cihan oğuz
-
" önce ölüm vardı, bunu bir bilge
dönüp dönüp savundu tutuşan masalda
bir ömür çarçabuk yittikten sonra kimler
neyin telaşını biriktirsin sandıkta" -
gençlik zamanlarında iktidar elimde olsa arabeskçileri ipe çekerim gibi bir söz sarf edebilmiş insan. fazıl say'ın başlattığı meşhur arabesk yavşaklığı tartışmasını görünce gülümseyip "nihayet biri söyledi, hay ağzını öpeyim" mi demiş, yoksa toyluk hezeyanlarını hatırlayıp kendinden utanmış mıdır bilinmez tabii. (ama umarım ikincisidir)
-
istanbul, 1963 doğumlu. hacettepe üniversitesi sosyoloji bölümü’nü bitirdi. aynı üniversitenin antropoloji bölümü’nde master yaptı. istanbul üniversitesi iletişim fakültesi’nde doktora yaptı. 1988 yılından bu yana anadolu ajansı’nda gazeteciliğe başladı. halen cnn türk haber merkezinde. 1983 yılından başlayarak dergilerde şiirler ve eleştiri yazıları yayımlattı.
-
bugunlerde cihan abi kitabimi okudun muuu? diye başının etini yedigim onun da ısrarla o kitap degil basilmadi daha diye düzelttigi guzel insan. cihan abimiz bir tanedir onu tanidigim icin cok mutluyum. muhtesem bir sair iyi bir insan.
-
-
siirin bir yaris olmadigina, dolayisiyla kazanani da olmayacagina, olmamasi gerektigine inanan yazar.
bu savini aciklarken "kapıma, diyelim ki aynı anda, borçlardan dolayı bir haciz memuru ile cebinde 1 milyon 300 bin dolarlık çekle nobel edebiyat komitesi’nden bir jüri üyesi gelse, içeriye sadece haciz memurunu alırım. hiç abartmıyorum, benim ahlâk anlayışımın özeti budur." demistir.
siirlerinde kapitalizme, kuresellesmeye, politikacilarin basiretsizligine ve bunlarin dogal sonucu olarak gunden gune yozlasan/yozlastirilan toplumlara karsi durusunu kendine has diliyle onumuze koyar, bize de husu icinde okumak kalir.
"kuşların tepişme vakti diye es geçme ağaçları
kraldan çok kralcı soytarılar hattın öbür ucunda: efendim
bakiyeniz yetersiz. asgari tutar. kim kimi tutarsa. ya tutursa?
beyefendi kusura bakmayın. bir yanlışlık olmuş beyefendi.
beyefendi bir daha olmaz. beyefendi siksin sizi.
tıynetsiz arkadaşlar iki sıra arkadan höykürür durur
hepsinde şöhret merakı, para merakı, pul merakı
ne geldiyse başlarına ya meraktan ya meraktan
kürsüde en façalı duruşuyla yılların eskitemediği bir politikacı
karşısındaki herkesi kendisi gibi beyinsiz sanıyor
arkadaşlar, ben bir deyince alkışlayın, iki deyince sus pus
allahın işine bakın ki saymaya beşten başlıyor
akşam televizyondaki en renkli kişi de o
kıpkırmızı surat, maymun götü gibi basurlu, tıknefes ediyor cümle âlemi
sırada âşıklar var: önce kendilerine âşıklar, sonra yine kendilerine
aynada kendi dudaklarıyla öpüşen meczup kadar hâyâlleri
yâni hayat biraz da bu: arkadan gelmekte olan tehlike ve öndeki kopuş
iti kopuğu onun için sıraya girmiş sıralıyor zırvaları
hep birlikte alkış tutuyoruz sahnedekine: indir indir indir
kalbindeki günahları, gözündeki yaşı, kıçındaki donu
indir ve havale et meraklı bakışların ruhuna
sen ki itildin, kakıldın, ufalandın yıllarca
ismin hangi kitapta gezdiyse ilk sayfayı yırttılar
ezberini unutmuş ilkokul çocuğu kadar mahcup dursan bile faydasız
şimdi derin dondurucuda genç sûretin küçük bir flama gibi dalgalanmakta
annenin hatırını soran bütün müdavimler en sikici pozdalar
bir arkanı dönsen yedi ceddi yerinden oynayacak padişahların" -
yeni kitabı allahın sol yumruğu taze taze çıkmış olan şair. şairliğinin yanında kısa filmlerde de boy göstermekte.
hiçlik ve her şey mümkün
çekilmemiş fotoğraf insanları -adem ile havva-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap