• ayrica su diyaloguna da hasta oldugum film.

    cop663: you like noisy music?
    faye: yes. the louder the better. stops me from thinking.
    cop663: you don't like to think? what do you like?
    faye: never thought about it.
  • sevdiği kızın adı olduğu için (may) sürekli son kullanma tarihi 1 mayıs olan konserve yiyen bir erkeğin (bkz: takeshi kaneshiro), hep aynı şarkıyı dinleyen bir kızın (bkz: california dreaming) ve ağlayan odaların öyküsünü anlatan, hayatımda beni en çok duygulandırmış filmlerden biri...karakterlerden biri bir yerde şöyle der : "somehow, at some point, everything expires"
  • bir zaman gelir, melankoliklikten mi, sikintidan mi, mutlu olmak istemekten midir nedir bilmem dvd ye koyarim bu filmi ve sonra nasil gectigini anlamadigim bir 1 bucuk saat gecer ve ben hic bitmesin isterim. hele hele filmin sonunda faye wong "where do you want to go?" ve ardindan tony leung "wherever you take me" dedikten sonra faye wong'un leung'un yataginda buyutecle bir kadin sac teli buldugunda bagirarak, sinir olmus bir ifadeyle agladigi gibi bir moda girerim. neden wong kar wai filmleri boyle biter ki, neden hep devam etmez ya da bizim hayatimiz niye bir wong kar wai filmi olamaz gibi sorular gelir kafama, gicik olurum.

    nedir chunking express ki? alt tarafi bir film. ama en son izledigimde nedendir bilmem mutluluktan mi, mutsuzluktan mi, sevgiden mi, sevgisizlikten mi tirtir titredigim, gozlerimin doldugu kim oldugumu unutturan bir film. eee "it's not everyday we're gonna be the same way, there must be a change somehow" calmaz mi ilk hikayenin bir cok yerinde degisiklikleri kabullendirmek icin karakterlerimize? sinema disindaki hayat da cok farkli degil sanirsam. birinci hikayedeki karakterimiz sevgilisi tarafindan terk edildikten sonra sorar: "is there anything in the world which doesn't expire?" ben titrerim icimden cevap veririm. ama sonra o da ben de anlariz ki "there must be a change somehow" o sari peruklu kadina asik olur, ve hatta kravatiyla onun pis ayakkabilarini temizler, degisir. ben de degisikligi beklerim. password'u undying love olan beeperini tam terk ederken umulmadik bir mesaj gelir, her sey degisir, anilar unutulmaz. belki de bir tek onlardir kalici olan, tarihi gecse bile, etkisi gecmeyen.

    bir de faye wong'un hikayesi vardir, cranberries coveriyla biter. utangac, sikilgan bakislarinin ardinda asik oldugu adami birakir, sarkilardan asik oldugu yere gider. ama kendi hayal dunyasinda yasayan faye bir pecete kagidi uzerine kondurdugu ucak biletini sevdigi adama vermeyi ihmal etmicektir tabii, ve yillar sonra alip onu da goturmeyi kendisiyle. ama en cok tony leung'un faye'e bakislarinda bulurum bu filmin en buyuk duygusunu. bir aktor bir insana bu kadar sevgiyle bakmayi nasil basarabilir. daha once hic bir filmde gormedigim kadar etkileyici, sevgi dolu, sicaklik dolu bakislardir bunlar. faye kafasini cevirir, utanir.

    iste boyle bir yolculukdur chungking express. herkes de farkli etkiler yaratabilir. beni titretir, gozlerim dolu dolu olurken guldurur, kim bilir size neler yapar?
  • onu bunu bilmem, bir filmde evi su basması'yla, "o" gittiği için evin bile ağlaması gibi bir ima varsa, o film büyük bir filmdir arkadaş.

    ha aynı şeyi bir gün sinan çetin yaparsa büyük film'i yeniden tanımlarız tabi.
  • yagmurun ne zaman yagacagını, günesin ne zaman acacagını bilmeden yasadıgımız icin her zaman günes gözlügü ve yagmurluk ile dolasmak, askın tazeligini korumak icin hatıraları konservelemek, kalbin raptiye ile yaralanmaması icin 1 yıl sonrasına ucak bileti almak üzerine bir film.
  • 663* sevgilisi ayrıldığından beri üzüntüsünü evindeki eşyalara anlatmaya başlamıştır. eşyalarla konuşur fakat rolleri değiştirir. o gittiğinden beri evdeki eşyaların ne kadar üzgün olduğunu söyler ve onları teselli etmeye çalışır. oraya çıkan monloglar komik gözükmesine karşın yürek burkacak cinstendir. faye gizli gizli 663'ün evine gelip temizlik yapar, yeni eşyalar alır, gizliden gizliye 663'ü sever işte. 663 ise kendi yalnızlığında öyle kaybolmuştur ki etrafındaki değişimleri göremez bir türlü. faye'yi de...

    sabunla konuşur; çok kilo verdiğinin farkındasın değil mi, önceden daha şirin ve tombuldun, şimdi çok sıskasın. neden? kendine güvenmelisin der. faye bir süre sonra yeni bir sabun koyar oraya. 663 yüzünü yıkarken yeni sabunu görür ve yeniden konuşur; kendini çok salmışsın, nasıl bu kadar kısa sürede böyle şişmanladın, o gitmiş olabilir ama hayat devam ediyor, kendine dikkat etmen lazım bu gevşekliği bırak.
  • 24ümden 25ime geçtiğim doğum günü akşamım da, bir bara gidip, benden sonra ilk içeri duhul eden kadına ve hattaki mümkünse 3 kere -do you like pineapples? die sorasımı getireşaşan enfeshane film.
  • size verilen mektupları açınız okuyunuz... son kullanma tarihi geçmeden...
  • "en yakın olduğumuz an, bu andı ve aramızda sadece 0.01 cm vardı." cümlesiyle kesişen iki farklı hikayenin anlatıldığı bir wong kar-wai filmi. *

    her şeyin bir son kullanma tarihi olduğunu düşünen takıntılı bir adam ve bu adama hiç bozulmadan saklayabileceği bir hatıra bırakan takıntılı bir kadın. bir önceki aşk yolculuğunda uçuşu beklediğinden kısa sürmüş takıntılı bir başka adam ve bu adamın yeniden uçabilmesi için pisti temizleyen takıntılı bir başka kadın.

    duygu yüklü havlular, biriktirilen ananas konserveleri, eriyen ve şişmanlayan sabunlar, üşüyen gömlekler, azarlanan oyuncaklar, gözyaşı döken evler...gibi tarifsiz ayrıntıların, her izleyişte bir başka detayın saklı olduğunu keşfedebileceğiniz mükemmel diyalogların ve tüm sahnelerin tadına tat katan müziklerin ekranda arzı endam eylemesi.

    hayal kuranlara ve uyurgezerlere armağan olmuş bir film ve müzikleri. bize de izlemesi ve dinlemesi düşer artık.

    dennis brown- things in life .
    the mamas & the papas- california dreamin .
    faye wong- dream lover .
    faye wong- know oneself and each other .
    michael galasso- baroque .
    dinah washington- what a difference a day makes .
  • filmi faye wong öncesi ve sonrasi diye ikiye ayirabiliriz. bu sirinlik abidesi arkadas sahneye çikana dek kendi halinde devam edip giden film, yaklasik olarak son 1 saatinde faye wong show'a dönüsmektedir. sevimli film amelie'den de kimi tatlar barindiran chungking express, ayrica wong kar wai'nin de ne entresan bir adam oldugunu bir kez daha göstermektedir: bir filmde iki film ! pek görülür degil.
hesabın var mı? giriş yap