• bu yıl içerisinde enteresan bir şekilde üçüncü kez iş teklifi aldığım ülke. dördüncü gelirse, kaderde varsa... deyip gitmeyi planlıyorum. şöyle bir bakınca, iyi bir çalışmayla, cumhurbaşkanlığına kadar yolum açık gibi geliyor. cibuti diye ülke mi olur lan...
  • ülke dışından getirilip sokaklarına salınacak köpeğin tahminen bir hafta içerisinde öleceği ülke.
    daha birkaç sene öncesine kadar liman içerisinde "yol üzerinde uyuyanlara dikkat edin" anlamında trafik işaretleri vardı. gece gündüz yanında bir şişe su ile karton parçası üzerinde uyuyan insanlar bunun sebebi. aslına bakılırsa bu ülkede herhangi bir şekilde trafik ve işareti olması bile bence ilginç.*
    gece hayatı denilen şey tamamen et pazarıdır. herhangi bir eğlence yoktur. daha doğrusu seviyesizdir eğlence, yeterince alkol alarak seviye problemini çözebilirsiniz.
    kat, bu ülkenin sokaklarında maydonoz gibi satılır. kullanmayanını görmedim.
    taksiciler sizi kaçırıp soymaya kalkabilir.
    yine de pazarlık yapın.* taksicinin istediği paranın yarısını verirsiniz.
    sokaklar leş gibi kokar.
    çok sıcak ve nemlidir.
    sürekli akan yeryüzü suyu yoktur diye duymuştum ama doğruluğundan emin değilim.
    dalış yapma imkanı bulursanız sualtında çok değişik türler görürsünüz.*
    hayatımda yediğim en güzel yemeklerden birisinin bu şehirde olması da kaderin bir cilvesi bence. en son ne zaman kullanıldığını bilmediğim tren istasyonun hemen karşısında bulunan cafe de la gare isimli restorana gidin ve bir deneyin derdim bana sorsaydınız.*
    gerçi bana sorsanız ne işiniz var cibuti'de derdim ya, kısmet.
  • 329 yıl osmanlı toprakları içerisinde yer almış bir ülke.
  • şekli itibariyle tyrannosaurus rex kafasını andırdığından ilgimi çeken ülke. hatta sevabına karşılaştırmalı görselini bile yaptım. uzun zamandır bu sebepten severim kendisini.
    sonra dedim, nasıl olsa yetişmesi gereken paperlar, hazırlanmam gereken dersler var; cibuti'yi neden araştırmıyorum, değil mi?

    aden körfezi'nin kızıldeniz'e en çok yaklaştığı noktada, somali ve eritrea'ye inat olsun diye, yemen'in tam karşısına kurulmuş ve jeolojik konumu sebebiyle inanılmaz önem arz ediyor. sonra, sahiden bu amaçla mı bir ülke olarak kurulmuş diye baktım ki yanıltmadı beni tabii ki.

    bölge, antik dönemden beri hiçbir zaman bir ülke olarak anılmıyor. çeşitli sultanlıklar kuruluyor burada, bir süre osmanlı'nın eyaleti oluyor ve en son fransızlar'ın eline geçiyor. fransızlar da bölgeye "fransız somalitoprağı" adını veriyor.
    yani fransızlar bile "somaliland" diye anıyorlar bu bölgeyi.

    sonra ne oluyorsa oluyor tabii, avrupa ile hiç alakası olmayan bu adamların topraklarını ikinci dünya savaşı esnasında italyanlar işgal ediyor. peşine ingilizler geliyor. ortam tam kerhaneye dönüyor. kimin eli kimin cebinde belli değil. afrika'nın bir köşesinde fransızlar, italyanlar, ingilizler birbirini yiyor.

    somali, ne zaman ki bağımsız bir ülke oluyor, hiçbir zaman ülke olamamış cibuti'de de bağımsız olabilme fikri alevleniyor. somali'ye katılıp katılmama üzerine bir plebisit düzenleniyor. bu da 1960 senesi işte.
    fransızlar, bu ilk plebisitte çoğu somali kökenliyi bölgeden silah zoruyla kovuyor ve çılgın hileler çeviriyorlar. hatta, bu birleşmeyi destekleyen mahmut harbi farah adında bir politikacı da "esrarengiz" biçimde bir uçak kazasında ölüyor. hep esrarengiz biçimde ölürler zaten.
    ikinci plebisitte ise fransızlar bu bölgeye etiyopya'da göçebe yaşayan afarları ithal ediyorlar; çoğu somali kökenli bölgeden gene sürülüyor(10 bin kişi) ve somali kökenlilerin %25'inden daha azına oy kullanma hakkı tanınıyor.

