• “hepimiz bazen aşkta şanssızızdır.aşkta işler kötüyse koşuya çıkarım.koşunca vücut sıvı kaybeder böylece gözyaşı için vücutta sıvı kalmaz”
  • wong kar wai'nin kendi açılarından çektiği; ananas yiyerek acı çekmeyi müteakip, bir raptiyeyle yaralanmayla terk edilişin ve arkasından eşyalarla sohbetle dahi giderilemeyen yalnızlığın california dreamin' fonlu filmi... bir de içinde trençkot, sarı peruk, güneş gözlüğü, uçak maketleri, hindular, gece bile çıkmayan güneş gözlükleri, 1 mayıs geçiyor.

    "o gittiğinden beri, evdeki her şey mutsuz görünüyor. yatmadan önce hepsini teselli etmem gerekiyor."
  • başroldeki kızımız âşık olduğunu şöyle anlatıyor filmde;
    "rüyamda onun dairesine gittim. daireden çıkınca rüyadan uyanırım sandım. bazı rüyalardan uyanılamıyormuş..."
    bir wong kar wai filmi.
  • çok çok güzel bir film. birinci kısımdaki o polisin aptal romantik halleri ve ikinci kısımdaki kızın kendine özgü çılgınlıkları en beğendiğim kısımlar oldu.
    --- spoiler ---

    bir tane mutlu bir tane mutsuz son var ama mutlu son olanda tam mutlu mutsuz son olanda tam mutsuz hissetmiyorsunuz. öyle arada bırakan bir film işte
    --- spoiler ---
  • çocukluğumdan beri karşıma bir şekilde birbirinden bağımsız zaman aralıklarıyla çıkmış, kulaklarımın duymuş olduğu melodilerin, gözlerimin görmüş olduğu cümbüş ve hızlı, kıpır kıpır renklerin sahibi yönetmen wong kar-wai'nin ilk filmiydi izlediğim, bunca yıl bekledikten sonra. ancak gerçekten her şeyin bir zamanı var; dram filmlerinden keyif almaya başlayalı en fazla 3-4 sene oluyordur, nereden baksak filmdeki ilk polis karakterinin doğum gününü kutladığı yaşlardayım ve evet, iyi ki şu günlerde izlemeye başlamışım.

    filme gelecek olursak, iki ayrı, tertemiz yürekli polisin birbirinden çok farklı aşk hikayelerini ele almakta, iki filmin tek bir perdeye sığdırılışı gibi; birinci ve ikinci yarıdan oluşmakta film. başkahramanlarımız arasındaki geçiş sonrası aynı kalan unsurlar yalnızca aşkın kendisi, mekan, birkaç yan rol ve müzikler diyebiliriz. enfes oyunculuklar, samimi bir anlatıcı diliyle bezenmiş, büyülü renklere ve hızlara sahip olan bir filmdir denilebilir. gösterim yılını 1994 olarak görsek de çekim kalitesinin günümüz filmlerinin çoğunu bir kenara atacağı gerçeğini de unutmamak gerekir. yaşamın belkide en hassas, insanın içini cız ettiren noktalarına da yer yer dokunmuş, izleyeni uzaklara götürmüştür.

    örn. "if memories could be canned, would they also have expiry dates? ıf so, ı hope they last for centuries."

    beni en çok etkileyen nokta ise ikinci polisimizin nesnelerle kurduğu monologlardır, bu konuda yalnız olmadığımı bilmek öyle tatlı bir his ki; kelimeler kurduğumuz o bağları, duygulanımları ve daha fazlasını anlatabilir mi peki ? 'eh, anlattığı kadar' demiştir sanki bu filmde wong kar-wai.

    örn. "[to new soap's bar] you mustn't let yourself go. you've gained weight so fast. she may have gone but life goes on. you must stop indulging yourself. [to new towel] you're a real disappointment to me. you've changed so much. you can't just switch personality like this. her walking out is no excuse. [as it drips] ıt was such a relief when ı saw it crying. ıt may look different, but it's still true to itself. ıt's still an emotionally charged towel."
  • zambra'nın "eve dönmenin yolları" romanından : görsel
  • wong kar wai bulanık filmler yapmayı seviyor. bu film de işte bu bulanıklığın en net olduğu filmlerden birisi, hiç bir karakterin hiç bir duygusunu net göremiyorsunuz. yani sevmeyen, bu savruk anlatım ve karakterlerden bir süre sonra kopar, uykusu gelir filmi izlerken. seveni ise hayran olur mest olur, bu film de yine işte öyle bir film.
  • 1994 yapımı wong kar-wai filmi. california dreamin, konserve ananas, şefin salatası, faye wong, yağmurluk giydiğinde güneş gözlüğü de takan kadın, midnight express, üzüntüden kilo veren sabun, son kullanma tarihi geçen aşk vs.
  • wong kar-wai'nin nasıl bir ruh hali içinde yaptığını merak ettiğim yapım.

    in the mood for love, fallen angels falan da tamam muhteşem yapımlar da chunking express ayrı seviyede bir muhteşemlik taşıyor açıkçası. özellikle filmdeki metaforlar ve karakterlerin sahip oldukları yaşam tercihleri çok farklı bir kafadan çıkmış şeyler.

    üzüldüğü için kilo alan sabun, gözyaşı akmasın diye vücutta su kalmaması için ter atmak, yağmurluk giyerken güneş gözlüğü takmak, düşünmemek için gürültülü müzik dinlemek... falan...

    neredeyse her kar-wai filmi gibi adeta bir kırmızı şarap tadında ama bu film aralarında en iyi yıllanmışı...
  • ortamlarda muhabbeti geçerse iki mor saçlı kadıköy kızı ayıklarız diyerek izlediğim vasat film. film o kadar dandik ki hiç bi omzu minik kelebek dövmeli kadıköy kızı için bu işkence çekilmez. muhabbeti döner de boş adam hissederim diye korkan amcı kardeşler için muhabbeti geçerse “evet mervecim yaa harika bi filmdi california dream şarkısına aşık oldum bu film yüzünden uzak doğu sinemasına bayılırım” demeniz kafi olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap