyorsun; bir süreliğine de olsa.
    denny'yi kurtarabilirsin.
    anneni kurtarabilirsin.
    kendini kurtarabilirsin.
    ayrıca (bkz: tanya)
    (bkz: leeza)
    (bkz: paige marshall)

    paige aldanmış olandı,
    sen kandırılmış,
    ve bütün o kahramanlar da aldatılmış.

    her şeyi bir kenara bırak.
    isa olmadığını,
    iyi bir insan olmadığını,
    annenin oğlu olmadığını,
    merhamet gösterilmeye değecek biri olmadığını,
    dördüncü aşamaya geri dön ve hatırla:

    "even the worst blowjob of the world is better than, say, sniffing the best rose... watching the greatest sunset. hearing children to laugh.
    i think that i shall never see a poem as lovely as hot-gushing, butt-cramping, gut-hosing orgasm.
    painting a picture, composing an opera, that's just something you do until you find next willing piece of ass.
    the minute something better than sex comes along, you call me. have me paged."
    --- spoiler ---
  • "baygın ve yorgun bir ses "herhangi bir şey yaratma riskini göze alamadığım için ömrüm boyunca herşeye saldırdım." diyor."

    tıkanma, sayfa 211, chuck palahniuk, yeraltı edebiyatı dizisi, ayrıntı yayınları.
  • bok gibi olmuş.

    senelerdir bekliyorum ben bu filmi. kitabın filme çekileceğinin ilk duyurulduğu zamandan beri -ki yaklaşık üç senelik bir geçmişi var bunun- hem büyük bir hevesle hem de tereddütle bekliyorum. perdeye aktarılması, o her sayfada gitgide daha da somut bir biçimde üzerinize çöken harikulade atmosferinin resmedilmesi zaten yeteri kadar güç bir kitap, yönetmen olarak da adı sanı duyulmamış bir oyuncuya bir ilk film olarak teslim edilmiş olması korkutuyordu beni. bu kadar çok sevdiğim bir kitabı, tüm o karakterleri, o şahane cümleleri, zekice kurgulanmış o bütünü, ekranda hayal ettiğimden çok başka görebilme ihtimali yüzünden başgösteren korkumu tahmin ettiğimden de fazla haklı çıkardı ya clark gregg yatacak yeri yok vallahi. ne kadar saydırsam da kendisine eksik kalacak şimdi.

    choke’la alakalı olmasaydı bu film ya da benim choke’dan haberim olmamış olsaydı, başka şartlar altında izlemiş olsaydım yani gelip bir şeyler karalama ihtiyacı dahi hissetmezdim belki. güzel bir yerden güzel bir şey yakalamış ama devamını getirememiş, pek yüzeysel yaklaşmış meseleye, o enteresan çıkış fikri ziyan olmuş derdim ama o kadar başka, o kadar özel bir işe soyunuyor ki yönetmen bu kadar sıradan bir iş çıkarmaya hakkı yok. birisi bu adama neyi filme çektiğini sürekli hatırlatmalıydı bence. ya da palahniuk tepesine çöküp daha beşinci dakkada yok baba olmaz bu iş böyle deyip iptal etmeliydi projeyi.

    üzerine yazasım, şurası olmamış, burası şöyle olmalıymış falan diyesim de yok aslında. film bittikten sonra önyargılı mı yaklaşıyorum acaba, çok sevip saydığım kitapların sinema uyarlamalarına karşı baştan menfi bir refleks mi geliştiriyorum dedim ama değil vallahi. olamamış işte. güldürüşlü komedi şakası tadında, içinde cinsellik ve bir kaç enteresan sahne/fikir/söz barındıran, ikinci sınıf gençlik filmlerinden çok fazla artısı olmayan alalade bir film olup çıkmış. ne kitabın o alaycı, boğucu, tedirgin edici atmosferi var, ne palahniuk'un incelikle kurgulanmış cümlelerinden eser var ne de kitabın sahip olduğu o zeka parıltısından bir iz taşıyor. tam bir hayal kırıklığı.

    bir varoluş sıkıntısı yok filmde, bağımlılık ve hazlar üzerinden rasyonalize edilmeye çalışılan bir hayattan hiçbir iz yok, kitabın afilice paketlenip servis edilmiş vasat hayatların gerçeklerini, simgelerle kuşatılmış o zahiri, yalan dolan mutlulukların-endorfin yüklemeleri mi desek- anlamsızlığını suratınıza çarpan o sert tavrından ve açıksözlülüğünden de eser yok. en ciddi meseleyi anlatırken, en sert cümleleri kurarken dahi tebessüme meylettiren o mizah duygusu da uçup gitmiş. benim zihnimde kurduğum choke dünyasının yakınından bile geçmiyor. zor bir iş kitabı perdeye aktarırken milyonlarca insanın hayalinde kurduğu, birbirinden farklı tüm fotoğraflara denk düşecek bir iş çıkartmak, daha doğrusu tüm o fotoğrafları en makul zeminde ortaklaştırmak. ama bırak becermeyi bunun yakınından dahi geçmiyor film. choke’u kavrayamamış olmanın ya da kavrayıp da bir türlü somutlaştıramanın sıkıntısını yaşıyor. böyle bir yol izlemeyip tamamen kişisel bir film de çekebilirsiniz, suç ve ceza’yı içinde raskolnikov geçmeyen bir şekilde dahi sinemaya uyarlayabilirsiniz mesela, vardır bin tane örneği. ama o da yok. ne yönetmen o karanlık, ümitsiz, alaycı ve zeki palahniuk'un evrenini bize sunabilmiş ne de daha içe dönük kişisel bir uyarlamaya imza atabilmiş. netice choke’dan sadece üç paragraf okumuş bir adamın dahi yapmayacağı kadar fena bir ucuzluk olmuş. tıkanma'yı doksan dakikaya sığdıramazsınız elbette ama kitapta geçen her olayı ucundan azıcık göstereyim, paragrafları kırpıp, ufaltıp bir kaç kelimeyle kuşa döndürerek zikredeyim derseniz tıkanma’nın trailer'ı bile olamayacak kadar sıradan bir filme imza atarsınız. bunu başarabildiği için yönetmeni tebrik ediyorum. ancak bu kadar kötü yapılabilirdi.

    pşştt clark gregg, bak bi buraya. arkadaşım sen daha yeteri kadar olgunlaşmadan, bu işi kavramadan bu kadar ağır ve beklentilerin bu kadar yüksek olduğu bir işe neyine güvenerek girdin. okudun mu hakikaten bu kitabı sen, okuduysan bu muydu ondan arta kalan, bu muydu senin zihninde uyananan görüntüler, derdi, sıkıntısı bu kadar sabun köpüğü müydü kitabın, bu kadar beş para etmez bir zevksizlik ve sıradanlık mıydı tıkanma'nın sendeki izdüşümü. kim sana filme çek dedi ki zaten bu kitabı. emin ol isa asla böyle yapmazdı. kaybol, gözüm görmesin.
hesabın var mı? giriş yap