    sonraki on senelik dönemde türlü taklalar atıyor fransızlar. bir yandan bölgedeki somalili nüfusu hızla artıyor ve durumun kendilerinin* aleyhine gittiğinin farkına vararak hemen üçüncü bir plebisite gidiyorlar. maksat, fransızlar burada bağımsızlığı destekledi, desin millet. plebisitte, fransız kontrolü altında kalma ya da bağımsız olma seçenekleri oylanıyor ve 1977 senesinde bağımsızlık* kazanılıyor.

    başa gelen kişi de ilk plebisit sonrası öldürülen mahmut harbi'nin karşısındaki en büyük muhalefeti yürüten hassan gouled aptidon. fransa eliyle düzenlenmiş plebisitten birinci çıkan bu adamın ilk yaptığı icraat ülkedeki tek partinin kendi partisi olduğunu iddia ederek diğer tüm politik aktiviteleri yasaklamak oluyor. seneler boyunca ülkeyi diktatörlükle yönetip 1991 senesinde ülkeyi dört senelik bir iç savaşa sürüklüyor. fransa'nın bu iç savaştan ne şekilde nemalandığını araştırmadım; ama, nemalanmadıysa şrfszm.

    hayatlar, hayatlar...
    acaba cibutili mahmut ne diyor fransa'nın insan hakları için?
    bir de afrikalılara sormak lazım fransa'yı ve şürekasını.
  • yerkabuğunun en ince olduğu yer bu ülke sınırlarındadır. yer yüzeyi burada yedi kilometreye kadar incelir. aynı zamanda bu ülkede deniz seviyesinin 155 mt altında bir de göl vardır.
  • afrikada bir ulke. resmi dili fransizcadir yuzolcumu icin gotunden sallamanin en guzel ornegi baslikli yaziyi okumaniz tavsiye olunur.
  • bir gün yolunuz düşerse, göreceğiniz manzara için:

    => (görseli büyütüp, detaylara bakabilirsiniz)
  • bunun* baskonsoloslugu* ankara'da konur sokak'ta yaman dersane'nin bitisigindedir. ya da en son oradaydi. diger ulkeler saray yavrusu seklinde elcilik binalarina sahipken burasi* bir daireden ibarettir.
  • liman ticareti ve stratejik konumundan başka bir şeyi olmayan ülke.

    başkent cibuti küçük bir şehir merkezi, birkaç adet 5 yıldızlı otel ve renkli gece hayatının hemen ardında; halkının büyük çoğunluğu toplu halde çöplüklerde yaşayan, açlığın ve aids'in en büyük dert olduğu klasik bir afrika kenti olmaktan öteye gidememektedir.

    ülke sahil şeridi boyunca harika plajlarını neden turizme açmamış anlam veremedim. canım plajlar kanalizasyon ve çöpler yüzünden kullanım dışıdır. şehirden tekneyle 1 saat uzaklıkta olan maskali adası ender turistik alanlarından biridir.

    cibuti'de gece hayatı renklidir. bunun en önemli nedeni gemileri ülkenin uluslararası limanına uğramış olan amerikan askerleridir. hatun kaldırma niyetiniz varsa size tavsiyem amerikan askerleri gelmeden kaldırın kaldırabileceğinizi. eğlendiğiniz mekanın çıkışında, gündüz size muz satan kadınları 25 dolara kendilerini pazarlarken bulabilirsiniz. ancak ülkede çok ciddi bir aids sorunu var*.

    türkiye'ye vize uygulaması var ve vizesi fransa konsolosluğundan alınıyor. turistik gezi için gitmeyi düşünenler büyük beklentilere girmeyin.
  • toprakları üzerinde 490.000 müslümanın yaşadığı ülke. bu da genel nüfusun %94'üne denk düşmektedir.
hesabın var mı? giriş yap