• senaryonun orijinalinde nazlı şakir'le evlenirken abbas minibüste donarak ölüyor. fakat sonra bir şekilde senaryo değiştirilerek mutlu sonra bitirilmiş film. sinan çetin senaryonun değiştirilmesi hakkında "genelde filmler mutsuz sonla bitiyor, abbas o kadar çok emek vermişti ki mutsuz sonla bitirip insanların evine ağlayarak gitmelerini istemedik." minvalinde bir açıklama yapmıştı.

    ama hayatın ve günümüzün maalesef acı bir gerçeği var ki; reel hayatta hep şakirler kazanırken abbaslar kaybediyor.
  • filmde abbas'ın şakir'e benzemeye çalışmasının sebebi ne para ne minübüs sevdasıdır. abbas, nazlı beni görsün, babası nazlı'yı bana versin motivasyonuyla borç altına giriyor gece gündüz çalışıyor, şakir'i kendine model alıp onun gibi giyinip onun gibi konuşuyor. nazlı olmasa abbas, şakir'e köpeklik yapmaya devam ederdi. özgüvensiz muavin abbas'tan çiçek abbas oluyor. film, aşkın insanı değiştirebileceğini anlatıyor.
  • çok güzel bir film. ıstanbul'da köyden kente göçlerin çok yoğun olduğu, bu kesimin hayata sımsıkı tutunmaya çalışıp ne iş olsa yaparım modunda takıldığı, onlardan bir nesil önce gelenlerin düzenini çoktan kurup onları nasıl kullandığını iyi anlatıyor. önceki entrylerde filmde iyi kötü yok herkesin çıkarları var dense de ben buna katılmıyorum. şakir kardeşini evden çıkartmayıp ona hayatı dar eden, dolmuş sırasında hakkı olmadığı halde öne geçen, nişanlısını oyalayıp aldatan, muavinine bok gibi davranan bir herif olarak neresinden tutarsan tut elinde kalan bir tiptir. abbas ise dediğim gibi köyden yeni gelmiş, hayatta gerçekten zorlukları yaşamış ve yaşamaya devam edem mutluluğunu bir dolmuş ve bir de sevdiği kıza endekslemiş, kısmen kurnaz ancak yine de şakir'e yamuk yapmayı çok götü yemeyen bir adam. çalışarak da her şeyi aşabileceğine yürekten inanmış. film komik, o zamanın türkiye'sini belirli bir anlamda betimleyen gayet güzel bir hikaye.

    ayrıca cahit berkay'ın yapmış olduğu çiçek abbas müziğini de açıp açıp dinliyorum belki bir gün kırlarda bu müzikle ben de sevgilimle koşarım (bkz: swh)
  • yeşilçam klasiklerinden, replikleri fenomen olmuş film. komedinin yanında çokça dram da içerir. hele abbas'ın minibüsünün lastikleri ve motorunun çalınmasının ardından tefeciyle olan sahnesi ve fonda dönence... derinden etkiler insanı.

    "ulan felek kahpe misin değil misin bilmiyorum ama benden yana değilsin, kör olasın."
  • hiç bir filmini beğenmediğim ve izlemek istemediğim sinan çetin'in tek ve en iyi filmi.

    ama filmi mükemmel yapan şener şen ve ilyas salman. ayrıca güzel adam ahmet mekin. içinde bir zamanlar benim de yaşadığım tam bir istanbul varoş betimlemesi. filmde minibüs şoförleri, sahipleri, muavinleri, tefeciler, manikürcü kız, kahvehane ne ararsan var. ayrıca diyaloglar mükemmel. hiç sırıtan ya da kulağı tırmalayan sözler yok.

    ayrıca filmin müzikleri birisi yaşayan iki efsaneye ait. cahit berkay ve barış manço. hele ki dönence adlı müziğin giriş yaptığı sahne hakikaten zamanlama olarak mükemmeldir.

    yıllarca bir ford minibüsüm olsun isteğimin asıl sebebi bu filmdir.
  • benim için "keşke"nin filmidir.

