• lord byron'un yakın dostu ve doktoru olan john william polidori'nin yeğeni olan 19. yy ingiliz şairi.

    (bkz: when i am dead dearest)
  • yanlışlıkla bir şiirini sylvia plath'inki sanarak yanlışlıkla çevirdiğim, "mutlu" londra çocuğu olarak nitelenen bir şair. hazır çevirmişken, yapıştırayım:

    "a better resurrection

    i have no wit, i have no words, no tears;
    my heart within me like a stone
    is numbed too much for hopes or fears;
    look right, look left, i dwell alone;
    a lift mine eyes, but dimmed with grief
    no everlasting hills i see;
    my life is like the falling leaf;
    o jesus, quicken me."
    ***

    "bir iyi diriliş

    fikrim yok, sözüm yok, yok gözyaşım;
    kalbim içimde bir taş gibi
    uyuşmuş, uğruna en çok umutlarım ve korkularım;
    bir sağa, bir sola bakarım, yalnız salınırım;
    bir kaldıraç gibi gözlerim ama kederden soluk gibi;
    görmez sonsuz tepeleri;
    hayatım düşen bir yaprak gibi;
    allah’ım, dirilt beni."
    (çeviri: avare kadin)
  • victoria dönemi şairlerindendir kendisi. hani querflöte virtüözü bir kadının arada gayri ihtiyari çıkardığı nefes alıp verme seslerine, müziğe kendini kaptırmanın da etkisiyle, aşık olur ya insan... işte ben de bu kadını öyle bir aşkla seviyorum sanırım.

    two gazed into a pool, he gazed and she,
    not hand in hand, yet heart in heart, i think,
    pale and reluctant on the water's brink,
    as on the brink of parting which must be.
    each eyed the other's aspect, she and he,
    each felt one hungering heart leap up and sink,
    each tasted bitterness which both must drink,
    there on the brink of life's dividing sea.
    lilies upon the surface, deep below
    two wistful faces craving each for each,
    resolute and reluctant without speech: —
    a sudden ripple made the faces flow
    one moment joined, to vanish out of reach:
    so those hearts joined, and ah! were parted so.
  • kiss me deadly filminde remember şiiriyle onurlandırılan, dante gabriel rossetti'nin kardeşi olan şair.
  • [bütün kibrimle, beni (ted'in* ingiltere'nin ve bütün sömürgelerinin şairi olacağı üzere 'amerika'nın kadın şairi' yapmaya yetecek mısraları yazdığımı sanıyorum. rakiplerim kim? geçmişte - sappho, elizabeth barrett browning, christina rossetti, amy lowell, emily dickinson, edna st. vincent millay - hepsi ölü. şimdiyse edith sitwell ve marianne moore, yaşlanan devler ve şiir melekleri. phyllis mcginley liste dışı - hafif şiir: kendini sattı*. daha çok: may swenson, isabella gardner ve en yakın rakip, adrienne cecil rich - ki o da bu sekiz şiirle gölgede kalacak: istekliyim ben, içim içime sığmıyor, yeteneğimden eminim, sadece bunu öğrenmek ve öğretmek istiyorum -] sylvia plath - the journals of sylvia plath
  • 19. yüzyıl ingiliz şairi.

    en meşhuru goblin market dahil pek çok şiiri, eski dtcf akademisyenlerinden fahri öz tarafından çevrilmiş, cin pazarı ve seçme şiirler adı altında 2011'de yky tarafından basılmıştır. fahri hoca olağanüstü bir çeviri sunmakla kalmamakta, yazar hakkında da ayrıntılı olarak bilgi vermektedir.

    "cin pazarı", "prens'in yolculuğu", "kış: sır benim", "yokuş yukarı", "neler vermezdim!", "kırılgandır verilen sözler" benim özellikle beğendiğim şiirler oldu.

    not: fahri öz gibi ingiliz dili ve edebiyatı'nın önde gelen bir akademisyeni için "eski" yazmanın ne derece zor geldiğini anlatmak mümkün değil. (bkz: 7 şubat 2017 kanun hükmünde kararnamesi)
  • sen yaşat beni
    gün gelir de terkeylersem eğer bu teni
    yanında değilsem eğer, sen yaşat beni

    uzandığında elime, yoksa yerinde artık
    seni istese de gönül, biçareyse artık

    gün be gün duyamasam da o tatlı sözleri
    kurduğun hayalimizle sen yaşat beni

    bırak bu yakarışları, bu dostane halleri
    anla! vakit geç. tek arzum sen yaşat beni

    bir an çıkarsam aklından, üzme kendini
    yeter ki sonradan da olsa sen yaşat beni

    bir zamanlar beni saran o düşünceler
    sararıp solsa da yine sende yeşerseler

    sen yaşattıkça beni, olacaksa eğer hüzün
    var unut, sonra gülecekse eğer yüzün
  • peaky blinders dizisinde başkarakter thomas shelby'nin in the bleak midwinter şiirini okuduğu şair.
  • bir aptaldım gün ortasında uykuya dalan
    ve gece soğukken uyanan,
    rahatsız, soğuk ayın altında.
    bir aptaldım çiçeğini erken koparan.
    bir aptaldım zambağını dalından ayıran.
  • gecemi when i am dead dearest şiiriyle demlendirmiş şair. şu son kısmı beni zihnimin içindeki köhne zamanlardan kalma kalabalıklardan sıyırıp derinliklere gark etmiştir:

    “...haply i may remember/and haply may forget”

    buradaki haply kelimesi perhaps anlamındaymış. yani arkada kalanlara diyor ki: “merak etmeyin, ben bir rüya görüyor olacağım. belki sizi hatırlarım, belki hatırlamam”. ölümden sonrasına bir inancım olsa böyle bir şey olmasını dilerdim.
hesabın var mı? giriş yap