    babam 68'de istanbul'a geldikten sonra 70'lerde girmiş minibüs işine. emekli olana kadar da hep alibeyköy-eyüp-aksaray hattında çalıştı. filmi her izlediğimde soruyorum, biraz da sitem ediyorum istemsiz, baba sen neden kıyıda köşede çıkmamışsın bu filmde diye. oğlum, diyor askerdeydim:( beraber izlediğimizde şu araba bunlarındı, sonra plakaları değişti, o zamanlar renault vardı, magirus yoktu vesaire der ve eskilere gider. gençken de baya yakışıklıymış hani, belki ufak bir rolü olması işten bile değilmiş.
    80 darbesinden hemen sonra, kasım ayında askere gitmiş. filmin çekimleri ise 81'in sonbaharında başlıyor. tam da o zamanlarda yine minibüs işinde olan amcam da askere gitmiş. o da bitirim adamdır, belki o da gözükebilirdi ama şans işte. onların o zamandan kalma görüntülerini izlemek gerçekten güzel bir anı olurdu.
    bir diğer mevzu da ben ne zaman lisedeyken beşiktaş şampiyonluğu görmedim desem (2009-2016 arası 7 sene bekledik) biz 15 sene bekledik der ve 67-82 arasını hatırlatır. babam nihayet 82'nin ilkbaharında askerden döner ve o sene beşiktaş şampiyon olur. bu da bence kaderin bir başka cilvesidir.

    güzel filmdir çiçek abbas, her izlediğimde ayrı duygulandırır.
  • filmde çiçek abbas, ford minibüsü satın almak için tefeci nejdet'ten para almış, aylık ve haftalık taksitlerle senetler yapmıştır. ilk ödemesi ocak 1982'de başlar. görsel ayda 3 taksitle toplamda 140 bin tl ödeme yapar. görsel

    kız istemeye gittiğinde, müstakbel kayınpederine "günde 5.000 tl indirdiğini" söyler. video yani ayda 150.000 tl kazandığını düşünürsek bu hesap tutarlıdır. abbas ayda 10.000 tl ile geçinebilir, kalan parayı da tefeciye verir.

    abbas ocak taksitlerini bitirdiğinde "lan oğlum sana söz, nisan sonuna kadar yarı paranı çıkaracağım senin" der. video yine tefeci nejdet ile anlaşırken son imzaladığı senedin 1 eylül 1982 tarihli olduğunu ve onu da imzaladıktan sonra alışverişin tamamlandığını görüyoruz. görsel tüm bunları hesaba katınca çiçek abbas'ın parayı 8 ay taksitle aldığını da doğrulayabiliyoruz.

    140.000 tl'den 8 ay taksit ile hesapladığımızda çiçek abbas'ın minibüs için ödediği paranın 1.120.000 tl olduğuna ulaşıyoruz.

    minibüs için ödenen paranın bugünkü ederini üç farklı kalemde hesaplarsak:

    1) enflasyon hesaplayıcıya göre abbas, minibüs için 216.190 tl ödemiştir.

    2) dolar hesabına göre hesaplarsak:
    1982 yılı ortalama dolar kuru 160,90 tl'dir. 1.120.000 tl'nin dolar karşılığı 6.960 dolar yapmaktadır. 6.960 dolar ise enflasyon hesabına göre bugünün 20.769 dolarına denktir.

    20.769 doların 31 mart 2022'deki tl karşılığı ise 304.265 tl yapmaktadır.

    3) asgari ücret üzerinden hesaplarsak:
    1982 yılında net asgari ücret 7.405 tl'dir. çiçek abbas minibüs için 151 asgari ücrete denk bir ödeme yapmıştır.

    bugünkü net asgari ücret olan 4.250 tl üzerinden hesapladığımızda, minibüs için ödediği paranın bugünkü ederi 641.750 tl çıkmaktadır.
  • bir şizofren adayı olarak ilk neolojistik örneğim: (bkz: şenerşenizm) yetenek, kalite ve ruhun birleşimidir şener şen. türk sinema tarihinin ustası. bayılınır bu adamı izlemeye.
  • filmi izlerken farkettim. abbas'ın lakabı değilmiş çiçek. soyadıymış. tefeci nejdet'in senetleri abbas çiçek olarak imzaladı, çiçeklik bir durum yok.
  • “boşver idareli sinirleniyorum” şeklinde replik içeren film, açık ara en güzel türk filmlerinin başında gelir.
hesabın var mı? giriş yap